Dün saat 10.00'da Bingöl Belediyesi Kültür Merkezi'nde; Bingöl Üniversitesi, Bingöl Belediyesi ve Bingöl Valiliği'nin tertiplediği 3. Bingöl Sempozyumu başladı.
Bingöl Belediyesi Kültür Merkezi'nde başlayan sempozyuma Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinden gelen 120 bilim adamı ve araştırmacının yanı sıra, Bingöl Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Milletvekilleri Yusuf Coşkun ve Kazım Ataoğlu, Bingöl Valisi İrfan Balkanlıoğlu, Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gıyasettin Baydaş, Bingöl Belediye Başkanı Serdar Atalay, Cumhuriyet Başsavcısı H. Hakan Yağız, Milli Eğitim Müdürü Mehmet Ali Hansu, sivil toplum kuruluşları, daire amirleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Tertip Komitesi Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yaşar Baş'ın açılış konuşmasının ardından söz alan Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gıyasettin Baydaş, Bingöl Üniversitesi'nin gelişimde lider üniversite olduğuna dikkat çekti.
2 Yıl İçerisinde Öğrenci Sayımızı 4 Kat Artırdık
‘Sempozyum serilerini başlatan; ancak şu an aramızda bulunamayan değerli Bingöllü akademisyenleri de şükranla anıyorum' diyerek konuşmasına başlayan Rektör Baydaş: “Artık bu nevi bilimsel çalışmaları Bingöl Üniversitesi olarak düzenlemekten gurur duyduğumuzu belirtirken, tüm aşamalarda bize desteğini esirgemeyen Sayın Valimize ve Değerli Belediye Başkanımıza ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Üniversitelerin temel görevleri öğrenci yetiştirmek ve bilimsel araştırmalar yapmaktır. Bingöl Üniversitesi olarak 2 yıl gibi kısa bir süre içinde öğrenci sayımızı yaklaşık 4 kat artırdık (2582). Bunların 1010 kadarı ise fakülte öğrencisidir. Göreve başladığımızda 4 öğretim üyesi ve 7 öğretim görevlisi olan akademik personelimiz, bugün 74 öğretim üyesi, 43 öğretim görevlisi, 13 okutman, 1 uzman ve 128 araştırma görevlisi olmak üzere toplam 259'a ulaşmıştır. Şu an itibariyle idari personel, ,işçi ve hizmet alımıyla çalıştırdığımız toplam personel sayısı 215'tir. Bu tablo 2 yıl gibi kısa bir süre içinde önemli sayıda öğrenci çekebildiğimizin, onları yetiştiren ve çağdaş düzeyde bilimsel araştırmalar yapan nitelikli ve başarılı bir akademik kadroya sahip olma başarısı gösterdiğimizin açık delilidir. Hocalarımızın başarılı çalışmaları sonucu 2008 yılında sıfır olan yayın sayımız 2009'da uluslararası nitelikli dergilerde yayımlanan toplam 27' ye ulaşmış ve 2010 yılı Ağustos ayı itibariyle 37'ye ulaşmıştır. Bu sayı itibariyle 2008'de sondan 2. iken yeni kurulan 41 üniversite arasında 2009'da 15. olmuş ve 2010'da da 11. olma başarısını elde etmiştir. Üniversitemizin şu an itibariyle devam eden 2 adet TÜBİTAK projesi, 3 adet Avrupa Birliğince Desteklenen projesi mevcuttur. Bu projelere verilen toplam destek miktarı ise 1 milyon (trilyon) TL civarındadır” dedi.
Zazaca'nın Seçmeli Ders Olarak Okutulması İçin Çalışmalar Sürüyor
Yeni kurulan üniversitelerin temel sorunlarından birinin fiziki alt yapı eksikliği olduğunu belirten Baydaş, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Bingöl Üniversitesi olarak tüm akademik ve idari personelimizin özverili çalışmasıyla Ziraat Fakültesi binamız tamamlanmış, 34 daire lojmanımız tamamlanıp hizmete sunulmuş, 36 daire lojmanın kaba inşaatı tamamlanmak üzeredir. Ayrıca 80 derslik ve anfisi bulunan Fen-Edebiyat Fakültemizin bir bloğu 1 hafta sonra hizmete sunulacak ve tamamı ise Şubat 2011'de tamamlanacaktır. Bunlara ilaveten rektörlük binamız, sosyal tesisler ve misafirhanemiz, ekim ayı başında hizmete açılacak. Kongre ve kültür merkezimiz ile merkezi laboratuarımız bu yılsonu itibariyle tamamlanacaktır. Merkezi yemekhane ve kantinimiz ise önümüzdeki bahar aylarında hizmete açılacaktır. Ayrıca bu yıl 15 bin m2 kapalı alanı olan bir binanın ve merkezi kütüphanenin de temeli atılacaktır. Spor kompleksimizi tamamlayıp hizmete sunduğumuzu da ifade etmek istiyorum. Bütün bu işlerin bu denli hızla başlatılması ve ilerlemesi çok çalışmayı gerektirmektedir. Ayrıca çalışkan, dürüst ve özverili akademik ve idari ekiplerle çalışmamız, bu başarıya ulaşmayı sağladığını belirtmek istiyorum. Değerli konuklar; yaklaşık bir yıl sonra yüzde 80'i tamamlanmış ve 10 bin öğrencinin tüm ihtiyaçlarına cevap veren bir üniversitemiz olacaktır. 2011 yılı bahar ayında Bingöl ve civarında yaşayan diller sempozyumunu düzenlemeyi planlıyoruz ve bu yurt dışında Zazaca konusunda bilimsel eserler vermiş değerli bilim adamlarının katılımıyla gerçekleştirilecektir. Zazaca'nın seçmeli ders olarak okutulması için de çalışmalarımız sürdürülmektedir. Sempozyumun başarılı geçmesini diliyor, hepinize tekraren saygılarımı sunuyorum” diye konuştu.
1,5 Yılda Misafir Ettiğimiz Akademisyen Sayısı 100'ü Geçti
3. Bingöl Sempozyumunun Bingöl'e hayırlı olmasını dileyen Bingöl Belediye Başkanı Serdar Atalay, Bingöl'de sempozyuma katkı sunan herkese teşekkür etti. Başkan Atalay, “ Üniversite'nin bir şehre getirdiği havanın etkisi ile sempozyumun üniversite öncülüğünde belediye ve valiliğin destekleriyle devam ettirilmesini, hem daha doğru hem de etkin ve verimli sonuçlar oluşturacağını düşündük. Bu yılda buna göre hareket edildi. Bundan sonraki yıllarda da Bingöl Üniversitesi, Bingöl Belediyesi ve Bingöl Valiliği olmak üzere ayrıca Sivil Toplum Kuruluşları'nı işin içine katarak daha da genişletmek suretiyle bunun devam ettirilmesinin faydalı olacağına inanıyorum. Üniversite'nin şehre getirdiği katma değeri hesaba kattığımızda kültürel, ekonomik ve sosyal anlamda büyük katkıları olmuştur. Bir buçuk yıllık görev sürem içerisinde sadece Bingöl'de misafir ettiğimiz akademisyen sayısı 100'ü geçmiş bulunmaktadır. Üniversite ile birlikte Bingöl'de çok ciddi bir değişim yaşanıyor. Hem fikri anlamda, hem yatırım anlamında hem de diğer bütün alanlarda bütün yansımalarını görüyoruz. Bu anlamda Bingöl'e katkı saylayan Bingöllü olsun olmasın bütün insanlara canı gönülden teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Üniversiteler Kurulduğu Her İlin Motor Gücünün Oluşturuyor
Bingöl Üniversitesi'nin geldiği son durumdan oldukça memnun olduğunu dile getiren Bingöl Milletvekili Kazım Ataoğlu, Türkiye'de son yıllarda üniversite açılsın mı, açılmasın mı tartışmalarının çok olduğunu belirterek, “Hükümetimizin her ile bir üniversite açma düşüncesi olduğu zamanlarda bu tür karşı çıkmalar yoğun bir şekilde sürdürüldü. Ancak Bingöl Üniversitesi'nin geldiği konumu görünce her ile bir üniversite açılmasının ne kadar isabetli bir düşünce olduğunu gerçekten burada görmüş oluyoruz. Üniversiteler her ülkenin, kurulduğu her ilin motor gücünün oluşturuyor. İlin her türlü kalkınmasında öncülük yapıyor. Bugün bu sempozyumda siz değerli akademisyenlerden sunulacak bildirilerin tamamı Bingöl'ün kalkınması ile alakalı. Kültürel ve ekonomik kalkınma ile alakalı. Bu bildiriler sunulacak, sonra kitap haline getirilecek. Bingöl'ü ve Türkiye'yi yönetenler bu tebliğlerden geniş manada istifade edecekler. Bunlar güzel şeyler. Bu anlamda Rektörümüz Gıyasettin Baydaş'a, hükümetimize ve Devlet Bakanımız Cevdet Yılmaz'a teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Bizde Kendimizi Bir Amele Olarak Kabul Ettik
Yaklaşık 20 yıl Bingöl'de özel çalıştığını ve avukatlık yaptığını söyleyen Bingöl Milletvekili Yusuf Coşkun, Bingöl Üniversitesi kurulmadan önce her kesimden üniversitenin açılması için yoğun istek ve imza kampanyalarının olduğunu ifade ederek, “Geçmiş dönemde AK Parti İl Başkanı olduğum dönemde, hastanede hasta ziyareti yapmıştık. Tekerlekli, hasta ve yaşlı bir amcaya bir sıkıntınız, bir isteğiniz var mı diye sorduğum da yaşlı amca bana demişti ki “Bingöl'e bir fakülte istiyoruz” demişti. O zamanlar Bingöl'de üniversite veya Fakülte istemek modaydı. Şehir merkezinde imza kampanyaları açılırdı. Vatandaşlarımız koro halinde fakülte veya üniversite istiyordu. Bu yaklaşık 5-6 yıl önceki durumdu. O günden bugünleri düşündüğümüzde insanlar bunu hayal bile edemiyorlardı. 2005 yılında fakülte istiyoruz diyen halk bugün fiziki altyapısı gelişmiş, öğretim üyesi noktasında, personel ve binalarıyla hızlı büyümekte olan bir üniversiteye kavuştuk. Tabii bunda herkesin katkısı var. Başta Başbakanımızın her ilde üniversite olsun talimatları var. Daha sonra bunları dillendiren sivil toplum örgütlerimizin katkısı var. Ve ilimizin diğer dinamikleri var. Esnafı ve bürokrasisi var. Üniversitenin açılmasında emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Bugün çok iyi bir iş yapıldığını hep birlikte görüyoruz. Üniversitenin bu aşamaya gelmesinde üniversitemizin fedakâr yönetimi var. 2 yıllık çalışmalar neticesinde birçok üniversite görevlisinin Bingöl'e gelmesini sağladılar. Aynı şekilde fiziki altyapının oluşmasında, üniversite yönetimi bizi sıkıştırdılar. İyi ki sıkıştırdılar. Bizde kendimizi bir amele olarak kabul ettik. Bizde onlarla birlikte çalıştık. Allah'a şükürler olsun ki iyi bir noktadayız. Devlet Bakanımız Cevdet Yılmaz'ın çok ciddi katkıları var. Özellikle bakanlığı döneminde hem finans noktasında hem de YÖK ile ilgili işlemlerimizde çok önemli katkıları var. Bu emeğimizi burada durdurmayacağız. Daha da ileriye götüreceğiz” dedi.
Üniversite İçerisinde Yaşayarak Bingöl'ü Tanımanız İmkansız!
Akademik personele büyük görevler düştüğünü belirten Coşkun, altyapısı tamamlanmış bir üniversitenin bilimsel çalışmalara yoğunluk vermesini istedi. Coşkun, “Özellikle öğretim görevlisi ve araştırma görevlisi arkadaşlarıma bir siyasetçi ve bir kardeş olarak tavsiyem; üniversite içerisinde Bingöl'ü yaşayarak, Bingöl'ü tanıyamayacağınızı sizlere söyleyeyim. Bingöllülerin ve Bingöl'ün sizlere çok büyük ihtiyacı var. Yıllarca her alanda geri kalmışlığımız var. Bu geri kalmışlığı hep birlikte gidermemiz lazım. Bingöl'ü tarihiyle, kültürüyle, folkloruyla, sanatıyla, diliyle, her alanda çok büyük eksiklikleri var. Her nedense üniversitelerimiz yoğun çalışmalarından dolayı bunlara vakit ayıramamıştır. Ancak biz istiyoruz. Bingöllüler bunu istiyor. Bende Bingöllülerin vekili olarak bunu sizlerden istiyorum. 259 akademik personelimizin, doçentlerimizin, yardımcı doçentlerimizin, araştırma görevlilerimizin ve okutman arkadaşlarımızın diğer bilimsel çalışmaların yanında Bingöl'ü de çok iyi tahlil etmeleri ve buna yönelikte eserler vermelerini yürekten arzu ediyoruz” diye konuştu.
Bingöl Üniversitesi Bingöl'ün Dili Olan Zazaca'yı Araştırmıyorsa Bingöllüler Bunu Sorgulayacak.
Zazaca konusunda üniversitenin bütün çalışmalarını desteklediklerini ifade eden Coşkun, bunun Bingöl'ün yararına olduğuna inandığına vurgu yaparak, “UNESCO'nun çalışmalarına göre Zazaca kaybolmaya yüz tutmuş diller arasında yer almaktadır. Ancak ortada çok güzel bir dil var. Yöremizde konuşulan anadilimiz olan bir dilimiz var. Üniversite'nin bu yöndeki çalışmalarını destekliyoruz. Özellikle önümüzdeki mart ayında yapacakları sempozyumun ışık olacağına inanıyoruz. Yine YÖK'teki Zaza Araştırma Merkezi ile ilgili çalışmalarda üzerimize düşen kısmındaki takipçisi olacağız. Bunu çok önemsediğimizi belirtmek istiyorum. Eğer Bingöl Üniversitesi, Bingöl'ün dili olan Zazaca'yı araştırmıyorsa aynı şekilde Bingöllüler bunu da sorgulayacak. Bu yönde çok önemli bir adımın olduğuna inanıyorum. Bu sempozyumun hayırlı olmasını temenni ediyorum” şeklinde konuştu.
“Evrende hiçbir söz yoktur ki daha önceden söylenmemiş olsun” diyen Bingöl Valisi İrfan Balkanlıoğlu, sözlerine Peygamber Efendimizin bir hadisinden örnek vererek başladı. Vali Balkanlıoğlu, “Sevgili Peygamberimiz bir cemaatte otururken dışarıdan Sahabe'den biri geliyor. Peygamberimize diyor ki Esselamu aleykum. Peygamberimiz(s.a.v)'de ve aleyküm selam ve rahmetullah diyor. Bir Sahabe daha geliyor. Ve selamu aleyküm ve rahmetullah diyor. Peygamberimiz(s.a.v)'de ve aleyküm selam ve rahmetullahu ve berekatuhu diyor. Daha sonra gelen Sahabi de esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuhu deyince Peygamberimiz(s.a.v) ve aleyküm diyor. Ashap merak ediyor. Ya Resulallah her söyleyene bir misli ile mukabele ettiniz. Buna neden kısa kesip ve aleyküm dediniz. Peygamberimiz(s.a.v)'de Sahabelere çünkü bana söyleyecek hiçbir şey bırakmadı demiş. Şimdi arkadaşlar Bingöl Üniversitesi'nin kuruluşundan bu aşamaya gelinceye kadar bizde işin uzundan köşesinde bulunduk. Bingöl Üniversitesi inanılmaz bir başarı elde etti. Başka üniversiteler onlarca yıldır başaramadığı şeyi, Bingöl Üniversitesi çok kısa sürede sağladı. Bu gelişimde Sayın Bakanımız Cevdet Yılmaz'ın, Rektörümüzün, bürokratlarımızın ve Bingöl halkının büyük gayretleri olmuştur. Bingöl terörün yoğun yaşanmasından dolayı birçok travmalar geçirmiş. Bu travmalar insanların yerinden yurdundan olmasına ve köylerin boşalmasını beraberinde getirmiş. İşsizlik ve sosyal hayatta birçok gerileme yaşamış. İşte üniversitemiz bu sempozyumlar sayesinde her yönüyle Bingöl'ün sosyoekonomik, siyasal, kültürel ve dil sorunlarını ele alıp inceleyecek çalışmalara imza atacaktır” diye konuştu.
İki gün sürecek bildiri sunumları süresince, Bingöl Üniversitesi kampüsünde 1. salonda başta Tarım ve Hayvancılık; 2. salonda, Tarih, Kültür, Sosyal Hayat; 3 salonda, Ekonomi başlıklı konular olmak üzere, Bingöl ile ilgili toplam 77 tebliğin sunumu yapılacak. Sempozyuma, Türkiye'deki birçok üniversiteden yaklaşık 120 bilim adamı ve araştırmacı katılacak. İki gün sürecek sempozyumda, tebliğlerin sunum süresi 15 dakika olacak. Her oturum sonunda tartışmalar yapılabilecek. 19 Eylül 2010 Pazar günü düzenlenecek bir sosyal etkinlik ile birlikte sempozyum çalışmaları sona erecek.
Sempozyumdan sonra bildirilerin gözden geçirilmesi için yaklaşık 10-15 günlük bir süre verilecek. Süre bitiminde, Bingöl Üniversitesi'nden ilgili bilim adamlarının editörlüğünde bildirilerin basım-yayım hazırlıkları yapılacak. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra, Bingöl Belediyesi tarafından bildirilerin basım işlemi gerçekleştirilecek. Böylece hem Bingöl ile ilgili bir tanıtım işlemi yapılmış olacak hem de yine Bingöl ve çevresi ile ilgili ilmi çalışmalar ve araştırmalardan bir kısmı daha bilim dünyasına ve Bingöl şehrine kazandırılmış olacak.
