Kadrajdan tanıtıma uzanan safari...

İlk başlarda ‘sıradan' gözükse de, yaşayınca, tanık olunca işin önemi daha iyi anlaşılıyordu 529 katılımcıyla bir resitali andıran Bingöl Foto Safari Yarışması…

Yurtdışından ve ülkemizin çeşitli illerinden, onca yorgunluğu göze alıp, sırf içindeki ‘fotoğrafçılık aşkı' için düşmüştüler yollara… 

Yaşadığımız coğrafyada hiç gitmediğimiz mekânların yolunu tutup, Bingöl'ü dünyaya değil, öncelikle bizlere tanıtan yüreği sıcak yüzlerce insanın deklanşöründen yansıyanlara bakınca, ‘ben hiç böyle bakmamıştım' demekten alıkoyamıyordu insan kendini.

Yoğun kar nedeniyle olumsuz etkilenen günlük yaşamımıza yeni bir soluk kazandırarak, ‘güzel bakınca güzel görürsün' deyimini hatırlatan güzel yürekli insanların kadrajına bir yaşam sığdırarak hayata renk katan kareleriyle süslenmişti sosyal medyaya.

Elbette bir yarışmanın birincisi, ikincisi, üçüncüsü olacak. ‘Benim fotoğrafım daha iyiydi' diyenler de olacaktır. Nihayetinde bir jüri değerlendirmesi var. Bu değerlendirme neticesinde dereceye girenler, bir vatandaşın bakış açısıyla örtüşmeyebilir. Beğeni noktasında bu eleştiriler kaçınılmazdır. Bunları da normal karşılamak lazım. Burada esas mesele, Bingöl'ün tanıtımına sunulan katkı olmalı.

Her yıl farklı illerde 500-600 bin lirayı aşan bütçeler harcanıp birkaç yüz bin insana balımızı, kavurmamızı tanıtıyoruz da, bence çok daha cüzi bir bütçeyle yapılan Foto Safari Yarışması tanıtım açısından son derece etkili oldu.

Bir sohbetimizde yine tanıtım günlerini konuştuğumuz çok kıymetli büyüğüm, eski valilerimizden Sayın Mustafa Hakan Güvençer'in “Bingöl'ün insanını tanıtın” sözü, dün gibi kulaklarımda çınlıyor.

O günün şartlarında ‘tanıtım günleri' tezini savunsam da, sonrasında ne demek istediğini çok daha iyi anlamış ve ona hak vermiştim. Bu güzel şehrin kadim insanlarını tanıtmak, misafirperverliğini anlatmak, zorlu hayat koşullarına rağmen tebessüm edişini göstermek ve hele ki, bunu tüm dünyaya anlatan bir fotoğraf karesiyle sunmak, görüyoruz ki çok daha etkili…

Neden daha etkili dersek;

Birçok hususta eksiklikleri bulunsa da, tanıtım günlerinde elbette yüzbinlerce insan balımızı, kavurmamızı tadıyor, alışveriş yapıyor. Bu, işin ekonomik boyutuyla ilişkili. Lakin, üzerinde durmamız gereken husus görsellikle ilişkili bir tanıtımın sağlanması.

İnternetten görünen bir kıyafeti sadece fotoğrafına bakarak, ölçülerinin uyması halinde satın alabiliyoruz. Bir şehri fotoğraflarıyla tanıyıp gitmek neden mümkün olmasın ki? Tatil beldelerine giderken resimlerden yola çıkmıyor muyuz? 

Günümüz internet çağı. Ve en etkili iletişim araçları hiç şüphesiz internet. Ve tabi ki, sosyal ağlar. Foto Safari Yarışması'nda profesyonel onlarca insan emek harcadı. 529 katılımcı vardı ve düşünün ki, her bir yarışmacının sosyal medya hesabında ortalama bin kişi olsun. Bu da demek oluyor ki, bu fotoğrafları 529 bin insan gördü. Beğendiklerini paylaşıp daha geniş kitlelere ulaştıranlar da cabası..

Cüzi bir bütçeyle Bingöl'ü bir ildeki insanlara değil, tüm dünyaya tanıtıyorsunuz.

Hesarek Kayak Merkezi, Yüzenada ve daha birçok turizm açısından simge niteliği taşıyan mekânımızı yüzbinlerce, hatta inanıyorum ki milyonu aşan bir kitleye tanıttık. Bu, bizim için yeterli bir sebeptir. Teferruatları konuşarak çenemizi yormanın manası yok.

Son derece akıllıca, ‘az bütçeyle çok tanıtım' mantığını işleten başarılı bir organizasyon oldu. Bu organizasyonun planlayıcısı, destekçisi, emekçisi, katılımcısı, emek veren kim varsa herkesi yürekten kutluyorum, şükranlarımı sunuyorum. Ve tüm katılımcıları, yeniden Bingöl'ümüze beklediğimizi ifade etmek istiyorum. 

Mevsimsel sebeplerden kaynaklı bir dar çerçeve olduğunu gerçeğini de paylaşarak, gelecek yıllarda bu kez ilkbaharda olacak şekilde bir yarışma düzenlenmesi temennisiyle, şehrimizi daha iyi tanıtma fırsatlarının çoğaltılmasını diliyorum.