Emitt Fuarı'ndaki bazı aksaklıkları ve yanlışları aktarıp Bingöl'ün doğru ve etkili tanıtılmadığını kaleme aldığım köşe yazılarımdan sonra ESOB Başkanı Sayın Ali Bayram, kendince eleştirilerini sıraladığı bir açıklama yapmış ve benim, maddi ve manevi destek vermediğim gibi bir de kara propaganda yaptığımı öne sürmüş.
Ya ben anlatamadım, ya da Ali başkan ve oradakiler anlamamış.
Ali Başkanın yaptığı açıklamayı okuyunca, psikolojisini ve üzerindeki nefret bulutunu tahmin edebiliyorum. Aynı duruma düşmedim. Bilakis, içten bir sesle güldüm ve “Ali abimiz yine fena kızmış” diye mırıldandım.
Sürekli eleştiren bir profil olduğu için Ali başkanın bu tutumuna alışkınız. Normal şartlarda cevap yazmamayı düşünüyordum ama susmamın, “hatalı olduğumu kabul ediyorum” manasına gelebileceğini düşündüm ve haklı olduğuma inandığım için birkaç satır karalamayı uygun gördüm.
Gelelim işin iç yüzüne, Ali başkanın eleştirilerine…
Peynir meselesinde haklı bir eleştiri yaptığımı düşünüyorum.
Mübarek nasıl bir peynirdir ki, kazaya kurban gidiyor, paketleme hatası oluyor ve bir türlü doğru bir sunumla ziyaretçilere sunulamıyor? Bunu kabul etmediğiniz yönündeki açıklamanızdan iki sonuç çıkıyor;
Ya bu iş ciddiyetle yapılmadı.
Ya da size aktarılan beyanın gerçeklik payı düşük!
Gelelim maddi ve manevi katkı sunmama meselesine…
MÜSİAD Bingöl'de kendince bir dizi çalışmalar yürütüyor. Kendi ilgi alanında etkin bir faaliyet ağı oluşturma çabası da çok şükür her geçen gün daha da büyüyor.
Sayın Ali Başkan, açıklamasında, İl Makamının resmi yazısından bahsediyor.
Şube Sekreterine sordum, “Emitt Fuarıyla ilgili Valilik ya da farklı bir kurumdan resmi davet yazısı geldi mi?” diye, “Hayır” deniliyor.
Sadece Şube Başkanımız telefonla aranıp “…. tarihlerinde Emitt Fuarı var. Katılabilir misiniz?” deniliyor ve Şube Başkanımız da o tarihte başka bir programının olduğunu beyan ediyor.
Şimdi ben soruyorum;
ESOB'u resmi yazıyla fuara ve fuar öncesi görüşmelere davet eden Valilik, neden MÜSİAD'ı sadece telefonla aratıyor?
Elimizde resmi davet yazısı yok, arayıp görüşmelere katılım çağrısı yok! Sadece bildirim var. Gerisi muamma…
Türkiye'nin en saygın işadamları derneklerinden birini telefonla arayıp davet etmek sizce ne kadar doğru?
Fikirlerimizi almak ve sunabileceğimiz katkıları öğrenmek için gelen bir talep yok iken, kendi kendimize gelin güvey olmamız sizce de doğru mu?
Hem, işadamları derneğinin bir ilin tanıtıma ne gibi bir katkısı olabilir ki?
Yapabileceğimiz tek şey, belli hususlardaki masrafların karşılanmasına katkıda bulunmak olabilir. Bu konuda da bir taleple karşılaşmış değiliz.
Bir diğer husus, açıklamadaki “Fuara katılan diğer kuruluşlar fuara maddi katkı yapmak için mensubu oldukları kuruluşların bütçelerinden maddi katkıda bulunmuştur” ifadesi.
MUSİAD, masraflardan asla kaçmamıştır.
ESOB veya Ticaret Sanayi Odası maddi katkıda bulunmuştur. Kabul ediyorum. İyi ki de bulunmuşlar. Peki, her iki oda da bizlerin, yani esnafın, iş dünyasının ödediği aidatlarla bu katkıyı sağlamıyor mu? Sağlıyor!
