Bingöl'de 1 Mayıs 2003'te meydana gelen depremde taşıyıcı ayaklarında hasar oluşan ve ne yazık ki, inşaat tekniklerine göre kısmi müdahale ve giydirmelerle üzeri örtülen hasar manzarası, bir süre sonra unutuldu. Bazı sivil toplum örgütü ve sendika temsilcileri, siyasi parti temsilcileri, yatırımcı kuruluşlarının temsilcileri ve halk tarafından dillendirilen taleplerin kısık tonlu yankısı ne yazık ki amaca ulaşmakta yeterli olmadı.
Son iki yıldır toplumun tümüyle ‘Bu köprü artık yenilenmeli' talebine karşılık Milletvekili Eşref Bey, Ulaştırma Bakanından değil, müsteşardan, genel müdürden ve bölge müdüründen söz alınca açıklamaları basına sızdırıyor ve köprünün viyadük olacağı müjdesini veriyor. Tabi ki söz vermekle, müjde açıklamakla işler hallolmuyor. Bunun en açık örneğini de Eşref Bey'in durumu Başbakan Erdoğan'a ilettiği esnada konunun muhatabı olan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın ‘Söz verildiğinden haberim yok'demesidir.
Çok üzücü bir durum. Kalkınma Bakanı Dr. Cevdet Yılmaz'ın varlığına rağmen Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın “Söz verildiğinden haberim yok” demesinden iki sonuç çıkarıyorum.
Birincisi; demek ki, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz da, Milletvekili Eşref Taş da Çapakçur Köprüsü için hiç uğraşmadılar ve Binali Yıldırım'la görüşüp bu talebi iletmediler, bu konuda ısrarcı olmadılar. Tek yaptıkları, müsteşarlık düzeyinde görüşme yürütmek. Sonuç da ortada!
İkincisi; Cevdet Yılmaz Bey'in Bakanlık makamına rağmen işin müsteşar veya genel müdürlük düzeyinde yürütüldüğü gerçeğidir. Bakan var iken müsteşara neden gidiliyor anlamıyorum. Binali Bey sizi içeri mi almayacaktı?
Aslında Başbakan güzel yanıt vermişti o toplantıda: “Binali bey ya sen, ya müsteşarın, ya da vekil yalan söylüyor”
Kimin yalan söylediğini bir yana bırakıyorum. Bir müsteşarın ya da genel müdürün sözüyle nasıl vaatte bulunuyorsunuz? Ya da onların daha sonra “Bingöl için acil değil”deyişini kabul edip, evladına kıyafet alacak bir annenin üvey babadan rica edercesine takındığı tavrı takınıp “En azından biraz yükseltsek” diyebiliyorsunuz ya da bu yöndeki öngörüyü kabul edebiliyorsunuz? Bunu kabul etmiş olmalısınız ki, ‘aşağı çarşı bağlantısı kesilmesin diye yükseltilmeli' diyorsunuz. Viyadük projesini çizecek teknik personel, zahmet olmazsa Kültür Mahallesi'nden alt giriş vererek aşağı çarşı bağlantısını da sağlasın.
Bingöl'de Çapakçur Köprüsü'nün viyadük olarak yenilenmesi için gerekli olan yaklaşık 25 milyon liralık ödeneği çok görüp viyadük yapımını gereksiz olarak niteleyen Ulaştırma Bakanı, bir taraftan da Kiğı-Yedisu arasında 60-65 kilometrelik yolun yapımı için 300 milyon lira harcamayı göze alıyor?
Amaç ne? Kim bu yoldan yararlanacak, günde kaç kişi bu yolu kullanacak? Bunu nasıl izah edeceksiniz bu topluma? 300 milyon liralık ödeneğin aktarılmasında etkili olduğuna inandığım Cevdet Yılmaz Bey, 25 milyon liralık ödeneğin aktarılmasında nasıl etkisiz kalabiliyor? Buna da anlam verebilmiş değilim.
Kiğı-Yedisu arası da yapılsın, bölge halkı rahata kavuşsun, orası da bizim memleketimizdir. Ama el insaf! Bir tarafta yılda 3-5 bin insanın kullanacağı yol, diğer tarafta günlük 15-20 bin insanın kullandığı köprü. Bu farkı açıklamak, doğru kararı vermek için evliya olmaya gerek yok!
Tabi burası Erzincan değil ki viyadük gerekli olsun! Burası Erzincan olacak ve Karayolları böyle hantal, böyle vurdumduymaz olacak. Hey gidi hey! O biraz sıkar. Yıllardır bir sinyalizasyon sistemi kuramayan, 14 kilometrelik şehirlerarası geçiş yolu iki yıldır bitiremeyen, rezil haldeki kavşağı sonradan yapma aklına sahip olan ve üstgeçit yapmak için birilerinin ölmesini bekleyen bir kurumdan ne bekleyebiliriz? Hele bir de siyasi iradenin basite alındığı bir manzarada..! İşte bu yüzden kızıyor insan!
Siyasilerimizin bu tavrı ve silsile yolunun viyadük yapımını hayalden öteye geçirmeyeceği kesin! Binali Yıldırım nasıl oluyor da Bingöl'ün gelecekteki sıkıntılarını giderme noktasında karar veriyor? Kendi memleketine yapmadığını bırakmayan, sadece kendi bakanlığının değil, tüm bakanlıkların yatırımlarını kendi memleketine çeken Binali Bey, Bingöl'deki sıkıntıyı nasıl hiçe sayabiliyor? Bir iki sene daha geçirip bu köprüyü belediyenin sırtına vurma hayallerini mi taşıyor?
Toplum beklentisi, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ın bir an önce gerekirse Başbakan Erdoğan'la görüşüp ne pahasına olursa olsun bu köprünün viyadük olarak yenilenmesini sağlamasıdır. Siyasi bir algı olarak görülebilir ama işin aslı, halkın ihtiyacı ve geleceği görebildiği gerçeğidir.
Bu köprü yapılmazsa Bingöl zaten büyük bir kayıp yaşayacak. Bir başka kaybı da iktidar yaşar haberiniz ola! Vatandaş sineye çeker ama o dert bir gün patlak verir muhakkak. Patlak anı da hiç şüphesiz sandık anıdır. Bu köprü yapılmasın, bakın neler oluyor seçimde. Bakın, muhalefet nasıl kozunu oynayacak ve sırf bu köprü yüzünden belinizi incitecek.
Bakan Bey'e önerim şudur ki, vurun artık elinizi şu masaya. Ve Bingöl için birilerinin ne sunacağını beklemek yerine talep ettiklerinizin karşılanmasını isteyiniz. Sizin ne istediğiniz önemli. Binali Bey'in neyi takdir buyuracağı değil!
Binali Bey yaşamıyor burada, onun yakınları ölmüyor bu köprüde yaşanan kazalarda! ‘Acil değil' diyerek de bu işin içinden sıyrılamazlar, tabi ki sizler de buna müsaade etmezseniz.
Mevcut tablo karşısında Çapakçur'un viyadük olarak yenileneceği ihtimalini zerre kadar görmüyorum. En fazla birkaç metre yükseltip gazımızı almaya çalışırlar o kadar. Sakın kimse karamsar düşündüğümü sanmasın. Bugüne kadar geçen süreci biliyoruz. Zaman her şeyin ilacıdır. Bekleyip göreceğiz. Umarım Bakan Bey, 12.12.2012 günü Bingöl'de düzenlenecek ‘Dünya Bingöllüler Günü'nde viyadük müjdesini verir ve yanılan biz oluruz.
Vesselam…
(08 Kasım 2012 / Bingöl Online Gazetesi)