Eğitim-Bir-Sen Bingöl Şube Başkanlığı, Bingöl Üniversitesi Danışma Kurulu Toplantısı düzenledi.
Yaylalı Konağı Öğretmenevinde gerçekleştirilen Bingöl Üniversitesi Danışma Kurulu Toplantısı'na üniversitemizden akademik ve idari personelimizin katılımıyla yapıldı.
Toplantı'da açış konuşmasını yapan Şube Sekreteri Mustafa Çiçek, üniversitelerin, toplumsal gelişim bağlamında bilimin ve düşüncenin öncelendiği lokomotif kurumları olduğunu dile getirerek, “Bilginin üretilmesi, toplumsal ve yaşamsal ihtiyaçların giderilmesi doğrultusunda kullanılması, toplumun üniversitelerden ilk eldeki beklentisidir. Bununla birlikte sosyal bilimler alanında yapılan araştırmalar ve elde edilen verilerle toplumun düşünsel düzeyinin artırılması ve toplumsal arızaların çözümüne ilişkin metotlar geliştirilmesi de üniversiteler eliyle gerçekleştirilir. Araştırmaya, geliştirmeye, keşfetmeye odaklanmış çalışma sistemi ve bu işlere hasredilmiş imkânlarıyla üniversitelerden beklenen gerçekleştiğinde, neticeden, ait olduğu toplumla birlikte tüm insanlık yararlanır. Bu yönüyle üniversiteler üniversal bir yapı arz eder. Üniversitelerde bilimsel üretime yoğunlaşmış bilim adamlarının üniversal yapıyla çelişir biçimde zihinlerinin prangalanması, ideolojik parmaklıklar ardına hapsedilmesi, öncelikle topluma ve insanlığa ihanettir. Üniversiteler, her türlü düşünceye yaşama alanı olan özgürlük ortamları olmalıdır” diye konuştu.
Üniversitenin kuruluşundan günümüze tek hayalinin yeni kurulan üniversitelerden yetkiyi alan ilk üniversite olmak istediklerini söyleyen Şube Başkanı Kava, “En hızlı gelişen üniversitemizin en erken yetkiyi alacağına da inanıyoruz. Bunun için her üyemizin gereken çabayı göstermesini istiyoruz. 28 Şubat süreci ile mağdur edilen ve kışlaya dönüştürülen üniversitelerimizin sivil uyanışın ve özgür düşüncenin kalesi olmalarını diliyoruz.
Üniversitelerin özgürleşmesiyle sendikamız güç kazanacak ve sendikamızın güç kazanmasıyla sivil irade güç kazanacaktır. Biz yetkimiz sadece halkımızın haklı talepleri için kullandık. Ve sadece Hakk'ın ve halkın talepleri bizi bağlar. Güçlüyü haklı kılmak değil haklıyı güçlü kılmaktır amacımız. Türkiye'nin en hızlı büyüyen sendikasıyız. Hiç şüphesiz bu durum Türkiye'nin demokratikleşme trendine girmesiyle doğrudan ilgilidir. Türkiye'nin demokratikleşme süreci ne kadar sağlıklı olursa sendikamızın büyümesi o denli sağlıklı bir tende devam eder. Bediüzzaman'ın dediği gibi ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz asla” sözüyle önce özgürlük sonra ekmek diyoruz. Son referandumla Türkiye'de halk iradesinin kökleşmesinde nasıl öncül bir rol oynadığımızı gösterdik. Halkımız nasıl katkı sağladığımıza bizzat şahitlik etti. Bu süreçle Eğitim-Bir-Sen tüm topluma mal olmuş bir marka haline geldi. Bundan sonraki sivilleşme sürecinde de öncül rol alan STK olacağız. Ta ki vesayetten tamamen arındırılmış sivil bir anayasa yapılıncaya dek” şeklinde konuştu.