ENGEL'SİZ GÜNLERE!“Engel” mi dediniz? Dilinize, gönlünüze, fikrinize ve ruhunuza sınır çizdiniz aslında! Sakat, özürlü, anormal mi dediniz? Ufkunuzu, cemiyetinizi, sevgi ve saygı duygusunu sakatladınız, normalin dışına çıkardınız; özrünüz kabahatinizden büyük! Bu haftaki yazımızın konusu, engel sahibi bireyler. Toplumun her dönem içinde, her dönem parçası olan. Çoğunlukla, farklı oluşları, farklı özellikleri oluşları, tamamen, herkes gibi normal oluşlarından çok vurgulanan, anlaşılmama, yanlış anlaşılma, ima'ya maruz kalma, gereksiz merhamet görüntülerinin konusu olma gibi en kibar ve en hafifinden, dille ve davranışla alay ve hakarete, ayrıma maruz kalma, temel hak ve hürriyetlerin kullanımının direk ya da dolaylı yollarla engellenmesi, izole edilme ve saymak istemeyeceğimiz birçok olumsuz, hatalı yoz ve kaba davranışın muhatabı olabilen efrad. Kimdir engel sahibi bireyler gerçekte? Doğuştan ya da sonradan da bir uzvu(ya da bir fonksiyonsuz uzvu) eksik olanlar mı? Yoksa Allah'ın takdirini kabullenmeyen, kendisini “normal” “sağlam” görür, tefahur ederken gizli gizli “anormal”, “sakat “,”özürlü” gibi olumsuz ifadelerle kendisinden farklı gördükleri bireyleri tanımlayan, yargılayan ve hepsinden öte bu davranışlarını “normal” kabul edenler mi? Kimdir gerçek engel sahipleri? Dünya farklılıklara saygı duyar, farklılıklardan renkler, kokular, tatlar yeni his ve fikirler tevarüs etmeye çalışırken, farklılıkları yoketmeye, yok saymaya, tek tip bir insan vücudu ve bedeni felsefesinde “steril” bir beden kimliğini isteyen, arzulayanlar mı? Gerçek engel sahipleri, her bireyin, ama her bireyin, bir gün, kolayca planlanmamış bir zamanda, bir uzvunu, bir uzuv fonksiyonunu, kısmi ya da bütünsel beden ve ruh sağlığını kaybedebileceği realitesinin farkında olmayanlardır! Bir gün kendisi, ailesi ya da yakın çevresi için gerekli olması pek muhtemel yaklaşım, eylem, duygu, proje, vaka yönetimi vb. örneklerine duyarsız avare, toplumun dezavantajlı bireylerine karşı mükellefiyetlerini tahattur etmeyenlerdir. “ normal” olmayanlar! Evet, muhterem Kaari! Topraktan gelen ve bir gün mutlaka asli yuvası ve yurdu olan toprağa dönüşü mukadder beşer, nisyandadır. Bizlere verilmiş olan nimetler, sağlığımız, paramız, makamımız, itibarımız; hâsılı her türlüsü, Hüda'nın vediasıdır. Emanettir bizlere Tıpkı Görünürde bizden farklı, ama durumda” özel”, gerçek fikre, duyguya, saygıya herkesten çok hakkı olan” engel sahibi efrada olan pozitif eylem yükümlülüğümüz gibi,”erdem” değil, insan olmanın gerektirdiği, ADAM olmanın zorunlu kıldığı gibi. Unutmayın! Gerçek engelliler, bedenleri-uzuvları eksik olanlar değil, duygu ve fikirleri kusurlu olanlar, kafalarındaki gönüllerindeki engelleri yenemeyenlerdir! Sevgiyle Kalın. YORUM YAZIN ![]()
|