Giden'e gazel“Soluk soluğa; dörtnala koşan, koşarken ayaklarını yere vurarak ateş çıkaran, sabah erken baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan Atlara ( gidenlere) and olsun ki ”, iyiliği emredip kötülüğü nehyedenlere, zalim bir kavmi görüp de onlardan uzaklaşanlara ve uzaklaşıp gidenlere selam olsun !... Gitmek, kopup geldiği şeyin yokluğunu yaşamaktır. Bizde kalan O'nun yokluğunu aramaktır. Gitmek, insan varlığının içine ekilmiş olan bir vuslat tohumudur. Zaten hayat da varlığa yönelmiş bir yolculuktur. Bu yolculukta en nihai yolculuk ölümdür. Hiç bir içsel ve dışsal faktör onu erteleyemez ve etkileyemez. İnsan nereye giderse gitsin, onu da beraberinde taşıyıp götürecektir. Onun için “ölüm geldiğinde biz yokuz”der, filozof. Gitmek, gecenin granit kokan renginde bir dostun mesajıyla uyanmaktır. İki kolunu açıp uzayın sonsuzluğunda derin bir nefes alıp ve yıldızlara göz kırpmaktır. Gitmek, bilinmedik bir zamanda ve bilinmedik bir mekanda bütün duygu ve düşünceleri geride bırakarak gözlerden uzaklaşmaktır. Gitmek, bir şeyleri keşfetmenin sarhoşluğunu yaşamaktır. Bir hayal dumanı içinde hiç tanımadığın insanların ülkesine hicret etmektir. Gitmek, kendi gerçeğiyle başbaşa kalmaktır. Tüm yaşanmışlıklara, önyargılara “hayır!” diyebilmektir. Tüm verili kimliklerin dışında kendi varlığıyla hemhal olmaktır. Üstad Şair Sezai Karakoç'un değişiyle: “Herkes gibi olmak, olmayacak bir şey Herkes gibi olmak, olmamak gibi bir şey” Ancak böylesi anlardan sonra insan kendi gerçeği dışında ötekilerle temas kurabilir. Kendi kabilesi dışında başka kabilelerle hemhal olabilir. Gitmek; bildiğin, öğrendiğin, birlikte bir ömür geçirdiğin yerleşik kavramların bir işe yaramadığını idrak etmektir. Yaşamın yeniden anlam kazanabilmesi için insanın kendi iç dünyasında ördüğü duvarları yıkması ve yaşamış olduğu dünyanın dışında yeni dünyaların olduğunu keşfetmesi gerekiyor. Zamanı geldiğinde gitmeyi bileceksin. Makamdan, mevkiden firar etmeyi bileceksin. Kalmakta ısrar edersen; kirlenirsin, yükün ağırlaşır, pas tutar kalbin. Onun için bir kuş kadar hafif kalmak istiyorsan, hayatı güzelleştireceksin ! Yoksa şairin bedduasına muhatap olursun. “Biz dünyadan gider olduk kalanlara selam olsun” / Y.Emre “Eğer böyle gidecekse dünya kalanlara haram olsun”/ S. Eyüpoğlu Gitmek, kendi içinde rönesansı yaşamaktır. Kendini yeniden okumaktır, tanımaktır, anlayıp görmektir. Kendisine ait olmayan fakat varlığının devam etmesine imkan tanıyan nesnelere köle olmamaktır. Gitmek, kendisine ait olmak ve kendisini yeniden keşfetmektir. Yaşadığı müddetçe özne kalabilmektir. Gitmek, zamanı duymaktır. Zamanı duymadan yaşamak, gitmek değildir. İnsan, şartların biçimlendirdiği ortamın bir ürünü değil, o ortamı dönüştürdüğü anda “eşref'ül mahlukat” makamına yükselir… Mekana çakılı kalmak, mekan dışında düşünmemek, gelişmeyi ve büyümeyi engeller. Yaşayanlar, zamanı sabit parametrelerle ölçmezler; biyolojik bir veri olarak ele alırlar. Günümüzde zaman, güneşin hareketine göre ölçülmektedir; halbuki zaman insanın iç saatine göre geçmektedir. Gidenler ve hicret edenler, sabit ve mekanik saate bağlı kalmadan yaşayanlardır. Büyük ruhlar, yere (mekan) ve zamana (süre) bağlı kalmadan yaşarlar. İnsan ile bitki arasında en büyük fark budur. Bitkiler, coğrafi koşullara bağlı ken insanlar bu koşullara bağlı kalmadan, hatta bu koşulları dönüştürerek yaşarlar. Gitmek, arınmaktır. Eğer insan yaşadığı yerde varlıklar aleminde bir özne olamıyorsa ve iç dünyası katılaşmış ve donmuş ise; uzaklara, çok uzaklara gitmelidir... Ve dünya, bir yer ile sınırlandırılamayacak kadar güzeldir. İçimizde ördüğümüz dünya, bizi biz kılamaz; farklı kültürel coğrafyalara atılan her bir adım bizi yeni heyecanlara garkeylemelidir. Her renk, her çiçek bizi sonsuza değin uzaklara götürmelidir. Gitmek, herşeye fani gözü ile bakmaktır. İnsan, bu kainatta bir gezginci misali gibidir; çeşitli hanlardan geçer, diğer varlıklarla temas kurar, temaşa eyler ve onlarda anlam bulur. İnsan, kozasından çıkmaya çalışan bir kelebek gibi - ana rahminden koptuğu gün gibi - yeni bir dünya ile tanışmanın sarhoşluğunu yaşar. Onun için gitmek, arınmaktır. Kendini ve başkalarını keşfetmektir; varlıklar aleminde anlam bulmaktır. Önsöze ekleyebileceğim son sözüm: Gidenlere selam olsun !
YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 25 Kasım 2024 ÖLÜMCÜL KİMLİKLER ve ŞAHSİYETİN ÖLÜMÜ15 Ekim 2024 Asilzade Bir Kadının Hikayesi: Godiva Efsanesi22 Aralık 2023 Konaktan Barınağa Bir Yerel Yönetim Klasiği (!)29 Ekim 2023 Demokrasi İle Taçlandırılmış Bir Cumhuriyet
|