15 Temmuz Gazisi Safiye Bayat, Solhanlılar ile bir araya geldi. Solhan Kültür Merkezi'nde düzenlenen konferansın açılış konuşmasını katılımcıları selamlayarak Ak Parti Solhan Kadın Kolları Başkanı Şengül Türünen yaptı.
Tütünen'in konuşmasından sonra AK Parti Bingöl Kadın Kolları Başkanı Selma Dursun, bir konuşma yaptı.
Dursun, “15 Temmuz 2016'da ülkemiz, tarihinin en vahim hadiselerinden birini yaşamış, kanlı ve başarısız bir darbe girişimine tanıklık etmiştir. 15 Temmuz akşamı, TSK içindeki FETÖ terör örgütüne bağlı bir cunta ve etkileri altına aldıkları unsurlar bir kalkışma başlatmışlardır. Bu hain yapı; esas itibari ile milletimize, milli iradeye, aynı zamanda başkomutan olan Cumhurbaşkanımıza, Türkiye Cumhuriyeti'nin meşru hükümetine ve vatansever güvenlik güçlerimize karşı darbe girişiminde bulunmuştur. Yaşanan hadisenin hukuk ifadesi; “vatana ve millete ihanettir.” Ülkemizi büyük bir badireden koruyan yüce Rabbimize şükrediyor, geleceğe çok daha emin adımlarla yürümemizi sağlayan aziz milletimize minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz. Bizlere onurlu bir gelecek bırakmak için en değerli varlıklarını feda eden şehitlerimize cenab-ı Allah'tan rahmet, yakınlarına ve aziz milletimize sabır ve başsağlığı diliyoruz. Gazilerimize acil şifa, sağlık ve uzun ömür niyaz ediyoruz.” İfadelerini kullandı.
Solhan Belediyesi Kültür Merkezi'nde katılımcılara konuşan 15 Temmuz Gazisi Safiye Bayat, “Gerçekten 15 Temmuz hüznün yüzü ama bir o kadar da karanlıktan aydınlığa, uykudan aydınlığa uyanmaktır. 15 Temmuz, bambaşka bir geceydi. Zifiri karanlık bir geceden sabaha bir zafere uyanmaktı, uykudan uyanmaktı. Aslında bizler gibi görünen, bizden gibi davrananlara sadece ve sadece göğsümüzle, bedenimizle karşılığı vardı. 15 Temmuz gecesi asra bedel bir geceydi. Biz 93 yılının tarihimizde çok badireler atlattık ama geçmişte darbelere direnemeyenlerin çocukları/evlatları olarak bizler bugün ‘Dünya beşten büyüktür' diyen dünya liderine etrafında kenetlenerek bugün kendimizi ispat ettik. 15 Temmuz gecesi dolu dolu ve doya doya yaşadık. Evet masumduk, Mazlumduk, sadece ve sadece geçiremez dediğimiz için kanımızı akıttılar ama biz de bu iman olduğu sürece Necmettin Erbakan'ın dediği gibi ‘bu milletin hayatın üfleseniz altından iman çıkar' biz küllerimizden yeniden doğduk. O gece her şeyin farkına vardık. Darbeci askerlerle konuştuğumda ben onların bizden olmadığını anlamıştım. Çünkü kapatılan her yer bir kalkışmadır, bir işkâldır. Bunu herkes anlar. Onlar eğer gerçekten benim askerim olsaydı zalim birinden emir geldiğinde itaatsizlik edip işte Ömer Halis Demir gibi komutanlarını alnından vururdu. Askeriyede kanun budur; milletimize, vatanımıza uymayan emir, emir değildir. Zalim bir emir, emir değildir. Baş haini alnından vurdu Ömer Halis Demir. Korkmadı, bekledi anı kolladı. Sadece baş haini vurmak için, işte cihad budur. Zalimin karşısına cansiperane karşı durmaktır. Silahı da olmayabilirdi ama diyeceksin ki o asker onun göreviydi ölmeyi askerde olsa göze alamaz. Sadece bunu yapabilecek olan imana sahip cesur kalplerdir. Eğer bir insanda İman varsa; vatan sevgisi de vardır, korkusuzdur. 15 Temmuz gecesini lütfen unutmayın. Bile bile tankların insanları ezdiği, paramparça ettiği geceyi neden unutayım ve vurulan acı badem muhtarımızın sesini unutmayın. Ne diyordu hainlere; ‘neden buradasınız, ne yapmaya çalışıyorsunuz?' ve muhtarımızı vurdular. Başında beklediler ölmesi için tekrar bir kurşun sıkıp nefesini kesmediler. Bakın bir kere ateş ettiler kan kaybından gitmesi için beklediler. O hainler işte böyle zalim idiler. Bizim içimize giriyorlar, bizden biriymiş gibi görünüp benim askerimin, benim polisimin, benim güvenlik gücümün üniformasını çalıp içine girmiş, benim silahımla, benim tankımla, benim topumu çalmış duygu hırsızlarıdır. Onlar karşıların da durmak lazım da bir nefes bin nefese karışmalıydı. Bir can bin cana bedel olmalıydı o gece. Çünkü maddemiz, hammaddemiz, hamurumuz, mayamız topraktır. Biz toprağa aidiz. Bu topraklar sadece ve sadece can vereceğiz. Neden şahitlik edip şehit olmayalım dedik, neden gazaya yürümeyelim dedik, neden cihat neferi olmayalım dedik. Bizim katılma sebebimiz bu, çünkü sadece ve sadece insanlık için çabalamak ve İslam'ı yaymak bizim çabamız, cihat etmek bizim çabamız. Barınamadığımız yerde hicret etmek ama çalışmak, ama koşmak, ama durmamak. Biz Müslümanların, biz ümmetin görevi budur.” İfadelerini kullandı.