Açlık grevi 4'üncü gününe girdiBingöl Üniversitesinde okuyan 170 öğrenciye soruşturma açılmasını protesto eden öğrenciler, Eğitim-Sen Bingöl Şubesinde açlık grevine girdi. Grevin 4üncü gününde öğrencileri ziyaret eden Baro Başkanı Alakuş: Bize düşen ne varsa yapmaya hazırız dedi.![]() Bingöl Barosu Başkanı Abdullah Alakuş ve beraberindeki heyet, açlık grevi başlatan Bingöl üniversitesi öğrencilerini ziyaret etti. Bingöl Barosu olarak söz konusu grevi desteklediklerini belirten Baro Başkanı Alakuş, grevi sonuna kadar desteklediklerini söyledi. Verilen cezalarla ilgili baronun görevlendirdiği avukatların iptal davası açmak için Elazığ İdare Mahkemesi'ne başvuracağını ifade eden Alakuş: “ Bu hazırlıklar yapılıyor. Üniversiteler özerk yerlerdir. Baskıların oluşmasını bizler kesinlikle kabul etmiyoruz. Eğitim hakkının, bir anma, bir basın açıklaması dolayısıyla bu derecede kısıtlanması kesinlikle doğru değildir. Öğrenci arkadaşlarımız son yol, son çare olarak açlık grevine başvurmuşlarsa, burada durum düşünmek lazım. Bir kişi durup dururken açlık grevine başvurmaz. Kişi burada canını ortaya koyuyor. Gidebileceği, yapabileceği hiçbir şey yok ve son çare olarak bunu yapıyor. Burada Bingöl halkına ve Bingöl Barosu'na düşen de, öğrencilerin yanında olmak, onlara destek olmaktır. Bize düşen ne varsa yapmaya hazırız” dedi. “BASKILAR TAMAMEN GÜVENLİK ŞEFİ ÜZERİNDEN YAPILIYOR” Baro yetkililerinin ziyaretinin anlamlı olduğunu belirten Eğitim-Sen Bingöl Şube Başkanı metin Kılıç ise, söz konusu olayların başlangıcından beri rektörle üç tane görüşmelerinin olduğunu, rektör bu işten sürekli kaçtığını ve rektörün kendilerini yeni gelen, hiç olaydan haberi olmayan rektör yardımcısıyla görüştürdüğünü kaydetti. Rektörün tutumunu eleştirerek, üniversiteyi başka güçlerin yönettiğini ima eden Kılıç: “ Orada gördüğümüz en ilginç şey şu; üniversiteyi ne rektör yönetiyor, nede yardımcılarının üniversiteden haberi var. İşte bu arkadaşlar o tarihte yoktu dediğimiz zaman ‘ben yeni geldim' diyor. Şu noktayı da açmak gerekiyor; güvenlik şefiyle alakalı çok ciddi sıkıntılar var. Güvenlik şefi polislikten gelme Bingöllü ve ciddi anlamda öğrencilere ‘ seni öldürürüm, seni buradan gönderirim' şeklinde yaklaşımları var. Buna biz Sivil Toplum Kuruluşları da denk geldik. Rektör yardımcısıyla görüşmemizde, güvenlik şefinin görüşmelerde bir anlamı yokken, rektör yardımcısının odasında onu dahi konuşturmayacak bir özgüvenle kendini bir şey zanneden bir tip. Kendisine o öz güvenin nereden geldiğiyle alakalı bizim açımızdan ciddi anlamda kaygılar var. Öğrencilere yapılan baskılar tamamen güvenlik şefi üzerinden yapılıyor” diye konuştu. “BİNGÖL HALKININ BİZE SAHİP ÇIKMASI GEREKİYOR” Destek ve ziyaretlerinden dolayı baro yetkililerine teşekkür eden Bingöl Üniversitesi Öğrenci Derneği (BÜÖ-DER ) temsilcisi bir öğrenci de, bahse konu soruşturma ve uygulamalara ilişkin konuştu. Rektörün söz konusu sorunlardan dolayı mağdur olan öğrencilerin kendisiyle yapılmak istenen tüm görüşmeleri geri çevirdiğini ve öğrencileri muhatap almadığını belirten dernek temsilcisi, üniversitede yaşananlara ilişkin şunları söyledi: “Daha önce kaç kez rektör ile konuşmaya çalıştıysak, hukuksal yollardan gitmeye çalıştıysak rektör bizi muhatap almadı. Üniversiteyi üniversite haline getiren öğrenci olmasına rağmen rektör çok rahat bir şekilde ben öğrenciyi muhatap almıyorum diyor. Bu senenin başından itibaren çoğu kez dile getirdiğimiz gibi okulda bir Aydın Erdem anması yapıldı. Bunun için üniversite idaresine dilekçe verildi ve izin alındı. Burada Aydın Erdem anmasına katılan herkese ve katılmayana, isminin Azat olması yeterliydi onlar için. Bir sürü soruşturma geldi. Yani 105'e yakın soruşturma geldi ve arkadaşlar gelip bize diyor ki ‘Aydın Erdem anması yapanlara tamamda yapmayanlara niye ceza geldi. Biz memleketimizdeydik' diyorlar. Feyyaz Yahşi adında bir arkadaşımız hiç burada olmamasına rağmen, memleketinde olmasına rağmen soruşturma almış ve sonunda kınama verilmiştir. Aydın Erdem anmasından sonra üniversitede olan her şiddet içerikli olay, her gasp olayını sadece Aydın Erdem anmasına giden kişilere mal edilmiştir. Hiçbir kayıt yokken hiçbir kamera kaydı yokken üniversite yönetimi şunu diyebildi soruşturmalarda; İşte siz şurada dört kişiyi dövmüşsünüz, şu kişinin arabasına saldırmışsınız, bu gerekçelerle soruşturma verdiler ve sonradan da bir buçuk yıla yakında uzaklaştırma verdiler. Daha üç ay önce arkadaşlarımız gözaltına alındı, 4'ü tutuklandı. Ve bu tutuklu arkadaşlarımızdan bir arkadaşımız suçsuzluğu kanıtlanarak bırakılmasına rağmen okul yönetimi bir buçuk yıl ceza verdi aynı cezadan. Ya polisin gördüğünü okul görmüyor, yada okulun gördüğünü polis görmüyor. Bu kadar çelişki olamaz. Bunun dışında iki öğrenci yan yana geldiği zaman rektör hemen polisi çağırabiliyor. Polisin üniversiteye girmesi yasaktır. Gerçekten ciddi bir gasp ve darp olayı yoksa üniversiteye giremez. Kaldı ki onda da rektörden izin alınması gerekiyor, dilekçe yazılması gerekiyor, ancak o şekilde girebilir. Biz gerçekten hukuksal yönden her şeyi yaptık, mahkemeye başvurduk, ama biz hukuksal yönden hem Bingöl kamuoyunun bizi duymasını, eğer biz burada öğrenciysek, eğer buraya okumaya gelmişsek biz Bingöl halkının çocuklarıyız. Bingöl halkının bize sahip çıkması gerekiyor. Gelip en azından şunu demeleri gerekiyor; siz burada öğrencilere ne yapıyorsunuz. Bugün polis bize çok rahat saldırabiliyor. Halkın artık bunu duyup gelip bunu sorması gerekiyor. Baro bizim adımıza daha önce görüşmek istemiş ama rektör bey yeni sarayına geçeceği için bunu gerekçe göstererek red etmiş. Ama bu cezalar kalkmadığı sürece arkadaşlar açlık grevine devam edecek. Pazar gününden sonra buna yeni gruplar eklenecek. Çünkü arkadaşlarımız haksızlığı görüyor. Buradan tekrar üniversite yönetimine sesleniyoruz; Eğer bu soruşturmalar, kınamalar, cezalar geri çekilmezse biz açlık grevine sonuna kadar devam edeceğiz.”
YORUM YAZIN ![]()
|
|