Üniversiteye sokakta başlamak!Son günlerde belki de toplumun önemli bir kısmının gündeminde dahi olmayan “üniversite öğrencilerinin barınma sorununun” yankıları sosyal medya giderek büyüyor. Sorunun varlığına bizzat şahit olanların paylaşımlarının yanı sıra sorunun gündeme getirilmesi konusunda (zaman zaman üslup olarak beğenmediklerimiz olsa da) bir tavır sergileyenlerin varlığı elbette önemli ve sevindirici. Aslında toplumun her bireyini ilgilendiren bir sorun ancak “bize dokunmadığı” için pek de farkında olamıyoruz. Bu konuda elbette söylenecek çok şey, önerilecek birçok fikir vardır. Fiziki anlamda üniversite yapmak bir şehir için yeterli mi? Elbette değil. Binayı dolduracak öğrenci kadar başarılı bir akademik yapıya da ihtiyaç vardır. Bu hususta Bingöl Üniversitesi'nin tartışılır tarafları olduğunu da söyleyebiliriz. Bir diğer eksiklik de, öğrencilerin barınabilecekleri yeterli sayıda yurt bulunmaması. Bingöl'e her yıl neredeyse 2-3 bin yeni öğrenci geliyor. Üniversitenin hızlı büyümesini elbette şehrin geleceği adına önemsiyoruz ancak gelen öğrencilerin önemli bir kısmının ilk günlerde sokakta kaldığı gerçeği üzüntü vericidir. Bu hususta 112 Acil Sağlık Hizmetleri Şube Müdürü Sayın Zülküf Bağbars'ın şahit olduğu ve sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşım dahi, öğrencilerin sokakta kaldığı gerçeğini görmemiz için yeterlidir. O öğrenciler, üniversiteye sokakta başladıklarını hatıra defterlerinin en acılı sayfalarına not edeceklerdir! Bu husus, bir süre sonra Bingöl'ün tercih edilmesinde ciddi kayıplara da yol açabilir. Bu sebeple yurt yapımına hem devletin, hem de özel sektörün ağırlık vermesi kaçınılmazdır. Kamu misafirhanelerinin öğrencilere açılması güzel bir yaklaşım. Fakat çözüm için yeterli değildir. AK Parti İl Başkanı Yusuf Coşkun, yakın tarihte prefabrik bir yurdun inşa edileceğini, 1500 kişilik yurt yapımı için de girişimlerin başlatıldığını basın yoluyla duyurmuştu. İnşallah bu çalışmalar kısa sürede sonuçlanır da, Bingöl'e gelen öğrencilerimiz bu hususta bir pişmanlık yaşamaz. Aslın bu konudaki hazırlıkların, yani “gelen öğrenciler nerede barınacak?” soruna yanıt olacak çalışmaların bugünlere bırakılması da, kamunun profesyonel işlevden uzak olduğunun bir göstergesidir. Tedbir alınmaması, bazı alanların kayıt için gelen öğrencilere tahsis edilmemesi, üniversite gerçeğini kavrayamadığımızın işaretidir. Kendisi farklı bir bölgede kirada oturup şaşına ait evi öğrencilere yüksek fiyattan kiraya verip bundan birkaç kuruş kâr etmeye çalışanlar ile öğrenci başına kira belirleyenleri de ayrı bir konu olarak kenarda tutuyorum… Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi… İbrahim Çeçen adlı işadamı tarafından inşa edilip devlete bağışlanıyor. Bırakın Bingöl'de bir işadamının üniversite yapmasını, bir köy okulu dahi yaptıranını duydunuz mu? Hayır! Her yıl 50-100 tane öğrenciye burs vereni de duyanınız olmamıştır! Ama bir yurt yapabilecek güçleri vardır herhalde. Bir bina yapıp evleri satmak ya da kiraya vermek yerine yurt yapılsa, 3 yılda kendini amorti edebilecek düzeye kavuşması halay değildir. Kredi Yurtlar Kurumuna dahi kiraya verilse pişmanlık duyulmayacak bir adım olacağını söyleyebilirim. Geçtiğimiz günlerde üniversiteden Murat Varol hocam, sosyal medyadan ilettiği bir mesajında “Şehir Üniversitesi” vurgusunda bulunmuştu. Bu konu bana, daha önce yazdığım bir köşe yazımdaki “Ne şehri olmalıyız?” sorusunu hatırlatmıştı. Asıl sorunumuz, “şehir olarak ne olacağımıza karar veremememizdir.” Toplum buna hazır gözükmese de yürütülecek iyi bir politika ile bunun başarıya ulaşacağını düşünüyorum. Hükümet temsilcilerinin ve üniversite idaresinin ortaya koyacağı güçlü bir irade ile üniversitede çokça tercih edilen yeni fakültelerin inşa edilmesi, güçlü bir akademik yapı için akademisyenlerin barınma sorunu ve sosyal olanakları sağlanarak tercih sebebinin oluşturulması, hem devlet hem de özel sektör kanalıyla öğrencilerin yurt problemlerinin ortadan kaldırılması ile Bingöl, iyi bir üniversite şehri olabilir. Öğrencilerin barınma sorununun çözümünün sadece devlet eliyle sağlanamayacağı gerçeğini bir kez daha yinelemekte yarar görüyorum. Özel sektör bu konuda yeni atılımlar yapmalı. Yurt-Kur ile kira mukabili çalışılabilir. Bu hususların iyi araştırılmasını tavsiye ediyorum. Hâlihazırda birçok kişinin bu hususta ciddi adımlar atma niyetinde olduğunu da belirtmekte yarar var. Şuanda ihtiyaç duyulan 2-3 bin öğrencinin barınabileceği yurtlar yapmaktır. Aslında bu durum, bir sektör haline de dönüştürülebilir. Yeni yatırım alanı olarak da değerlendirilebilir. Birçok ilde çok sayıda özel yurtlar var ve öğrenciler kayıt yaptırdığı andan itibaren kalacağı yurtları da belirleyebiliyor. Temiz, uygun fiyat koşulları ve güvenli yurtlar sayesinde öğrenciler barınma sorunlarını kısa sürede çözebiliyorlar. Tabi ki, bunlar yapılırken öğrenciler “yolunacak kaz” gibi görülmemeli. Fırsatçılık yapılmamalı, “gözünde dolar işareti bulunan” bir canlı gibi davranılmamalı. İnşa edilen yapının parasını iki yılda çıkarma telaşına kapılıp öğrencilere maddiyata dayalı zulüm yapılmamalı. Üniversite okuyan öz evladımıza nasıl davranılmasını istiyorsak öyle davranmalıyız. Bizler iyi ve samimi olduğumuz taktirde inanıyorum ki, Bingöl Üniversitesi'ni tercih edenlerin sayısı çok daha artacaktır. Barınma sorununun kısa sürede çözülmesi ümidimi paylaşarak, sizlere Allah'a emanet ediyorum.
YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 08 Kasım 2024 Algılar ve olgular!14 Eylül 2024 Bingöl'e uzay üssü ve gözlemevi yapılsın!04 Eylül 2024 Bingöl için 'ben varım' diyecek babayiğitler aranıyor!01 Ağustos 2024 İhmal edilen neslin şehri yıkımı nasıl durdurulacak?
|