KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
22 Aralık 2024 Pazar
°C
Yılmaz Ekinci
yekinci07@hotmail.com

Yerel Düzeyde Siyaset ve İki Kadın

07 OCAK 2018 PAZAR 22:16
23
9720
18
AA aa

İnsanoğlu yeterli bir donanıma sahip değilse, kendisini kolaylıkla bir şey ile tanımlayabilir. Bu, bilinen bir fizik kuralıdır: Yükseklerde hep keskin ve sivri taşlar bulunur; aşağılara inildikçe sivri ve keskin taşların yuvarlak şekil aldığı görülür. İnsanoğlu da öyledir. Gezdikçe, öğrendikçe, nesnelerle ilişki kurdukça, kendi kabilesinin dışında başka kabilelerle ilişki geliştirdikçe gelişir ve medenileşir. Keskin inançları gider, uzlaşma kültürü ve dayanışma ilişkileri gelişir ve daha rahmani bir kimliğe kavuşur.  Kendi benliğinden başka benliklere, başka benliklerden ötekilere ve ötekilerden öte aleme uzandıkça tekâmül dediğimiz evreye doğru yol alır.

Bu yolculukta “Ben”  yok olup küle dönecek ve bambaşka bir hale bürünecektir. 

Her insanın bir tekâmül çizgisi vardır. Önemli olan tekâmül çizgisinin ilk basamaklarından çıkıp zirveye doğru tırmanmaktır.

Ben, olaylara ve olgulara fazla ideolojik bakışla bakanlara kuşku ile yaklaşırım. İlmi gözlem ve inceleme ile olgulara yaklaşanları daha gerçekçi bulurum. Peşin yargılar ve ideolojik tutumların aklın zindanı olduğuna inanırım. Eşyanın hakikatini keşfetmeye çalışmak, onu dillendirenlerden daha fazla bana cezbedici geldiğini söyleyebilirim. 

Siyaset dünyasında elini tuttuğum iki lider oldu. Birincisi 11 yaşlarında iken elini tuttuğum Rahmetli Türkeş ve diğeri ise Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan. Çocukluk çağlarında milliyetçi bir çizgi ve gençlik çağlarında ise İslami bir çizgi…

Bugün geldiğim nokta ise, çevresini güzelleştiren her varlık, benim için anlamlıdır ve kıymete değerdir. Gerisi ise laf ü güzaftır.

Bingöl siyasetinde iki kadın: Ümmü Gülsüm Homan ve Şebnem Koçakelçi.

Kadının olmadığı bir cemiyet ölüdür. Kadını hesaba katmayan bir hareket sakat bir atletin yarışa katılışı gibidir. Kadını eğitimin öznesi olarak kabul etmeyen bir tutum, erkeği yüzüstü cahil bırakmaya mahkumdur. Geleceğin inşasını kadınların üzerine kuramayan her düşünce, ölmeye mahkumdur. Kadını, beşerî, iktisadi ve siyasi hayata dahil etmeyen her düşünce, toplumu geri götürmeye adaydır. Kadının olmadığı bir toplumda hak ve hukuk gelişmez, hayat da güzelleşmez.

Gerçekler dünyasında durum bu iken, yerelde ise (Bingöl'de) dini hayat hep otantik olarak gelişmiştir. Bingöl muhafazakarlığının şeyhlik kurumu ile bir bağlantısı yoktur. Şeyhlik, dini bir oluşum değil, toplumsal ve idari bir düzenlemenin sonucudur. Kutsal olmadığı gibi dini bir müessese de değildir. Dinin mahiyeti, fıtrata ilişkindir ve hiçbir kulluk biçimine de rıza göstermez. Ruhbanlık, şeyhlik ve teokrasi İslam'da yer bulmaz. Bunlar idari düzenlemelerdir.

Bingöl'de aşiret yapısı da kurgusaldır, kan bağına dayalı değildir ve hiyerarşik yapı üzerinde vücud bulmaz. Örneğin Zikte, Az ve benzeri aşiretler, kan bağına ve güçlü bir klanın altında oluşmuş bir yapının sonucu değil, aksine birer bölgenin- coğrafi yerleşim yerlerinin isimleridir. Ayrıca, Bingöl'de herkes birbirinin yakını ve akrabasıdır. Bingöl, güçlü kültürel akrabalık alt yapısına sahip bir şehirdir.

Siyasal yapı, kendini idame ettirmek için bu suni oluşumları icat etmektedir.

Bingöl'de kadın her zaman irade ve idare sahibi olagelmiştir. Evde, çarşıda, hayatın kılcal damarlarında hep söz sahibi olmuştur. Kadının güçlü olduğu ev, hep o kadının ismi ile anılmıştır. Örneğin, Keysar (Sare'nin evi), Keyfat (Fatma'nın evi), Keyayş (Ayşe'nin evi).

Anlatacağım bu öyküden birisi benim çocukluk dönemimde taşıdığım fikrin mecrası olan ve bugün MHP'de siyaset yapan Ümmü Gülsüm Homan, diğeri ise gençlik dönemimde fikir havzasına katkı koyduğum ve Ak Parti'de siyaset yapan Şebnem Koçakelçi'ye ait öyküdür.

