Metafiziğin sınırları ile ilgili olarak söylenilen şeyler Kant'a göre spekülatiftir. Çünkü elde veri yok diyor. Ama akıl bu merak ediyor çıkarım yapıyor, metafiziğe kulak veriyor ve bazıları inanıyor bazısı acaba diyor. Kant, Tanrı'nın varlığı, ruhun ölümsüzlüğü, evrenin başlangıcı ve sonu gibi metafiziksel bilginin insan aklı tarafından kesin olarak çözülemez ve bilinemez der. Kısaca bilgi sadece deneyimsel ve akli çıkarımdan ibaret olmayabilir. Dolayısıyla bilim metafizik ilişkisi biraz toleranslı olmayı gerektirir.
Bilim kainattaki her şeyin yapi ve işlevini deney ve gözlemnyolu ile incelereyetek açıklamaya çalışır. Oysa din Yaratıcı tarafından insanların dünya ve ahiret saadeti için gönderilen hayat kurallarıdır. Birbirlerine engel olma durumları asla olmaz
Felsefenin ve aklın babası denilen Kant 'spekülasyon'dur diyerek metafiziğe bir kapı aralamıştır. Bazı yorumculara bakıyorum metafiziği fizikle karıştırmış ve birileriyle dalga geçtiklerini sanıyorlar. İnanç konularında Kant gibi toleranslı ve temkinli olmak ve hemen inkar etmemek lazım. Çünkü bilmediğin bir alan ile ilgili nasıl oluyor da kesin konuşuyor ve inkar edebiliyorsun!?
@Misafir Kullanıcı Bu da bişeymi? Postuna oturan bir şeyh şöyle diyor, ben nuhun gemisini avucuma alarak sahili selamete kavuşturdum. Hz. İbrahimi.ateşten ben korudum
Aslında şimdi bile bilimin önünde nasıl ciddi engeller olduğu biliniyor. Düşünün bilimin en üst kurumu üniversitelerin Rektörlerinin bir kısmının uluslararası makaleleri yok. Bunların yönettiği Bilim kurumunda bilim nasıl gelişebilir
'Biber tatlıdır. Ahmet de tatlıdır. O halde Ahmet biberdir'. Tatlı olmak Ahmet'in biber olmasını gerektirmez.Bu klasik mantıktaki yanlış kıyas veya yanlış bağ kurma örneğidir. ortaçağda kiliseden bir din adamı çıkıp dese ki bence bu yanlış değil doğru kıyastır. Herkes itiraz edecekti. Fakat uzun asırlar cennetten arsa sattılar Avrupa'da. Oysa mantık bilimi açısından bu da yanlış bir kıyas örneğiydi. İnanmak güzel bir şey ama sömürülmemek de gerek. Bunun için de bilim, metodoloji, matematik yani mantık şart. Bugün sorgulayanlar değil sorgulamaya
Batılı tarihçiler lafı biraz da yumuşatarak dünyanın geri kalanı ve özellikle Ortadoğu toplumları için din ve bilimin uzlaştırılma sorunu olduğunu iddia ederler. Yani madem dinden vazgeçmiyorsunuz bari uzlaştırın. Aslında adamlar bin senelik ihmalin faturasını bize üç kelime ile özetlemişler. tefsir, hadis, fıkıh, kelam, tasavvufu çok iyi derecede metodolojisiyle bilin sorun yok diyorlar. Ama Diğer taraftan pozitif bilimler, felsefe, mantık, matematik iyi derecede bilin ve kullanın. Değilse Batı adam yerine koymuyor. Gazzali de mantık bilmeyene itimat edilme
Bilim metodoloji demektir. Bunun öncüleri Batıda Descartes ve Bacon'dur. Yani bilgi dediğimiz şey deney veya sağlıklı akıl yürütme metodları elde edilirse güvenilirdir. Değilse duyguya dayalı koca karı efsaneleri ile başa çıkamayız demişler. Din burada farklı bir metodoloji kullanıyor çünkü metafizik alanda bir iddiası var. Şimdi burada bir din hurafe ise bilime karşı kaybetme olasılığı yüksek ki Ortaçağ Avrupa'sında görüldü. Hurafeyi by pass edip işine gücüne bakınca Batı aklın çocuğu oldu. Rönesans ile bir nevi karanlıktan aydınlığa çık
Sonraki yaziyi bende merak ediyorum. Bu arada Hocanin son iki yazısına yapilan yorumların entellektüel birikimden kaynaklanmasını da önemli buldum. Önceki yazılara yapılan sığ eleştiriler gibi değil
Batı ortaçağa karanlık çağ der. Çünkü akıl, güneş gibi tutulmuştu. Eleştirel düşünce ve sorgulama olmayınca meydan Batının firavun meşrepleri olan dini ve siyasi otoratilere kalmıştı. duygu aklı yenince ortaçağ yaşanıyordu. Akıl duyguları yenince rönesans aydınlanma sanayi devrimi. Peki güzel , acaba bizde durum kaç kaç? Harezmi, İbni Sina, Razi, Heysem, Biruni altın zamanında akıl öndeydi o kesin.
@Misafir Kullanıcı Ortaçağda akıl güneş tutulmuştu.Ama niye tutuldu.Çünkü iktidarı ele geçiren dini ulema katalik papazların işine öyle geliyordu.Amaç iktidar nimetlerinden faydalanmak.İktidarlarını daimi kılmak.Benzerini emevi abasi halifelik döneminde görülür.Rant için bu halifelik makamı için inancın içi boşatıldı.Birbirine girdiler soy soplarını kuruttular.Bunun neresi inanç.Aynı şey günümüzde iktidara yalpanan tarikatlarda görülüyor.Bu tarikatlar fırsatı bulduklarında iktidarı ele geçirmeye çalışıyorlar.Örnek FETÖ.