KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
21 Aralık 2024 Cumartesi
°C
Hakim Bayraktar
bingolonline@hotmail.com

Lazım olan başkanlık mı? devlet mi?

21 EKİM 2016 CUMA 19:42
6
5774
0
AA aa

Terör olaylarının dört bir yandan çevrelediği Türkiye'mizin bugünlerdeki bir diğer gündemi de hiç şüphesiz, “Başkanlık” sistemi…

Toplumsal yaklaşımları irdeleyince, önümüze birçok soru çıkıyor!

Önce soruları aktarayım, sonrasında da iki çift laf söyleriz elbet!

Soruyorum vatandaşa;

Başkanlık sistemi nedir?

İçeriği nasıldır?

Başkanlık Sistemi'nin getirileri neler olacak?

Mevcut sisteme kıyasla ne tür avantajları olur sizce?

Bu sorulara bırakın vatandaşı, bürokrat, siyasetçi, hatta biz gazeteciler bile doğru bilgiye dayalı bir yanıt veremiyoruz!

Çünkü şuandaki mevcut tartışmalar “Başkanlık” sisteminin içeriği yâda getiri-götürüsünden ziyade, Sayın Cumhurbaşkanının “Başkan” olup olmaması algısıyla yürütülüyor!

Geçen gün sosyal medyada bir siyasetçinin şu sözü dikkatimi geçti, “… ilçesinde vatandaşlarımızla Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemini konuştuk”

Merak ettim doğrusu… İçeriğinden bihaber olduğumuz “Başkanlık” sistemiyle ilgili ne anlatmış olabilir? Yanıt bulamayınca şu yorumu yapabildim “Başkanlık sistemini değil, Reis'in Başkan olması gerektiğini anlattım deseydiniz daha doğru bir cümle kurulmuş olurdu” diyebildim!

Öncelikli temennimiz, güçlü, ayakları yere basan, eşitlik ve özgürlükçü bir Anayasamızın olmasıdır. Siyasi partiler bu konuda bir türlü anlaşamıyor! Bunun da sebebi de merak konusu!

Din, dil, mezhep ayrımı olmaksızın, eşitlik ve özgürlük ilkesi ekseninde, “insan” odaklı bir Anayasa yapmak neden bu kadar zor?

Çıkmazın sebebini, ancak “Herkes bizim Anayasamız olsun dayatmasında bulunuyor” diye açıklayabiliyorum! Aksi taktirde, “insan” odaklı bir Anayasa neden yapılamasın ki? Yapamıyorsak, “İnsan” tanımımızda, “insanlığa bakışımızda” sıkıntı var demektir!

Bunun başarılamadığı bir ortamda, ‘Başkanlık Sistemi'nden ne gibi bir umudumuz olabilir ki?

Mesele sadece Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın “Başkan” olmasıysa, toplumun önemli bir kısmı bunu kabul edecektir. Bu, “Başkanlık Sisteminin çok büyük faydaları var” denilerek değil, “R.T. Erdoğan'a olan inanç ve bağlılıktan dolayı” yapılacaktır.

İçeriği hakkında detaylı bir bilgi sahibi olmadığım “Başkanlık Sistemi” hakkında doğru yada yanlış deme lüksüne sahip değilim!

Fakat ben, konuya daha farklı bir açıdan yaklaşmak istiyorum!

Dünyanın süper güçlerine, Başkanlık veya Kraliyet sistemlerinin var olduğu ülkelere baktığımızda, tartıştığımız “Başkanlık” sisteminin ötesinde, aslında üzerinde durmamız gerekenin daha farklı ve önemli bir konu olduğunu görmekteyiz.

“Devlet Yapısı!”

Türkiye'nin asıl sorunu ‘güç bir devlet yapısı'nın olmayışıdır.

Batılı ülkelerde “Başkan” kim olursa olsun, kanunlar bellidir ve değişmez! Devletin başı da, sıradan bir vatandaş da aynı haklara sahiptir ve kanunlar önünde eşittir!

Bize lazım olan da budur!

Bugün R.T. Erdoğan'ın Başkan olmasını istiyoruz!

Peki ya sonrası?

Varsayalım ki, Sayın Erdoğan iki dönem başkanlık yaptı. Sonrasında ne olacak? Ülkenin başına kim geçecek ve bizi neler bekleyecek?

Bu yüzde önce devlet yapısının sağlam bir temel üzerine kurulması lazım!

Yaşadığımız “darbe” sorunlarının temelinde de, askerin veya bazı kritik bürokrasi kesiminin kendini “devlet” sanması, buna karşı tüm gücü elinde tutmak isteyen “siyasi iktidarın” da “devlet benim” deyişi yok mu?

Bunları bertaraf etmek için “Güçlü Devlet Yapısı”na ihtiyacımız var.

Hukuk sistemimiz çökmüş! Düşünsenize, hukuk dayanağımız “cemaat” adıyla öne çıkan yapılanmaya teslim edilmiş. Yıllardır diledikleri gibi at koşturmuşlar bu alanda! Sadece hukuk değil, birçok kurum bu yapı tarafından ele geçirilmiş!

Daha önce de söylediğim üzere, öyle bir devlet yapımız olmalı ki, siyasi iktidar kim olursa olsun, devletin işleyişi sarsılmadan işlemeli! Siyasi iktidar sadece hizmet ve yenilik üretmeli! Yargı, Anayasal düzen eşit ve özgürlük ilkesine bağlı olarak devam etmeli!

Bunu başaramadığımız taktirde, Cumhuriyet tarihimiz boyunca alışılagelen siyasi iktidarın “devlet benim” algısı da devam eder, yargı da, diğer kamusal hizmetler de her siyasi iktidar değişikliğinde değişkenlik gösterir!

Sonuç olarak;

Başkanlık Sistemi tartışmaları daha çok sus götürecek! Faydalı mı, yoksa zararlı mı? Bunu içeriğini öğrendikten sonra karar vereceğiz! Birey olarak, Sayın Erdoğan'ın Başkanlığı'na garanti gözüyle bakıyorum. Ama sonrası için bir fikir beyan edemiyorum! Hatta, “mevcut tablo” nedeniyle bir dizi tereddütlerim dahi var!

Ve yine tekrar ediyorum! Bize “Başkanlık Sistemi”nden ziyade, güçlü bir devlet yapısı lazım!

Çünkü bunu sağlayamazsak, yarın Recep Tayyip Erdoğan gider, yerine bir terör örgütü de gelebilir!

Yıllarca ABD'nin, İngiltere'nin, İsrail'in vs. devletlerin eliyle kontrol edilen hükümetler yüzünden bir arpa boyu yol alamadık! Sebep? Çünkü siyasi iktidar devletin tüm işleyişine müdahale edebiliyor! Hukuku da kendine göre dizayn edebiliyor, Anayasal düzeni de…!

Ama devlet yapımız güçlü ve sistem oturmuş olursa, kim gelirse gelsin belirli bir dairede yetkilerini kullanabilir!' Ama devlet işleyişi tamtakır devam eder!

Bu yüzden de diyorum ki, “bize güçlü Devlet Yapısı” lazım!

Başkanlık mı?

Zamanı gelince o da olur! Biz, önceliğimize odaklanalım!

 

 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın