Modernizmin sosyal hayatımıza getirdiği yenilikler düşünce iklimimizin değişimine sebep olmaktadır. Dijital teknolojinin gün geçtikçe hayatımızda daha fazla yer alması, sunduğu imkanların her zaman ulaşılabilir olması, hayatımızdaki önceliklerin değişmesine sebep olmaktadır. Bunların modernitenin kazanımları olarak algılanması postmodernizmin zirveye ulaşmasının önünü açmaktadır. Modernitenin getirdiği konformizmin düşünce iklimimiz üzerindeki etkileri yadsınamaz gerçekliktedir. Modernite konformizmi, konformizm bireyselciliği, bireyselcilik hedonizmi (hazcılık) ortaya çıkarmaktadır. Sonuca baktığımızda iyi olarak başladığımız yolun bizi kötüye doğru götürdüğünü görmekteyiz. Hedonizm (Hazcılık) düşünce iklimimizin ayrık otudur. Tüm iyi şeylerin düşmanıdır. Doğal varlık alanımızda varoluşun gereği olarak ilke, değer, düşünce, gelenek , görenek ve bunlarla ilgili kurumlar kültür verilerimizin bütünlüğünü oluşturur. Bireyselcilik sanıldığı gibi bizi dünya yurttaşlığına götürmez, Aksine toplumsal medeniyetimizden uzaklaşmamıza sebep olmaktadır. Hedonizmin çekiciliğine kapılıp anlamsız yollara girenler, medeniyet tarihinde yer almaktan uzaklaşırlar. Geçmişin tarihinde yer almamak geleceğin tarihinde yolunu bulamamak olur. Eğer Batıyı örnek alacaksak, batının tarihini okuyalım, bize doğru yollu göstereceğinden eminim. M. S. 5. Yüzyılda hristiyanlığın tam etkisi altına giren Roma İmparatorluğu, antik Yunan felsefe okullarını kapatarak filozofları Anadolunun en uzak köşeleri ve İran topraklarına gönderir. Akla ve bilime dayalı bilginin yerini kiliseye bağlı skolastik düşünce alır. Avrupa, kilisenin bağnaz düşüncesinin etkisine girerken, islam coğrafyası akla ve bilime dayalı düşüncenin etkisine giriyordu. Helen topraklarından sürülen Antik Yunan felsefesi Süryani toplumunda kendini gizlemeyi başarmıştı. Yüzyıllar sonra İslam filozofları bu kitapları keşfettiler.
Sokrates; “Sorgulanmayan hayat yaşamaya değmez “, “ Her şeyin hakikatini keşfedin” diyordu. Okumak ve tercüme etmek için Yununca öğrendiler. Bu kitaplardan çok etkilendiler, bu kitapları farsça ve arapçaya çevirdiler, Farabi, İbn-i Sina, Gazali gibi İslam Filozofları bunların etkisiyle yeni kitaplar yazdılar. Bu kitaplar İber yarımadasında islam devleti kuran Endülüs Emevileri'ne kadar ulaşmıştı. İbn Bacce, İbn Rüşt, İbn Haldun gibi filozofların yardımıyla 15. Ve 16. yüzyıla kadar gelişerek devam etmişti. Endülüs bilim, sanat ve felsefede çok ilerlemişti. Avrupa'ya hakim olan kiliseye bağlı monarşi devletleri Endülüs Emevilerini tehcire zorlayarak kuzey afrika ve anadoluya gönderdiler. Müslümanlardan geri kalan şaheser yapılardan ve kütüphanelerden etkilenen avrupalılar, rönesansı yaşamaya ve daha sonra aydınlamayı yakalamasına sebep olmuştu.
• Gelecekteki mutluluğumuz geçmişte saklıdır.