Evliliği haram etmeyin!Ara yere sıralanan masalardan birinde oturuyorlardı. Selam verince “abi bir çayımızı iç” diyen gençleri kırmamıştım. Sohbet, kendi aralarında yaptıkları hesap kitap üzerineydi. Daha doğrusu, evlilikle ilgili hesap yapıyorlardı. İçlerinden biri geçen yıl evlenmişti ve “Dün, bugünden daha kârlı” diyerek kendini teselli ediyordu. Evlilik hayali kuranlar ise ekonomide hüsranı anımsatıp “artık mümkün değil” diyerek içinde bulundukları duruma bir bakıma isyan ediyorlardı. Neden mi? Gençlerden birine sordum, “ne kadara mal olur evlenmen?” Sorduğuma pişman olmadım desem yalan olur.
Altın olarak ne kadar istiyorlar?
Ev eşyasına ne ödeyeceksiniz?
Bunun haricinde başka ağır bir yükünüz var mı?
Düğün dernekle işi olmayanlar, piyasayı bilmeyenler için gençlerin anlattıkları biraz abartı gelebiliyor ama kuyumcuya, beyaz eşyacıya, mobilyacıya uğrayınca “az bile demişler” demekten alıkoyamıyor insan kendini. Bilirsiniz şu hikayeyi…. Yaşını başını almış iki eski arkadaş hanımefendi yolda karşılaşmışlar. Hal hatır sormuşlar. Sıra çocuklarına gelmiş. “Senin oğlan nasıl, evlendi mi?” diye sormuş biri, “Evlendi” demiş öteki, “Evlendi ama ah, sorma, öyle bir gelin çıktı ki, felâket! Sabahtan akşama çalışıyor, evde doğru dürüst yemek pişmiyor; üstelik bazen oğluma yemek pişirtiyor. Sabah kahvaltısını bile oğlum hazırlıyor. Ne dikiş var, ne ütü. Bir kadın bulmuş, bütün işi ona yaptırtıyor. Sanki prenses! Çok üzgünüm, çok..." demiş arkadaşı, “Peki, kızın nasıl, o da evlendi mi?” Kadın başlamış anlatmaya: “O da evlendi, ama o çok mutlu. Öyle iyi bir damadım var ki, kızımın elini sıcak sudan soğuk suya sokturmuyor. Kızım çalıştığı için çok yoruluyor; çoğu akşam, yemekleri beraber pişiriyorlar, hatta bazen damadım hazırlıyor. İnanır mısın öyle iyi bir çocuk ki, tatil günlerinde kahvaltısını kızımın yatağına götürüyor. Bir kadın bulmuşlar, evin bütün işlerini o yapıyor; kızım evde hiç yorulmuyor, prensesler gibi oturuyor. Kocası da ondan iş beklemiyor, çok memnunum, çok...” Bundan çıkarılacak dersi hepimiz almışızdır… Tabi ki, her anne ya da kaynana için bunu diyemeyiz ama davranış biçimlerindeki bu benzerliğin yoğunluğu ortaya çıkmasa, bu tür hikâyeler de anlatılmazdı! Annelerin diretmeleri bir yana dursun, gençlerin yaşadığı sorunların temelinde, son yıllarda giderek artan ‘lüks yarışı' olduğunu düşünüyorum. Filanca akrabası evlenirken imkânlar el verdiği için her şeyin lüksünü yapmışsa, yeni evlenen de imkânı olmasa dahi benzer bir havayı yakalamak istiyor. Onda varsa bende de olsun. Biri düğününde limuzin kiralamışsa, diğeri de istiyor. Biri düğünde havai fişek atmışsa diğeri de istiyor. Onlar açık havada fotoğraf çekmişse ben de çekeyim… Mobilyası filan marka, benimki de öyle olsun… gibi mutluluğa etkisi olmayan, aksine huzursuzluğu tetikleyen etkenlerle gençlerin evlilikleri harap oluyor. Mutluluğu ve huzuru; mobilyada, lüks eşyada veya şatafatta arayıp, “bir kere evleniyorum, her şeyin en iyisi olsun, içimde ukde kalmasın” diyerek güzel bir evliliğin altını dinamitliyoruz. Anne babalarımız evlenirken bir karyolası, 1 parça halısı, bir tane divanı, birkaç tane kapkacağı vardı. Onlar mutlu oldular, onca çocuk büyüttüler de, şimdikiler eşyanın rengini bahane edip huzursuzluk çıkarıyorlar. Anne babalar da çaresiz… Çocuklarını evlendiremiyorlar. Kamuda çalışan birçok anne baba çocuklarının evliliğinden sebep emekli olamıyor. Bu dönemde olsalar da bir faydası yok! Eskiden baba emekli olup oğluna ev alıp düğününü yapabiliyordu da, şimdi emekli ikramiyesine bırak ev almayı, düğün dahi yapamıyorlar! Geçen yıla kadar belki şartlar zorlanıyordu da, bundan sonrası zor. Aileler bir birine yardımcı olmadıkça, kızlarımız şatafat yarışından kopmadıkça, çocuklarımızın boynu bükük kalmaya devam edecek. Herkesin hissesine düşeni alması dileğiyle… Gençlere yardımcı olunmasını temenni ediyorum. Unutmayalım ki, evlilik helaldir. Zorlaştırarak haram etmeyelim!
YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 08 Kasım 2024 Algılar ve olgular!14 Eylül 2024 Bingöl'e uzay üssü ve gözlemevi yapılsın!04 Eylül 2024 Bingöl için 'ben varım' diyecek babayiğitler aranıyor!01 Ağustos 2024 İhmal edilen neslin şehri yıkımı nasıl durdurulacak?
|