Ümmü Gülsüm Homan; genç, dinamik, teşkilatçı ve donanımlı bir kadın siyasetçidir. Bingöl'de MHP'de ilk kadın kolları başkanı sıfatına sahip, gelecek vadeden, azimli ve genç bir siyasetçimizdir. Kendisi üniversite mezunu olup; girişken, çalışkan ve rasyonel düşünen birisidir. Çok kısa bir zaman içerisinde Bingöl'de MHP kadın kollarını toparlayan, örgütleyen ve başarılara imza atan bir siyasetçi profiline kavuştu. MHP kadın kollarını, Ak Parti kadın kolları ile kıyasladığımda, bunca geçmişe rağmen iktidar partisinin kadın kollarının toplumda istenilen etkinliğe sahip olmadığı görülmektedir. Bölgede çok yeni kurulan MHP Kadın Kolları, Başkan Ümmü Gülsüm ile rüzgârı almış durumdadır.

Ak Parti'nin kalesi sayılan Bingöl'de kadın kollarının bu kadar örgüsüz ve örgütsüz oluşunun sebebinin dini ve muhafazakâr değerlerden değil, “siyasi” ve ataerkil bir siyasetin bölgede kendisini cari kılmak istemesinin bir sonucu olduğunu söylemeliyim.

Diğer kadın siyasetçimiz ise anne tarafı Karadenizli ve baba tarafı Bingöllü olan, Bingöl'de tanılan, sevilen ve hayır sever iş adamı rahmetli Abdülrezzak Koçakelçi'nin kızı olan Şebnem Koçakelçi hanımefendidir.

Şebnem Koçakelçi,  Bingöl'de “siyaseten katl'e tabi tutulan bir kadındır. Çok olağanüstü bir dönemde ve olağan olmayan bir zaman şerhinde kötü bir propagandaya kurban edilen birisidir. Şebnem Hanım, çok genç yaşta İstanbul Ak Parti teşkilatında görev alan ve teşkilatçılığın ne olduğunu bilen birisidir. Bingöl'de hantal yapıya müdahale etmek istediği için muhafazakâr olmayan siyaset baronları tarafından kellesi alınan bir siyasetçidir. “İstanbul'da siyaset yap, gel Bingöl'de boğul!..” Ama hayatın kaderi bu olsa gerek: “Büyük ırmakları yüzerek geçeceksin ve gelip küçük bir derede boğulacaksın”. Gariplik bu!

Türkiye'de, partisi iktidarda olup da, hiçbir kadının uğramadığı bir lince kurban edildi. Gençti, dinamik idi, değişim ve dönüşümden yana idi ve ilginçtir ki; “siyasetten para kazanan değil, para harcayan” birisi olarak, Bingöl'de siyaset baronları tarafından “siyaset dışı” bırakıldı. Aslında Şebnem Hanım Bingöl için bir şanstı ve toparlayıcı güce sahip bir siyasetçi idi. Teşkilat ve teşkilatlanmadaki hantallığı erken fark edip, el atmak istemesi ve konjonktürün uygun olmaması sonucu siyaset baronları tarafından aforoz edildi. Bingöl'de siyaset baronları dini argümanlara saygılı oldukları için değil, dini kendi özel çıkarlarına alet ettikleri için kadını hayatının dışında tutmaya çalışıyorlar. Bu eşyanın ve Ak Parti'nin gerçeğine uymayan bir olgudur.

Şebnem hanım muhafazakâr olmadığı için değil, “muhafazakâr değerlere sahip olmayan kişiler” tarafından siyaset dışı edildi.

Bugün Bingöl'de yaşanan siyasetteki değişim ve dönüşüm, o zamanki Şebnem Hanımın yapmak istediğinin ne kadar haklı olduğunu gösteriyor. Zamanı gelmiş bir gerçeğin önünde hiç kimsenin duramayacağı bilinen bir realitedir. Bingöl'de siyaset ısınıyor ve taşlar yavaş yavaş yerine oturmaya başlıyor. Mevla'm,görelim neyler neylerse güzel eyler.”

