Kıbrıs adası çevresinde doğalgaz ve petrol tespit edilmesinin ardından dünyanın önde gelen enerji şirketleri rotasını Doğu Akdeniz'e çevirdi. Başta ABD ve Batılı devletler Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarının paylaşılması ve Avrupa'ya sevk edilmesi konusunda çeşitli girişimlerde bulunurken, Akdeniz'de en uzun kıyı şeridine sahip Türkiye ise bu girişimlere karşı bölgedeki faaliyetlerini her geçen gün artırıyor. Bu kapsamda bölgeye sondaj ve sismik araştırma gemilerini gönderen Türkiye'nin, yeni bir hamle yapmaya hazırlandığı belirtiliyor.
Edinilen bilgiye göre, Ankara'nın, Doğu Akdeniz'deki yabancı enerji şirketleri üzerinden yeni bir strateji geliştireceği ve bu strateji doğrultusunda bölgede tespit edilen doğalgazın çıkarılması, alt yapı çalışmaları, işlenmesi, dağıtılması ve piyasa oluşturulması gibi konularda enerji şirketleriyle temasa geçileceğine işaret ediliyor. Bu kapsamda Doğu Akdeniz'de faaliyet görsen Rus enerji şirketi Rosneft öne çıkarken, Ankara ve Moskova'dan da Doğu Akdeniz'de işbirliği sinyalleri de geldi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez “Türkiye Petrolleri bazı şirketlerle görüşme yapıyor” açıklamasın ardından Rusya Enerji Bakanı Aleksandr Novak da “Doğu Akdeniz'de Rusya ve Türkiye işbirliği yapabilir. Akdeniz'de Rus şirketlerin yer aldığı başarılı enerji projeleri var. Eğer ticari açıdan tüm tarafların yararına projeler olursa Rus şirketleri Doğu Akdeniz'de Türkiye ile iş birliğine yönelik kararlar alabilir” dedi.
İki bakanın Doğu Akdeniz bir hafta süreyle yaptığı açıklamalar, son dönemde derinleşen Ankara-Moskova ilişkilerinin Doğu Akdeniz'e de bir yansıması olarak değerlendirilirken bölgede ‘kıskaca alınmaya' çalışan Türkiye için de enerji konusunda bir çıkış yolu olacağı yorumları yapılıyor.
TÜRKİYE'YE ‘KISKAÇ' ÇABASI
ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi verilerine göre, bölgede yaklaşık 3,5 trilyon metreküp doğalgaz, 8 milyar varil ise petrol rezerv olduğu tahmin ediliyor. Doğu Akdeniz'de tespit edilen enerji kaynakları bölge ülkelerinin dışında küresel güçlerin de ilgi odağı.
Doğu Akdeniz'de Türkiye ve KKTC'yi devre dışı bırakmak için başta AB'nin desteğini alan Rum yönetimi, Yunanistan ve İsrail çeşitli girişimlerde bulunurken, ABD, Fransa ve İtalya gibi ülkeler Rum yönetimini Kıbrıs Adası'nın tamamında egemen gibi görüyor. Rum kesimi de enerji arama ve çıkarma faaliyetlerinde ABD, İtalya ve Fransa gibi bölge dışındaki aktörlerle, enerji iletimi için ise İsrail, Mısır ve Yunanistan gibi bölgedeki aktörlerle iş birliği çalışmaları yapıyor.
EAST- MED BORU HATTI
2009 yılında Israil'in Tamar ve Leviathan bölgeleriyle Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin (GKRY) Afrodit alanında gaz bulmasıyla birlikte AB üyesi devletler Rus gazına bir alternatif bulabilecekleri konusunda heveslendiler. Bu kapsamda, Avrupa'ya nakledilecek gaz için en kısa ve ekonomik güzergâh Kıbrıs adası üzerinden denize döşenecek bir boru hattı ile gazın Türkiye üzerinden sevk edilmesiydi. Ancak, daha sonra siyasi sebeplerden dolayı KKTC ve Türkiye'yi dışlayan İsrail ve GKRY'nin çabalarıyla East-Med boru hattı projesi ortaya çıktı. AB'nin de desteklediği bu projeyle; Doğu Akdeniz'deki havzalardan çıkarılacak gazın İsrail, GKRY, Yunanistan, Mora Yarımadası ve İtalya üzerinden Avrupa'ya gönderilmesi hedefleniyor. Ancak inşa edilmesi planlanan boru hattının teknik ve finansal güçlüklerle karşılaşılacağı belirtiliyor. Proje hâlindeki boru hattı, eğer yapımına karar verilirse yaklaşık 7 milyar dolara mal olacak. Akdeniz'deki gazın Avrupa ve uluslararası pazara açılmasının en az maliyetli yolun ise Türkiye üzerinden olduğu belirtiliyor.
BİRİ YOLDA ÜÇ GEMİMİZ BÖLGEDE
Türkiye Doğu Akdeniz'de, sürdürülen enerji faaliyetlerinin dışında kalmak istemiyor. Hem Türkiye'nin hem de KKTC'nin çıkarlarını korumak için hareket ediyor ve yoğun bir mücadele veriyor. Türkiye, Batılı devletler ile İsrail ve Mısır'ın oluşturduğu bloğa karşı Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerini yoğunlaştırırken, son dönemde bölgedeki varlığını da giderek artırıyor. İlk olarak Barbaros Hayreddin Paşa sismik arama gemisi Nisan 2017'de Doğu Akdeniz'e gönderen Türkiye, bu yılbaşından itibaren bölgedeki varlığını iyice hissettirdi. Türkiye ilk sondaj gemisi Fatih'i geçtiğimiz mayıs ayının başında adanın batısına gönderirken, ikinci hamle haziran ayının sonunda Yavuz Sondaj gemisinin Akdeniz sularına inmesiyle geldi. AB'nin Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerine karşı yaptırım uygulama kararını vermesini ardından ise Oruç Reis sismik araştırma gemisinin bölgeye gönderilmesine karar verildi.