Yeni rektör ve emitt'teki tanıtım yoksunluğumuz!Prefabrik yapıdan betonarme yapıya kavuşturulması için kamuoyu oluşturma çabamızın daha ilk haftasında, prefabrik yapıda yangın çıkmış ve Bingöl Meslek Yüksek Okulu, deprem sonrası toparlanma sürecinin yaşandığı o dönemde betonarme yapıya kavuşmuştu. 2007'de, ödenekleri bir yıla yayıldığı için teslimatı gecikecek olan Ziraat Fakültesi binası için yaptığımız bir haber sonrası, ödenek sorunu çözülerek Bingöl Üniversitesi, yeni binasına taşınmıştı. Her ilde bir üniversite olacaktı. Fakat Bingöl olarak şanslıydık. Ziraat Fakültesi adıyla yapılan koca bir binamız hazırdı bile. Rektör ataması, senatonun oluşturulması vs. birçok sancılı süreç çok şükür hızla geride bırakılmış. Artık, akademik personel açığını kapatmak ve yeni fakülteler, idari binalar inşa ederek fiziki yapıyı tamamlama aşamasına geçilmişti. Bu hususta, Kalkınma Bakanımız Sayın Dr. Cevdet Yılmaz gibi bir şansımız vardı. Bingöl Üniversitesi'ne verdiği önemli, hemen her beyanındaki cümleler arasında hissedebiliyoruz. YÖK Başkanının Bingöl ziyaretinde sarf ettiği övgü dolu cümleleri de hatırlıyorum ki, bu sözler de, Bakan Bey'in üniversiteye sağladığı desteğin açık ifadesiydi. Bu hususta kendisine teşekkür etmek istiyorum. Umarım Bingöl'ün yaram kalan diğer hizmetlerinin de kısa sürede tamamlanmasına vesile olur. Üniversite, aslında Bingöl'de birçok değişimi beraberinde getirdi. Emlak, taşımacılık, lokanta, kafeterya vs. birçok sektör öğrenci ağırlıklı bir hizmet anlayışıyla kuruldu, gelişti ve yeni yatırımcılar da hazırlıklarını sürdürüyor. Her geçen gün artan öğrenci sayısı sadece ekonomik anlamda değil, sosyal ve kültürel anlamda da birçok zenginlik kazandırmıştır. Sempozyumlar, akademik çalışmalar vs. onlar da toplumda farklılık ve bilimsel değişim açısından katma değer sağlamaktadır. Eleştirdiğimiz birçok husus olsa da, görevini tamamlayıp Bingöl'den ayrılan Eski Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Gıyasettin Baydaş'a sunduğu hizmetlerden dolayı şahsım adına teşekkür ediyorum. Artık yeni bir dönem başlayacak inşallah. Bu hususta Rektörlük Seçimini birincilikle tamamlayan kıymetli Prof. Dr. İbrahim Çapak hocamız, nasip olursa Rektör olacak. Disiplinin, adaletin, hoşgörü ve demokrasinin hakim olduğu, kaliteli eğitim odaklı bir Üniversite olarak hem ilmi, hem de sosyal, kültürel ve ekonomik katkıların artarak sürdürülmesi en büyük temennimizdir. Donanımlı, liyakatli ve tecrübeli bir şahsiyet olmasının Bingöl Üniversitesi'ne önemli katkılar sunacağına inancımın yüksek olduğunu da ifade etmek isterim. Geçmişe takılmadan ama geçmişten de ders çıkararak güçlü ve istikrarlı bir yönetim anlayışının hakim olmasını da yürekten temenni ediyorum. Kararların, araştırma ve sağlam istişarelere dayalı olmasının da ciddi faydalar sağlayacağını da hatırlamakta yarar görüyorum. TANITIM BECERİKSİZLİĞİMİZ VE BOŞA HARCANAN PARALAR! Bir diğer husus da, Bingöl'ün tanıtım alanındaki başarısızlık hikâyelerinden bir yenisinin tekerrür etmesidir. Her yıl tanıtım amaçlı çeşitli etkinliklere katılan Bingöl, 2016'ın ilk organizasyonu olan Emitt Fuarı'nda da yerini aldı. Maalesef aldığım haberler, pek de iç açıcı değildi. Diyarbakır stantlarında oluşan renklilik, yaygın medyada geniş yer bulmuştu. Bingöl'ün bırakın yaygın medyaya konu olması, olmamasını daha hayırlı görüyorum. Sabah gelen bilgide, Bingöl standında Erzincan markalı kaşar peynirinin satıldığı belirtiliyordu. Nihayetinde fotoğrafını da gördüm. Sadece para harcayıp oluşturulan kuru bir stantta, gelen hemşerilerimizi ağırlamanın mutluluğundan başka bir şeyler yok gibiydi. Böyle bir standın neyini tanıtacaklardı? Ya da Bingöl standında Erzincan kaşarının nasıl pazarlandığını mı anlatacaklardı? Daha önce defalarca kaleme aldık ama sanırım mürekkebimiz boşa akmış. Koca bir iliz ve ne yazık ki, ilgili kurumlardan oluşan bir Tanıtım Komisyonu oluşturma mantığına sahip değiliz. İçerisinde sivil toplum örgütlerinin yer aldığı bir yapı oluşturarak ilimizi tanıtma becerisini ortaya koyamıyoruz maalesef! Ekstra bir masrafa gerek olmayacak elbette. Mevcut masrafları doğru değerlendirmekle bile ilimizi çok iyi tanıtabiliriz. Tabi ki, gezip hava almak isteyenler fırsat verirse! Tanıtım standı kuruyoruz ama sanki villa döşüyoruz! Lüks, ihtişamlı bir manzara arıyoruz. Oysa kültürümüzü tanıtırken doğal yaşam malzemeleri, şark köşeleri vs. kurulması gerekirken bizdeki mantık, lüks bir villa havası oluşturmak! Kamusal mantıkla yürütülen bu çalışmaları; “Maksat yapmış olalım, katılım sağlamış olalım” olarak yorumlayabiliriz. Oysa bizim böyle bir tanıtıma ihtiyacımız yok ki! Ticari olarak kavurma ve bal satışıyla Bingöl'ü tanıtmakla yetineceksek, bunu işletmelerin kendileri de yapabilir! Ki, yapıyorlar da! Dedim ya, önce bakış açımızı ve yürüttüğümüz mantığı değiştirmemiz lazım. Kamunun harcadığı parayı doğru kullanabilirsek, hem amacına ulaşmış oluruz, hem de ilimizin tanıtımını gerçek manada sağlayarak ziyaretçi, hatta yatırımcı çekebiliriz! Yok! “Biz paramızı verip stant kiralarız, iki güç gün orada keyif yapar stres atıp döneriz” diyorsanız, buyurun devam edin! Nasıl olsa devlet karşılıyor ya!
YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 08 Kasım 2024 Algılar ve olgular!14 Eylül 2024 Bingöl'e uzay üssü ve gözlemevi yapılsın!04 Eylül 2024 Bingöl için 'ben varım' diyecek babayiğitler aranıyor!01 Ağustos 2024 İhmal edilen neslin şehri yıkımı nasıl durdurulacak?
|