 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Misafir Kullanıcı (@Misafir_22243)
25 Ocak 2018 Perşembe 22:15
Helal olsun, bütün Bingölü iki tane bayana mahkum etmiş, bu kadar ilim tahsil ederek!
Misafir Kullanıcı (@Misafir_21830)
11 Ocak 2018 Perşembe 18:48
Hakikat ve doğru'lardan taviz vermeyen Bingöllü
Misafir Kullanıcı (@Misafir_21791)
09 Ocak 2018 Salı 15:29
Sanırım artık Ak parti ile MHP'nin ittifakına kesin gözüyle bakabiliriz.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_21788)
09 Ocak 2018 Salı 15:04
Şebnem KOÇAKELÇİ memlekete hizmet için geldi BİNGÖL'e ama hizmeti istemeyen zihniyet tarafından diskalifiye edildi. Bunun acısını Bingöl halkı çekiyor ve çekecektir. Mevcut yönetimin ne gibi hizmeti var soruyorum sizlere köprü,Havaalanı gibi hizmetler devletin aslı görevidir bunları hizmetten saymayalım, Milletvekili, yerel yönetimlerin daha güzel ve uygun projelerle hizmet yapmalılar Bingölde Aksa Elektrik diye bir mafya var ilimizde enerji projesinde basiretsiz hizmetler yapıyor işçiler akıma kapanıyor bunları sorgulayan yok Bingölde üst düzey yöneticiler uyuyor bunun hesabını hak sorar.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_21787)
09 Ocak 2018 Salı 13:32
hayatımda bu kadar saçma sapan bir yazı okumadım. yazan kardeşimiz bir daha okusun. feminist misin kominist mi erkek işi yapan kadınlar kavramını açıklamadan sana düşünmeni tavsiye ediyorum.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_21806)
10 Ocak 2018 Çarşamba 10:03
@Misafir Kullanıcı Bu konunun feminizm ile veya kömünizm ile bir bağlantısı yoktur. Bir toplum düşünün; kadını yok farz ediyor ve idarenin ve siyasettin sadece erkeğe özgü bir meslek (!)olduğunu söylüyor. Bu iki kadının neden başarılı veya başarısız olduğu değil, onların beşeri hayatta olmamasını istemeyen bir zihniyetin geldiği fukaralığı sorguluyor, biraz da bu açıdan olaylara bakınız.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_21780)
09 Ocak 2018 Salı 11:40
Aşiret yok,şeyhler yok, din Bingöl'de şöyledir aslında o yok bu yok dışarıdan gelen aday var, tanımadığımız bir kadın kolları başkanı var.Ayrıca Ak parti MHP yakınlaşmasından ne devşiririm diyen bir yazar olarak da siz mi varsınız ? Kimse kimseyi katletmemiştir. Görünen köy kılavuz istemez ama sanki siz de istiyor gibi. Kökleri bu toprakların en derinine işlemiş yetenekli yetişmiş insanlar varken dışarıdan bir gül getirip ekme işi insanların eleştirisine tabi olabilir. Bu da katl değildir ve gülünde kıymetsiz olduğunu göstermez ama yanlış hamleye de yanlış deriz.Vesselam
Misafir Kullanıcı (@Misafir_22019)
18 Ocak 2018 Perşembe 11:51
@Misafir Kullanıcı damın kim olduğu önemli değil o yok bu yok demekle yok oluyor mu? Kimse yazara çektiği zorlukları sormadı ya da oralara nasıl geldiğini öğrenmekle mükellef değiliz.Şeyhin ne demek olduğunu sadece Arapça da şu demek olmadığını sizde biliyorsunuz. Sistemi savunduğumda yok günümüz şartlarında ama yok demekle oluyorsa :) Şimdi Bingöl'ün şeyh olarak sınıflandırılan ailelerinin ya da bey aşiret olarak adlandırılan ailelerinin nüfusunu düşünelim öyle yazalım bence :) bu da siyasetten anlamadığınızı gösteriyor mürekkep yalamak ayrı bir kavramdır kitapları yüklenmekle olmuyor bu işler.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_21810)
10 Ocak 2018 Çarşamba 11:28
@Misafir Kullanıcı Çağımızda, aşiret ve şeyhlik kurumları savunuyorsanız söyleyeceğim bir şey yoktur.Bu yapılar, tarihi ve sosyolojik aşamanın ürünleridir. Çağımızda bu iki yapının da hükmü ortada kalkmıştır. Şeyh , kavram olarak Arap toplumunda kabilenin ileri gelen yaşlı kişisidir.Dini bir terminoloji değildir. Azıcık mürekkep yalamış herkes bilir. Bu sayfanın yazarını bilen bilir, her zaman dik durmayı, eleştirinin nimetini ve hakikatin savunucusu olagelmiştir.Hayatında fazlasıyla yaşam bedelinin zekatını vermiş birisi olarak ne kimselerin omuzlarına basarak yükselmiş ve nede kimselerin ayağını çekmiş
Misafir Kullanıcı (@Misafir_21776)
09 Ocak 2018 Salı 10:06
Yılmaz kardeşim doğru bir tespit yapmıştır, tebrik ediyorum.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_21767)
09 Ocak 2018 Salı 07:47
Maşallah Allah Seni korusun pirim
Misafir Kullanıcı (@Misafir_21766)
09 Ocak 2018 Salı 07:46
Maşallah pirim Allah razı olsun gerçekleri haykiranlardan ve sizden
Misafir Kullanıcı (@Misafir_21765)
09 Ocak 2018 Salı 04:51
Yılmaz bey çok güzel bir konuya temas etmiştir. Bingöl dan iki kız kardeşimizin siyaset içinde bu denli başarılarını yürekten destekliyorum. Bingöl için iki deği keşke 12 bayan kardeşimiz aktif siyasette yer almışolsaydılar. Bingöl lümüzün sizin gibi kalemi güçlü insanlara ihtiyacı vardır. Yürekten kutluyorum sayın Ekinci yi.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın