Dün Sanat Sokak'ta açılan sergiye, AK Parti Bingöl İl Başkanı Avukat Yılmaz Seven, Merkez İlçe Başkanı Aydın Çeçen, Gençlik Kolları Başkanı Nurullah Çiftçi, partililer ve vatandaşlar katıldı.
Sergide Gençlik Kolları Başkanlığı adına basın açıklamasını okuyan Üveys Bukan, 28 Şubat 1997 tarihindeki Milli Güvenlik Kurulu toplantısında alınan kararlar sonrası ortaya çıkan sürece değindi.
Başörtülü kadınların eğitim, öğrenim ve çalışma haklarının anayasal ve uluslararası sözleşmeler hiçe sayılarak ucube yönetmeliklerle engellendiğini kaydeden Bukan: “Sadece resmî kurumlarda çalışan başörtülü kadınların değil, örneğin özel dershanelerde, sürücü kurslarında öğretmenlik yapan kadınların da istihdam edilmemeleri için söz konusu kurumlara baskılar ve baskınlar yapıldı. Başlarını açan veya peruk takan kadınlar dahi disiplin cezaları almaktan, sürgünle cezalandırılmaktan, memuriyetten atılmaktan ve işlerini kaybetmekten kurtulamadı. Eşi ile işi arasında tercih yapmaya zorlananlardan bazıları başörtülü eşlerinden, bazıları geçimlerini sağladıkları işlerinden vazgeçmek durumunda kaldılar. Bugün hâlâ kesin sayısı bilinmese de çok sayıda erkek, eşi başörtülü olduğu için veya sözde ‘irticai fikirleri ya da faaliyetleri' nedeniyle işten atıldı ve cezalandırıldı” dedi.
Araştırma görevlisi, yardımcı doçent ve doktora öğrencilerinin sistematik bir şekilde üniversitelerden atıldığını belirten Bukan, yüksek lisans için yurt dışına giden öğrencilerin ise geri çağrılarak, akademik hayatlarına sona erdirildiğini söyledi.
Üniversite öğrencilerinin maruz kaldığı haksızlıkları özetleyen Bukan, sonraki gelişmelere yönelik şunları söyledi: “(5525 sayılı Kanun'la affa uğramışlarsa da) 1997-2003 tarihleri arasında kamu kurum ve kuruluşlarının yüksek disiplin kurullarının sözde irtica, kılık-kıyafet vb. nedenlerle verdikleri meslekten çıkarma gibi disiplin cezalarına, yeniden görüşülme imkânı tanınması gereklidir. Ancak ne kadar tazminat ödenirse ödensin, o dönemde tek suçu, inancını yaşamak olan insanlara hak ihlallerinin çok ötesinde yaşatılan dramların, psikolojik tacizlerin, travmaların ruh sağlığında bozulmaların, manevi ve psikolojik çöküntünün, ezilmişlik, aşağılanmışlık hissinin telafisi mümkün olmayacaktır. Bunun etkilerinin birkaç kuşak boyunca devam edeceği kuşkusuzdur. Darbe heveslisi generallerin bir kısmının bugün hapiste olması bizi aldatmasın; darbelere karşı verdiğimiz mücadelede bir adım geri çekildiğimiz anda, onların ileri doğru on adım atacaklarına; onları ait oldukları yerden kurtarmak isteyenlerin hızla harekete geçeceğinden emin olalım. Türkiye Tarihinde Kara bir leke olarak kalan Post Modern bir darbe diye adlandırdığımız 28 Şubat'ı unutmadığımızı ve unutturmayacağımızı buradan bir kez daha haykırıyor, böylesi günlerin bir daha yaşanmamasını Cenabı Haktan diliyoruz.”