Ahlak ve maneviyat için 'İstanbul Sözleşmesi'ne Hayır'İstanbul Sözleşmesi ile ailelerin yok edildiğini belirtirken ahlak ve maneviyatın da yok olduğuna dikkat çeken Bildik, 'Ali Erbaş'a suç duyurusunda bulunanlar bu cesareti İstanbul Sözleşmesi'nden aldılar. Ali Erbaş'a gerçek destek 'İstanbul Sözleşmesi'ne hayır' diyerek verilir.' dedi.Mil-Diyanet Sen Solhan İlçe Temsilcisi Abdurrahman Bildik, İstanbul Sözleşmesi ile ailelerin yok edildiğini belirtirken ahlak ve maneviyatın yok olduğuna dikkat çekti. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş okuduğu hutbeden dolayı suç duyurusunda bulunanlara tepki gösterip Erbaş'ın yanında olduklarını ifade eden ve yetkili mercide olanların sadece twett atarak verdikleri desteğin yeterli olmadığına dikkat çeken Bildik, Erbaş'a destek verip LGBT'ye ve suç duyurusuna karşı olanların İstanbul Sözleşmesinin iptal edilmesi için yapacakları mücadelenin beklendiğini belirtti. Bildik, yaptığı açıklama şu ifadeleri kullandı: “LGBT'ci örgütlerce Diyanet İşleri Başkanımız Ali Erbaş hakkında suç duyurusu yapılması İstanbul Sözleşmesi'ni tekrar gündeme getirmiştir. Şunu özellikle belirtmek isteriz ki, İnsan Hakları Derneği ve Barolar bu cesaretlerini kesinlikle İstanbul Sözleşmesi'nden almışlardır. Ankara Barosu'nun yaptığı 2. basın açıklamasında, özellikle İstanbul Sözleşmesi'ne vurgu yapması bunu açıkça ortaya koymuştur. Baro, İstanbul Sözleşmesine atfen Erbaş'ın 6284'e göre suçlu olduğunu ima etmiştir. İSTANBUL SÖZLEŞMESİ, ÜLKEMİZDE KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ KAT BE KAT ARTTIRMIŞTIR Kutsal aile yapısını tahrip ettiği için İngiltere, Rusya, Ermenistan, Çekya, Bulgaristan ve birçok Avrupa ülkesinin imzalamadığı bu anlaşmayı TBMM, 2011 yılında 26 dakikalık oldukça uzun bir oturumda! grubu bulunan tüm partilerin oylarıyla kabul etmiştir. İstanbul Sözleşmesi'nden sonra kadına yönelik şiddette gelinen nokta; 2011' de işlenen cinayet sayısı 121 iken 2018' de 490'a yükselmiştir. Yani çok açık ve net olarak ortaya konmuştur ki İstanbul Sözleşmesi, ülkemizde kadına yönelik şiddeti kat be kat artırmıştır. BULUNDUKLARI MAKAMLARINA VE KOLTUKLARINA ZARAR GELİR DİYE HAKKI KONUŞAMIYORLAR İktidarla ters düşmemek için yetkili sendikalar, vakıflar, dernekler, bazı STK'lar susuyor, ağızlarını bıçak açmıyor. Türkiye'nin bir milyon üyesine sahip en büyük memur konfederasyonu Memur-Sen; bırakın çıkıp TV ekranlarında konuşma yapmayı, başını kuma gömmüş, ne halkımızın ne de üyelerinin serzenişlerini duymuyor. ALİ ERBAŞ'A GERÇEK DESTEK ‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NE HAYIR' DİYEREK VERİLİR Ali Erbaş'a destek için birçok Parti Genel Başkanı, Bakan. Milletvekili, bürokrat, genel müdür, daire başkanı ve yetkili sendikalar tweet attılar. Atılan bu tweetlerde maalesef sorunun esas kaynağı olan İstanbul Sözleşmesi'ne değinmediler. Milli İrade Platformu Ali Erbaş için basın bildirisi yayınlıyor, lakin bir kelimeyle dahi olsa İstanbul Sözleşmesi'nden bahsedemiyor. Bulundukları makama ve koltuklarına zarar dokunur diye hakkı söylemekten aciz kalmışlardır. İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NE EN BÜYÜK DESTEĞİ VEREN KADEM'DEN ACI İTİRAF İstanbul Sözleşmesine en büyük desteği veren KADEM bile, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada ‘İstanbul Sözleşmesi'nde dinimize aykırı maddeler olduğunun farkındayız' diyerek acı gerçeği itiraf etmiştir. Madem hata yaptığınızın farkına vardınız, öyleyse şimdi de bu anlaşmayı iptal ettirmek için çaba gösteriniz. ATV VE DİĞER KANALLARDAKİ AHLAKSIZ DİZİLER AİLEYİ DİNAMİTLİYOR Bin sene İslam'la yoğrulmuş bu topraklarda, şu mübarek Ramazan ayında, sapkın LGBT dizisi Aşk 101'i Netflix kanalında yayınlanmasına ses çıkarmayanlar, bu dizinin reklamını atv kanalı başta olmak üzere sözüm ona diğer muhafazakâr kanallarda yayınlayanlar, yayınladıkları diğer ahlaksız dizilerle bilsinler ki, LGBT'ci örgütlerin ekmeğine yağ sürmektedirler ve milletimizin nefretini kazanmışlardır. RTÜK'E DİYANET'TEN DE BİR ÜYE KONTENJANI VERİLSİN Mil-Diyanet Sen olarak tüm bu ahlaksızlıkların önüne geçilmesi için Cumhurbaşkanı'mıza ve TBMM Başkanı'na önceki gün bir mektup yazarak, yapılacak bir yasal düzenlemeyle acilen RTÜK üyeliğine Diyanet'ten de bir üye kontenjanı ayrılmasını talep ettik. Bu çağrımız olumlu karşılanırsa artık RTÜK' te Diyanet'ten de bir üye, denetim görevinde bulunacak inşallah. SADECE KADININ BEYANINI ESAS ALMAK ADALETE AYKIRI BİR DURUMDUR Toplumsal cinsiyet eşitliği savunan derneklere bakıldığında maalesef bunların çoğunun din, Diyanet ve Devlet düşmanı, LGBT destekçisi olduğu görülecektir. 6284 (İstanbul Sözleşmesi) Türk aile yapısına konulmuş bir dinamittir ve yuvaları yıkmaktadır. Acilen kaldırılmalı veya yeniden düzenlenmelidir. Bu kanunu çıkartanlar sonuçlarını hiç mi hesap edemediler? Domatesi, soğanı ve araçların cam filmini düşündükleri kadar bu milletin onurunu yaralayan, evlilikleri bitiren, tefessüh etmiş bu kanunu neden hala fesh etmeyi veya rafa kaldırmayı düşünmezler? Bugüne kadar bu sözleşme gereği yaklaşık 2 milyondan fazla erkeği evinden uzaklaştırdılar. İstanbul Sözleşmesi ve sonuçları hakkında medya, maalesef halkımıza gerçekleri anlatmıyor. Masum insanları, aile babalarını 18 yaş altı evlilik yaptı diye cezaevine attılar. Genç yaşta evlilik yapan erkekleri çocuk tecavüzcüleriyle aynı kategoriye konması asla kabul edilebilir bir durum olamaz. BİNLERCE GENÇ EVLİLİK MAĞDURU BABA TECAVÜZCÜ SAYILDI Aile babalarını çocuk tecavüzcüleriyle bir tutmak, insana ihanettir, yazıktır ve günahtır. Özellikle Feminist dernekler ve bazı STK'lar, kadın cinayetlerinin arttığını gördükleri halde, İstanbul Sözleşmesini savunmaya devam etmeleri tam bir aymazlıktır. İstanbul Sözleşmesi'nin daha etkin uygulanması demek cinayetlerin artması demektir. Tüm erkeklerin potansiyel suçlu ve sapık olduğu önyargısı ile hazırlanan bu cinsiyetçi sözleşme, kadın ve erkeği birbirine düşman etmekten başka işe yaramıyor. Aile kurumuna en büyük zararı veren LGBT'nin eşcinselliğin yaygınlaşmasına sebep olan bu sözleşmenin olumsuz etkileri yaygınlaştıkça duyarlı çevrelerden tepkiler gelmeye başladı. Milli ve manevi konularda gerçeği söylemekten asla çekinmeyen, ‘önce ahlak ve maneviyat' prensibini benimseyen MİL-DİYANET SEN olarak; Cumhurbaşkanı'mız ve TBMM Başkanı'mızdan İstanbul Sözleşmesi'nin ivedilikle İPTAL edilmesini talep ettiğimizi, kamuoyuna saygılarımızla arz ederiz." YORUM YAZIN
|
|