KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
29 Nisan 2025 Salı
°C
Remzi Hansu
remzihansu12@hotmail.com

Islam ahlakı

07 ARALIK 2014 PAZAR 21:53
0
1221
0
AA aa

Ahlak, "insanın bir amaca yönelik olarak kendi arzusu ile iyi davranışlarda bulunup kötülüklerden uzak durmasıdır" İman edip sâlih ameller işleyen, İslam'ın emir ve yasaklarına, helal ve haramlarına, öğüt ve tavsiyelerine uyan, insanlarla iyi ilişkiler içerisinde olan, onlara kötülük etmekten sakınan kimse "güzel ahlak" sahibi, aksi davranışta olan kimse ise "kötü ahlaklı" demektir.

İslam ahlakı, Kur'ân ve Sünnet temeline dayanır Kur'ân'ı bize tebliğ edip sözlü ve uygulamalı olarak açıklayan Peygamberimiz (a.s.)'dır. Peygamberimiz her konuda olduğu gibi Kur'ân konusunda da en güzel örnektir. Kur'ân-ı Kerîm'de Peygamberimizin büyük bir ahlak üzere olduğu bildirilmektedir. Şöyleki;

Saîd b. Hişâm Hz. Aişe validemize Allah'ın elçisinin ahlakını sormuş o da 'Sen Kur'ân okumuyor musun' demiş. "Evet' demesi üzerine 'Rasulüllah'ın ahlakı Kur'ân idi' demiş[1] ve "(Ey Peygamberim!) Sen büyük bir ahlak üzeresin"[2] ayetini okumuştur. Başka bir rivayette
Peygamberimiz (a.s.), en güzel ahlaka sahip idi.[3] Onun tebliğ ettiği hak din kemale erdiği gibi[4] güzel ahlak da onunla kemale ermiştir. O şöyle buyurmuştur: “Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” [5] buyurmuştur.

Peygamberimiz (s.a.v.) ahlaka çok önem vermiş;  “Allah'ım! Yaratılışımı güzel yaptığın gibi ahlakı mı da güzel yap.”[6]  Şeklinde  dua etmiştir. Yine “Allah'ım! Ayrılıktan, iki yüzlülükten ve ahlakın kötüsünden sana sığınırım.”[7] diye dua etmiştir.

Said İbnu'l-Âs (r.a)anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.v)buyurdu ki: "Bir baba çocuğuna güzel ahlâktan daha üstün bir miras bırakamaz"[8]
Peygamberimiz İnsanları ahlaklı olmaya çağırmış ve;  “Sizin en hayırlınız ahlakı en güzel olanınızdır”[9]  ve “Kıyamet gününde mü'minin mizanında güzel ahlaktan daha ağır hiç bir şeyi yoktur…”[10] buyurmuştur. Başka bir hadisinde "Güzel ahlaka sarıl. Çünkü insanların ahlak bakımından en iyi olanları  dindarlığı en iyi olanlarıdır."[11] Buyurmuştur.

Ahlak ve iman birbirleriyle sıkı bir ilişki içerisindedir. Şu hadisler bu hususu açık seçik beyan etmektedir: “Müminlerin iman bakımından en mükemmel olanları ahlakı en güzel olanlarıdır”[12]"İnsanların Müslümanlık bakımından en iyi olanları ahlakı en güzel olanlarıdır."[13]  "En hayırlınız ahlakı en güzel olanınızdır"[14] bu hadislerde kişideki iman ve teslimiyetin mükemmelliği ahlakının mükemmel olmasıyla değerlendirilmiştir. Kişi ahlakî kurallara ne kadar riayet ediyorsa imanı o kadar kuvvetli, ne kadar ahlâkî zafiyeti varsa o kadar iman zafiyeti var demektir.  

İslamda iman ve ahlak da birbirleriyle sıkı bir ilişki içerisindedir. Sahabiler "İman(ın gerektirdiği hangi davranış) daha faziletlidir" diye sorar. Peygamberimiz, "Güzel ahlaktır" diye cevap verir.

Bu hadislerde Peygamberimiz (a.s.) iman, amel ve ahlakı birbiri ile irtibatlandırmıştır. Mü'min ve müslüman olmak ibadet etmeyi, güzel ahlak sahibi olmayı, kötülükleri terk etmeyi gerektirmektedir. Yoksa iman kuru bir felsefi inançtan ibaret değildir. İman ve İslam bir aksiyondur, sosyal ilişkileri ahlâkî kurallar çerçevesinde devam ettirmektir.

