Her şey ihtiyaçtan doğar.Bugün eğer dünya insanları mutsuz ise bunun nedeni dinlerinde yeterli olmadığı gerçeği var..Yeni bir toplum tasarımı gerekli diye düşünüyorum...Her alanda..
inen vahiyleri hafızlar ezberlemiş, katipler parça parça yazmış, Kur'an sağlam ve orijinal olarak tespit edilmiş, ancak Peygamber zamanında iki kapak arasında kitap hâline getirilmemesi çok hikmetli olmuş, çünkü daha sonra Kur'an'ı tehlikede görme korkusu, müslümanları dine sahip çıkmaya itmiş, dört elden dine sahip çıkama bilinci oluşmuş.
@Misafir Kullanıcı ilginc bir tespit,... Objectif gözlemler sonucu en mantikli tespit söyle olabilir: Muhamed peygambere hala vahi geldiginden dolayi kitaplastirmayi ertelemistir. O halde henüz bütüne kavusmamis ilahi calisma demek daha mantikli olmuyormu? Osmaninda canina tak etmis son noktayi koyuverip son kitap ilan etmis.
din afyondur ve tarih boyunca guc devsirmek icin bir arac olmustur. roma doneminde hristiyanlik kabul edilerek fakir halki daha iyi kontrol altina alacaklarina inanmislardi. islam ile vahsi arap colunde bir devrim yapildi. sonrasinda halifeler guc savasina girdi, hatta kiliclarina kuran sayfalari asilmak suretiyle din istismari yapildi. anadolu selcuklu dini afyon niyetine kullanan hashasiler tarafindan yikildi. fatih istanbul'u dinin afyon verici gucu ile fethetti (hatirla hadisleri). osmanli halifelik ile islam kavimlerini kontrol etti. feto din ile milyonlari kandirdi. devamini siz getirin.
Ona bakarsanız Muhamed peygamberinde kitabı yoktu. Osman tarafından derlenip toparlanıp kitap haline geldi. Osmanın derleyip topladıklarının güvenirliği ve orjinallığı tartışmalıdır. Ayriyetten Marksın islamiyete farklı bakacağını sanmıyordum.Marksın Tarihsel materyalizmi okumanızı öneririm.
@Misafir Kullanıcı Muhamed peygamberden 10 yil sonra Osman halife oluyor. Halifelik döneminde kitaplastiriyor. Benim sorum: Neden Muhamed peygamberin kendisi kitaplastirmaya gereksinim duymadi? Neden kitaplastirmadi? Halbuki kagit m.ö 2000 yillarda bulunmustu.
@Misafir Kullanıcı Hz Osman Dönemi sahabilerin dönemidir, tabiin dönemi değildir. Kuran zaten hafızlarca ezberlenmişti, ayetler parça parça parşömenlere yazılmıştır. yani kaynak ilktir, duyulmuş geçmiş zamana ait değil, ya da asırlar sonra yazılmamıştır, Peygamber efendimiz s.a.w. in vefatından çok kısa bir süre sonra kitap haline getirilmiştir. daha önce sadece kitap halinde değildi.
Peygamberin elinde din:AKSİYON Siyasal İslamcıların elinde din: AFYON. İslam adına çağın anlayacağı bir dil geliştirmek veya din yahut Allah adına yeni tasavvurlar oluşturmak zaten asırlardan beri yalpalayan müslümanların bütünüyle kendilerini kaybetmelerine sebep olacaktır. Çözüm; öze dönüştür. Kur'an'a dönüştür. Sadece ve sadece Kur'an'ın anlattığı dini din edinmektir. Şunu da artı ifade edeyim ki; yazılarınızı takip ediyorum. Bu yazınızda biraz daha özgür, biraz daha temel çizgiye yakınlaştığınızı hissettim. Tebrik ettim. Takdir ettim. Selametle...
@Misafir Kullanıcı dinimiz aksiyon dini değildir, gerçekçidir, doğrudur, mantıklıdır, insan yaşamına en uygun inançtır. Çünkü din Allah'tandır. Aksiyon ise heyecan verici şeylerdir, bazen çılgınlıktır, mantıksızlıktır...
İnanmak elbette bireyseldir lakin bir kişi müslüman olmuşsa diğer birey ve topluma karşı olmazsa olmaz sorumlulukları da olur, ya da bir toplum müslümansa birey ve diğer toplumlara karşı görev ve sorumlulukları vardır. Dinimiz İslam bireylerin kalbine aklına hapsedilmiş pasif bir inanç değildir. Lütfen dinimiz İslamı diğer inaç ve ideolojilerle düşünce ve fikirlerle kültürel normlarla falan karıştırmayalım. mesela zekat vermek hem bireysel hem toplumsaldır.
Her insan yargı gününde tek başına Rabbin karşısında duracak bundan dolayı her koyun kendi bacağından asılı. Bizim ile Rab arasında ilişkimiz kimseyi ilgilendirmez. Eski ahitte Rabbin tapınağında kutsal yer ve en kutsal yer diye iki yere ayrılırdı en kutsal yer Rabbe en yakın yerdi bizim ve Tanrı arasında en kutsal yer ise yüreğimiz Rab ile orada buluşuruz. İnanç kişiseldir. Rab insana inanma özgürlüğünü vermiştir.
@Misafir Kullanıcı hangi anlamda inanç kişiseldir dediğinizi bilmiyorum lakin İslam dininde birey hem diğer bireylerden hem de toplumdan sorumludur aynı şekilde toplumun da birey üzerinde sorumlulukları vardır. mesela zekat vermek hem bireysel hem toplumsal bir eylemdir, insanlara iyiliği emretmek, kötlükten sakındırmak hem bireysel hem toplumsal bir görevdir. v.s. sağlıcakla..
Her insan yargı gününde tek başına Rabbin karşısında duracak bundan dolayı her koyun kendi bacağından asılı. Bizim ile Rab arasında ilişkimiz kimseyi ilgilendirmez. Eski ahitte Rabbin tapınağında kutsal yer ve en kutsal yer diye iki yere ayrılırdı en kutsal yer Rabbe en yakın yerdi bizim ve Tanrı arasında en kutsal yer ise yüreğimiz Rab ile orada buluşuruz. İnanç kişiseldir. Rab insana inanma özgürlüğünü vermiştir.