Yani, kimse kendi cebinden bir masraf yapmıyor!
MÜSİAD olarak yapacağımız katkı, kendi öz imkânımızla yapılacaktır. Ondan da kimsenin kaçındığı yok. Bir kez altını çiziyorum ki, bu konuda bir talep de olmadı!
Ayrıca, konunun bu kadar saptırılmasına da anlam veremiyorum.
Sizler olayın “biz mali destek sunduk” boyutuyla ilgilenip haklı olduğunu düşünüyorsunuz, ben ise tanıtımın doğru yapılamamasıyla ilgileniyorum..!
Anlaşamadığımız nokta da bu ya!
İşadamlarının bir ilin tanıtımında pek bir fonksiyonu olmaz! Bununla ilgili iş dünyasınca düzenlenen fuarlar var. Yatırım ortaklığı ya da ürün tedariki, hatta üretime dayalı bir iş ve işlem varsa, bunun yeri de tanıtım fuarı değil, iş fuarlarıdır.
Emitt'te kimler olmalıydı?
Valilik, Belediye, Kültür Müdürlüğü ve bazı sivil toplum örgütleri ile dış piyasada satışı mümkün olan ve yöremize has ürünleri üreten işletmeler… Böyle bir imalatçı üyemiz yok!
Bingöl'de reçel, pestil, pekmez, ceviz, kaymak, bal, kavurma üreten ve pazarlayan iş çevreleri burada olmalıdır. Hotel, termal turizmle ilgili kuruluşlar da burada yer almalıdır.
Bingöl'ün Yüzenada, Güneşin Doğuşu ve Kayak Tesisi tanıtılmalıdır.
Var mı bunlar? Hayır!
Bal ve kavurma üreticileri haricinde kim vardı?
Esnaf Sanatkârlar ve Ticaret Sanayi Odası'nın bulunmasını gerektirecek aman aman bir durum da yok!
MUSİAD olarak orada yer alsak bile, yaptığımız inşaat ya da diğer yatırımlarımızı mı anlatacağız?
Velev ki, anlattık. Bunun Bingöl'ün tanıtımıyla ne gibi bir ilgisi var?
Yerli ya da yabancı bir turist, bir şehre neden gider?
Tarihi bir mekânı ziyaret etmek, varsa bir doğal güzelliğini görmek ya da başka bir yerde olmayan bir etkinliğe katılmak için gider değil mi? En kötü ihtimal, o ilde bir yakın arkadaşı varsa gider…
Eleştirilerdeki kastım kimin katıldığı değil, katılanların ne gibi katma değer sağladıklarıdır.
Katılanların ismiyle ilgileneceksek, o zaman derdimiz şehrin tanıtımı değil, kısır çekişmelere dayalı nefret kuşumu olacaktır!
Bir kez daha altını çizerek vurgulamak istiyorum;
Kim katılmış değil, “ne sunmuş” konusuyla ilgilenelim.
Mesele, doğru adımlarla şehrimizi doğru şekilde tanıtmak olmalı.
Ve bu tanıtımların geri dönüşünü sağlayabiliyorsak, o zaman amaca ulaşmış olacağız.
Birileri Güneş'in doğuşunu izlemeye, Yüzenadayı görmeye, su kaynaklarından yararlanmaya, kayak yapmaya, termal tesisten istifade etmeye gelmiyorsa, bal, kaymak, kavurma, ceviz, reçel, pekmez sipariş etmiyorsa, biz tanıtım yaptık demeyin lütfen.
Ayrıca eleştiriye açık olalım. Gazeteci olarak her yapılanı duygusal bir yaklaşımla alkışlayamayız! Yanlış varsa söylemeliyiz ki, tekrarlanmasın, emekler ve masraflar boşa gitmesin.
Niyetimiz halistir, kimseyi yermek gibi bir çabamız da yoktur. Şehrimizin daha önemli meseleleri varken arada bu sıkıntıları da yazmamızı lüzumsuz görsem de, fayda sağlamasını ümit ediyorum.