Öfkeyi yutmakÖfke, doyurulmamış isteklere, istenmeyen sonuçlara ve karşılanmayan beklentilere verilen duygusal tepkinin adıdır. Yetersizlik, kıskançlık, korku, endişe, kısıtlanma, yalnızlık, itilmişlik ve anlaşılamama gibi durumlar öfkelenmenin nedenleridir. Kişiye yönelik saldırgan davranışlarla sonuçlanabilen yoğun negatif duygular öfkenin nedenleri iken, kendini beğenme, övünme, alay etme, kıskançlık ve aşırı bencillik gibi durumlar da öfkenin karakter haline dönüşme sebepleridir.
Öfkelenmenin zararlarının başında çocuk istismarı, ev içi şiddet, eşlerin boşanması, fiziksel ve sözel taciz ve öldürme gibi birçok sosyal ve kişisel problem gelir. Öfke ile etkin bir biçimde baş edememe sonucunda bireylerde sigara kullanımı, madde bağımlılığı, beslenme bozuklukları gibi sorunlar ortaya çıkabilmektedir.
Kur'an-ı Kerim'de sorumluluk bilinci ile hareket eden muttakilerin vasıfları sayılırken: “Onlar ki öfkelerini yutarlar ve insanları da affederler. Şüphesiz ki Allah, iyilik sahiplerini sever.”[1] buyurulmakta ve insanları af edip, öfkeyi yutmanın samimi inananların vasıfları olarak sayılmaktadır.
Peygamberimiz (s) öfkeye hâkim olabilmenin kazanımlarını şu cümleleriyle meth eder:
“Gerçek yiğit, güreşte rakibini yenen değil; kızdığı zaman öfkesini yenen kimsedir.”[2]
"Bir (mümin) kulun, sırf Allah rızası için yuttuğu öfke yudumundan daha hayırlı bir yudum yoktur."[3]
“Gereğini yerine getirmeye gücü yettiği halde, öfkesini yenen kimsenin kalbini, Allah, emniyet ve imanla doldurur.”[4]
Kalp atışlarının, kan basıncının, böbrek fonksiyonlarının ve solunum sisteminin düzeninin sağlanması ile ruhsal ve duygusal rahatsızlıkların minimize edilmesi, önemli oranda öfke kontrolüne bağlıdır.
Bilmek veya farkında olmak, sorunu çözmeye yakın olmaktır. Dişlerinizi veya yumruklarınızı sıkıyorsanız, midenize kramplar giriyor ve yutkunma zorluğu çekiyorsanız, dudaklarınızı ısırıyor ve kaba sözcükler kullanıyorsanız öfkeye yenik düşme üzeresiniz ve yapmanız gerekenler var demektir. Sakinleşmek adına harekete geçmeniz lazım.
Öfkeyi yok etmek veya tamamen ortadan kaldırmak mümkün değildir. Ancak şu hususlara dikkat edilirse öfkenin kontrol altına alınması sağlanıp zararları minimize edilebilir. Ne istediğini bilmek, duygularını kontrol altında tutmak veya doğru bir şekilde ifade etmek öfkeyi kontrol altına alabilmektir.
Diyaframdan derin bir soluk almak, “önemli değil” gibi sakinleştirici ve yatıştırıcı sözcükleri tekrarlamak, derin soluk almaya devam etmek, bulunduğumuz ortamı değiştirmek, karşımızdakinin söylemeye çalıştıklarını anlamaya çalışmak, öfkelendiğimizde başvurmamız gereken bazı sakinleştiricilerdir.
Susmayı tercih etmek, Allah'a sığınmak veya duruş şeklini değiştirmek öfkeyi yenmede peygamber tavsiyeleridir. Zira Hz. Peygamber (s), “Biriniz öfkelendiğinde sussun”[5] buyurmuş ve iki kişinin kavgasına şahit olunca da “Ben bir söz biliyorum, eğer bu kişi onu söylerse, üzerindeki bu kızgınlık hali geçer. Eğer o, “Eûzü billâhi mine'ş-şeytânirracîm: İlâhi rahmetten kovulmuş şeytandan Allaha sığınırım” derse, üzerindeki hâl kaybolur.” [6] diye ifade etmiş ve “Biriniz öfkelendiğinde, ayakta ise otursun. Yine sakinleşmezse yanı üzerine yatsın”[7] gibi tavsiyelerde bulunmuştur.
Ayrıca öfke ateşini söndürmenin yollarından biri de abdest almaktır. Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulur: “Öfke şeytandandır. Şeytan da ateşten yaratılmıştır. Ateş ancak su ile söndürülür. Biriniz öfkelendiği zaman abdest alsın.”[8] Böylece öfke kontrolünün yöntemleri ayrıntılı bir şekilde inananlara bildirilmiştir.
Tüm bunlardan sonra şu hatırlatmada da bulunmak gerekir ki, İslam'a, kutsal değerlere, onur ve şahsiyete saldırı söz konusu olduğunda, Allah için kızıp öfkelenmek meşru sayılmıştır. Hatta bu tepki “şecaat ve kahramanlık” olarak görülmüştür. Çünkü bu, yıkmaya değil korumaya dönük bir eylem olup öfkeyi yerli yerinde kullanmaktır. Sabır eksenli, öfkeden uzak bir hayat dileğiyle …
[1] Âl-i İmrân, 3/134 [2] Buhârî, Edeb, 76, 102; Müslim, Birr 107, 108 [3] Mace, Cilt 10, s. 462 [4] Ebu Davûd, Edeb, 3 [5] Ahmed İbn-i Hanbel, I, 239 [6] Müslim, Birr, 109 [7] Ebu Davûd, Edeb, 3 [8] Ebu Davûd, Edeb, 3 YORUM YAZIN ![]()
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 12 Şubat 2015 Allah'a iman etmenin bireye faydaları03 Şubat 2015 Ilmin kapısı: hz. ali (r.a)29 Ocak 2015 Bir kahramanlık abidesi: hz. ali (r.a)18 Ocak 2015 Çocuk ve namaz
|