BingölOline / Bünyamin Odabaşı, Hayrullah Gümüş ve Enes Şimşek'in Haberi;
Önceki gün Bingöl'e gelen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclis Parti Meclisi (PM) Üyesi Yasemin Cankurtaran, partisinin il başkanlığını ziyaret etti.
Burada basın açıklaması düzenleyerek, çözüm süreci ve iç güvenlik paketine yönelik değerlendirmeler bulunan Cankurtaran, partisinin her zaman barışı desteklediğini söyledi.
Dünyada en önemli gerçeğin barış olduğunu ifade eden Cankurtaran: “Barış sürecine karşı Cumhuriyet Halk Partisi olarak hiçbir zaman karşı gelmedik, her zaman barışı destekledik. Güvenliğin oluşması için her türlü çalışmayı yaptık. Türkiye'de Kürt meselesine çözüm üretmek amacıyla 1989'da ilk somut, gerçekçi raporu Cumhuriyet Halk Partisi hazırlamıştır. Bugüne kadar halen, o kadar detaylı bir rapor hazırlanmamıştır. Her yıl da tekrar sorunu gözden geçirerek ve yenilemek suretiyle de barışın temin edilebilmesi için çok ciddi somut adımlar atmıştır. Yine geçen ay süreçle ilgili ne yapılmalıdır diye 10 madde yayınladık. AKP'nin açıkladığı sadece dilekten ibaret olan maddelerin çok ötesinde, çok daha gerçekçi, her kelimesinin altında demokrasi, özgürlük, eşit yurttaşlık, eşit vatandaşlık kavramlarını barındıran bir bildirge yayınladık. Vatandaşıyla barışamayan, kendi içinde barışı sağlayamamış bir AKP'nin barışı sağlayacağını hiç düşünmüyoruz. Kendi içerisinde kavgaları olan, yok paraleldi, yok çaprazdı diye ayrım yapan, kendi içinde bölünmüş bir yapı Türkiye'de nasıl barışı getirecek” dedi.
“TAMAMEN SIKIYÖNETİM”
İç güvenlik paketine tamamen karşı olduklarını belirten Cankurtaran, şöyle devam etti: “
İç güvenlik paketi diye bir şey çıkardılar, tamamen sıkı yönetim. Olağanüstü hal, özel güvenlik tedbirlerinin hepsinin üstünde olan ve Türkiye'de fikir özgürlüğünü, düşünce özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü, protesto özgürlüğünü tamamen yok edecek, 12 Eylül dönemini dört gözle aratacak bir sistemdir, iç güvenlik sistemi. Muhalefet olarak karşı geldik, canımız, kanımız pahasına bedenimizi ortaya koyarız, yine de bu iç güvenlik paketini geçirtmeyiz dedik. Milletvekillerimizin resmen fiziki şiddete uğradığı bir ortamla karşılaştık. Bu da vatandaşın hükümete olan saygısını da, güvenini de yok etmiştir.”