İslamda ahlak ve amel de birbirleriyle sıkı bir ilişki içerisindedir. İnsanların yaratılış gayesi, Allah'a ibadet etmektir. [15] İnsan bu görevini ya namaz, oruç, zekat ve hac gibi belirli bir zamanda, belirli bir mekanda ve belirli kurallara uyarak yapar ya da herhangi bir zaman, mekan ve şekille kayıtlı olmaksızın yerine getirir. Allah'ı zikretmek, ana babaya iyilik etmek, şahitliği, tartı ve ölçüyü dosdoğru yapmak gibi emirlere; alkollü içkiler içmek, uyuşturucular kullanmak, kumar oynamak, hırsızlık yapmak ve cana kıymak gibi yasaklara uyularak yerine getirilir.

Formel (belirli zaman, belirli mekan ve belirli kurallara uyarak yapılan)ibadetlerin temel amaçlarından biri, informel ibadetlerin insan hayatında uygulanır hale gelmesini sağlamaktır. Sözgelimi formel ibadetlerden biri olan oruç ibadetinin Allah rızasını kazanmanın yanında temel amaçlarından biri de kişinin nefsini terbiye etmesi, söz, fiil ve davranışlarına çeki düzen vermesidir.

Orucun gayesinin insanın edep ve ahlakını güzelleştirmek olduğunu açıkça ifade etmektedir. Eğer oruç, insanı kötü söz, eylem ve davranışlardan uzaklaştırmıyor, edep ve ahlakını güzelleştirmiyorsa amacına ulaşamamış demektir, böyle bir oruçtan istenilen sevap da elde edilemez. Nitekim Peygamberimiz (a.s.), “Kim yalan sözü ve yalan ile iş yapmayı bırakmazsa Allah'ın onun yemesini ve içmesini terk etmesine ihtiyacı yoktur” [16] ve "Nice oruç tutanlar vardır ki onların oruçtan nasipleri sadece aç (ve susuz) kalmalarıdır. Nice geceleri namaz kılanlar vardır ki onların namazdan nasipleri sadece uykusuz kalmaktır”[17] buyurmuştur.

Orucun kötülük ve haramlardan korunmak için farz kılındığının bildirilmesi ibadetin insanın kişisel ve sosyal hayatındaki yerini ve etkisini bildirmeğe yöneliktir.

Kur'ân'da müslümanın günde beş vakit kıldığı namazın insanı hayasızlık ve haramlardan alıkoyduğu bildirmektedir:
"Namazı dosdoğru kıl, Çünkü namaz insanı fuhuş (her türlü çirkin, söz, fiil ve davranışlardan) ve münkerden (haramlardan, dinin ve akl-ı selimin çirkin  gördüğü işlerden) men eder, alıkor."[18]

Dolayısıyla oruç tutan ve namaz kılan insan; yalan, yalan şahitlik, gıybet, iftira, hile, aldatma, kötü söz ve benzeri davranışlardan uzak, iş ve işlemlerinde, söz ve sözleşmelerinde, alım ve satımlarında dürüst ve dosdoğru olmak zorundadır. Gerçek anlamda tutulan oruç ve kılınan namaz hem kötü söz ve davranışlara, hem de cehennem ateşine karşı perde olur; kişiyi fuhuş ve edep dışı davranışlardan alıkoyar.

Özünde, sözünde, iş ve davranışlarında dosdoğru olan insan sözgelimi; doğru sözlü olan ve yalan söylemeyen[19] tartıda hile yapmayan",[20]şahitliği dosdoğru yapan ve gizlemeyen,[21] sözünde duran, sözleşmesine uyan,[22] zina etmeyen,[23] yetim malı yemeyen ve cana kıymayan”,[24] kibirlenmeyen, insanları hakir görmeyen,[25] kötü zandan sakınan, insanların gizli hallerini ve kusurlarını araştırmayan, kimsenin gıybetini yapmayan",[26] anne-babasını azarlamayan,[27] israf ve cimrilik etmeyen,[28] komşusuna eziyet etmeyen, misafirine ikram eden,[29] kin tutmayan, haset etmeyen,[30] yakınlarıyla ilişkisini sürdüren,[31] koğuculuk yapmayan[32] kimse Kur'ân ahlakına sahip olan, bunların aksini yapan kimse ise Kur'ân ahlakından uzaklaşmış kimsedir.

Sonuç olarak diyebiliriz ki; Yaratıkların en değerlisi ve üstünü insandır. İnsanın bu değerini ve üstünlüğünü koruyabilmesi için her şeyden önce şartlarına uygun iman etmesi, yaratılış gayesi olan ibadet görevini yerine getirmesi ve Allah'a karşı gelmekten sakınması gerekir. İbadetlerin temel amacı kişinin imanını koruması, Allah rızasını ve sevgisi kazanması, takvâ  ve ahlâkî fazîletlere sahip olmasıdır. İnsanların en değerlisi en muttâkî(sorumluluk bilincine sahip) olanlarıdır.[33] Muttakî olan insan, ilahî emir ve yasaklara uyar, böylece en güzel ahlaka sahip olur. En güzel ahlak Kur'ân ahlakıdır. Kur'ân ahlakına sahip olan insan, kendisine, Yaratanına ve bütün insanlara saygılı olur, söz, fiil ve davranışlarında dürüst olur, edep ve terbiyeli olur.

İnsan ne kadar İslam'ın emir ve yasaklarına uyarsa o nispette güzel ahlak sahibi olur. Ne kadar emir ve yasakları ihlal ederse o nispette Kur'ân ahlakından taviz vermiş olur.

İnsanı ahlak sahibi yapan; Allah sevgisi, Allah korkusu, Allah tarafından sürekli murakabe altında bulunma, âhirette bütün söz, eylem ve davranışlardan sorguya çekilme, neticede iman ve itaatine, inkâr ve isyanına göre cennet veya cehenneme gitme inancıdır. Bu inanç, Kur'ân'ın her tarafında sık sık vurgulanmış ve insanların Kur'ân ahlakına sahip olmaları amaçlanmıştır.[34]

Ahlakî duyarlılığa veya duyarsızlığa etki eden unsurlardan biri de "utanma" duygusunun korunmuş veya kaybedilmiş olmasıdır."Utanmazsan dilediğini yap"[35] anlamındaki hadis bu gerçeğe işaret etmektedir. Peygamberimizin beyanı ile"Utanma imandan bir şubedir."[36] Ancak imanının sesine kulak vermeyen ve utanma duygusunu yitiren insanlar, edepsiz sözler söyleyebilir, çirkin davranışlarda bulunabilir, günahları pervasızca işleyebilir, Allah ve insan haklarını ihlal edebilirler.

Dip Notlar

[1] Taberî, XIV, 29/18.

[2] Kalem, 68/4

[3] Buhârî, Edeb, 112, VII, 110. Müslim, Mesâcid, 267, I, 457. Fedâil, 55. II, 1805. Ahmed, III, 270. Ebu Dâvûd, Edeb, 1. VIII, 264. Tirmizî, Birr, 69. IV, 368.

[4] Mâide, 5/3.

[5] Ahmed, II, 381. Malik,Husnü'l-Huluk,8, II, 904.

[6] Ahmed, I, 403. VI, 68, 155.

[7] Nesai, Ebu Dâvud, bk. II, 413. Tirmizî, Deavat, 126. Nesâî, İstiaze, 21.

[8] Tirmizî, Birr 33, (IV, 338)

[9] Buhari, Edeb, 38. VII, 81. Müslim, Fedail, 68, II, 1810; Tirmizî, Birr, 47, IV,349.

[10] Tirmizî, Birr, 62. IV, 362.

[11] Ahmed, V, 89

[12] Ebu Davud, Sünnet, 15. V, 60.

[13] Ahmed , 89.

[14] Ebû Dâvûd, Edeb, 8. No: 4798.

[15] Zâriyât, 51/56.

[16] Buhârî, Savm, 8. I, 228. Ebû Dâvûd, Savm, 25. I, 767. Tirmizî, Savm, 16. III, 87. İbn Mâce, 21. I, 539.

[17] bn Mâce, 21. I, 539.

[18] Ankebût, 29/45.

[19] Ahzab, 33/70. Hac, 22/30

[20] Rahman, 55/9.

[21] Mâide, 5/8. Bakara, 2/283.

[22] Maide, 5/1.

[23] İsrâ, 17/32.

[24] İsrâ, 17/33-34.

[25] Lokman, 31/18.

[26] Hucûrât, 49/12

[27] İsrâ, 17/23.

[28] A'râf, 7/31. İsrâ, 17/29.

[29] Müslim, İman, 75. I, 68

[30] Müslim, Birr, 23. III, 1983.

[31] Müslim, Birr, 19. III, 19.

[32] Müslim, İman, 168 Tirmizî, Birr, 79. IV, 374.

[33] Hucûrât, 49-13.

[34] Sâd, 38/28. bk. Şuarâ, 42/ 22. Zümer, 39/71-75.

[35] Ebû Dâvûd, Edeb, 6-7, V, 149.

[36] Müslim, İman, 58. I, 63. Ebû Dâvud, Sünnet, 15. V, 56. İman, 3. I, 8.

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın