Altı yaş zorunlu eğitim kapsamına alınmalı

ALTI YAŞIN ZORUNLU EĞİTİM KAPSAMINAALINMASI KOLAYDIR, ÇÜNKÜ PROGRAM BÜTÜNLÜĞÜ SAĞLANMIŞTIR

2005-2006 yılında yürürlüğe giren okul öncesi eğitim programında altıyaş programı ilköğretim birinci sınıf programı ile uyumlu hale getirilmiştir. Altıyaş zorunlu eğitim kapsamına alındığında programsal bir engel yaşanmayacaktır.

İlköğretime hazırlık sınıflarında eğitim gören çocukların bilişsel, psikomotor, duygusal ve sosyal gelişimleri ilköğretim sınıflarında başarılarının artmasına alt yapı oluşturmaktadır. İlköğretimin niteliğinin yükseltilmesi için altı yaşın zorunlu eğitim kapsamına alınmalıdır.

2003-2004 verilerine göre ana okullarına ve anasınıflarına devam eden altı yaş çocuklarının kız erkek sayıları, 173.467 erkek, 158.085 kız toplam332.452 dir. Aradaki fark 14.482 erkeklerin lehinedir. Altı yaş zorunlu eğitim kapsamına alındığında eğitimde fırsat eşitliği bakımından cinsiyete bağlı adaletsizlik ortadan kalkacaktır.

Ana sınıfında devam eden çocukların bölgelere göre dağılımı şöyledir;

Karadeniz                         1.851            38.020      18.578    18.422

Doğu Anadolu                     994             22.416      11.881    10.535

Güney Doğu Anadolu           1.095           36.175      19.228    16.886

Akdeniz                            1.960           50.699      26.447    24.252

İç Anadolu                        2.427           63.008      32.729    30.279

Marmara                           3.176           92.499      48.176    44.156

Ege                                 2.189           55.849      28.812    27.037

Altı yaş zorunlu eğitim kapsamına alındığında eğitimde fırsat eşitliği bakımından bölgelere bağlı bu eşitsizlik ortadan kalkacaktır.

Altı yaş okullaşma oranı Fransa'da %100, Lüksenburk'ta %97, Belçika ve İtalya'da %95, Danimarka'da %89, Japonya'da %84, Yunanistan'da %77, Almanya ve Meksika'da %70'dir. Türkiye'de bu oran %21'dir. Türk çocuğu bu eğitim açığını kapatabildiği açıda Avrupalı arkadaşlarıyla yarışabilecektir. Altı yaş bu yüzden zorunlu eğitim kapsamına alınmalıdır. Gelişmiş ülkelerde okul öncesi eğitimde 3-5 yaş gurubunda okullaşma oranı %77 düzeyindedir. 203 ülkede ortalama %37 olan bu oran Türkiye'de sadece %8'dir. Bu oranın yükseltilmesi bakımından altı yaş zorunlu eğitim kapsamına alınmalıdır.

MEB'nin 2006 yılında yaptığı araştırmada öğretmenin %94'ü altı yaşın zorunlu eğitim kapsamına alınması gerektiğini ifade etmişlerdir. Öğretmenler altı yaşın zorunlu eğitim kapsamına alınmasına hazırdır.

XII., XV ve XVII. Milli Eğitim Şuralarında altı yaşın zorunlu eğitim kapsamına alınması önerilmiştir. Ülkemizin en yüksek düzeyli eğitim organizasyonu olan şuralarda bu kararın alınması uzmanların, bilim adamlarının ve bakanlık yetkililerinin altı yaşın zorunlu eğitim kapsamına alınmasına hazır olunduğunu göstermektedir.

Liseleri dört yıla çıkarmak için gerekli kaynağı bulmakta zorlanmayan bakanlık altı yaşın zorunlu eğitim kapsamına alındığı takdirde gerekecek maddi kaynakları bulmakta da zorlanmayacaktır.

Okul öncesi eğitim sivil toplum örgütleri tarafından en çok desteklenen eğitim kademesidir. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Anne Çocuk Eğitim Vakfı, Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı, Özel Okullar Birliği, Tüm Özel Öğretim Kurumları Birliği altı yaşın zorunlu eğitim kapsamına alınmasının arkasında güçlü bir sivil toplum desteği vardır. Altı yaş zorunlu eğitim kapsamına alınmalıdır.

1998 yılından beri okul öncesi öğretmenleri ve ilköğretim sınıf öğretmenleri aynı bölüm bünyesinde yetiştirilmektedir. Altı yaşın zorunlu eğitim kapsamına alındığı takdirde öğretmenler bu uygulamada sıkı bir işbirliğine gitmek için gerekli ortak bir anlayışla yetiştirilmektedir.

2003 - 2004 verilerine göre toplam 332450 anasını ve anaokulu öğrencisinden 146.106 erkek, 134.623 kız toplam 280.729'u ilköğretim okulu bünyesinde eğitim görmektedirler. İlköğretim okulları ve yöneticileri altı yaş grubu öğrencilerinin eğitimine hazırdır. Altı yaş zorunlu eğitim kapsamına alındığı takdirde bu alanda yönetim ve bütünleşme sorunu yaşanmayacaktır.

2006 yılı verilerine göre AB ülkelerinde zorunlu eğitim 10 yıldır. Zorunlu eğitime başlama yaşı ortalaması 6 yaştır. AB eğitim sistemlerine uyum sağlamak için altı yaş zorunlu eğitim sistemine alınmalıdır.

Gelişmiş ülkelerde zorunlu eğitim (59 ülke) 10-13 yıldır seksen altı ülkede ise 7-9 yıldır. Türkiye gelişmiş bir eğitim sistemine sahip olmadan gelişmiş bir ülke olamaz. Altı yaş zorunlu eğitim kapsamına alınmalıdır.

OECD ülkelerinde özel ilköğretim kurumlarının toplam okul içindeki oranı %10.6'dır. Türkiye'de bu oran %1.77'dir. 29 ülkenin 18'inde özel öğretim kurumlarına devlet desteği vardır. İlköğretim zorunludur. Devletin bu eğitim kademesini parasız yapması doğaldır. Ancak çağdaş bir eğitim için gerekli kaynağı yaratamadığı için özel öğretimin desteklenmesi devletin üzerindeki yükü azaltacaktır.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın bütcesinden yapılan harcamalarının (8.043.014.066 YTL) %0.33'ü okul öncesi eğitime %51.84'ü ilköğretime, %37.39'u ortaöğretime harcanmıştır. Altı yaşın zorunlu eğitim kapsamına alınması bu iki eğitim kademesi arasındaki dengesizliği çok azda olsa azaltacaktır.

2006 verilerine göre 1.415.000 altı yaş çocuğu vardır.Bunun 427.078'i sisteme girmiştir, altı yaş zorunlu hale geldiğinde 927.882 çocuk daha sisteme girecektir. Ülkemizde 2002 yılı verilerine göre ilköğretimde öğrenci başına yapılan yıllık harcama 498 dolardır. Bu öğrencilerin devlete maliyeti 498 dolar x 927.822'dır. Bu para Milli Bakanlığı bütçesi göz önüne alındığında karşılanamayacak bir para değildir. Bu harcamanın bir kısmını da Özel Öğretim Kurumları üstlenecektir. Altı yaş zorunlu eğitim haline gelirse sisteme girecek 927.822 öğrenci, her bir 25 kişiyi 1 sınıf olarak düşünürsek 37.113 sınıf yapar. Bir sınıfın Milli Eğitim Bakanına maliyeti 250.000 YTL civarında olduğuna göre, 37.113 x 250.000'dir. Bu harcamanın bir kısmını da Özel Öğretim Kurumları üstlenecektir.

203 ülkenin 107'sinde zorunlu eğitim altı yaşında başlamaktadır. 33 ülkede zorunlu eğitime başlama yaşı 5 veya 4'dür. Zorunlu eğitime yedi yaşında başlayan Danimarka, Finlandiya, İsveç, İsviçre gibi okul öncesi eğitimin 3-6 yaş okullaşma oranı %90'ın üstündedir.

OKS, OBBS sınavları gibi ulusal PISA, TIMMS ve PIRLS gibi uluslar arası sınav sonuçları ilköğretim öğrencilerinin büyük çocuğunluğunun temel sayısal ve sözel okur-yazarlık becerilerinin çok düşük olduğunu göstermektedir. Altı yaş zorunlu eğitim kapsamına alınmalısı bu başarısızlığı azaltacaktır.

Altı yaşında okullaşma oranı %30'dur. İlköğretim birinci sınıflara giden ve gitmeyen öğrenciler karışık gitmektedir. Bu durum birinci sınıflarda öğrenci seviyesi arasında problem yaratmaktadır. Altı yaşının zorunlu eğitim kapsamına alınması bu düzey farklılıklarını azaltacaktır.

İlköğretim 4,5,6,7 ve 8. sınıflarda ilköğretim düzey belirleme sınav baskısı yaşanacaktır. Bu baskının hissedilmediği 1,2 ve 3. sınıflara hazırlık sınıfı da eklenirse eğitim öğretim bakımından daha rahat bir zaman kazanılmış olacaktır.

Çağımız bilgi çağıdır. Köyde olsun kentte olsun çocuk doğduğu andan itibaren yoğun bir eğitimsel uyaran içindedir. Bu olgu çocukları geçmiş dönemlere göre çocukları eğitime daha hızlı hazır hale getirmektedir. Bu yüzden ki altı yaşındaki bir çok çocuk herhangi bir profesyonel destek almadan okumayı kendi kendine sökmektedir.

3-6 yaş çocuğun öğrenmeye en açık etkilenmeye ve geliştirilmeye en uygun olduğu dönemdir. Oyunu arkadaşlarıyla oynar, kendini arkadaşlarıyla tanır, arkadaşını diğer çocuklarla tanır. Bu etkileşim ve paylaşımın bulunduğu en güvenli yer ana sınıflarıdır.

1970'li yıllardan buyana zorunlu eğitimin 10 yada 12 yıla çıkarılması gerektiği çeşitli resmi kaynaklarda ve bilimsel çalışmalarda dile getirilmektedir. Altı yaşın zorunlu eğitim kapsamında alınması iyi bir karar ve akıllı bir yatırım olacaktır. Nitelikli bir okul öncesi eğitimine katılanlarla katılmayanları kıyaslayan High Scope Perry okul öncesi eğitim çalışması, bu alana yatırılan bir her bir dolara karşı 7.16 dolarlık bir getiri elde edildiğini ortaya çıkarmıştır. 1 yıllık okul öncesi eğitime yapılacak birim yatırım birey ve topluma yalnızca lise düzeyinde okulu terk oranlarının düşmesiyle 2.28 birimlik birim fayda sağlayacaktır.

Okul öncesi eğitimi ülkemizde yaklaşık yüz yıllık bir tarihi vardır. Bu eğitimin yüzüncü yılını altı yaşı zorunlu eğitim kapsamına alarak daha anlamlı hale getirelim.

1997-1998           7532                    181450

1998-1999           7976                    207319

1999-2000           8571                    213944

2000-2001           9249                    258706

2001-2002           9643                    281066

2002-2003          11314                   320038

2003-2004          13692                   358499

2004-2005          16016                   434771

Yaklaşık % 120 artış olsa bile, çağ nüfusunu AB ve OECD ülkelerinin seviyesine gelmesi için uzun yıllar beklemek gerekecektir. Oysa ülkemizin bu alanda zamanı kalmamıştır. Altı yaş zorunlu eğitim kapsamına alınmalıdır.