ÖĞRETMENİN GÜCÜ VE YARINLARIN ÇOCUKLARIÖğretmenlerin çocuk üzerindeki hayati etkiye sahip rolleri, değerli öğretmenlerimizin öneminin daha bir hatırlandığı bu güzel öğretmenler gününde, öğretmen ve çocuk eğitiminde önemli bir yer alan sevgi, saygı ve çocukların adam yerine konulması üzerine düşüncelerimi ve mesleki hayatımda yaşadığım örnekleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Şüphesiz, eğitimde hiçbir yöntem, araç-gereç, (akıllı tahta,tablet,bilgisayar, vb.) ve fiziki ortam öğretmen ve kalitesinin yerini tutamaz. Eğitim ortamında en etkili öge şüphesiz öğretmendir. Ayırca en önemli olanı da öğrencilerin, rol model olarak öğretmeni önemsediği ve öğretmen davranışlarından derinden etkilendiği bir evrede oluşlarıdır. Çünkü çocuk görerek öğrenir ve duyduğunu değil gördüğünü önemser ve uygular. Öğretmenin giyimi, kuşamı, konuşması, duruşu, davranışı, anlayışı,dikkati ve özeni, babacan ve sevgi dolu şefkatli yaklaşımı, öğrencileri adam yerine koyup saygılı davranışları gibi özellikleri eğitimde en önemli belirleyici temel etkiye sahiptir. Tüm öğretmen ve yöneticilerin işi zor ama kutsal görevleri var. Ne mutlu topluma iyi çocuklar yetiştiren öğretmenlere…. Trabzon'da Maarif Müfettişi olarak görev yaptığım dönemde bir okul teftişi esnasında karşılaştığım durumu sizlerle paylaşmak istiyorum: Bir okulun birinci sınıfının teftişindeyiz. çocukların tamamının güzel davranışlara sahip olduklarını ve ellerine verilen kitapları anlamlı akıcı ve çok güzel bir şekilde okuduklarını, defterlerinde düzgün ve güzel yazılarının bulunduğunu, düzenli ve tertipli oturduklarını, söz almadan konuşmadıklarını, güzel oyunlar oynadıklarını ve şarkılar öğrendiklerini görünce çok hayrette kalmıştım, genelde bu tür ortmaları bulmak güçtür. Öğretmenle özel konuşmak istedim, büyük bir saygı duyduğum öğretmene bu işin sırrını öğrenmek istediğimi bana bu işin sırrını anlatması gerektiğini söyledim. O da bana “hocam ben çocukları sevdim ve saydım onlar da beni sevdiler ve saydılar. Benim sevgimi kaybetmemek için ne söylediysem yapmaya çalıştılar. Hepsi bu” deyince. İşin sırını ÖĞRENCİ SEVGİSİNDE olduğunu öğrenmiştim. Sevgi odaklı bir eğitimin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha görmüştüm. Okullarımızda sevgi ve saygıya ve hoşgörüye dayanan bir anlayışın egemen olması, milli ve manevi değerlerin önemsenmesi, yerel ve töresel değerlerin okulda yeri geldiğinde hayat bulması, otoriter ve dayatmacı, ötekileştiren ayrımcı davranışlara asla yer verilmemesi gelecek kuşakların kurtarılmasını sağlayacaktır. Sevgi ve saygıyla büyüyen çocuklar sağlıklı ve mutlu bir hayat sürme şansına daha fazla sahip olacaklardır. Bir de çocukların adam yerine konması çok önemlidir. Toplum olarak çocukların görüşlerine pek itibar etmeyiz ve çocuktur deyip geçiştiririz. Çocukları adam yerine koymak gerekir. Bayramlarda anne ve babalarına kolanya ve çikolata tuttuğumuzda sıra çocuklara gelince, çocukların elleri havada kalır onların başına kolonya serperiz ve çikolata kutusundan çikolatayı çocukların kendilerinin almalarına fırsat vermez biz çocuklara uzatırız şekerleri. Çünkü onlara değer verip adam yerine koymayız onlar çocuk ya... Büyükler olarak çocuklara karşı yanlış davranışlarımız benzerlerini sıralamak çok kolay elbette. Çocukları sevip değer vermenin aile içinden başlayıp okulda devam etmesi toplumsal yapımızda da temel bir esas olması gerekir. Özellikle biz büyüklerin çocuklara karşı tutum ve davranışların içeriği ve biçimi çok önemlidir. Çocukları severken sevgimizi en uygun biçimde sunmak çocuğu şımartmamak çocuğun bu sevgiyi kötüye kullanmasına fırsat verecek sevgi gösterilerinden kaçınmak da çok önemli. Bir büyüğün örnek bir davranışı: Çocukken Bingöl'de yaşadığım bir olayı anlatarak yazıyı bitirmek istiyorum. Yaklaşık 10-11 yaşlarındayım Bahçeli evlerde oturan halamlara gidiyordum. Yolda aniden karnım ağrımaya başladı. İki büklüm oldum. Yere çömeldim karnımı elle tutarak öyle sızlanarak kala kaldım. Bingöl eski milletvekillerinden olan rahmetli Hakkı Artukaslan birkaç kişiyle oradan geçiyorlardı. Kendisi yaklaştı bana neyin var diye sordu. Elimden tuttu kaldırdı. Ve beni koltuklarımın altından tutarak gideceğim yere kadar iki eliyle destek olup birlikte yürümeye başladık. Beni sevgi ve saygıyla tutması bana yakınlık göstermesi o kadar mutlu etmişti ki anlatamam. Hele yürürken benimle büyük bir adam gibi konuşması ayrı bir hazdı. Konuşarak ağrıları bile unutmuştum. Kim olduğumu neler yaptığımı derslerimi ve birçok şeyler sordu. Sadece sorarak kalmıyor benim konuşmama katılarak kendisi de bir şeyler anlatıyordu. Ben karnımın acısını unutmuştum. Artık tek başıma yürüyebileceğimi söyledim. Babama selamlarını iletmemi istedi. Teşekkür edip yoluma devam ettim. Çocuklukta yaşadığım birçok olayı unutmuşumdur. Ama böyle bir davranışı unutmak mümkün mü? Bu olay benim çocuklara davranışımda çok belirleyici bir etmen olarak yer almıştır. Bana örnek olan bir davranış modelinin tüm öğretmen ve büyüklerimizin göstermesi çocuklarımızın dünyaya bakış açısını değiştirecektir. Büyükler olarak çocuklara unutamayacakları örnek davranışlarla sosyal modeller sunarak eğitimde sosyal öğrenme olgusunu bir yaşam tarzı haline getirdiğimiz takdirde geleceğimizi inşa edebileceğimizi unutmamak gerekir. Büyükler ve eğitimciler olarak çocuklara nasıl davranmamız gerektiğinin örnek modellerinin bol olduğu bir dine, tarihe kültüre ve töreye sahip olduğumuzu öğrenklerden de yararlanarak çocuklarla ilişkilerimizi güzelleştirebiliriz.. Yunus'un dediği gibi “gelin tanış olalım zoru kolay kılalım sevelim sevilelim bu dünya kimseye kalmaz” (çocuklarımıza kalır). Diyebilelim. Bu vesileyle tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü en içten duygularla kutlarım. Selam ve sevgilerimle
YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 14 Aralık 2024 Suriye nereye gidiyor?06 Kasım 2024 İlahiyatçıları/din adamlarını dinlerken ölçüleriniz olmalı07 Ekim 2024 Kur'an'ın, Tevrat, İncil ve Avesta'dan farkı02 Eylül 2024 Üç kutsal din Sümer efsanelerinden mi alındı?
|