KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
24 Nisan 2024 Çarşamba
°C
Bünyamin Bayram
binbay12@hotmail.com

KUR'AN MEALİ VE ATEİZM (inançsızlık)

12 HAZİRAN 2020 CUMA 09:38
8
9244
2
AA aa

Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu'nun üyelerinden Prof. Dr. Cağfer Karadaş'ın görüşleri, geçen hafta sosyal medyada bayağı yankı buldu. Karadaş, “Türkiye'de ateistler neden artıyor" sorusuna verdiği cevapta şu ifadeleri kullandı: “Ateist ve deistlerin temel argümanları şu anda felsefi olmaktan ziyade Kur'an çevirileri üzerinden oluşmaktadır. Meal çevirisi, bağlamı tam veremiyor. Öğrenciler okumaya başlayıp anlamlandırma sorunu yaşadıklarında kafaları karışıyor ve işte bu akımlara yönelebiliyorlar.”

Bir din yüksek kurulu üyesi tarafından yapılan bu açıklama, Kur'an mealini okuyarak dinlerini öğrenmek isteyenlerin ilgisini azaltacağı gibi, Kur'an'a karşı haksız bir güvensizliği de doğurabilir.

Ülkemizde ve dünyada yaşanan ateizm (inançsızlık) ve deizm (dinsizlik) sorunu çok boyutlu nedenlerden kaynaklanmaktadır. Ateizmin, sadece meallerden kaynaklandığını söylemek ve ateizmin felsefi arka planını görmemek gerçekçi bir yaklaşım değildir. Çünkü bu konuda herhangi bir araştırma da yapılmış değil. Bugün ülkemizde ve dünyada Kur'an meallerini okuyarak ilahi mesajlardan yararlananların sayısının gün geçtikçe arttığını görmekteyiz. Kur'an'ın dünyada yaygın dillere tercümesi yapılmış, mealini okuyarak Müslüman olmuş Yusuf İslam (Cat Stevens) gibi binlerce mühtedi(hidayete ermiş) insanlar var.

Tüm eksik ve yanlış meallere rağmen, insaflı, samimi ve sağlam bir zihinsel yapıya sahip olmak koşuluyla, Kur'an tercümesini okuyup da büyülenmemek mümkün değil.

Meal tercüme olmaktan ziyade, yaklaşık anlam verme çabasıdır."Kur'ân'ın kelime ve cümlelerini kelimesi kelimesine, hiçbir anlamını eksik bırakmadan başka bir dile çevirmek mümkün olmadığı için Kur'ân'ın başka dillere çevirisine meâl ismi verilmiştir."

Mealler tefsirlerle birlikte okunduğunda daha iyi anlaşılmaktadır. Çünkü mealler bize genel ve yaklaşık bir anlam verirler. Şahsen ben Arapçasıyla birlikte meal okumayı çok severim, ancak  yıllardan beri Kur'anı okurken açıklanması gereken yerlerde mutlaka en az iki tefsire bakarak anlamaya çalışırım.

Bir dilden başka bir dile birebir tam anlamıyla çeviri yapmak çok güç bir iştir. Hele bu dil zengin bir gramer yapısına sahip Arapça ve Kitap da edebi ve veciz özelliğiyle ön plana çıkan Kur'an'ı Kerim olunca, elbette tercümeler daha bir yetersiz kalabilecektir.

Arap toplumunda şiir ve edebiyat çok ön plandaydı. Bir şiirle iki kabile savaşıyor veya barışabiliyordu. Bu nedenle Kur'an'ın özellikle Mekki ayetleri çok edebi bir dille inmiştir. Ayetlerin çoğu icazlı, etkileyici yani az sözle çok şey anlatan belağatlı ayetlerden oluşur.

Kur'an'daki ifadelerde Mecazlar (deyimler), teşbihler(benzetimler), kinayeler (dolaylı) ve sembolik  anlatımlar yoğunlukla göze çarpmaktadır. İşte bütün bunlar Kur'an'da “din dili” dediğimiz olguyu ifade eder. Kur'an'ın iyi anlaşılabilmesi için bu din dilinin de iyi bilinmesi gerekiyor.

Kur'anın yaklaşık ikiyüze yakın ayetleri emir ve yasaklar içerir, diğer ayetlerin bir kısmı  peygamber kıssalarıyla öğütleri, bir kısmı da peygamberimiz ve Müslümanların günün mücadele ortamında yaşadıkları olaylar (savaşları, hicreti, tebliği, mücadelesi, vb.)ilgili ayetlerden oluşur.

Peygamber kısalarının bir maksadı ve mesajı var, meal okurken biçime takılmadan bu maksatlarını yakalamak önemlidir. Peygamberimizin mücadelesini anlatan siyerini bilmeden bir kısım ayetler anlaşılamaz. Bu nedenle ayetlerin tarihsel, sosyal ve kültürel bağlamlarıyla birlikte anlamlandırılması gerekiyor.

Gençliğin ateizm ve ateizme yönelmesinin nedenlerine araştırmalar yaparak, analitik ve bütüncül yaklaşarak çözümler üretmek gerekiyor. İslami kesim ve özellikle de ilahiyatçılara büyük görev düşmektedir.

Yetersiz ve yanlış çeviriler yanında, uydurma, efsane ve hikayelerden beslenerek yapılan veya Peygamberimizin, bir peygamber olarak yaptıkları dini uygulamalar ile; bir beşer olarak yaptığı ve o günün kültürü ve adetini yansıtan uygulamalarını ayırt etmeden yapılan klasik tefsirlerin, ateizmin argümanlarına gerekçe olabileceği gerçeğini de göz ardı etmemeliyiz.

Allah, Kur'an hakikatlerini peygamber tecrübesiyle bize göstermiştir. Bu nedenle Kur'an'ın, pratik hayattaki görüntüsünü ifade eden peygamerin dini içerikli sünnetine ve sahih hadislere dayalı tefsirlerden yararlanılmalı.

 

Çağımızda dine mesafeli bakan, modern dünyanın dayattığı nefsani ve felsefik değerlerle büyüyen veya dinlere ideolojik pencereden bakan insanların Kur'an'ın bazı ayetlerinin eksik ve yanlış meal ve tefsirleri üzerinden, inançsızlıklarına  gerekçe bulmaya çalıştıkları görülmektedir.

Bilimlere ve olgulara, tesadüfi, pozitivist (materyalist) ve evrimci  bakış açısıyla bakmayı öğrenen, bu toprakların irfan ve hikmet geleneğinden yoksun eğitim müfredatıyla yetişen gençlerin, ateizme kaymaları daha kolay olabilmektedir.

Samimi olarak dinini öğrenmek amacıyla Kur'an meali okuyanların bazı ayetleri anlamakta güçlük çekmeleri ve zihinlerinin karışması söz konusu olabilir. Öğrenciler meal okumaya başlayıp anlamlandırma sorunu yaşadıklarında kafaları karışıyor ve bu akımlara yönelebiliyorlar.

Dindar görünenlerin yaptıkları yanlışlar ve haksızlıklar,  özellikle gençliğin rol modeller göremiyor olmaları (islamı çok güzel yaşayan insanlar var elbette), anne ve babalarının din anlayışlarını beğenmiyor olmaları da gençlerimizi dine ve dindara karşı soğutuyor, böylece gençler dinle aralarına mesafe koymaya başlıyorlar.

Çok iyi biliyoruz ki İlahi son kitap olan Kur'an akıl ve bürhanı (delil-kanıt) esas almaktadır. Yüzlerce ayet akletmez misiniz,  düşünmez misiniz der. Ve yine biliyoruz ki Kur'an adalet ve merhameti esas alıyor, faziletli ve güzel insanlardan oluşan bir toplum hedefliyor. O zaman Kur'an'ın bu özelliklerini ön plana çıkaran, özellikle de fen ve felsefeden gelen itirazları konu alan, bu asrın insanın tereddüt ve şüpheler yaşadığı konuları ve ateizm argümanlarını çürütecek tefsirlere ihtiyaç vardır.

