KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
30 Nisan 2025 Çarşamba
°C
Bunun nesi kötü?
Bunun nesi kötü?
en sıradan bir adamım.

Bana sıradan, basit cümlelerle anlatırsanız anlarım.

Şimdi politikanın ve medyanın konuşkan insanları mümkünse bana basit bir şekilde, “darbeci askerlerin sivil mahkemede yargılanmasının” niye kötü olduğunu anlatabilir mi acaba?

“Darbeci askerlerin sivil mahkemede yargılanması neden kötü?”

Bence bu iyi ve doğru bir karar.

Ordunun içinde birileri cunta kuruyorsa, darbe planlıyorsa, suç örgütlerine katılıyorsa, bu insanlar sivil mahkemede yargılanmalı.

Deniz Baykal, CHP ve medyanın yazarları buna niye karşı?

Tabii aynı soruyu tersten bana sorabilirler.

“Darbecilerle, cuntacılar neden sivil mahkemede yargılansın?”

Benim sade ve net cevabım var buna.

“Darbecilerle cuntacılar sivil mahkemede yargılanmalı çünkü askerî mahkemeler emir komuta zinciri içinde çalışıyorlar... Bağımsız değiller... Adalete uygun kararlar vermiyorlar.”

Neye dayanarak bunları söylüyorum?

İzninizle hemen onu da açıklayayım.

Şemdinli'de ne oldu?

İki astsubay, bir itirafçıyla birlikte Şemdinli'de bir kitabevini bombalarken suçüstü yakalandı.

Sivil mahkeme, bu adamları 39 yıla mahkûm etti.

Askerî mahkeme ne yaptı?

Bu adamları serbest bıraktı.

Hemen taze bir örnek daha vereyim.

Şu bizim yayınladığımız son “eylem planının” altında imzası olan albayla ilgili olarak Genelkurmay Askerî Savcılığı ne dedi?

“Kovuşturmaya gerek yoktur” dedi.

Sivil savcılık ne dedi?

“Tutuklanmalı” dedi.

Sivil mahkeme ne yaptı?

Daha sonra bıraksa da önce tutukladı.

Ve yargılanmasına karar verdi.

Bu iki örnek, askerî yargıyla sivil yargı arasındaki farkı anlatmaya yeterli mi acaba?

Şimdi siz de bana anlatın lütfen, neden darbecilerin sivil mahkemede yargılanmasına karşısınız?

Basit kelimelerle söyleyin.

Sıradan, sakin, basit cümlelerle konuşamazsınız bu konularda, öyle yaptığınızda, niyetiniz çok açık bir şekilde ortaya çıkar çünkü.

Bakın, bu ülkenin ordusu, devletten ve devleti yöneten hükümetten bağımsızlığını ilan etmiş bir ordu.

Ortam müsait olduğunda darbe yapıyor.

Ortam müsait olmadığında darbe planları hazırlayıp koşulları zorluyor.

28 Şubat “post modern” darbesiyle bankaları köküne kadar soyduruyor.

Kürt sorunu gibi karmaşık bir konuyla karşılaştığında çözümü cinayetlerde arıyor, takır takır adam öldürtüyor, canileri cezalandırmıyor, üstelik bir de onlara madalya veriyor.

Susurluk, Ergenekon gibi çetelere karışan elemanlarını engellemiyor, mafyayla ilişkisi Susurluk döneminde saptanan Veli Küçük'ü generalliğe terfi ettiriyor.

Cumhurbaşkanlığı gibi hiç üstüne vazife olmayan işlere karışıp muhtıralar yayınlıyor.

Bütün bunların hukukla bir ilişkisi var mı?

Peki, hukuksuz bir ordu olabilir mi?

Orduyla çeteyi birbirinden ayıran çizgi hukuktur, hukuku ortadan kaldırırsanız ordu çeteleşir.

Çok uzun yıllar önce ben Afrika'da dolaşırken, Zaire'de turistlerin en korktukları şey sokaklarda askerlerle karşılaşmaktı çünkü askerler sokakta rastladıklarını soyuyorlardı.

Bu çok abartılı bir örnek olarak mı gözüktü size?

Açın bir okuyun bakalım Susurluk raporunu, kim kimden ne haraçlar almış.

Açın bir okuyun JİTEM davasının dosyalarını, kim kimi nasıl vurup öldürmüş.

Ordu bağımsız olmaz, olamaz.

Silahlı bir gücü “denetimsiz” bırakırsanız kaçınılmaz olarak çeteleşir, elindeki silahı kendi iktidarı ve çıkarı için kullanmaya başlar.

Hukukun kurumsal denetimi olmadan da herhangi bir komutanın “iyi niyeti” suçu önlemeye yetmez, Orgeneral Özkök bu ordunun gördüğü en iyi komutanlardan biriydi, onun zamanında darbe planları hazırlandı.

Orgeneral Başbuğ, “Ben demokrasinin güvencesiyim” dedi, karargâhından Ergenekon sanığı çıktı.

“Darbecilerin, ağır suçlara bulaşan askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasına” karşı çıkanlar, siz, bunların devamını mı istiyorsunuz?

Bunların devamı orduyu prestijli, saygıdeğer ve “yıpranmamış” bir ordu mu yapar?

Ben “darbecilerin, ağır suçlara karışanların” sivil mahkemede yargılanmasını istiyorum.

Bir orduyu ordu yapan hukuktur, silah değil.

Silah, çetede de var çünkü.

Taraf
02.07.2009
16:05
0
935
0
Ankara`nın umumi manzarası
Ankara'nın umumi manzarası
Bugünlerde Kızılay'a bir iskemle çekip, kenardan, gelen geçeni seyretmek vardı...
Genelkurmay kavşağı, bakanlıklar... Karşı kaldırımlarda, seyyar satıcıların arasına saklansam...
Kısa bir tatil kaçamağı yapıyorum, ama aklım Ankara'da.
Bir merak, bir merak...
Umumi manzara nasıl görünüyordur?
***
Balıkgözü objektifle şöyle bir baksam...
Panoramik manoramik, ne kareler yakalarım?
Kaldırımdan trafiği seyre
dalmak, bura gecelerinin rengârenk, ışıltılı ambiyansından daha çok çekiyor beni.
Acaba komutanlık forslu, plakasında yıldızlar olan, siyah makam arabaları ne sıklıkta geçiyor?
Hangi istikametlerde yoğunluk var?
Trafik, ne yönde daha akışkan?
Kırmızı plakalar, acı acı çalan sirenler, yanar döner ışıklı  konvoylar, cayır cayır kaçışıyor mu sağa sola?...
***
Eskiden iş kolaydı.
Yön tayini için, Genelkurmay karargahının ışıklarına bakılırdı.
Gece yanıyorsa ışıklar, faaliyet var...
Harp zamanı değil... Acep neden harıl harıl çalışıyorlar?...
Gece, pencerelerden görünen lambalar, deniz feneri yerine geçerdi.
Lakin, köprü altından çok sular aktı.
Devran değişti... Dem, o dem değil.
Asker, medyanın köpürttüğü yalancı dalgalara değil, millete verdi sırtını.
Siyaset, aynı milletten bel alıyor.
Kıbleler bir olunca, araya nifak sokmak daha zor.
***
Ciddi bir boşluk görüyorum...
Niye aklıevvel bir yazar, sezgileri kuvvetli bir yayıncı olsun, kimseler daha ayıkmadı?
Oysa çok basit... ‘Gazeteci için yeni dönem el kitabı' yazılsa, haftasında bestseller olur.
Çünkü yeni trend, yoldaki işaretleri okumak.
Şimdilerde ne varsa, gündüz trafiğinde... Aleni, uluorta, gözler önünde yaşanıyor.
Anladınız herhalde!...
Yani bakmayın siz bana, aslında Ankara'da cay-ı dikkat bir durum yok.
Ben de tatili yarıda kesip, dönme niyetinde falan değilim.
Anladınız herhalde!...
Ankara gazetecileri, kendilerine iş çıkarmaya çalışıyor.
Şu siyah Mercedes'ler garajlara çekilse, ne yapacaklarını şaşıracaklar.
İyi ki devlet ricalimiz, ekseriya tatil yapmayı bilmiyor.
Allah eksikliklerini göstermesin... Ortalıktan bir çekilseler, haber merkezlerinde yaprak kımıldamayacak.
***
Aklıma o fıkra geliyor.
George, Hans, bir de bizim Temel, ıssız bir adaya düşmüşler.
Usuldendir, bizim kadrolu köle olan cin, çıkmış karşılarına... Dileklerini sormuş.
Çoluk çocuk hasreti işte, dayanılmıyor...
Biri Londra'ya, diğeri Berlin'e... Sıcak yuvalarına, ailelerinin yanına dönmek istemişler.
Siyahi cin, ‘Bundan kolay ne var?' deyip, parmaklarını şıplatmış, dileklerini anında yerine getirmiş.
Sıra Temel'e gelince...
‘Kuş uçmuyor, kervan geçmiyor. Ben burada yalnız sıkılırım, ikisini de geri çağır' diye buyurmuş.
Gazeteciler de can sıkıntısına gelmez.
Asker, kışladan çıkmıyor; hükümet, meydanı boşaltmıyor...
Ne yapar, ne eder, herkesi Ankara'ya toplarlar.

Bizim sokağın liderleri
Farazi bir soruyla başlayalım;
Dar geçitlerden, karanlık yollardan geçeceksiniz...
Etraf, görünmez tehlikelerle
dolu... Her an, herşey olabilir...
Yanınıza şu isimlerden birini alacaksınız:
Barack Obama, İlham Aliyev, Mahmud Ahmedinecad, Beşar Esad, Hüsnü Mübarek, Angela Merkel, Vladimir Putin ve Tayyip Erdoğan.
Hangisinin liderliğine daha çok güvenirsiniz?
Bu tehlikeli yolculukta, kimi klavuz seçersiniz?
***
Amerikan World Public Opinion firması, 20 ülkede buna benzer bir anket yapmış.
Dün, bazı gazetelerde sonuçları yayımlandı.
Dikkat çekici verilerden biri şuydu:
Bütün o ‘Davos fatihi' tezahüratlarına rağmen, Başbakan Erdoğan, Arap sokağında liste başı değil.
Ama ‘en güvenilir liderler' sıralamasında, derece alıyor.
Hatta bazı müslüman memleketlerdeki şahsi puanı, yerli rakiplerinin bile üzerinde.
Yani, kredibilitesi hayli yüksek.
***
Gelgelelim Türkiye'ye...
Bence en çarpıcı kısmı bu.
Anlıyoruz ki ne Ahmedinecad, ne Esad, ne Putin, ne de bir başkası halkımızın gönlünde yok.
Bu isimler, bizim hanede çok az güvene mazhar olmuş.
Obama ile Aliyev, nispeten daha iyi durumda.
İlkini, Ahmedinecad'a; ikincisini de Esad'a tercih ediyormuşuz.
Yani hamaset, bir yere kadar...
Sırf  ‘delikanlı', sırf  ‘ona
buna kafa tutuyor' diye...
Sütçüye, tüpçüye meyletme ihtimalimiz görünmüyor.
Hem, körü körüne kimsenin peşine takılıp gitmiyoruz...
Hem de,
her ulusalcı komploya
teşne olsak bile, Amerika'dan  ölümüne
nefret ettiğimiz görülmemiş.
***
Gönlümüzü çelen, gene
bizim mahalleden...
Evimize, barkımıza sadakatimiz tescillenmiş oldu.
Gerçi Baykal, ‘Sana güvenim yok' dedi, ama...
Belli ki milletin güvenini kazanmış.
Tayyip Erdoğan, yüzde 57 ile açık ara önde...
Sağlıklı bir gösterge
değil mi?
Toplumsal sıhhate işaret eder.

Radikal
02.07.2009
16:00
0
1150
0
Işte bu okulda ameleydim
Işte bu okulda ameleydim
İbrahim Tatlıses'in “İbo Show”u, bu akşam Star TV'de yeniden başlıyor...
02.07.2009
10:18
0
2155
0
Güneşi yoğurtla sıvamayın, yanarsınız
Güneşi yoğurtla sıvamayın, yanarsınız
Güneş yanıklarına bulunan inanılmaz çözüm yolları her zaman doğru mu, çözüm yolu yoğurt sürmek mi? Uzmanlar uyarıyor!...
02.07.2009
10:16
0
1080
0
Yeni eğitim yılında kıyıfet değişikliği yok
Yeni eğitim yılında kıyıfet değişikliği yok
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Okul Kıyafetlerini Değerlendirme Çalıştayı'ndan çıkan raporlarda yer verilen konuları, bilimsel değerlendirmeleri kapsamlı bir şekilde ele alacaklarını ve bir politika oluşturacaklarını söyledi...
02.07.2009
10:12
0
1009
0
Kafkas suikastında türk parmağı iddiası
Kafkas suikastında türk parmağı iddiası
Rusya hükümetinin yayın organı Rossiskaya, İnguş Cumhuriyeti Başkanı Yevkurov'u hedef alan bombalı suikastın, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın işi olabileceğini öne sürdü...
02.07.2009
10:09
0
970
0
Cem moskova büyükelçiliği`nden kaçtı!
Cem moskova büyükelçiliği'nden kaçtı!
Yakalanmasına ramak kalmıştı!...
02.07.2009
10:00
0
1195
0
Keita galatasaray`da
Keita galatasaray'da
Cimbom, aradığı golcüyü Fransa'da buldu. Sidney Govou beklenirken, G.Saray bir başka Lyon'luyu alarak ters köşe yaptı...
02.07.2009
09:58
0
1013
0
Key ödemeleri için geri sayım başladı
Key ödemeleri için geri sayım başladı
Yaklaşık 5.8 milyon vatandaşı ilgilendiren ikinci KEY ödemelerine ilişkin listelerin hazırlanma süresi doldu. Ödeme için hesaplamaların iki ayda yapılması planlanıyor...
02.07.2009
09:57
0
1040
0
Kurmay albay dursun çiçek`e tahliye
Kurmay albay dursun çiçek'e tahliye
Dursun Çiçek'in avukatı tutukluk haline itiraz etti. Mahkeme itirazı yerinde buldu ve Çiçek'in tahliyesine karar verdi...
02.07.2009
09:55
0
967
0
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın