KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
22 Ocak 2025 Çarşamba
°C
Kimsem yok, uzanacak yardım elini bekliyorum
Kimsem yok, uzanacak yardım elini bekliyorum
‘Yeryüzünde bana bakan kimsem' yok diyen Bulut, Bakan Yılmaz ve Vali Balkanlıoğlu'ndan yardım istedi.
18.07.2009
12:48
0
1223
0
Yarın gece miraç kandili
Yarın gece miraç kandili
İl Müftüsü Hasan Çağlar, Pazar'ı Pazartesi'ye bağlayan gece idrak edilecek Miraç Kandili'yle ilgili mesaj yayınladı. Çağlar, mübarek gecenin anlatıldığı İsra Süresi'ne dikkat çekti.
18.07.2009
12:46
0
1127
0
Vatandaştan su tepkisi
Vatandaştan su tepkisi
Bingöl Merkez Ulu Camii Şadırvan'ın da her namaz saatinde su kesintileri yaşamasına vatandaş tepki gösterdi.
18.07.2009
12:44
0
1346
0
Serinlemek isteyenler murat`a koşuyor
Serinlemek isteyenler murat'a koşuyor
Sıcaklıklar artıyor, köy gençleri soluğu Murat Nehri'nde alıyor. Yaptıkları akrobik hareketlerle dikkat çeken köy gençleri: “Büyük kentlerdeki insanlar denizde, bizler de Murat'ta serinliyoruz.”
18.07.2009
12:42
0
1189
0
Ya görevden alınsın, yâda tayin edilsin
Ya görevden alınsın, yâda tayin edilsin
Yedisu İl Genel Meclis Üyesi Hüseyin Negüzel, İlçe Kaymakamı Vefa Kaya'nın ilçedeki çalışmalara duyarsız kaldığını, sorunların çözümüne katkı sağlamadığını iddia etti ve ekledi: “Artık üzülmek istemiyoruz. Yedisu'ya çalışan kaymakam istiyoruz”
18.07.2009
12:41
0
1433
0
Yokuş`tan kaçar`a taziye ziyareti
Yokuş'tan kaçar'a taziye ziyareti
Türkiye Kamu-Sen Teşkilatlandırma Genel Sekreteri Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş ve beraberindekiler, Türkiye Büro-Sen İl Başkanı İlhan Kaçar'a taziye ziyaretinde bulundular.
18.07.2009
12:40
0
1185
0
Kemal tartar, dsi bölge müdürü yardımcısı oldu
Kemal tartar, dsi bölge müdürü yardımcısı oldu
Devlet Su İşleri (DSİ) 94. Şube Müdürü Kemal Tartar, DSİ Eskişehir Bölge Müdür Yardımcısı oldu.
18.07.2009
12:39
0
2159
0
Futbol ateşi alevleniyor
Futbol ateşi alevleniyor
Herkes İçin Futbol (HİF) 1. Bingöl Belediyesi Aşağıçarşı Futbol Turnuvası tüm heyecanıyla devam ediyor.
18.07.2009
12:37
0
1272
0
Askerler de sivilleri anlamaya çalışmalıdır
Askerler de sivilleri anlamaya çalışmalıdır
Hasan Cemal Milliyet'te dünkü yazısında "Asker sorunu aslında sivil sorunudur" diyerek CHP örneğini irdelemişti.
Tabii ki bugünkü CHP'nin politik çizgisindeki tutarsızlıklar derinine ele alınmalı.
Bu da galiba fazlasıyla yapılıyor.
Ama genel olarak Türk toplumunda "Askerler" ile "Siviller"in ilişkisi de farklı boyutları ile mutlaka değerlendirilmelidir.
Türk Silahlı Kuvvetleri benim için bağımsızlığın güvencesi, iç ve dış tehditlere karşı en caydırıcı güç ve disiplinli, iyi yetişmiş komuta kadrolarına sahip güvenilir bir kurumdur.
Ama toplumun diğer kurumlarından çok farklı değildir.
Askeri personel içinde çok iyiler, çok yetenekliler de vardır çok yeteneksizler ve iyi eğitim almamışlar da vardır.
Ben Antalya Topçu Alayı'nda askerliğimi yaparken özellikle bu çok iyi yetişmiş subaylar dikkatimi çekmişti.
Onlarla konuştuğunuzda hem meslekleri hem de dünya sorunları üzerinde en değerli bilgileri alabiliyordunuz. İnsanları eğitip bir hedefe yönlendirmek ve disiplinli kitleler haline dönüştürmek konusunda gerçekten çok yetenekliydiler.