Çağımızda bu hususları dikkate alarak yapılan tefsirler vardır. Çağın İslam düşünürlerinden Bediüzaman genelde Kur'anın imani konularını akıl ve hikmet çerçevesinde ele alarak Risale-i Nur adıyla eserler telif etmiştir. Yine İslamın aksiyoner alimlerinden Mısırlı Seyyit Kutub'un Fizilal-il Kur'an adlı eseri ve Pakistanlı Allame Mevdudi'nin Tefhim-il Kur'an tefsirleri Kur'an'ın sosyal ve siyasal meselelerini ağırlıklı işlemişlerdir. Ayırıca, dönemin en önemli alimlerinden M.Hamdi Yazır'ın  çağdaş bir tefsir olarak sayılabilecek Hak Dili Kur'an dili tefsirleri de önemli tefsirler arasında yer almaktadır. Ayrıca tasavvufi ve geleneksel nitelikte bir çok tefsirler de bulunmaktadır.

                Ancak, çağımıza bütünüyle hitap eden, öncelikli olarak Kur'an'ın mucizevi yönünün ve ondaki ilahi hakikatlerin doğru anlaşılmasını sağlayan, çağın anlam dilini kullanan, çağın ön plana çıkardığı kadın hakları, bireysel özgürlük, eşitlik, barış, hoşgörü, iletişim gibi değerleri; bilimsel ve ideolojik çevrelerin zihinlerde uyandırdıkları tereddütleri de gideren Kur'an meaili ve tefsirlerine ihtiyaç duyulmaktadır.

Peygamberimizin, Allah'ın bana verdiği en büyük mucize dediği Kur'an'ın, insanı derinden etkileyen o mucizevi mesajının doğru anlaşılmasını sağlayacak böyle bir tefsir de çok geniş çaplı bir çalışmayı gerektirir. Diyanet İşleri Başkanlığının öncülüğünde, her biri birkaç fende ve ilahiyat ilimlerinde (kelam, tefsir, hadis, vb.) mütehassıs olmak üzere, büyük alimlerden oluşan yüksek bir heyetin tetkikatıyla ve tahkikatıyla bir tefsir yapılarak milletimize ve insanlık alemine sunulmalıdır.

Kur'an ayetlerinin müthiş etkileyiciliğinin küçük bir demetini sunmak adına Lokman suresinde, Lokman Hekim'in evladına yaptığı şu öğütlerle yazımı bitirmek istiyorum: Özetle;

Ey oğlum Allah'a ortak koşma, anne ve babanın hakkını gözet, onlarla iyi geçin, anne ve babana ve bana şükret, ancak seni yanlış yola iterlerse itaat etme, yaptığın iyilik ve kötülük hardal tanesi kadar da olsa Allah onu görür ve karşılığını verir, ey oğlum namazı dosdoğru  kıl, iyiliği emret kötülükten sakındır, zorluklara sabret, insanları küçük görüp şımarma, Allah böbürlenenleri sevmez; tarzındaki öğütleri okuyan bir genç ateizme kayar mı? Hangi ideolojik akım bu öğütler kadar gençliğe ruh ve yol gösterebilir?

Sevgi ve saygılarımla.

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Misafir Kullanıcı (@Misafir_59303)
12 Haziran 2020 Cuma 18:29
Çok Akıcı bir üslupla kaleme alınmış güzel bir Din eleştirisi.Son dönemlerde ciddi bir şekilde tartışması yapılan konulara objektif bir şekilde yaklaşım gösterilmiş... Tebrikler Hocam
Misafir Kullanıcı (@Misafir_59291)
12 Haziran 2020 Cuma 14:11
Doğru bir yaklaşım, meal okuyoruz çok yararlaniyoruz, ancak anlamadığım yerler olabiliyor, çağımızda uygun bir tefsir Diyanet tarafından yapılmalı, meal ve tefsir birlikte okunmalı, teşekkür ederim.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın