SÜTAŞ GELECEK DERTLER BİTECEK (Mİ?)Bingöl tarihinin en önemli yatırımı olan SÜTAŞ projesi günden güne belirgin bir şekilde ilerliyor. Şüphesiz bu yatırımla birlikte şehirde bir hareketlilik ve canlılık yaşanacaktır. Fakat şehir, SÜTAŞ için ne gibi hazırlıklar yapıyor hiç düşününüz mü? Sanıyoruz ki, fabrika bitecek ve hepimize fazladan para gelecek. Bizlere ikişer, belki beşer inek verecekler. Sonra da gelip kapımızdan çok paraya sütü alacaklar. Böyle bir şey olabilir mi sizce? Kimse kahvelere gelip de hadi SÜTAŞ bitti, gelin paralarınızı alın demeyecek. SÜTAŞ için süt üretmenin yollarına bakacağımız yerde, son yıllarda kahvelerde süt tüketimini arttırmaya başladık resmen. Çevre illerimizde SÜTAŞ için çeşitli hazırlıklar yapıldığını duyuyoruz. Elazığ'dan gelip tesisi inceliyorlar, bilgi alıyorlar, neler yapacaklarını öğreniyorlar. Bizler için ise tek bir mesele var. SÜTAŞ kaç kişiyi işe alacak? SÜTAŞ'a girmek için nereye başvurmalıyız? Tabi bu sene İŞKUR'dan da TYP alımları olmayınca herkes tam bir boşluğa düşmüş durumda. Ne yazık ki, günden güne tembelleşen bir toplum olduk. Oturduğumuz yerden herkesi eleştirip hiçbirşey yapmayan, kahvehane dedikodusu dışında bir adım ileriye gidemeyen bir topluluk haline geldik. Siyaset dışında bir işimiz kalmadı. Gerçi ülkece tuhaf bir yere döndük. Siyasetçiler dışında herkesin tek işi siyaset. Siyaseti bizler sokakta, kahvede, evde, okulda yapıyoruz. Meclis'imizde ise ne olduğundan bihaber hayatlarımızı sürdürüyoruz. Neyse, konumuza dönelim. Bizler elimize geçen bu altın değerindeki fırsatı değerlendirmek zorundayız. Bazı kurumlarımız konuyla ilgili çeşitli çalışmalar yapıyor. Ama vatandaşlar olarak artık sürece dahil olmamız gerekiyor. 2003 depreminden sonra köyden yaşanan göçlerle birlikte tam bir tüketim toplumu olduk. Bingöl Çobanları şiirinde geçen “Bu tenha derelerin, bu vahşi kayaların Görmediği gün yoktur sürü peşinde bizi,” dizeleri artık hayal oldu nerdeyse. Ne kayalar, ne de dereler bizi sürü peşinde görmez oldu. Köylerden geldik, yetmedi, köyde yaşayanlar da şehirden beslenmeye başladı. Yarın SÜTAŞ gelince sütü kimden alacak? Oto galerilerden mi? Öğrenci ve köy servislerinden mi? İŞKUR elemanlarından mı? Müteahhitlerden mi? Yoksa Almanya'dan mı gönderecekler? Hepiniz, hepimiz birşeyler yapmak zorundayız. Kooperatif nasıl kurulur? Bunu öğrenmeliyiz önce. Hemen hepimizin köyünde iki tane inek besleyecek yeri vardır. Köye yine gitmeyin. Herkes iki inek alıp köyde ortak besleyebilir. Çok da uzmanlık alanım olan bir konu değil ama Tarım Müdürlüğü köy köy gezip bilgilendiriyor. Bilgi için bizler de bizzat başvuruda bulunmalıyız. Memleketimize yazık. Bu tembellikle çocuklarımıza gelecekte hiçbir şey sunamayacağız. Hepsi 18 yaşına gelince yurt dışı hayali kuracak. Hepsi uzaklarda üniversite okuyup dönmemek isteyecek. Bu şehri kendimizden korumamız lazım. Sosyal medyada birbirimize atıp tutarak, hayatımızda okumadığımız kitapların sözlerini okumadan paylaşarak, anlamadığımız herşeyi beğenerek, okuduğumuz herşeyi sorgulamadan kabul ederek ileriye doğru tek bir adım atamayız. Atamıyoruz da! Hepimiz kendimizi mükemmel birer danışman sanıyoruz. Herkes bir Aristo şehirde. Hepimiz fikirlerimizin birilerine ışık olmasını bekliyoruz. O ışığın aydınlattığı yolda ilk adımı kendimiz atmalıyız. Atalet deniyor sanırım tüm buna. Ya da bizim kendi ifademizle “edemerım”. Biz kendimize hiçbirşeyi edemerız. Tam olarak bunun karşılığı atalet oluyor sanırım. Hepimiz kış boyu planlar yapar yazın da yatarız. Kışın da yazı bekleriz. Muhtemelen tam olarak şimdi harekete geçmek gerekiyor. Tekrarlıyorum. SÜTAŞ senin için, şehrin için büyük bir şans. Bundan faydalanmak için bugün birşeyler yapmalısın. YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 15 Kasım 2021 Sanat Toplum İçindir(!)23 Eylül 2021 Kurtarılmayı bekleyen şehir! BİNGÖL08 Aralık 2020 En azından bakış açını değiştir!19 Ekim 2020 Madalyonun Öteki Yüzü
|