Gidenin ardından...Bir süre beklemenin tabloyu daha iyi belirginleştireceği, eleştirilerin ve vatandaşın haklılığını ortaya koyacağı inancındaydım. Nitekim böyle de oldu. Klasik ama hayatımızın gerçeğidir bu yaşananlar. Ne mi? Hatırlarsanız 10 gün önce Bingöl, en ağır misafirini ağırladı. 10 yıl sonra ilk defa Cumhurbaşkanı ilimize teşrif buyurdu. Bu ziyaret her Bingöllü gibi beni de heyecanlandırmıştı. Heyecanın ötesinde, az da olsa yerel yöneticilerimizin hizmet aşkına şahitlik etmenin mutluluğunu yaşamıştık. Birçok eleştiri oldu o günlerde… Ve halen devam ediyor. Sosyal paylaşım sitelerinde çok ilginç ve komik paylaşımlar yapıldı. Yapılanların çokluğu değil, ziyarete bağlı olarak ortaya çıkan hizmet aşkına (!) karşılık ‘neden şimdi?' sorusunun yanıtını eleştiriyor ve herkes gibi ‘illa…' diye eklemek istiyorum. Misafirimizi en iyi şekilde ağırlamak elbette ki, önemli. Hem Bingöl hem de Bingöllüler olarak en iyi misafirperverliği göstermek durumundaydık. Bugüne kadar çarşı merkezinde bir elin parmak sayısını geçmeyen temizlik personelleri ne hikmetse Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül'ün Bingöl ziyareti öncesinde bir anda iki elin parmak sayısını yirmiye katladı. Haberlerde okuduğum kadarıyla Bingöl'deki 226 adet mayının nerede olduğu bilinmiyormuş. Fazla uzağa gitmeye gerek yok. Mayın tarlası şehrin göbeğinde, bir de orada aramak lazım! Onca zaman sürücülere eziyet veren çukurları doldurmayan Bingöl Belediyesi, Cumhurbaşkanının hatırına o çileye geçici de olsa çözüm üretiyor. Ali Bayram ne güzel demişti : “Demek ki, istenirse çözülüyormuş” Karayolları 84. Şube Şefliği bir anda şehir içi, yani belediye sorumluluk alanındaki yollara müdahale edip yol güvenlik çizgilerini çekti ve “işte yol” dedirtecek bir çalışmaya imza attı. Şükür ki, Cumhurbaşkanı gelecek diye yol şeritlerimiz de belli oldu. Ya gelmeseydi? Üniversite yönetimine ne demeli. Etrafı tel örgüyle çevrili olan Bingöl Üniversitesi'nin ön kısmındaki tel örgüler kaldırıldı. Herkes, bir yanlıştan dönüldüğünü sandı, basın da dâhil. Ama gel gör ki, sadece ön kısımdaki tel örgüler kalktı. Arka kısımdakiler ise olduğu gibi duruyor. Eee Sayın Cumhurbaşkanı gidip arka tarafa bakacak değil ya! Bu yapılanlar olağanüstü değil aslında. Ama bugüne kadar yapılmaması bizi şaşırtıyor ve haliyle eleştirmemize neden oluyor. Eleştirmekte haksız da değiliz aslında. Çünkü bizler, sadece devlet büyükleri geldiği zaman değil, her zaman hizmet görmek istiyoruz. Bize biz olduğumuz, bu şehirde yaşayan ve vergileriyle bu şehre hizmet etme olanağı sunan insanlar olduğumuz için hizmet sunulmasını istiyoruz. Bu manzara, bana Cem Yılmaz'ın askeri erkâna yaptığı gösterisini hatırlattı. Cem Yılmaz, askerde çekilen fotoğrafların şaşırtıcı olduğunu söylüyor ve “Bütün fotoğraflarda herkesin ağzında kasatura, yüzü boyalı, elinde büyük makinalı silahlar… İyi de bu bölükte patatesi kim soyuyor? Aslında kadrajı indirdiğinizde ağzında kasatura olan askerin elinde patates var.” Bizim de meselemiz böyle. Bingöl'e gelen devlet büyüklerinin geçiş güzergâhı tertemizdir. Haliyle onlar Bingöl'ü gördükleriyle değerlendirince herkes ‘aferin' övgüsünü kapıyor. Ama kadrajı indirdiğinizde, arka sokakların patates tarlası yollarını görebilirsiniz. Sayın Cumhurbaşkanımız bu şehirde yaşamasa da Allah kendilerinden razı olsun. İnşallah tez zamanda yine gelir, Bingöl'ümüzü şereflendirir. Bu sayede bizler bir hafta da olsa hizmetle tanışma lütfuna ereriz. Çünkü o gittikten sonra vurduymazlığın kaldığı yerden devam ettiğini görüyoruz! Aldığım bir duyumu da paylaşayım hemen. Bir aksilik olmazsa Bingöl Havaalanı Haziran ayında açılacakmış. Açılışını da Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan yapacakmış. Biraz sabredelim. En fazla bir buçuk ay sonra biraz daha hizmet görürüz. Hatta daha fazlasını. Çünkü Başbakan'ın sert mizacı ve partinin başındaki kişi olması telaşı iki katına çıkartacaktır. Hatta o zamana kadar çiçekler de açmış olur (!) Bence sayın belediye başkanımız, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan gelinceye kadar yatıp uyusun. Bir hafta kala evinden çıksın. Halkın arasına karışsın. Ekiplerini seferber etsin Başbakanın geçeceği güzergâhları sıfır bir asfaltla asfaltlasın. Kaldırımları iyice yıkatsın. Geçilecek güzergâhlara hızlı çıkan çiçeklerden ektirsin. Billboardlara “Tertemiz Bir Bingöl İçin” Mimar Serdar Atalay diye ismini yazdırsın. Birileri bu manzaraların unutulacağını sanıyor. Ne yaparsak yapalım, bu halk güzeli gördü mü sıkıntıyı unutur sanıyor. Ama bilinmelidir ki, bugün yol çizgisi çektirenler, yarın halkın çekeceği çizginin ötesine geçemeyecektir. Bu şehrin insanlarına değer veren, misafiri kadar hane halkını da el üstünde tutan, bakmakla yükümlü olduğu ve aydınlık bir geleceğe sahip olmasını istediği evlatları için her türlü fedakârlığı yapan bir baba misali, çabasını esirgemeyen ve bir gün değil her gün aynı başarıyı gösteren yöneticilerle muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak ümidiyle… YORUM YAZIN ![]()
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 06 Mayıs 2014 Tanıtmadık kaynaştık!13 Nisan 2014 Vatandaş herşeyin farkında!20 Ağustos 2013 Siyasetçi mi?12 Ağustos 2013 Yok efendim, ne gerek var!
|