İyi ve kötü yan yana
Ama bunun yanında sade askerliğe değil hiçbir mesleğe katkıları olmayacak subaylar da vardı Antalya'da.
Sonra izledim.
Benim beğendiğim, başarılı bulduğum subaylar terfi ettiler, kurmay okulunu derecelerle bitirdiler.
Haklarında olumsuz notlar verdiğim subayların çoğunun çeşitli dönemlerde emekli edildiklerini de gördüm.
Şunu söylemek istiyorum.
Bazı askerler nasıl sivilleri izliyor ve hatta andıçlıyorlarsa, askerlik görevini yapan her sivil de askerleri izlemektedir.
Silah altına alınan ve farklı mesleklerden, inançlardan, ideolojilerden erkeklerin üzerlerine üniformaları giyip saçlarını kısa kestirince birbirlerine benzemeleri, onların geçici komutanlarını yanıltmamalıdır.
Ayrıca bu medyatik ortamda genelkurmay başkanları bile sivil toplum tarafından sürekli sınanmakta ve her sözü ile her tutumuna not verilmektedir.
"Asker millet" benzeri sloganların zorlanması ve bu tür yaklaşımlarla askeri darbelerin Türk halkı tarafından doğal karşılandığı benzeri düşüncelerin üretilmesi doğru değildir.

Sürekli askerlik mi?
Vatan görevi olarak belirli süre askerliklerini yapanların bütün yaşamlarını kışlaya dönmüş bir ülkede geçirmeleri istenmemelidir.
Bu arada askeri müdahalelerde yasaklanan siyasal görüşlerin en kısa sürede iktidar olmaları da dikkate alınması gereken bir noktadır.
Bülent Ecevit 12 Mart 1971 darbesine karşı çıktığı için CHP'nin oyu ilk kez yüzde 40'ları geçmiş ve Süleyman Demirel'in Adalet Partisi'ni geride bırakmıştı.
Şimdi Deniz Baykal yönetimindeki CHP'nin tutarsızlıklarını bu gerçeklerin ışığında acıyarak izlemek durumundayız.
Hasan Cemal'in de seslendirdiği şu gözlem, bilinmelidir ki geniş kitleler tarafından da paylaşılmakta:
- Askerle bu kadar sıkı fıkı olabilen, muhtıralara selam durabilen, parti kapatmalarına yeşil ışık yakabilen, askere disiplin suçları dışında sivil yargı yolunu açan bir yasal düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi'ne götürebilen bir partinin değil sosyal demokratlığı, demokratlığı da çok su götürür

SABAH
17.07.2009
23:20
0
1026
0
Eğitim sitemimiz çöktü mü, can mı çekişiyor?
Eğitim sitemimiz çöktü mü, can mı çekişiyor?
Türkiye'de eğitimde 'sorun' yaşandığını her yıl bu zaman üniversite sınav sonuçları açıklanıp çok sayıda öğrencinin tek bir soruya bile doğru cevap veremediği ortaya çıktığında anlıyoruz. Bu yıl da sınava giren öğrencilerden 30 bini 'sıfır' çekti ve her yerden “Eğitim sistemimiz çöktü” yakınması yükseliyor.
Ürkütücü olsa da “Eğitim sistemimiz çöktü” teşhisi gerçekten çok uzak sayılmaz; yanlış olan teşhis değil, çöküşün şimdi -yani günümüzde- yaşandığı algısıdır. Eğitim sistemimiz çok uzun yıllardan beri kötüdür ve ıslah olması da o kadar kolay görünmüyor.

Ak Parti bu alanda farklılık meydana getirebilirdi; o da gerçek sorunları gözlerden gizlemeye yarayan ayrıntılarla meşgul edildiği ve yeni okul açıp öğretmen atama parantezine kendisini kıstırdığı için beklenen atılımı gerçekleştiremedi. Umudumuz, yeni bakan Nimet Çubukçu'nun uygulayacağı politikalarla, farklılık getirmesi...

Sorun, kimleri ne için eğiteceğimiz konusunda doğru tespitlerde bulunmamamızdan kaynaklanıyor. Herkesi eğitirken okulları sıradan ve pek bir işe yaramayan insanlar üreten birer fabrikaya dönüştürdüğümüzün farkına varamıyor, bilim ve teknolojinin kuantum sıçramasıyla ilerlediği bir çağda çocuklara sürekli bilgi yüklemeye çalışmanın peşinde koşarken genel eğilimleri ıskaladığımızı göremiyoruz.

Bilgi ve teknoloji, çocukları ve gençleri eğitmeyi kolaylaştırıyor, içlerindeki pırıltıları ortaya çıkarmaya, herbirindeki cevheri gerektiği gibi işleyip yararlanmaya imkân sağlıyor; biz bu gelişmeye gözümüzü kapattığımız için fazla bir işe yaramadığı belli bir çarkın içine hapsettiğimiz gençlerimizin başarısızlığına ağıt yakıyoruz.

Yanlışlıklar fark edilip gerekli tedbirler hemen alınmazsa, bir süre sonra daha vahim sonuçlarla karşılaşabiliriz.

Herkesi temel eğitimden yararlandırmaya ve mümkün olduğu kadar erken yaşta eğilimleri belirleyip gençleri o istikamette yoğurmaya devam ederken, aynı önemi 'farklı' özelliklere sahip olduğu yine erken yaşlarda anlaşılan gençlerin önünü açmaya da vermeliyiz. Bunun anlamı şu: Sanayide, iş hayatında ve turizm sektöründe ihtiyaç duyulan bilgi ve beceriye sahip gençler yetiştirmenin ve onları yarının teknolojisine de kolayca uyum sağlayacak biçimde eğitmenin yolunu bulmalıyız; bunu yaparken bilim ve teknolojide çığır açabilecek, hemen her alanda liderlik yapabilecek özelliklere sahip gençleri de teşvik etmeliyiz.

Bugünün eğitim sistemi ikisini de gerçekleştirmiyor: Turizm sektöründe çalışacak çocuklarımıza yabancı dil öğretemediğimiz gibi sanayi için ara-eleman teşkil edecek gençlerimizi meslek okullarına uygulanan adaletsizlik sebebiyle daha baştan caydırıyor, üniversite önünde yığılma meydana geldiği için de yüksek öğretimde nitelik kaygısını aklımızdan geçirmiyoruz.

Sınava bu kadar fazla sayıda gencin girmesini gerektirmeyecek akılcı bir yönlendirmenin erken yaşta başlayacağı bir eğitim sistemi oluşturmak çok mu zordur? Daha okuldan diploma almadan çeşitli işletme ve fabrikaların kendisini beklediğini bilen meslek eğitimi almış kendi becerilerinin hangi alanda olduğunu bilen bir genç neden üniversite hülyası kursun?

Genel kabulün tersine, bir ülkenin gerçek anlamda kalkınmasının reçetesi nitelikli üniversitelere sahip olmaktan geçiyor; bir üniversiteye nitelik kazandıracak iki unsur ise öğretim üyeleriyle öğrencilerdir... Çağın gerektirdiği bilgilerle mücehhez bir bilimsel kadro, hangi alanlara ilgisi ve kabiliyeti olduğu erken yaşta belirlenmiş gençlerden herhalde bugünkünden daha farklı bir sonuç elde edebilir.

Saplantılarımızı bir kenara bırakır, eksiklerimizi ve yanlışlarımızı açıkça kabullenirsek, debelendiğimiz çukurdan nasıl çıkabileceğimizi de daha kolay keşfedebiliriz. Aksi halde, bu yıl 30 bin gencimiz gelecek yıl daha fazlası sınavda 'sıfır' çeker, bizler de “Eğitim sistemimiz çöktü” türü ucuz tespitleri tekrarlar dururuz.



Yenişafak

17.07.2009
23:18
0
1061
0
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın