Zenginlere zekat verilebilir mi?Bu makaleyi yazmama sebep olan Noam Chomsky'nin “Dünyayı Kim Yönetiyor” kitabıdır. Gördüğüm kadarıyla fakirlerin zenginlere zekât verdikleridir. Günümüzde buna aracılık yapan ise birçok kurum ve kuruluşun var olduğuydu. Ekonomi ilminin “pozitif bir ilim” olmadığını liseli yıllarda fark etmiştim. Adam Smith'in “Milletlerin Zenginliği”, Karl Marx'ın “Kapital”ini ve Muhammed Bakır Es Sadr'ın “ İslam Ekonomi Doktrini” vb. pek çok kitabı okurken, bu ayrıntının farkına daha o zamanlar varacaktım. Ekonomi, tümüyle bir karar ve tercihler kategorisidir. Karar ve tercihlerin bir sonucu olan bir yapının, objektif kriterlere sahip olunmayacağı bilinen bir realitedir. Üretim, dağıtım ve paylaşımdan ibaret olan bir olgunun içeriğini belirleyen emek ve adalet duygusudur. Üretim ve tüketim arasında mali politikaların varlığı, dağıtım mekanizmasının yapısıyla bağlantılıdır ve bunun bir göstergesidir. Politik gücü elinde tutanlar, üretimi ve tüketimi doğrudan etkileme gücüne sahiptirler. Noam Chomsky, modern dünyanın en büyük eleştirmenidir. Arthurn Naiman'ın değişiyle “eski ahit peygamberinin modern çağdaki muadili olan” yazar, bize ilginç gerçekler sunmaktadır: Sosyal maliyetler, çevresel kirlilik, borçlanmalar, gümrük tarifeleri, dolaylı vergiler, teşvikler vb. maliyetlerin kamulaştırılarak bütün topluma ödetilmesi, adalet ve hakkaniyet ilkesi babında baktığımızda yazarın ne kadar haklı olduğu görülmektedir. Bu kitabı okurken Âmin Maalouf'un “Çivisi Çıkmış Dünya” kitabı aklıma geldi. Gerçekte de dünyanın çivisi çıkmıştır ve insanlar bir Mesih'i bekler gibi beklemektedir. - Önce kamuda liyakat, ehliyet öldürülür; ardından “kamudaki hantallıktan nasıl kurtuluruz?” reçeteleri için mazeretler uydurulur. Çelişkiler, paradokslar, sentezler ve antisentezlerin ardında birileri bize uzayda “demokrasi dersleri” vermeye çalışmaktadır. best piyasa ekonomisine bu gözle baktığımızda, serbest piyasanın bir oyundan ibaret olduğu net bir şekilde görülmektedir. Önemli bir paradoks da günümüzde para, mülkiyet ve egemenlik ilişkisine baktığımızda; insanların uğruna öldükleri ve kutsadıkları değerlerin devlet tarafından değil de, şahısların uhdesine bırakılmasının ne kadar ahlaki oluşuna dair sorusudur. “Şahıslar mı yoksa devlet mi daha güvenli ?” Yeraltı ve yerüstü kaynakları ya başka ülkeler tarafından veya da kendi içinde organize olmuş güçler tarafından talan ediliyor. Bunun özel mülkiyet ile alakası yoktur. Özel mülkiyetin de sınırları vardır. Özel mülkiyeti, kutsayıp tütsüleyenlere şunu sormak geliyor: Bu kutsallık nereden kaynaklanıyor? Bugün dünyadaki kaynakların büyük bir kısmına el koyan bu güçler; YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 25 Kasım 2024 ÖLÜMCÜL KİMLİKLER ve ŞAHSİYETİN ÖLÜMÜ15 Ekim 2024 Asilzade Bir Kadının Hikayesi: Godiva Efsanesi22 Aralık 2023 Konaktan Barınağa Bir Yerel Yönetim Klasiği (!)29 Ekim 2023 Demokrasi İle Taçlandırılmış Bir Cumhuriyet
|