Bu yazımızın dayanağı, Osmanlı Arşivindeki iki önemli kaynaktır. Bingöl'ün demografik ve iktisadi hayatına dair önemli bilgilerin mevcut olduğu ilk kaynak, “1550 Tarihli Çapakçur Livası Tahrir Defteri”dir ki bu defter; Prof. Dr. M. Mahfuz Söylemez ve Araştırmacı-Yazar Abdullah Demir tarafından Latin alfabesine aktarılarak “1550 Tarihli Tahrir Defterine Göre Çabakcur Livası Nüfus ve İskan” başlığı ile Bingöl Belediyesi tarafından 2010 yılında neşredilmiştir. Şehrin tarihi kimliğini yansıtan ikinci önemli kaynağımız da 1898 tarihli Bitlis Vilayet Salnamesidir. Bu kaynakta, Çapakçur Kazası dahil Bitlis Vilayeti dahilindeki sancak, kaza ve nahiyelerin tarım, hayvancılık, idari yapı ve sair konuları hakkında önemli bilgiler mevcuttur.
1550 tarihli Tahrir Defteri, bu dönemde Bingöl ovasında yapılan tarım faaliyetleri ve yetiştirilen ürünler hakkında bize ilginç veriler sunmaktadır. Zira bu kayıtlardan; 1550 yılında Bingöl Ovası'nda başta buğday, arpa ve darı olmak üzere önemli miktarda pamuk, tütün (duhan), ceviz, üzüm, çeltik (pirinç), elma, armut, ayva, kavun, karpuz ve salatalık yetiştiği tespit edilmiştir. Nitekim bu ürünlerden alınan vergi miktarı bu bilgileri doğrulamaktadır.
1898 yılına gelindiğinde, Dünya'da yeni bitkilerin keşfiyle birlikte, Bingöl Ovası'nda yetiştirilen tarım ürünleri ile sebze ve meyve üretiminde çeşitliliğin arttığı görülmüştür. Konumuzun ikinci önemli kaynağı olan 1898 tarihli Bitlis Vilayeti Salnamesi bu çeşitliği net bir şekilde yansıtmaktadır. Buna göre 1800'lü yılların sonlarına gelindiğinde Bingöl Ovası'nda yetişen tarım ürünlerinin başında buğday, arpa ve darının yanı sıra; pamuk, tütün, nohut, mercimek, burçak, gılgıl (mısır) ve sumak gelmekteydi. Bununla birlikte Bingöl Ovası'nda sebze olarak; fasulye, kabak, domates, patlıcan, turp, salatalık ve şalgam, meyve olarak; beyaz ve karadut, elma, armut, alıç, kara erik, ceviz, fındık, vişne, kiraz, karpuz ve kavun tarımı yapılmaktaydı.
Yukarıdaki veriler Osmanlı Döneminde Bingöl'de tarım faaliyetlerinin çok çeşitli olduğunu bize göstermektedir. 1550 yılından 1898 yılına kadar tahıl ürünlerinin yanı sıra pamuk ve ceviz Bingöl ahalisi için önemli bir gelir kaynağı teşkil etmekteydi. 1550 yılında Bingöl ova ahalisinin ödemiş olduğu vergi kalemlerinin başında pamuk (penbe) ve ceviz vergisinin gelmesi buna işaret etmektedir. 1898 tarihli kaynağımız Bingöl'de, bu tarihten belki de çok daha öncesinden; fasulye, domates ve kabak gibi yeni sebzeler ile fındık gibi yeni meyvenin yetiştiğini ve o dönemde insanımızın çok çalışkan olup, sahip olduğu topraklardan en üst düzeyde nasıl istifade ettiğini göstermesi açısından önemlidir.
122 yıl öncesine kadar ovanın verimli topraklarında yetiştiği tespit edilen başta pamuk ve fındık olmak üzere daha pek çok tarım ürününün bugün neden yetiştirilmediği üzerinde düşünülmesi gereken bir husustur. Zira Bingöl Tarım İl Müdürlüğü, Bingöl Üniversitesi ve ilgili kurumların son yıllarda arıcılık, ipek böcekçiliği, dut pekmezi ve yerli Guldar domatesi gibi bazı ürünlerdeki girişimleri ve başarıları Bingöl kamuoyu tarafından takdirle karşılanmaktadır. Bu ilgili kurumların, yukarıda zikrettiğimiz kıymetli ürünlerin Bingöl'de yetiştirilip yetiştirilmemesi konusunda araştırmalarda bulunmaları Bingöl için faydalı olacaktır.
Kuşkonmaz (Melcu) Bitkisi
31 Mayıs 2020 tarihinde Hürriyet Gazetesi yazarı Yalçın Bayer'in köşesine taşıdığı Kuşkonmaz (melcu) bitkisi dikkatimi çekti ben de bu vesile ile bu bitkiyi siz değerli okuyucularımla paylaşma ihtiyacı hissettim. Malum bitki hakkında çoğumuzun bilgisi vardır. Son zamanlarda Bingöl'de Nisan ve Mayıs aylarında seyyar tezgâhlarda kendine yer bulan bu bitki; Bingöl Ovası'nda, bilhassa nehir boyunca, doğal ortamda yetişmektedir. Kanser dahil pek çok hastalığa iyi geldiği bilinen bitkinin kültür tarımının yapılması, şehrimiz ve ülkemizin ekonomisine büyük katkı sağlayacağı muhakkaktır. Kuşkonmaz'ın faydaları ve piyasası hakkında https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/yalcin-bayer/kuskonmazi-taniyalim-41527422 linkteki yazıyı okumanızı tavsiye ederim.
Osmanlı Döneminde Bingöl'de Hayvancılık ve Sanayi konulu bir sonraki yazımızda siz değerli okurlarımla buluşmak ümidiyle…
Doç. Dr. Muhammed KÖSE
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi
Tarih Bölümü Öğretim Üyesi
muhammedkose@erzincan.edu.tr