KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
29 Nisan 2025 Salı
°C
Remzi Hansu
remzihansu12@hotmail.com

Öfkeyi yutmak

24 ŞUBAT 2015 SALI 03:37
0
1825
1
AA aa

Öfke, doyurulmamış isteklere, istenmeyen sonuçlara ve karşılanmayan beklentilere verilen duygusal tepkinin adıdır.

Yetersizlik, kıskançlık, korku, endişe, kısıtlanma, yalnızlık, itilmişlik ve anlaşılamama gibi durumlar öfkelenmenin nedenleridir. Kişiye yönelik saldırgan davranışlarla sonuçlanabilen yoğun negatif duygular öfkenin nedenleri iken, kendini beğenme, övünme, alay etme, kıskançlık ve aşırı bencillik gibi durumlar da öfkenin karakter haline dönüşme sebepleridir.

 

Öfkelenmenin zararlarının başında çocuk istismarı, ev içi şiddet, eşlerin boşanması, fiziksel ve sözel taciz ve öldürme gibi birçok sosyal ve kişisel problem gelir. Öfke ile etkin bir biçimde baş edememe sonucunda bireylerde sigara kullanımı, madde bağımlılığı, beslenme bozuklukları gibi sorunlar ortaya çıkabilmektedir.

 

Kur'an-ı Kerim'de sorumluluk bilinci ile hareket eden muttakilerin vasıfları sayılırken: “Onlar ki öfkelerini yutarlar ve insanları da affederler. Şüphesiz ki Allah, iyilik sahiplerini sever.”[1] buyurulmakta ve insanları af edip, öfkeyi yutmanın samimi inananların vasıfları olarak sayılmaktadır.

 

Peygamberimiz (s) öfkeye hâkim olabilmenin kazanımlarını şu cümleleriyle meth eder:  

 

“Gerçek yiğit, güreşte rakibini yenen değil; kızdığı zaman öfkesini yenen kimsedir.”[2] 

 

"Bir (mümin) kulun, sırf Allah rızası için yuttuğu öfke yudumundan daha hayırlı bir yudum yoktur."[3]

 

“Gereğini yerine getirmeye gücü yettiği halde, öfkesini yenen kimsenin kalbini, Allah, emniyet ve imanla doldurur.”[4]

 

Kalp atışlarının, kan basıncının, böbrek fonksiyonlarının ve solunum sisteminin düzeninin sağlanması ile ruhsal ve  duygusal rahatsızlıkların minimize edilmesi, önemli oranda öfke kontrolüne bağlıdır.  

 

Bilmek veya farkında olmak, sorunu çözmeye yakın olmaktır. Dişlerinizi veya yumruklarınızı sıkıyorsanız, midenize kramplar giriyor ve yutkunma zorluğu çekiyorsanız, dudaklarınızı ısırıyor ve kaba sözcükler kullanıyorsanız öfkeye yenik düşme üzeresiniz ve yapmanız gerekenler var demektir. Sakinleşmek adına harekete geçmeniz lazım.

 

Öfkeyi yok etmek veya tamamen ortadan kaldırmak mümkün değildir. Ancak şu hususlara dikkat edilirse öfkenin kontrol altına alınması sağlanıp zararları minimize edilebilir. Ne istediğini bilmek, duygularını kontrol altında tutmak veya doğru bir şekilde ifade etmek öfkeyi kontrol altına alabilmektir.

 

Diyaframdan derin bir soluk almak, “önemli değil” gibi sakinleştirici ve yatıştırıcı sözcükleri tekrarlamak, derin soluk almaya devam etmek, bulunduğumuz ortamı değiştirmek, karşımızdakinin söylemeye çalıştıklarını anlamaya çalışmak, öfkelendiğimizde başvurmamız gereken bazı sakinleştiricilerdir.

 

 Susmayı tercih etmek, Allah'a sığınmak veya duruş şeklini değiştirmek öfkeyi yenmede peygamber tavsiyeleridir. Zira Hz. Peygamber (s), “Biriniz öfkelendiğinde sussun[5] buyurmuş ve iki kişinin kavgasına şahit olunca da “Ben bir söz biliyorum, eğer bu kişi onu söylerse, üzerindeki bu kızgınlık hali geçer. Eğer o, “Eûzü billâhi mine'ş-şeytânirracîm: İlâhi rahmetten kovulmuş şeytandan Allaha sığınırım” derse, üzerindeki hâl kaybolur.” [6] diye ifade etmiş ve “Biriniz öfkelendiğinde,  ayakta ise otursun. Yine sakinleşmezse yanı üzerine yatsın[7] gibi  tavsiyelerde bulunmuştur.

 

Ayrıca öfke ateşini söndürmenin yollarından biri de abdest almaktır. Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulur: “Öfke şeytandandır. Şeytan da ateşten yaratılmıştır. Ateş ancak su ile söndürülür. Biriniz öfkelendiği zaman abdest alsın.”[8] Böylece öfke kontrolünün yöntemleri ayrıntılı bir şekilde inananlara bildirilmiştir.

 

Tüm bunlardan sonra şu hatırlatmada da bulunmak gerekir ki, İslam'a, kutsal değerlere, onur ve şahsiyete saldırı söz konusu olduğunda, Allah için kızıp öfkelenmek meşru sayılmıştır. Hatta bu tepki “şecaat ve kahramanlık” olarak görülmüştür. Çünkü bu, yıkmaya değil korumaya dönük bir eylem olup öfkeyi yerli yerinde kullanmaktır.

Sabır eksenli,

 öfkeden uzak bir hayat dileğiyle …

 

 



[1] Âl-i İmrân, 3/134

[2] Buhârî, Edeb, 76, 102; Müslim, Birr 107, 108

[3] Mace, Cilt 10, s. 462

[4] Ebu Davûd, Edeb, 3         

[5] Ahmed İbn-i Hanbel, I, 239

[6] Müslim, Birr, 109  

[7] Ebu Davûd, Edeb, 3

[8] Ebu Davûd, Edeb, 3  

 
YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
fatma moiz (@Misafir_18630)
08 Nisan 2015 Çarşamba 22:25
hocam çok güzel yazmişsınız elinize yüreğinize sağlık bu yazidan sonra inşallah içimde insanlara karşi öfke varsa once allahin izniyle peygamber efendimizin güzel söz ve sünneti ile sizin de güzel vesileniz ile öfkemi ve nefretimi yenicem
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın