Açılıma katkı sağlayacak mı?Kendilerine “Barış ve Demokratik Çözüm Grubu” adını veren 34 kişilik PKK'lı grup, Habur Sınır Kapısı'nda askere teslim oldu. Beraberlerin de bir de mektup getirdiler…Mahmur kampından yola çıkanlara dağdan inen 8 kişilik Kandil grubunun da katılmasıyla birlikte 34 kişiyi bulan PKK'lı grup, teslim olmak üzere sınırdan geçti. DTP milletvekilleri Hasip Kaplan, Sabahat Tuncel, Pervin Buldan, Gültan Kışanak, Fatma Kurtulan, Sevahir Bayındır ile Bağımsız Milletvekili Ufus Uras, sanatçı eşi Zeynep Tanbay ve DTP'nin 'Barış Meclisi' üyeleri de gümrüklü alana alındı. 5 KİŞİ ÖRGÜT PROPAGANDASI YAPMIŞ Güvenlik güçlerine teslim olan 34 kişi arasında silahlı eyleme katılan örgüt üyelerinin bulunmadığı, sadece aralarındaki 5 kişi hakkında daha önceden ''terör örgütü propagandası yapma'' ve ''örgüt üyesi olma'' suçlarından işlem yapıldığı bildirildi. İŞTE TÜRKİYE'YE GELEREK TESLİM OLAN PKK'LILAR Hamiyet Dinçer 1971 Başkale doğumlu, Elif Uludağ 1958 Pazarcık/Maraş doğumlu, Hüseyin İpek 1973 Ömerli/Mardin doğumlu, Şerif Gençdağ 1973 Siverek doğumlu, Mustafa Ayhan 1985 doğumlu, Vilayet Yakut 1980 Diyarbakır doğumlu, Lütfü Taş 1952 Kığı/Bingöl doğumlu, Gülbahar Çiçekçi 1975 Kığı /Bingöl doğumlu. PİŞMANLIK YASASINDAN YARARLANACAKLAR MI? Şimdi gözler gelenlerin akıbetinin ne olacağında... Sınırda özel bir alan oluşturuldu. Gelen grup buradan çıkmayacak... 5 özel yetkili savcı ve 1 hakim tarafından kimlik tespitleri yapılacak ve ifadeleri alınacak... Savunma için hazır bulunan 45 avukattan 5'i isimlerinin listede bulunmaması nedeniyle salona alınmadı. Diyarbakır Baro Başkanı'na göre Mahmur'dan gelenlerin çoğunu kadın ve çocuklar oluşturduğu için tutuklama beklenmiyor. DTP'li vekiller ise barış sürecinin tıkanmamasını öne sürerek gelenlerin tutuklanmaması gerektiklerini belirtiyor. KANDİL'DEN MECLİS'E MEKTUP VAR Dün, Habur Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye giriş yapan PKK'lı gurubun, 9 maddelik talep listesinde ise sivil anayasa, Kürtçe öğrenmek, çocuklara Kürtçe isim vermek gibi istekler var... PKK'lılar, gelişlerini “Eve Dönüş Yasası” olarak bilinen 221. Madde ile alakalı olmadığını belirtiyorlar. PKK'lı grup tarafından getirilen, 'Türkiye Cumhuriyeti devletinin sayın yetkililerine, Türkiye halklarına ve demokratik kamuoyuna' başlığını taşıyan mektup şöyle: "Türkiye, çok önemli ve kritik süreçten geçmektedir. 29 Mart yerel seçimleri ardından gelişen demokratik açılım tartışmaları önemli düzeye ulaşmış bulunmaktadır. Abdullah Öcalan'ın hazırlayıp sunduğu 'yol haritası' verilmemiş olsa da yarattığı tartışma ekseni ve devlet yetkililerinin de bazı olumlu açıklamaları barış ve demokratik çözüm umutları güçlendirmiştir. Geniş kesimlerin henüz sınırlı düzeyde de olsa tartışma ortamına katılımları bile devleti ve toplumuyla Türkiye'nin, ciddi demokratikleşme, uzlaşı ve birbirinin haklarına saygı duyma ihtiyacının olduğunu açığa çıkarmıştır. Bu gelişmeler Türkiye'nin demokratikleşmesini ve Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümünü esas gündem haline getirmiştir. Türk ve Kürt toplumlarında sorunların şiddet temelinde çözülemeyeceği kanaati iyice hakim hale gelerek, sorunların çözüm yöntemi olarak demokratik siyasetin işletilmesinin önemi çarpıcı biçimde netleşmiştir. Bazılarımız, Kürt sorununun çözümsüzlüğünden ve yürütülen yanlış politikaların ağır sonuçlarını anı anına yaşayan Mahmur halkını temsil ediyoruz. 90'lı yıllarda köylerimiz dönemin Türk devlet güçleri tarafından uçak ve toplarla vurulması sonucu yakılıp-yıkıldı. Tüm bu saldırılardan korunmak amacıyla üzerinde doğup-büyüdüğümüz topraklardan göç etmek zorunda kalarak yıllarca en amansız koşullarda yaşam mücadelesi verdik. Birçoğumuzun yakınları uygulanan bu yanlış politikalar sonucu yaşamını yitirdi. Bazılarımız ise, Kürt sorunun çözümsüzlüğün sonucu olarak yaşanan haksızlıkları, adaletsizlikleri ortadan kaldırmak, Kürt sorununun demokratik çözümü ve halklarımız arasında eşit-özgür ve kardeşçe bir yaşamın gerçekleştirilmek için, yıllarca dağlarda en zorlu koşullarda ağır bedeller ödeyerek onurlu bir kimlik ve özgürlük mücadelesi yürüttük. Bu bizim var olma gerekçemiz oldu. Her çatışmalı sürecin diyalog, uzlaşma ve barışçıl çözümü de olmalıdır. Sorun anlaşıldıktan ve çözümü tartışılmaya başlandıktan sonra, çatışmayı karşılıklı olarak yürütmek değil, diyalog ile barışçıl çözüme ulaşma arayışında olmayı daha ahlaki ve ilkesel buluyoruz. Barışı ancak ve ancak ona inanların gerçekleştireceğine inanıyoruz. Benzer çatışmalı süreçleri yaşayan toplumlar nasıl ki, sorunlarını müzakere yoluyla çözdülerse, bizler de kendi özgünlüğümüzde ve aramızda sorunu uygar yol-yöntemlerle çözebiliriz. "BEDEL ÖDEMEYE HAZIRIZ" Bu adımımızla Kürt sorununa barışçıl ve demokratik siyasi çözümün önünü açmak ve demokratik siyaseti işlevsel kılınmasını talep ediyoruz. Daha önce yaşanan benzer deneyimlerde olumsuz yaklaşıma rağmen atmış olduğumuz bu adımla Kürt halkının ve önderinin barış ve demokratik çözümde ne denli kararlı, iyi niyetli ve ısrarlı olduğunu bir kez daha ortaya koymuş oluyoruz. Tüm ilgili, barışsever kesimlerin attığımız bu barış adımına gereken değeri vererek, anlam biçeceğine ve onurlu bir barış yaklaşımına destek sunacağına inanıyoruz. Ve bu inancımızın bir sonucu olarak bu fedakârlığı göstererek ödenmesi gereken bedel ne ise ödemeye hazır olduğumuzu da belirtmek istiyoruz. Türk devlet yetkililerinin ve tüm barışseverlerin attığımız bu adımlar karşısında gereken sorumlulukla hareket edeceklerine inanıyoruz" TALEPLER: — Abdullah Öcalan'ın hazırladığı Kürt sorununun barışçıl ve demokratik siyasi çözümü için yol haritasının ilgili muhataplarına verilmesini ve tüm kamuoyuna açıklanması, — Askeri ve siyasi alana dönük operasyonların durdurulmasını ve Kürt sorununun barışçıl ve demokratik siyasi çözümünün önünün açılmasını ve bu çözümün Türkiye'nin gerçek anlamda demokratikleşmesine bağlı olarak Kürt halkının özgür iradesini esas alma temelinde diyalog ve müzakere yöntemiyle gerçekleştirilmesini, — Türkiye demokratik ulusunun bir parçası olarak Kürt halk kimliğimiz temelinde ve anayasal güvenceye sahip olarak özgür, eşit ve birlikte yaşamak, — Anadilimiz olan Kürtçe'yi her yerde özgürce konuşmak, öğrenmek, geliştirmek ve tarihi değerlerimizi, kültürümüzü ve coğrafyamızı anadilimizde yaşamak, — Çocuklarımızı Kürtçe adlandırmak, Kürtçe eğitmek ve büyütmek, — Kürt halkı olarak tarihimizi, kültürümüzü, sanat ve edebiyatımızı özgürce yaşamak, geliştirmek ve korumak, — Kendi kimliğimizle demokratik toplumsal örgütlenmemizi geliştirmek, demokratik siyaset yapmak ve kendimizi özgürce ifade etmek, — Kürdistan'ın köy, kasaba ve şehirlerinde özel harekâtçı, korucu ve polisin baskı ve zulmünden uzak, yeterli imkânlara kavuşmuş ve güvenlik içinde yaşamak, — Türkiye'nin demokratikleşmesini ve bunun için sivil-demokratik bir anayasanın hazırlanmasını istiyoruz. — Bu taleplerimiz temelinde, Kürt sorununun demokratik çözümünü, Türkiye'de barış ve demokrasi isteyen herkesle tartışmak ve birlikte çalışmak için bu adımı atıyoruz. Biz bu adımımızla tarihi yaşamaya geliyoruz. Adımımızın başarılı olacağına inanıyor ve bu temelde tüm barışseverleri saygıyla selamlıyoruz. kenthaber bingolmedya YORUM YAZIN
|
|