KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
21 Kasım 2024 Perşembe
°C
Yılmaz Ekinci
yekinci07@hotmail.com

Toplumları Bozan Yöneticiler ve Âlimlerdir

21 MART 2022 PAZARTESİ 12:50
15
10042
13
AA aa

Aslında bu köşede “vasat” nedir, “ vasat kişi” kime denilir, onun üzerinde bir yazı yazmayı düşünüyordum. Ama baktım ondan önce temsil pozisyonunda yer alan yöneticileri ve alimleri yazmasam konu kadük kalacak ve etliye sütlüye dokunmayan bir yazı olacaktı. Okuyucularım için bir sonraki yazım inşallah “vasat” ve “vasatlık” üzerinde olacaktır.

Bu satırları yazan fani, Türkiye'nin sayılı kurumların başında çalışan birçok kişiyi tanıdı.

Kimi bürokrattı, kimi siyasetçiydi ve kimi de akademisyen ve entelektüeldi.

Çoğu meşhurdu ama reçeteleri sıradandı.

Diplomaları ve kurumsal kimlikleri sayesinde vardılar.

Genelin içinde özeli, özelin içinde genele vakıf olmadan insanlara hükmediyorlardı.

Eğer unvanları olmamış olsaydı yeryüzünde dikili bir ağaçları olmazdı.

Zaten ortada bir meyve olmadığına göre söyleyecek bir söz de bulamıyorum.

İnsan, hangi unvana sahip olursa olsun önce fani ve beşeri bir varlık olduğunu unutmamalıdır. Bir “beşer” olarak dünyaya gelen insanın yeryüzündeki macerası bitmiş değildir. Her yeni doğan bebek, beşeriyetten insanlığa doğru yolculuk yapar. Devlet, aile ve toplumsal kurumlar onun için ortaya çıkmış ve çeşitli normlar onun için söz konusu olmuştur.

İnsanın eşref-i mahlûkat seviyesine çıkması için her daim kendisini tamir etmesi ve tamamlaması gerekiyor. Varlık olarak insan henüz mükemmel bir donanıma ve nihai bir forma kavuşmuş değildir. İnsanın insanlaşması ancak tekâmül aşamasıyla mümkündür. Eskiler buna “seyr-u süluk” yolculuğu derlerdi.

Hepimiz çevremizde birçok insanı görür ve tanışırız. Kimileri ile yollarımız kesişir ve bazen bu yol mezara kadar, bazen de saniyeler kadar kısa ömürlü olabilir. Kavganın, savaşın sebebi insanın bir türlü bu beşeriyet aşamasını aşamamasıdır. Peygamberler, büyük bilge düşünürler bunun için gelmişler ve insanları irşat etmeye çalışmışlardır. Eğer insanoğlu bu kutsal yolculukta yüreğini sanata, doğaya, seyahate ve emeğe adamış olsaydı bugün yeryüzü çok daha farklı bir yer olurdu.

Günümüz insanını hiçbir şey tatmin etmiyor. Adeta bir dilenci gibi ne versen almaya teşne bir yaratık gibi davranıyor. Çünkü sosyal sistem sayesinde toplumda görünür olmanın tek bir yolu vardır, o da maddi şeylere sahip olmak!  Sahip olmak, adeta toplumda tek muteber akçe olmuştur. Onun dışında hiçbir değerin görünür olması istenilmiyor. Onun için toplumda herkes rakibini geçmek için her yolu mübah olarak görüyor. Hatta sistem bireyleri o kadar özendirmiş ki “bal tutan parmağını yalar”  atasözünü hüsnü zan olarak görüyor.

Maddi nesnelere sahip olma duygusu, sistem tarafından özendirilip taçlandırıldığı için herkes nesneler içinde yüzen insanları zengin sanıyor. Oysa aslında onlar zengin değildirler. Onlar kendilerini bize zengin oldukları inandırılmış yoksul insanlardır. Onların ruhlarına inip kazı yaparsanız, nasıl fakir olduklarını görürsünüz.

Adam belli bir yaşa gelmiş, her türlü unvana ve maddi şeylere sahip olmuş, ama gözü hala parada, mevkide ve unvanda. Çünkü yaşam boyunca hep almaya çalışmış, insanlık için hiç bir risk üstlenmemiş ve paylaşımda bulunmamıştır. Soruyorum; “böyle bir mahlûkattan güzellik sadır olur mu? ” veya toplum medenileşir mi? Aslında bu tip insanlar her zaman dilenci konumundadırlar” İki vadi dolusu altın verseniz üçüncüsünü de isterler.” Devlet aklı bu durumu bildiği için serveti vergilendirir ve insanları ortak bazı değerlere yönlendirir. Onun için akıllı bir devlet sistemi bazı şeyleri dizginler. İyi ve güzel olan şeyleri özendirir, insana ve çevreye zararlı olan şeyleri ise yasaklar.

Dünyaya güzellik katmaya çalışan insan ile sahip olmaya çalışan insan arasında derin farklar vardır. Birisi size bir şeyler katmaya çalışırken, diğeri sizlerden bir şey çalmaya çalışır.  Siz, ‘siz olun' sizden bir şeyler aşırmaya çalışanlardan beri olun!

İyi bir yönetim ve yönetici için temel ilkeler aslında bellidir. Hangi iş olursa olsun, önce o iş ile ilgili niyetimiz (Batılılar buna “strateji” derler), ardından kapasitemiz ( para, makine ve bilgi)  ve nihayetinde çeliklenmiş bir irademizin (cesaret, fedakârlık ve kararlılık) olması gerekiyor. Bunlar olmadan bütün uğraşlar, planlar, stratejiler havada kalır.

Bazen bir işi idare edebilmek için sadece bilgi sahibi olmak yetmez, bilgiyi harmanlayıp özümsemek de lazım. Aksi takdirde bilgi yük olur. Bir yöneticiden aranan sadece bilgi olmamalıdır. Bunun yanında olaylar karşısında duruş, kararlılık ve temsiliyet başta gelen meziyetlerdir.

İyi bir yönetim sistemin temel kuralıdır:

Yönetilen bir kişiyi başkalarına “yönetici” olarak  a t a y a m a z s ı n ı z!..

Atandığınız takdirde o toplum çürür.

Bununla ilgili literatürde çok az istisnai durumlar söz konusudur. O da Taylor'un fordist seri üretim dediğimiz sadece fabrika bandında geçerli olduğudur.

Bir yerde işlerin doğru gitmesini istiyorsak, o işlerle ilgili mutlaka bazı meziyetlere sahip kişileri bulup atamamız gerektiği ortadadır. Aksini beklemek, eşyanın ruhuna aykırıdır ve bütün uğraşlarımız berhava olur. Örneğin karar vermekte zorlanan kişileri hakem/hakim olarak tayin ederseniz, orada adaleti tesis edemezsiniz ve adaleti öldürürsünüz. Sevk ve iradeden yoksun bir insanı karargâha “komutan” olarak atarsanız savaşı kazanamazsınız. Temsil gücü olmayan bir kişiyi vekil yaparsanız, halka ve hakikate değil çıkarlara göre davranıyorsunuz demektir.

Başka bir tabir ile hakikatin skalasını değerlendirmekten mahrum olan birisini yönetici olarak atayamazsınız. Atadığınız takdirde istenilen stratejiyi  ve sinerjiyi  üretemezsiniz !..

Atama makamında söz sahibi olan bir yönetici insan sarrafı olmalıdır.

Bugün ülkemizde kamudan eleştiri konusu olan sadece ehiliyet, liyakat ve sadakat kültürünün eksikliği değildir, ayrıca aşırı meslek taassubunun da kurumları işlevsiz kıldığı unutulmamalıdır.

İyi bir yönetim, hücre entropisi gibi çalışır. Bazen içsel zararları ayıklar ve dışarıya atar ve bazen de dışarıdan faydalı olan girdileri içeriye alır ve sistemin yaşamasına imkan sağlar. Yoksa yönetimde körlük olur.

İkinci konu ise düşünen, üreten ve toplumun manevi taşıyıcısı olan bilgelerin, alimlerin ve akademisyenlerin olay ve olgular karşısındaki düşünce sığlıkları ve suskunluklarıdır.

Türkiye, entelektüel alanda bir çöldür. Bunun sebebi eğitim ve idari sistemimizden kaynaklanıyor. Ezbere dayalı bir eğitim sistemi var olduğu için özgür ve sorumlu bireyler kolay yetişmiyor. Sistem, özgür ve özgün düşünen bireyleri içselleştiremediği için özgüveni yüksek olan bireyler kolay çıkmıyor.

Alim ve sanatçıların bir toplumdaki varlıkları, o toplumun zenginliği demektir. Ancak düşünen, tartışan ve sorgulayan bireylerden müteşekkil bir toplum gelişir ve medenileşir. Eleştiri bir toplumun zihniyet bahçesinin dölleyici arısıdır. Ondan mahrum bir toplum köleleşir ve çürür.

