Ceber'in yıllar önce Bingöl'ün Yayladere ilçesinden göç ederek İstanbul'a yerleşmiş bir işçi ailesi çocuğu olduğunu belirten Aksoy; “Geçtiğimiz yıl Yürüyüş Dergisi satarken vurulan arkadaşı Ferhat Gerçek'i vuran polisin yargılanması için 28 Eylülde yapılan basın açıklamasına “Ferhat Gerçek'i öldüren polis hala tutuklanmadı” pankartıyla katılmış, arkadaşlarıyla birlikte gözaltına alınarak tutuklanmış ve Metris Cezaevi'ne konulmuştu. Cezaevinde işkenceye maruz kaldığı iddia edilen Engin Ceber, koma vaziyetinde 8 Eylülde kaldırıldığı Şişli Etfal Hastanesi'nde yaşam ünitesine bağlandı ve iki gün boyunca bitkisel hayatta yaşadı.10 Ekim günü yaşamını yitirdi” ifadelerini kullandı.
İnsan hakları savunucuları olarak Adalet istediklerini ifade eden Aksoy; “Engin Ceber ve beraber tutuklandığı arkadaşlarının Metris Cezaevi'nde jandarmalar ve gardiyanlar tarafından dövüldüklerine ilişkin açıklamalar insanlık adına büyük bir utanç ve Türkiye'nin kirli insan hakları sicilinde yeni bir kara sayfa olarak yerini almıştır. Türkiye, işkencenin önlenmesinde önemli olabilecek hukuki adımları atmıştı. Daha atılması gereken hukuki reformlar da vardı. Örneğin, BM İşkencenin Önlenmesi Sözleşmesine ek Seçmeli Protokolün onaylanması gibi. Bu çerçevede bir izleme, denetleme kurumunun oluşturulması gibi.” şeklinde ifadeler kullandı. “Engin Ceber ‘in öldürülmesi, münferit bir işkence vakası değildir. Ceber, sistematik olarak işkence yapılan bir ülkedeki mağdurlardan sadece birisidir” ifadeleri ile konuşmasını sürdüren Aksoy; “Türkiye'de herkes, her an, böyle bir muameleye maruz kalabilir. Faillerinin onbinlerle ifade edildiği, mağdurlarının binlerce olduğu işkence olgusu, münferit olabilir mi? Biz insan hakları savunucuları olarak, adelet istiyoruz. Ceber'in katilleri hakkında hukuksal süreç işletilmelidir. İnceleme falan değil; müfettiş raporu filan değil, insan hakları hukukuna uygun, gerçek bir ceza soruşturmasını görmek istiyoruz. Devlet cezasızlık politikasına son vermelidir! İşkenceye toleransa son vermelidir! İşkenceye son vermelidir” dedi.