'16 yaşında şeytanla anlaşma yaptım'Annesi bir otelde temizlik görevlisiydi, babası balıkçı.. Aysun Kayacı'nın öyküsünü Balçiçek Pamir yazdı..
![]() Oysa ben popom daha güzel kavgaları yapan biri değilim. Aslında bu yazı Cuma günü yazılacaktı ama bir sürü aksilik üst üste gelince olmadı. Konumuz yine Aysun Kayacı. Tartışmalar başladı başlayalı aklımda bir cümlesi var. ‘En çok benim konuşmaya hakkım var. Benim geldiğim yer…' Nedense devamı gelmedi. Sahi neresiydi Aysun'un geldiği yer? Ne yalan söyleyeyim onunla yapılmış şöyle doğru dürüst bir röportaj yok. Oradan buradan kırıntılarla topladığım bir öykü var elimde. Oysa başka türlü bir dram var ortada. Sadece para kazanmak için manken olduğunu itiraf edebilen, mankenliğe ulvi anlamlar yükleyen meslektaşlarından çok daha farklı bir genç kadın var karşımızda. Canlı yayında babası olmayana piç dediği için ‘Yuh' diye yazdığım Aysun Kayacı hakkında bugün farklı düşünüyorum. Başka türlü yorum yapamazdı ki… Hani marjinal olmak, çıkış yapmak falan değil derdi. Sadece konuşuyor! Bugün dertleri sadece onunla vakit geçirmek olan bir sürü erkeğin eleştirilerine üzülüyor, seksist esprilerine maruz kalıyor, kendisine sahip çıkan erkekleri ise içten sanıyor. Bir yemeğe çıksa görecek asıl yüzlerini. Bakalım onunla politika mı konuşacaklar? Durum bu kadar vahim yani. Aysun Kayacı bence hiç üzülmesin. Konuşmaya devam etsin! X X X Peki Aysun ne zaman manken oldu? Hayatı nasıl biçimlendi? *Annesi bir otelde temizlik görevlisiydi. Aysun'un deyimiyle… ‘Annem yıpratıcı bir işte çalışıyordu ve sabahın altısında işe gidiyordu. Asgari maaşın durumu da belliydi tabii.' *Babası Beylerbeyi'nde balıkçı. Anladığım kadarıyla baba ile kızının yıldızı hiçbir zaman barışmamış. Hatta internette kızının çıplak fotoları yayınlanınca soluğu bir televizyon programında alan babaya kızından konuşma yasağı gelmiş. *Aysun lisede okurken para için manken olmaya karar veriyor. Gelin onun ağzından dinleyelim. ‘Okuldan arkadaşlarım fuarlara gidip harçlıklarını çıkartıyorlardı. Ben de onlarla gitmeye başladım.İlk kez Camel Trophy'de bayrak salladım. Bu arada harçlığımı çıkartıyordum. "Ne güzel para kazanıyorum," diyordum. Sonra baktım, sarışın uzun boylu bir abla geliyor, yarım saat durup annemin bir ayda kazandığından fazla para alıp gidiyordu. Eskişehir Üniversitesi'ne gidecek kadar maddi durumum da yoktu. "Gidemem, gitsem yurtta bile kalamam. Bari bu işi en düzgün biçimiyle yapayım," dedim. "Bunu bir meslek gibi gör ve gereklerini yap," dedim kendime. Ama bu gerekleri, tekstilciler ve magazincilerle arkadaşlık kurmak olarak görmedim.' *Kayacı 16 yaşında Elite Model Look'u kazandı. Ve mankenliğe başladı. *Aysun Kayacı ardından futbolcu Emre Aşık ile tanıştı. Bu sefer söz Emre'de: ‘Aysun'un peşinden çok koştum. Onu ilk kez bir TV programında gördüm. Görür görmez de aşık oldum. Ancak bir türlü tanışma fırsatımız olmadı. O dönem İstanbulspor'da oynuyordum. Bir gün arkadaşlarımızla CNR'daki Ev ve Tekstil fuarına gittik. Baktım Aysun da orada. O sırada Televole muhabirleri arkadaşımdı. İçlerinden bir tanesine beni Aysun ile tanıştırmasını rica ettim. Ve tanıştık. X X X Peki ya sonra? Sonrasını biliyorsunuz zaten. Emre ile 7 yıllık bir aşk. Ardından ayrılık, Fatih Aksoy ile beraberlik. Aksoy'un Kayacı'yla ayrıldıktan sonra ‘Evlenilecek kızlar vardır, eğlenilecek kızlar vardır' şeklindeki son derece talihsiz, ayıp açıklaması ve başka biriyle evliliği. Aysun o ara dizi oyuncusu olmuştu. Ardından internette dolaşan ve 2. Gamze Özçelik vakası dedirten fotoğraflar geldi. Aysun isyan etti.‘İnsanoğluna inancım kalmadı. Karşı cinse, arkadaşlarıma, aileme bile güvenim kalmadı. En büyük pişmanlığım dünyaya gelmek. Ya birileriyle aynı kaba bilmem ne yapmanız gerekiyor ya da birilerinin üzerinden prim yapmanız. Ben yalnız başına savaşan biriyim. İlişkilerimi gayet açık yaşadım, bu beni namussuz yaptı. Sustuğum için isteyen istediğini söylemeye başladı.Yerimde başkası olsaydı, alkolik falan olurdu. Ne içki, ne sigara içerim. Britney Spears gibi kafa kazıtacak, ona buna saldıracak hale gelmem için tüm alt yapı hazırlandı. Ben bar önlerinde nara atan ya da evli adamlarla gezen, 'Benim popom daha güzel' kavgaları yapan biri olsaydım, belki bu fotoğraflar çıkmayacaktı. Ama olsun, ben bu hayatı doğru dürüst yaşayacağım. Benim yüzümden kimse zarar görmeyecek.' İyi ama Aysun'u Aysun yapan çeşitli erkek dergilerine verdiği pozlar değil mi? diyenleriniz varsa genç kadının bu cevabını okumanızı isterim. Son derece içten. "Keşke bu mesleğe hiç girmeseydim," diyorum. Her Allah'ın günü bunu diyorum, çok pişmanım. Ben 16 yaşında bu pozları vererek şeytanla anlaşma yaptım! O zamanlar hafta sonu eklerinin bir magazin dergisi furyası vardı. Benim de başımda bir menajerim, beni yönlendiren biri yoktu." X X X Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve Aysun Kayacı hakkında tekrar düşünün. Genç bir kızken sadece kabuğunu yırtabilmek ve para kazanabilmek için manken olan biri var karşımızda. Sahip olduğu güzelliği ile yola çıkan ve bundan pişman olacak hale getirilen. Düşünmeye, konuşmaya, yanlış yapmaya, saçmalamaya, fikir bildirmeye hakkı yok… Mümkünse sadece poz versin! Yapmayın yani! Onu çıkmak istediği kendi dünyasına geri yollayıp zafer naraları atalım mı? Neden bunca düşmanlık peki? Ezberimizi bozuyor da ondan! YORUM YAZIN ![]()
|
|