KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
29 Mart 2024 Cuma
4 °C Kısmen güneşli
Hasan Berdibek
hasanberdibek@hotmail.com

'SOSYAL MEDYA AFYONDUR'

09 ŞUBAT 2020 PAZAR 16:39
22
11873
12
AA aa

Karl  Marx bugün yaşamış olsa, ‘Din afyondur' sözü yerine kullanabileceği tek bir cümle olurdu. O da ‘Sosyal medya afyondur.' Toplum olarak dini nasıl yanlış anlayıp yanlış yorumladıysak sosyal medyayı da aynı şekilde anladık. Dinler zamanında kitleleri harekete geçirmek için bir araç olarak kullanıldı. İnsanlar dinlerini yaymak adına dünyaya açıldı, misyonerlik faaliyetlerinde bulundu. Bir zaman sonra dinin gücünü fark eden bazı kesimler, din içerisinde kendi dinlerini oluşturup, kendi amaçlarına hizmet edecek insanları dincikler içerisinde topladılar. Bunlara mezhep, cemaat, tarikat ya da her ne derseniz deyin. Şüphesiz Allah, dinleri insanları doğru yola getirmek için peyfamberleri aracılığıyla gönderdi ama insanlar, zamanla kendi hırs ve çıkarları için dinleri birer araç olarak görmeye başladılar. Buna da yozlaşma dedik. Yozmlaşmayı o kadar iyi becerdiğini gören insanoğlu artık kendisine sunulan her nimeti bir yozlaşma aracı olarak kullanmaya başladı. İşte sosyal medya denen çok kısa süre önce ortaya çıkan, hızla yayılan ve aynı hızla yozlaşan aslında bir iletişim aracı olarak tasarlanan aygıt şu anda toplumumuzda inanılmaz bir yozlaşma ve kültür kırılmasına neden olmaktadır.

Örneklerle açıklayacak olursak, sosyal medya Mısır'da yaşanan devrimde en temel iletişim aracı olmuş ve örgütlenmenin temelini oluşturmuştu. Henüz üzerinden 10 sene geçmemişken sosyal medya artık bir örgütlenme değil tam tersine bir apolitize etme, susturma, sindirme aracına dönüşmüş durumda. Üstelik bu sindirme dediğim nokta vicdanların sindirilmesi noktasına kadar ulaştı. Hep beraber üç beş olayı incelediğimizde söylemek istediklerim çok daha net anlaşılacaktır. Hepimizin bildiği, üzüntülerini, kızgınlıklarını ifade ettiği Hatay'da daha birkaç gün önce yaşanan talihsiz bir olay gerçekleşti. Bir baba çocukları aç olduğu için kendini ateşe verdi. Bizler sosyal medyadan üzüntülerimizi paylaştık. Vicdanlarımız rahat. Merhum babanın uğruna kendini ateşe verdiği çocukların adını, yaşını bilenimiz var mı? Yetkililer resmi açıklama yaptılar. O da sosyal medyada tepki gösteren bizlerin susması içindi. Ülkenin geldiği halden bu kadar şikayetçi olan bizler, bu şikayetlerle ilgili olarak somut birşey yapıyor muyuz? Yapmayı düşünüyor muyuz? Kesinlikle hayır. Çünkü sosyal medyadan yazdıklarımız vicdanımızı rahatlatmamıza yetiyor.Taziyelere gitmek yerine sosyal medya hesabımızdan açıklama yapıyor muyuz? Fransa'da ölen biri için değil ha, aşağı sokakta ölen biri için sosyal medyadan baş sağlığı dileyip yerimize oturuyoruz. Yetmiyor baş sağlığı dileğimizi beğenen sayısıyıla daha fazla ilgileniyoruz.

Herkes kendi işini bırakıp başkalarının işine odaklanmayı tercih ediyor. Sorgulama yeteneğinden yoksun ama yargılamada kimseye pabuç bırakmıyor. En tepeden en dibe, kurumlardan kişilere herkesi bir yerlerden yargılayıp infaz ediyoruz. ‘Kral Çıplak' meselesini herkes kabullenmiş de sanırım bu sefer halk da çıplak ve eksik olan tek şey ayna. Bize artık bir çocuğun haykırması yetmiyor. İsviçreli bilim adamlarının vicdanları gösteren bir ayna yapması gerekecek sanırım.

Artık kimsenin gizli yönleri yok. Herkesin toplumdan gizlediği, ya da tam tersi topluma göstermek istediği yönlerinden oluşturduğu başka kişilikleri var. Hani ünlüler kamera karşısında oldukları gibi değillerdir gerçekte deriz ya şimdi hiçkimse gerçekte olduğu gibi değil.  E tabi sosyal medya denen afyonda müritlik ettiklerimizin sözlerini kopyalayıp yapıştırmak olmazsa olmaz. Bir sürü insan görüyorum. Siz de görüyorsunuzdur. Kendi beyinlerini yorma zahmetine bile girmeden sürekli birilerinin cümlelerini kullanıyorlar. Beğendiğinizde kendini Mevlana hisseden sayısı da sandığımızdan fazladır eminim. Biz son aylarda kendini asan, siyanür içen, yokluk dolayısıyla, çaresizlik dolayısıyla yaşamına son veren bir sürü insan için ülkeyi ateşe vermek istemedik mi? Sosyal medya denen olgu, kavram ya da her ne ise bizlerin tüm tepkilerini sanallaştırdı. Realiteden yoksun bir toplum olduk. O yüzden gerçekleri dile getirmek yerine sanal tepkilerle geçiştiriyoruz. Bazen diyorsunuz ya sosyal medyayı yasaklarlar falan. Onlar hep yalan. Güç sahipleri toplumun gazını almak için sosyal medyadan daha etkili bir silah bulamazlar.

Kimsenin sokakta takip edip suçlu ya da şüpheli aramasına gerek yok mesela. Bir paylaşım yap. Hiç tanımadığın bir insan terörist deyip, paylaşım altına yetkili kurumları davet etsin. Fikrini ifade et. Biri çıkıp muzya'dan sen teröristsin desin. Diğeri çıkıp sen ondan daha teröristsin desin. Teröristlik normalleşti artık teröristlik seviyeleri yarışır oldu. Fikrimizi ifade ederken otokontrolde üst noktalar çıktık adeta. Adalet desen en son mahkeme salonunda aranır oldu. Herkes adaleti sosyal medyada arar oldu. Amerikadaki jüriler halt etmiş. Bizde milyon kişiden oluşan jüriler kuruluyor. Yeter ki peşinden gittiğimiz birini suçlu ilan etsin. Sosyal medya en güçlü iletişim ve propaganda aygıtı olmakla beraber pazarlamada da 1 numaralı araç oldu. Kapitalizmin her kolu salya akıtarak sosyal medyaya bakmakta. Bizleri pazarlama şirketlerine satıyorlar. Ne kadar basit ve anlaşılmaz bir cümle değil mi? Ama ne yazık ki hepimiz, sosyal medya kullanan herkes sanalda pazarlama şirketlerine satılan köleler gibi. Bununla beraber istihbarat teşkilatlarının da ana veritabanları haline geldiler. Kontrol edilemez bir hale geldi. Toplumlar, sosyal medya aracılığıyla artan bir yozlaşmanın elinde. Yasaklanmasın kesinlikle. Ama artık tüm sosyal bilimler kadar eğitimi verilmesi gerekir. Üzerine makaleler tezler yazıldığını biliyorum. Akademisyenler bildiklerini pazarlama şirketleri yerine halka anlatmalılar. İlk başta ben eğitimini almak istiyorum.

Sosyal medya da dinler gibi kitleleri harekete geçirecek bir dinamizme sahipken biz yine bir yolunu bulup afyon haline getirmeyi başardık. Tıbbi olarak bağımlılık ve hastalık olduğunu söyleyen psikologlar da var. Yani işin özeti şu ki, o korktuğumuz korona virüsü insanları öldürürken, bilinçsizce kullanılan sosyal medya insanlığımızı öldürüyor. Gerçek yaşamı sanal yaşam karşısında ikinci plana atıyor. Robotlaştırıp, makineleştiriyor. 200 karakter yazmak duyarlı olmak sayılmıyor pek de. Ama duyarlı bir eylem için harekete geçiriyor ise, reelde karşılık buluyor ise o zaman duyarlılık da sayılır. Sosyal medyayı bilinçli kullanmış da sayılırız. Bilinçli kullanıma Mısır örneğini verdim ama Elazığ depreminde sosyal medyanın istendiğinde ne kadar faydalı kullanılacağını görmüş olduk. Bir çok organizasyon, kampanya, duyuru kısa sürede kitlelere ulaştırıp insanları harekete geçirdi. Bunlara daha fazla yoğunlaşmalıyız.

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Misafir Kullanıcı (@Misafir_59397)
16 Haziran 2020 Salı 08:54
güzel tesbitler okudum yazınızda. özellikle sosyal medya-linç, ötekileştirme, diğer cenahtaki kişlere yapılan hakaretler,cinsiyetçi küfürler....bunlar yukardaki(özellikle siyasilerin) düşmanlaştırıcı dil kullanmalarının sonucu...
Misafir Kullanıcı (@Misafir_55573)
11 Şubat 2020 Salı 12:43
selam aleyküm güzel kardeşim akıllı bilgili birine benziyorsun maşallah, söylediklerini çarpıtıyorlar dinle alakalı kötü bir şey dememişsin kaç kez okudum yazıyı gerçekleri yazmışsın lütfen sizlerde konuları anlayıp yorum yazın
Misafir Kullanıcı (@Misafir_55571)
11 Şubat 2020 Salı 12:35
İLK ÖNCE ŞUNU DİYEYİM DE KALEMİNE YÜREĞİNE SAĞLIK
burda anlatmak istediklerin takdire şayen ama bazıları farklı yönlere çekmeye çalışıyor belli senin anlatmak istediklerini değil kendi kafalarında kurguladıklarıyla yorum yapıyorlar.
sürekli gördüğümüz okuduğumuz şeyler İSİMSİZ kahrAMANLAR birazdan altta başka bir yorum daha çıkar, yok çevreyoluna imar planı, yok kentsel dönüşüm ne oldu, gibi gibi bir sürü şey yazarlar sen kendi içinden geldiği gibi yazmaya devam et
Misafir Kullanıcı (@Misafir_55541)
10 Şubat 2020 Pazartesi 23:14
Güzel kardeşim sen akıllı bilinçli birisin.. Dinlede sorunun yok belli. Ama emin ol f.to gibi alç.klar yüzünden cemaat ve tarikatlara ve dine hizmet eden sivil toplum kuruluşlarına çok haksız saldırı var.. Dinin bir makamı var ve bu insanlar dinin makamını layık olduğu şekilde yüceltmeye çalışıyor.. Bunlara söz söylemek dinin izzetini kırmaktır.. Sen belki iyi niyetle bazı grupların bazı yanlışlarını görüyorsun ama ne olur genelleştirme..ilk anda kızdım yazıya sosyal medya noktasında haklısın ama 1400 senedir eskimeden ilk günkü tazeliğiyle dimdik ayakta ve insanlığı deva olacak dinimiz var..
Misafir Kullanıcı (@Misafir_55521)
10 Şubat 2020 Pazartesi 16:20
Muhalif olmaya gerek, gayet guncel bir konu iceriyi ne olursa olsun neticesi cok iyi anlasilmistir.basarilar diliyorum sn yazarimiza,,
Misafir Kullanıcı (@Misafir_55520)
10 Şubat 2020 Pazartesi 14:44
Sosyal medya ile insanlar hiç olmadığı kadar birbirine yakın. Dünyada o kadar çok şeyler oluyorki eskiden olsa haberimizin olmayacağı(bizden saklanan :)) bir olaya sosyal medya ile anında haberdar olabiliyoruz, bu olayların yoğunluğu bizi zamanla duyarsızlaştırmış mıdır evet. Bu iyi bir şey mi tabiki değil ama herşeye de yetişemezsin. Bir de troller olmasa sosyal medya daha iyi bir yer olacak hiç kuşkusuz :). Ayrıca Karl Marx herhangi bir dine mensup olmayan bir kişidir din afyondur sözü onu bağlar bizi bağlamaz din maskesi takan sahtekarlar vardır sadece.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_55516)
10 Şubat 2020 Pazartesi 13:13
'Bingöl gibi dindar bir memlekette dini çok rahat küçümseme iniz hoş değil' ne kadar anlamsız bir yanlış anlama olmuş!
Misafir Kullanıcı (@Misafir_55508)
10 Şubat 2020 Pazartesi 08:16
Tebrikler güzel bir konu açıklamış yazar bey yorumcular ise ya tutarsa diye nereye gitmişler anlamak zor.Şimdiki çoçuklar günün tüm zamanını internet veya telefon başında zaman öldürüyorlar.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_55503)
10 Şubat 2020 Pazartesi 06:28
Sayın yazar Karl Marks ile dine girdin o sözü alıp sosyal medyaya getirdin dinler tarihine de ugradin maşallah ilgi/bilgi alanının baya genismis.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_55500)
10 Şubat 2020 Pazartesi 03:22
Yazının içeriği birden fazla konu için kaynak barındırıyor,dolu dolu olmuş. Kalemine sağlık.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın