Sorgusuz oy verdiğimiz seçilmişler

Bu ülkede seçimlerle gelen 5 sınıf yetkili vardır.

Milletvekilleri,
Belediye başkanları,
İl genel meclis üyeleri,
Belediye meclis üyeleri,
Muhtarlar.

Haziran ayından itibaren şehrimizde yerel seçim heyecanı ile beraber aday adayları az çok kendilerini göstermeye, vitrine çıkmaya başlayacaktır. Önümüzdeki seçimlerde Belediye Başkanı, il genel meclis, belediye meclis üyeleri, mahalle ve köy muhtarları seçilecek. Hatta şimdiden ufak tefek kıpırdamalar olmaya başladı denebilir.

Belediye başkanlık seçimi çok çetin geçeceğe benzediği için bu konuyu ayrı bir yazıda değerlendirmeyi daha makul gördüğümden, bu yazımda meclis üyeleri ve muhtarlar konusunu işlemeyi düşünüyorum.

Öncelikle mevcut il genel meclis üyelerini (bir kaçı dışında) genel itibari ile yetersiz bulduğumu belirtmek isterim. İşin garip tarafı mali olarak çok fazla bir getirisi olmayan meclis üyelikleri ve muhtarlık için yüzlerce adayın kıran kırana yarışmasıdır.

Her ne hikmetse Belediye başkanlarının hizmet performansı sorguluyoruz ama seçimle gelen il genel ve belediye meclis üyelerinin performansını sorgulamıyoruz.

Hemen hemen halkın birçoğu seçtiği il genel ve belediye meclis üyelerini tanımıyor bile.
Tanımadığımız, bilmediğimiz kişilere oy vermemiz biraz garip değil mi sizce?

Mesela,

Yatırım ve çalışma programlarını görüşüp karara bağlayan, bütçe ve kesin hesabı kabul eden, belediye sınırları dışındaki alanların imar plânlarını görüşen, borçlanmaya, taşınmaz mal alımına, satımına, tahsisine ve kiralanmasına karar veren, İl Özel idaresi yatırımlarının yap-işlet veya yap-işlet-devret modeli ile yapılmasına, il özel idaresine ait şirket, işletme ve iştiraklerin özelleştirilmesine karar veren vb. işlerin kararlarına imza atan il genel meclis üyelerini;

Stratejik plân ile yatırım ve çalışma programlarını, belediye faaliyetlerini, imar plânlarını, il çevre düzeni plânını görüşüp onaylayan, bütçe ve kesin hesabı kabul eden, borçlanmaya karar veren, taşınmaz mal alımına, satımına, takasına Belediye adına imtiyaz verilmesine ve belediye yatırımlarının yap-işlet veya yap-işlet-devret modeli ile yapılmasına, Belediyeye ait işletme ve iştiraklerin özelleştirilmesine, ekonomik ve sosyal ilişkileri geliştirmek amacıyla kültür, sanat ve spor gibi alanlarda faaliyet ve projeler gerçekleştirilmesine, bu çerçevede arsa, bina ve benzeri tesisleri yapma, yaptırma, kiralama veya tahsis etmeye karar veren Belediye meclis üyelerini;

Seçerken sorgulamamız gerekmiyor mu?

Bu meclis üyeleri kimlerdir?
Eğitim durumları nedir?
El kaldırıp indirmek dışında meclis üyeleri ne iş yapar?
Şehre katkıları nelerdir?
Görev ve sorumlulukları nelerdir?
Halk bu meclis üyelerinin kaç tanesini tanıyor veya biliyor?
Belli bir oy tabanına sahip olmak meclis üyeliği için yeterli midir?
İcra ettikleri mesleklerinin üstlendikleri görevde bir önemi var mıdır?
Aday olacak meclis üyelerinin şehrimiz için üzerinde kafa yordukları kaç projeleri var?
İl Genel Meclis üyeliği sadece kişilere özel iş ve işlemleri takip etmek midir?
İl özel idaresinde bir memur gibi oturup çalışanların şevkini kırmak mıdır?
Kendini güçler üstü görmek midir?
Neden bu soruların cevabını sorgulama ihtiyacı duymuyoruz?

‘Meclis üyelerinin Bingöl'e şu katkısı oldu' diyebilecek bir cümle bulamıyorum açıkçası. Köy yolları, içme suları vs. işler onlar olmasa da İl Özel İdaresi birimleri zaten yapabiliyor, yapıyor da zaten.

Aslında bildiğim başkada konular var ama ben burada paylaşmamın doğru olmadığını düşünüyorum. Bir köy levhasının önünde resim çektirip hizmet yaptığını düşünen encümenden ne beklenir?

Unutmayalım ki, sadece meclis toplantılarına katılıp el indirip kaldırarak apar topar geçen kararları oylayıp, ardından her toplantı için “huzur hakkı” ücretini alarak halkın vekâletinin gereği yerine getirilmiş olmuyor.

Belediye Meclis üyeleri; Meclisin en tepedeki karar organıdır. Bugün meclis kararı olmadan taş üstüne taş konulamamaktadır. Ama meclis üyeleri böyle olunca taşlar dilendiği şekilde oynatılabiliyor.

Peki, şehrin geleceği için önemli kararlara imza atan il genel ve belediye meclis üyelerinin özellikleri nasıl olmalı?

1- Liyakat (işin ehli olmalı)
2- Eğitim düzeyi yüksek olmalı.
3- Halkla iç içe olmalı, toplumsal beklentilere kulak kabartmalı ve halka tepeden bakmamalı
4- Seçimden seçime halkın ayağına gitmemeli.
5- Adaletli ve hakkaniyet içerisinde hareket etmeli.
6- Kararları kendisi verebilecek kadar yetenekli olmalı.
7- Plan ve projelerden anlamalı
8- Hizmet anlayışını kendi menfaatinin üzerinde tutmalı.
9- İş ve işlemlerden pay alma derdine düşmemeli.
10- Doğruları haykıran, yanlışları eleştiren ve yapacağı çalışmalarda şeffaf olmalı,
11- Meclis üyesi olacağım diye şehrin kaderi ile oynamamalı.
12- Muhtarları seçimden seçime hatırlamamalı.

Bu ve bunlara benzer özelikte olan kişiler tercih edilir mi? Bilinmez ama ben yine akraba, köylü, yakın arkadaş ve benzeri özelliklerin ön planda tutularak adayların belirleneceği kanaatindeyim.

Bu yazdıklarım sadece iktidar partisi için düşünülmesin. Muhalefette de tablo aynıdır. Bu nedenle toplumsal beklentinin “becerikli, sorgulayan, araştıran ve doğru karar verebilen, yanlışı yapan mensubu olduğu parti dahi olsa karşısında durabilen” kişilerden oluşan meclisler olduğunu söyleyebilirim.

Bir konuda da haklarını teslim etmek istiyorum. Alt yapı, kentsel dönüşüm, üst yapı, araç alımı, belediye iş hanının geri alınması gibi icraatları hiç bir beklenti içinde olmadan destekleyen belediye meclis üyelerini tebrik ediyorum. Bundan sonraki süreçte en azında altyapı, kaçak yapılar ve gelişi güzel konulan büfelerle ilgili gerekli denetimi yaparak ciddi adımlar atmalarını temenni ediyorum.

YETİŞ MUHTAR

Seçimle gelen, halk ve yerel yönetimler arasında bir köprü görevi gören en son yetkili sınıf muhtarlarımızdır. Açlık sınırının altında maaş alırlar ve hiçbir sosyal güvenceleri de yok, oda yetmiyormuş gibi her türlü sıkıntıyı da onlar yaşıyor.

Eee aldıkları maaş 420 TL. Bağ-Kur pirimi 360 TL, kırtasiye, telefon, internet, su, elektrik, kışın yakacak odun ve misafirin çay parası, ev ihtiyaçları, okula giden çocuğa harçlık….

Hadi bunları da geçtik…
Vatandaşın sorun sıkıntıları ne olacak?
Vatandaş her sorun ve sıkıntısını muhtara iletiyor, muhtar da sorun ve sıkıntılara çözüm bulmaya çalışacak tabi ki, başka çaresi yok.
Suları akmaz, muhtar
Çöpleri toplanmaz, muhtar
Sokak lambaları yanmaz, muhtar
Yollarda çukur oluşur, asfalt yapılacak muhtar
Kanalizasyon tıkanır, muhtar
Vatandaş evde hanımı ile kavga eder yetiş muhtar.
Maliyeci borçluyu ararken muhtara uğrar,
Postacı, evde olmayanların tebliğ zarflarını almayanların evraklarını muhtara teslim eder.
Emniyet, kanun ve asker kaçaklarını arar, gece muhtarı uyandırır ‘kalk muhtar ev aramasına gideceğiz' der.
Biri vefat eder muhtar, vatandaş evlenecek muhtar
Kısacası muhtarların görevleri saymakla bitmez.
Şimdi muhtar bunca sıkıntının altından nasıl kalkacak?
Sorun ve sıkıntıları iletmek için belediyeye gider muhatap bulmaz. Gidiş geliş yol parası da öylesine gider.
Sayın Belediye Başkanı muhtarların maddi sıkıntıları anlamış olmalı ki bir iyilik yapıp muhtarları temizlik şirketinde mahalle çavuşları olarak çalıştırıyor. Eyvallah bu konuda sayın başkana da teşekkür edelim.
Amma sayın başkanında bir şartı var gibi,
Muhtarlar konuşmayacak, başkanı eleştirmeyecek, yanlışları görmeyecek, sorun sıkıntıları paylaşmayacak.
Peki, paylaşırsa ne olur?
Heyelan olduğu günden sonra gazetelere çıkıp demeç veren muhtarlara sorun bakalım. Siz ne yaşadınız? Heyelan olduğu günden itibaren muhatap bulabildiniz mi? Bir kısım işçiler maaş alırken onlar maaş alamadılar. Bu da onların cezasıdır.
Şimdi muhtar ne yapsın?
Akmayan suyu muhtar mı akıtsın?
Açılmayan yolu muhtar mı açsın?
Toplanmayan çöpü muhtar mı toplasın?
Yanmayan sokak lambasını muhtar mı onarsın?
Altyapı çalışması olan yerdeki rezaleti muhtar mı düzeltsin?
Yolda oluşan çukurları muhtar mı doldursun?

İyi de kardeşim; muhtarların kepçesi, kamyonu, asfalt şantiyesi küreği, kazması, işçisi, bitmeyen bütçesi yok ki, hemen müdahale etsin.

Muhtar Ali'nin kış ayında sosyal paylaşım sitesindeki o paylaşımı gözümün önünden gitmiyor;
Yol kapalı olduğu için sitem eden mahalleliye o da sitem ediyordu: “Bişe muhtar dozerdir:)”

Elbette muhtarlar mahalle ve köylerindeki sorun ve sıkıntıların bir an evvel bitmesini ister.

Muhtarlar halk ve yerel yönetimler arasında bir köprü görevi görürler. Bu köprü yıkılırsa sorun ve sıkıntılar baş gösterir. O yüzden muhtarlarımızın kendi mahalle ve köyleri ile alakalı dile getirdikleri sorun ve sıkıntılar dikkatte alınmalıdır. Onların makul eleştirilerine alınganlık gösterilmemelidir.

Alınganlığı ile tanınan sayın belediye başkanına buradan sormak istiyorum.

Seçildiğiniz günden bu güne kadar kaç kez mahalle muhtarlarımızla görüştünüz?

Onların sorun ve sıkıntılarını kaç kez dinlediniz?

Mahalle toplantılarını kaç kez yaptınız?

Mahalle sakinleri ile bu güne kadar kaç kez bir araya geldiniz?

Mahalle aralarında kaç kez gezdiniz?

Yollardaki çukurların araç sahiplerine verdiği zararın muhasebesini yaptınız mı?

Muhtarların heyelan sonrası demeçlerini hakkaniyetten uzak görüyorsunuz da kendi çalışmalarınızın hakkaniyete uygun olup olmadığını neden sorgulamıyorsunuz?

İşin özü;
Yakında tüm birimler için aday adayları kamuoyu oluşturmaya başlayacaktır. Ve 4 yıldır hatırlanmayan halk bir anda gönüllerde taht kuracak, baş üstünde gösterilecek, akıl almaz methiyeler dizilecek, herkes bir anda memleket sevdalısı kesilecek. Aşiretçilik, köylülük, akrabalık bir anda ön plana çıkarak gerçeğin ve geleceğimizin önüne geçecek. Partiler de buna aldanacak ve sadece ‘benden olan' diyerek adaylarını belirleyip halka sunacak. Halk ise particilik ruhuyla hareket edip tanımadığı, bilmediği, katkısının ne olacağını kestiremediği kişileri yönetim kademesine yerleştirecek.

Sonuç?
Sistem bu haliyle işlerse yukarıda yazdıklarımın ötesine geçilemeyecek. Halk, beş yıl boyunca dizini dövecek!

İnanmıyor musunuz?
Bekleyip görelim…