Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Bingöl Milletvekili İdris Baluken, partilerinin 14 Temmuz 2012 tarihinde Diyarbakır'da düzenlemeyi planladığı mitinge izin verilmemesine tepki gösterdi ve hükümete yüklendi.
Dün saat 13.30'da parti binasında konu ile ilgili basın açıklaması yapan BDP Bingöl Milletvekili Baluken'e İl Teşkilatı da eşlik etti.
14 Temmuz'da Diyarbakır'da yaşanan olaylar ile ilgili açıklama yapan Baluken: “14 Temmuz mitinginin, demokratik bir eksende, insanların kendi hak ve özgürlük taleplerini dile getirmesi doğrultusunda geçmesi için parti olarak her türlü girişimde bulunduk. Ankara'da ilgili bakanlıklarla, Diyarbakır Valiliği ve emniyet müdürlüğü ile her türlü görüşmeler yapıldı. Ancak AKP hükümeti, özellikle son iki yılda yoğunlaştırdığı gibi 14 Temmuz günü de Barış ve Demokrasi Partisi'nin Diyarbakır'da bir etkinlik yapmasını, bir miting yapmasını içine sindiremedi. Kürt halkının oradan vereceği mesajlara, Kürt halkının süreçle ilgili bütün dünyaya ilan etmesi ile ilgili tutumuna karşı bir tahammülsüzlük gösterdi” dedi.
14 Temmuz mitinginin, Diyarbakır Valiliği'nin Ankara'dan, Tayip Erdoğan'dan almış olduğu talimatla yasaklandığını ileri süren Baluken: “Özellikle Tayip Erdoğan'ın tüm il kongrelerini bile, Musolini, Hitler gibi diktatörleri andıran bir şekilde stadyum merasimleriyle yaptığı bir dönemde, Barış ve Demokrasi Partisi'nin yüzde 80 oy aldığı bir ilde miting yapmasına izin verilmemesinin hiçbir izahatı olamaz. Bunun demokrasi adına, özgürlükler adına hiçbir açıklamasının olmadığını belirtmek istiyoruz. Diyarbakır'da yaşanan tüm hadiselerin sorumlusunun bu yasakçı zihniyet olduğunu belirtmek istiyoruz. Bizler bugüne kadar yaptığımız tüm etkinliklerde AKP'nin Kürt sorunu ile ilgili herhangi bir çözüm niyetinin olmadığını, savaş konseptini en acımasız şekilde devam ettirdiğini dile getirdik. Diyarbakır'da yaşananlar, bizim söylemlerimizin ne kadar gerçekçi olduğunu, AKP'nin Kürt sorunu ile ilgili gerçek projesinin şiddet, savaş, kan, gözyaşı dışında herhangi bir şey olmadığını göstermiştir. Diyarbakır'ın bütün sokaklarında öldürücü müdahaleler yapıldı. Ölüm gayesiyle 7'de 70'e, seçilmişten, halkımızın her yaşam bireyine karşı müdahaleler yapıldı. Yüzlerce yaralı var. Biri ağır yaralı milletvekili arkadaşlarımızdan yaralananlar oldu. AKP'den almış olduğu talimatlarla terör estiren polis zihniyetinin aslında AKP'nin gerçek yüzü olduğunu belirtmek istiyoruz. AKP'nin Kürt sorununa yaklaşımının gerçek yüzünün Diyarbakır sokaklarında tam bir işkence fırtınasına dönüştüğünü belirtmek istiyoruz. Bugüne kadar AKP'nin uyguladığı devlet terörü karşısında geri adım atmadan halkımızın özgürlük mücadelesini sahiplenme noktasında demokratik direniş çizgisi içerisinde olduk. AKP'nin zulmü devam ettikçe aynı direniş çizgisini devam ettireceğimizi belirtmek istiyorum. AKP dün, Amed meydanında uygulamış olduğu işkence politikalarıyla Kürt halkının vicdanında meşrutiyetini tamamen yitirmiştir.”
AK Parti'ye oy veren Kürtlere seslenen Baluken: “AKP'ye oy vermiş ve AKP'de yöneticilik yapmış kardeşlerimize sesleniyorum. Dün Amed'deki görüntüleri Türk basını vermeyebilir, ancak teknoloji imkânlarının bu kadar geliştiği bu çağda bu görüntülere her yerden ulaşılabilir. Bu görüntüleri tekrar izlemelerini tavsiye ediyoruz. Bu görüntülere bakarak bir vicdani muhasebe yapmalarını istiyoruz. Ben inanıyorum ki, AKP'ye oy veren hiçbir Kürt, Kürt halkının hiçbir ferdi, bu görüntüler ortaya çıksın diye AKP'ye oy vermemiştir” diye konuştu.
Baluken, 90 yılık imha, inkâr politikası yok oluncaya kadar Kürt halkının mücadelesinin devam edeceğini sözlerine ekledi.