Eleştiriyi özel hayatla ve hakaretle ilişkilendirmemek gerekir.

Alimler, aydınlar, entellektüeller, şairler verili bilgilerle konuşmazlar. Onlar, aklın süzgecinde geçmeyen şeyleri hakikat olarak pazarlayamazlar. İdeolojik ve cemaatsı grupların sözcülüğünü üstlenmeleri varlıklarını tartışma konusu eder.

İyi bir düşünür, hakikatin hilafına aykırı bir söylemde bulunmaz.

Bizim sistemimizin en kötü tarafı zeki, bilgili ve adil insanları bulup sisteme dahil etmez. Uğraşmaz.  Adeta bunları nasıl emile edeceği üzerinde kurulmuştur. Gelişmememizin ana sebebi budur. Her şeye, özellikle, ideolojik ve inanç bazında olaylara bakışımız bizi köreltmiştir. Bir toplumun güzel bir şeyi referans alması, o toplumu ileriye taşır. Kötü bir şeyde ısrar etmesi ise o toplumu geriye götürür.

Yanlış strateji, insanı bozduğu gibi sistemi de bozar!

Bir toplumu ayakta tutan iki ana damar vardır. Yöneticilerin niteliği ve düşünürlerin kapasiteleridir. Bu iki unsur toplumun geleceğini belirler. Yeraltı ve yerüstü zenginlikleri değildir. Arabistan yarımadası ile İskandinav ülkeleri arasındaki fark bize bunu yeterince kanıtlıyor.

 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Misafir Kullanıcı (@Misafir_90823)
24 Mart 2022 Perşembe 10:23
Emeğinize, ağzınıza sağlık Yılmaz Bey.Dilberin karşısındaki kişi, onun güzelliğini fark etmeyecek kadar kör ise bu durum karşısında o dilber ne yapabilir ki. Demem o ki seni anlamayacak kadar cahil kişilere niye cevap verip kendini üzüyorsun ki!
Misafir Kullanıcı (@Misafir_90943)
26 Mart 2022 Cumartesi 15:21
@Misafir Kullanıcı Üstad,sosyal medya bu cahillerin elinde bir silaha dönüşmüş.Işık gördükleri tüm objeleri söndürmeye veya
susturmaya çalışıyorlar.Ne ahlaktan, ne sanatta, ve nede sizin o güzel deyimizle 'Dilber' den anılacak bir ruha sahipler.. Hastalıklı bir ruh...Isleri,güçleri başkalarına çamur atmak ve maşa olmaktır. Böyle yapmakla herkesi susturacaklarını zannediyorlar.Toplumu çürümeye iten ve beşeriyet dairesinde çıkamamış bu mahlukatlarin önünde susmak veya cevap vermemek HAKKI'N yüce hatırını zedeler kaygısıyla cevap veriyorum..Aslında hiç muhattap almamak en doğrusu.Teşekür ederim.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_90807)
23 Mart 2022 Çarşamba 13:54
Malesef yanlış alimlerle karşılaşmışsınız.Onların yetiştirdiği kuşaklar(x-y) en azından üreticiydiler.Ya sizinkiler (z) zevk-u sefa kuşağı olsa gerek.Kıyaslama yaparken toplumların birde bu yönünden bakarsanız iyi olur.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_90806)
23 Mart 2022 Çarşamba 13:47
Sizin gibi entellektüel insanları seçtik de neye yaradı.Bak Bingöl'ün son yirmi yılına.O alimler en azından sadece sizin değiminizle kendilerine çalıştılar.Ama sizinkiler ise bütün sülalelerine.Adalet mi dediniz.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_90800)
23 Mart 2022 Çarşamba 11:59
Siyasette dislanmis biri gelmis Kendini iyi gosteririm diye Alimlere dil uzatiyor
Misafir Kullanıcı (@Misafir_90799)
23 Mart 2022 Çarşamba 11:45
Alimler olarak dedik Alimlerden ozur dile yoksa Alimler olarak yargiya tasiyacagiz
Misafir Kullanıcı (@Misafir_90813)
23 Mart 2022 Çarşamba 20:15
@Misafir Kullanıcı Alimler tartışır,âlimler yargıya gitmez.Önce alım kimdir,kimlere denilir onu öğren.Sahiden okuduğunu anlıyor musun?Mahkeme orda buyrun!Önce ismini ve soyismini yaz kim olduğun anlaşılsın!..
Misafir Kullanıcı (@Misafir_90759)
22 Mart 2022 Salı 16:24
'Bir yerde işlerin doğru gitmesini istiyorsak, o işlerle ilgili mutlaka bazı meziyetlere sahip kişileri bulup atamamız gerektiği ortadadır.' Bu sözünüz tüm yazdıklarınızın üzerini örtmüştür. Kısacası siz de de torpil, adam kayırma zihniyeti var. eğer iyi düşünseydiniz herkesin zaten bu düşünce ile torpil-kayırma veya atama yaptıklarını da görürdünüz. kimse ayranım ekşi demiyor, torpille atadığı şahıs için bu işin hakkından geliyor diye atamasını yapıyor. sistem kesinlikle böyle yürümemelidir, eğer iyi, verimli, faydalı yöneticiler istiyorsak en büyük kıstas yazılı sınavlar olmalıdır.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_90784)
23 Mart 2022 Çarşamba 00:14
@Misafir Kullanıcı Tekrar yazıyı okuyup ve bir bütün şeklinde değerlendirirseniz sevinirim.Yazılı mülakat önemlidir,ama bazı meslekler için bazı meziyetlerde gereklidir.Eli titreyen bir adamı doktor yapamazsınız.Yoksa hasta ölür.Selamlar
Misafir Kullanıcı (@Misafir_90755)
22 Mart 2022 Salı 14:29
Alimlere niye dil uzatiyorsun ozur dile yoksa Allah cezani verir.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_90880)
25 Mart 2022 Cuma 01:02
@Misafir Kullanıcı Iste senin gibi cahiller kalkıp alime kutsiyet yükletip ilahlaştırırsa, herif kendini eleştiremez, Allahın beşeriyetteki zuhuru kabul eder. Iste o zaman at izi it izine karışır. Toplum çürür, küf düşünceler tavan yapar ve sahip olduğun zihniyet netice olur.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_90783)
23 Mart 2022 Çarşamba 00:10
@Misafir Kullanıcı Bilgisizliğin ve seviyesizligin ancak bu kadar olur.Alimlerin eleştirilmeyeceği kıstası nerede alıyorsun?'ilimle amel etmeyen', 'gerçeği eğip büken','bel'am ' ve benzeri kavramlari Kur'an'da hiç mi okumadın.Alimlerin ve yöneticilerin bozulması ile ümmetinin bozulacağını haykıran son peygamber değil mi?Beddua,mümine yakışmaz,münafığın bir emaresidir.Fikir de itilaf rahmettir,ama haksızlığın karşısında susmak ise şeytanın vasfıdır.Önce oku,düşün ve sonra yargıla@.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_90742)
22 Mart 2022 Salı 11:00
Sizin gibi yazarlarda kuru sıkı. Amacınız toplumu doğru bir şekilde aydınlatmaktan çok popüler olmak peşindesiniz bence. Söz doğru.. peki bundan önceki seçimlerde neden MHP nin adayını cilalayıp topluma şirin gösteremeye çalışmıştınız. o aday ve partisi bu yaptığınız övgüleri hak ediyormuydu acaba.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_90785)
23 Mart 2022 Çarşamba 00:21
@Misafir Kullanıcı Beni tanıyan bilir.Popüler diye bir derdim olmadı.Olmazda.Yerel seçime gelince, tesbitlerim ortada.Parti bazında olayları şahsileştirmenin bir anlamı yok.Reel tesbit ile değer dediğimiz olguyu bir birine karıştırma.M.Ziya Burlukara'nin almış olduğu oy potansiyeli ortada ve beni doğruluyor.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_90729)
22 Mart 2022 Salı 04:01
yazida cok dogru ve guzel tespitler var. derinlikli ama muhtesem sadelikte anlatmissiniz. bu platformda boyle yazilar gormek sasirtici guzellikte. tebrikler, devamini dilerim.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_90786)
23 Mart 2022 Çarşamba 00:22
@Misafir Kullanıcı Çok teşekkür ederim,güzel tesbitleriniz için.Muhabetle.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_90727)
22 Mart 2022 Salı 03:29
Haklısınız, zaten ne geldise hacı, hoca, molla, ulema,alim tayfası yüzünde geldi toplumun başına. Hepsini toplayıp mahzenlere tıkayacaksınkı toplum huzur bulsun.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_90787)
23 Mart 2022 Çarşamba 00:25
@Misafir Kullanıcı Tümüyle katılamıyorum fikirlerinize.Okuyan,araştıran,hakikati şiar edinen hacılar,hocalar ve âlimler istisna.Peşin hükümlü olmamak gerekiyor sevgili okuyucu.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın