KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
22 Aralık 2024 Pazar
°C
Bünyamin Bayram
binbay12@hotmail.com

Din, özgürlüğü sever mi?

11 ŞUBAT 2022 CUMA 15:04
10
5113
15
AA aa

Özgürlük, bizim âşık olduğumuz ve kendisinden ayrı yaşamayı asla düşünemediğimiz, yaratılışımızın en güzel ve ayrıcalıklı tarafını ifade eder…

“Ekmeksiz yaşarım ama hürriyetsiz yaşayamam” sözü boşuna denilmemiştir herhalde…

Melekler özgür değiller, hangi amaçla yaratılmışlarsa o görevi itiraz etmeden yaparlar. Hayvanlar ise, genlerinde kodlanan programlar çerçevesinde sınırlı bir özgürlük alanında yaşarlar.

Ama insan, verilen irade (istediği gibi davranabilme) ve yetenekler sayesinde, adeta sınırsız bir özgürlüğe sahip varlık olarak ön plana çıkmıştır. İnsan, iradesiyle yaşamına yön veriyorsa, yani tutsak veya köle değilse özgür sayılır. Özgürlük insanın istediğini yapabilme iradesine ve haklarına sahip olmayı ifade eder.

Toplumsal bir varlık olarak; ahlak ve kültür üretiriz. İnsan olarak bazı hak ve özgürlüklere sahip olduğumuz gibi, sorumluluklarımızla bir anlamda özgürlüklerimizi sınırlarız. Hak ve özgürlük kavramları, görev kavramı ile de bağlantılıdır. Çünkü bizim için hak ve özgürlük olan şeyler, çoğu zaman başkaları için bir görev teşkil etmektedir. Mesela, çocuğun hakları anne-baba için bir görevdir; kadının hakkı koca için bir görevdir, vatandaşın hakkı devlet için bir görevdir.

Çağımız dünyasında özgürlük, başkasına zarar vermemek koşuluyla, adeta kişilerin ne isterlerse yapabileceği vurgulanır. İslam'da ise başkasına olduğu gibi kendine de zarar vermemesi istenir. Örneğin, intihar etmeyi, insanın uyuşturucuyla vücudunu zehirlemesini hoş görmez.

İnsan kalmamızı sağlayan kuralları, özgürlük adına çiğnediğimizde insanlığımızı kaybederiz. Özgürlük bazen tuzağa dönüşebilir. Örneğin batı toplumlarında, özgürlük adına ailesinden ayrı yaşayan çocuklar sonunda yalınızlık tuzağına düşmüşlerdir. Müslüman olmuş bir yazar, “ABD'de özgürdük ama yalnızlaştık” Diyordu.

Bazen özgürlüklere getirilen sınırlar sizin için güvenlik çemberi olabilir. Düşünsenize Kaplumbağa'nın özgürlük adına kabuğunun dışına çıkması veya yeni doğmuş yavruların, yuvalarının dışına çıkmaları onlar için bir tuzağa dönüşebilir. Bu nedenle toplusal kurallar sizin için bir güvenlik şemsiyesi de olabilir. Mesela, Immanuel Kant'ın devlet anlayışına göre özgürlük kanun kuralları ile sınırlandırılmalıdır. Tamamen özgürlük, insanlık için bir faciadır, der.

Potansiyel olarak sınırsız bir özgürlüğe sahibiz, ancak bunun adeta insan ne isterse yapabilir gibi algılanması doğru değildir. Hayatımızda özgürlüklere getirilen sınırlar özgürlüğümüzün yok edildiği anlamını taşımaz. Sınırsız özgürlük dağ komşularımız olan hayvanlar da bile yoktur.

Burada sorun özgürlüklere getirilen sınırlılıkların insani, vicdani, toplumsal iyi veya sorumluluklar ve ödevler içeren, akla uygun kabul edilebilir düzeyde olmasıdır.

İnsani sistemlerde ve anlayışlarda olduğu gibi, dinler de insanlar ve toplumlar için özgürlüklere bir kısım sınırlayıcı kural ve ilkeler koymuştur.

İslam dini açısından bakıldığında; insan özgür olduğu için kıymetli olmuş ve bu özelliğinden dolayı Allah'ın teklifine muhattap kılınmış, böylece de diğer tüm varlıklardan üstün olabilmiştir.

Dini anlamda insan, özgürlüğüyle sınanan bir varlık olarak karşımıza çıkar!.

Mülk suresi 2.Ayette, “hanginizin daha iyi iş yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratan O'dur.”  Diyerek, insanın yeryüzündeki sınavına dikkat çeker.

Hepimizin ezbere bildiği Ayet-ül Kürsi, hadisle sabittir ki Allah'ın kitabında en büyük ayettir.

Ayet-ül Kürsi: “Allah, O'ndan başka ilah yoktur; diridir, her şeyin varlığı O'na bağlı ve dayalıdır. Ne uykusu gelir ne de uyur. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. O'nun izni olmadıkça katında hiçbir kimse şefaat edemez. Onların önlerinde ve arkalarında olanları O bilir. O'nun ilminden hiçbir şeyi -dilediği müstesna- kimse bilgisi içine sığdıramaz. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine almıştır. Onları korumak kendisine zor gelmez. O yücedir, mutlak büyüktür.” Bakara ﴾256﴿

Ayet-ül Kürsi'den sonra Dinde Zorlama Yoktur Ayetinin gelmesi çok manidardır.

Dinde zorlama yoktur. Doğru eğriden açıkça ayrılmıştır. Artık kim sahte tanrıları reddeder de Allah'a inanırsa kopmayan sağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah her şeyi işitir ve bilir.”Bakara ﴾256﴿

Âyetin anlatmak istediği şudur: Kimseyi müslüman olsun diye zorlamayınız; çünkü İslâm'ın gerçekliği apaçık ortadadır, zorlamaya ihtiyacı yoktur. Allah kime hidayet nasip ettiyse müslüman olur. Gönül gözü körleşen, aklını hevâsına tâbi kılan kimseleri ise zorla İslâm'a sokmanın bir faydası yoktur. (İbn Kesîr âyeti böyle yorumlamıştır)

Burada önemli bir husus da;  Ayet-ül Kürsi'de Allah en güzel isimleriyle, yüceliğiyle anlatılır ve arkasından gelen 256.ayette, işte sizi hiçten yaratan yüceler yücesi olan bir Allah'a, isteyen iman etsin isteyen batıla inansın artık siz bilirsiniz diyerek, iman etmeyi insanın özgür iradesine sunmasıdır.

Din özgürlüğü sever mi?

Din, hiçbir baskı altında kalmadan özgür bir birey olarak, kişilerin Allah'a inanmasını ve serbest iradesiyle Müslüman olmalarını ister ve böyle iman edenleri sever…

Din, kişilere Allah'a inanmama hakkı ve günah işleme özgürlüğünü tanır; ama inkârcıyı, günahı ve günah işleyeni sevmez; buna karşın, günahtan kaçınmayı öğütler ve güzel işleri yani salih amel işlemeyi teşvik eder; güzele ve iyiye yönelenin tercihini de över…

İnanıp inanmama konusunda kişi özgür bırakılır. Allah, yarattığı insana kendisini inkâr etme ve inanmama hakkı vermiştir. Allah Kur'an'ı Kerim'de peygamberine karşı yapılan itirazları (şair, mecnun, kitabı kendi yazdı, o da bir insandır, vb.) çekinmeden dile getirir. Yapılan itirazların büyük bir öz güvenle dile getirilmesi özgürlüğümüzün en temel zeminini oluşturan çağlar üstü bir özgürlük anlayışıdır.

Dinde özgürlük kavramına iki açıdan bakmak gerekiyor. İslam, insanların zorla inanmalarını istemez. Çünkü Allah, insanın özgür iradesiyle, aklederek inanmasını ister ve böyle inanmayı makbul görür. Toplumsal veya mahalle baskısıyla inanmadığı halde inanmış gibi görünenleri, riyakar ve münafık olarak görür. Ameller niyetlere göredir der Peygamber, Allah için yapılmayan amellerin boşa gideceğini hatırlatır.

Bireysel ibadetlere gelince, devletin egemenliği aleyhine ya da toplum ahlakıyla çatışır hale gelip fitneye dönüştürülmedikçe, bireylere bunları yapmaları konusunda baskı uygulanabileceğini söyleyen bir nas yoktur. Yapan yapar, yapmayan yapmaz. Resûlüllah'ın toplumunda mesela namaz kılmayanların araştırıldığını, evinde içki içenler için gizli kamera yerleştirildiğini, kadınların tam örtünüp örtünmediklerinin takibe uğradığını bilmiyoruz.

Peygamberimizin, İslam bütün Arap yarım adasında hâkim olma yolundaki savaşları ve toplulukları vergiye bağlama tarzındaki uygulamalarında; siyasi olarak İslam Devleti otoritesini güçlendirmek ve İslam'ı boğmak isteyenlere karşı güvenlik kuşağı oluşturmak amaçlanmıştır. İslâm'da savaşın gayesi, intikam, öldürmek, din değiştirmeye zorlama değil; hasmı mağlub etmek ve zorlayıcı gücünü alıp, dininde serbest olarak hakkın hükmüne tabi tutmaktır. Bu nedenle Müslümanlar fütuhat (İslam'ı ötelere taşımak ve gönülleri fethetmek)  için sefere çıkmışlarıdır.

İslam devletinin Müslüman olmayan toplumlarla ilişkileri iki esas üzerinde yürütülmüştür: İsteyerek Müslüman olmaları veya dinlerini değiştirmeden vergi vererek İslam devleti otoritesi güvencesinde kalmaları istenmiştir. Tarih içerisinde oluşan geleneğin bir kısım problemini dine yüklemek doğru değildir. Birçok ayette Allah, adildir adil olanları sever veya sizin inanmayanlara adil davranmanızı engellemez der.  

Müslüman olmayanların İslam dinine zorlamasının hiçbir anlamı olamaz, çünkü zorla yaşanan din din değildir; ibadet ibadet değildir.

Müslümanlık teslim olmak anlamındadır. Peki, teslimiyet kölelik midir?

 Hz. İbrahim, “ben âlemlerin Rabbi'ne teslim oldum” der. Yani Hakka, insanlığa, güzele, iyiye, kötülükten kaçınmaya, faziletli bir insan olmaya, ebediyeti kazanmaya teslim oldum der. Bu teslimiyet bir tutsaklık ve özgürlükten kaçış değil; gerçek özgürlük olan insan olma yoluna, teslimiyetle girmeyi ifade eder.

Dini kurallar görünürde size sorumluluklar yükler, özgürlüğünüze sınırlar getirir ama hakikatte, sizi erdemli bir insan yaptığı için daha bir özgür kılar.

Nefis ve arzularının peşinde koşanların bir süre sonra alışkanlıkların kölesi olurlar. Humar ve alkol bağımlılığını düşünün. Demek ki her arzusunun peşinde koşan görünürde özgür yaşıyordur, ancak o özgürlüğü kaybetmiş, kötü arzularının kölesi olmuş bir zavallıya dönüşebilir.

Gerçek özgürlük iman ile elde edilir. Kâinatı kudret elinde tutan, tüm olay ve olguların Allah'ın kontrolünde olduğuna inanan biri, başka hiçbir güce boyun eğmeyerek gerçek özgürlüğe kavuşur.

Peygamberimiz topluluk içerisine girdiği zaman, sahabiler kalkıp hürmetle yer vermek istediklerinde onları uyarmış ve “acemlerin efendilerine yaptıkları gibi siz de bana öyle yapmayın”demiştir. Saygıyı insan onuruna ve özgür karekterine yakışan düzeyde tutmuştur.

Sahabe denilen arkadaşlarına onurlu ve özgür bir hayat önermiştir.

Gerçek inancın sırrına eren onurlu ve özgür bir topluma ulaşma dileğimle..

 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Misafir Kullanıcı (@Misafir_89651)
24 Şubat 2022 Perşembe 23:24
Dininiz var diye ahlaka ihtiyacınız yok sanıyorsunuz. Din uyustucudur. Herşeyi yazmışsınız maşallah. Biz artık vicdan sivazlatan sarlak hikayeleri dinlemek istemiyoruz. İsteyen istediği dine inansın bana ne kime siz kimsiniz size ne ? 20 yıldır ülkede aptal yetiştirdiniz tebrik ediyorum meyveler aşağıda
Misafir Kullanıcı (@Misafir_89733)
27 Şubat 2022 Pazar 04:15
@Misafir Kullanıcı Yazımı okumadığınız veya anlamadığınız görülüyor. Kime zorla inan deniyor ki, lütfen ahlaklı davranalım
Misafir Kullanıcı (@Misafir_89643)
24 Şubat 2022 Perşembe 16:07
Sevmez kardeşim...Din dogmatik, benliğini yaratıcıya teslim etmeyi dayatan, insanı köleleştiren ilahi sömürge düzenidir. Ögürlük tam tersidir...
Misafir Kullanıcı (@Misafir_89629)
24 Şubat 2022 Perşembe 08:43
Pratige baktigimizda din pekte ozgurlugu sevmez. Dinin belirlenmis kurallari kaideleri vardir ve bunlar icinde habire kendini tekrarlayip duran ve kismende doganin haraket ve degisim diyaletigine zorlada olsa kendi kurallarina uyarmak zorunda olan hayali yasamdir. Ozgurluk ise tam tersididir. Yani dini asan sinirlari zorlayan, gelisime ve ileriye aciktir. Ozgurlugun degerini bilmek gerekir. Insani erdeme onura, humaniter evrensel degerlerlen donatilmis bireylerde/ toplumlarda gercek anlamini bulur.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_89627)
24 Şubat 2022 Perşembe 07:25
Din özgürlük verir ama müstebidler din adına hareket ederek kısıtlamak ister. Bir yazınızda bir kelimeyi yanlış kullandığınızı yazmıştım. Siz cevap vermiştiniz ve kelimeyi doğru kullandığınızı söylediniz. Teşekkür etmek için mail attım. Ancak beni engellendiğiniz için maillerim ret esiliyordu. Kaleminiz ayrı fiiliyatınız ayrı hareket ediyor. Bu nedenle yazılarınız okumuyorum vesselam
Misafir Kullanıcı (@Misafir_89684)
25 Şubat 2022 Cuma 20:18
@Misafir Kullanıcı binbay12@hotmail.com buraya yazabilirseniz çok sevinirim. Dobra olmanıza da sevindim
Misafir Kullanıcı (@Misafir_89683)
25 Şubat 2022 Cuma 20:17
@Misafir Kullanıcı İNANIN MAİL ENGELLEMİŞ DEĞİLİM, TELEFONUM 5543401399 BANA ULAŞABİLİRSİNİZ. ÇOK SEVİNİRİM HAKKINI HELAL ET KARDEŞİM
Misafir Kullanıcı (@Misafir_89350)
12 Şubat 2022 Cumartesi 20:41
Özgürlük değil , hürriyet... Çünkü özgürlük sınırları olmayan hayvanî bir duyguyu ifade eder. Zehirli bir iksir.. Toplumların temeline yerleştirilmiş serseri mayın..
Ayetler ile bağlantı kurmaya çalışmak için siyak sibakı iyi bilmek gerekir. Özgür olmak bütün zincirleri kırmak değil köle olmaktır.. çünkü özgürlük kavramı yabancı olduğu gibi kişiyi de yabancilastirir özüne.
Bir yerlere yakın olma gayretinden ziyade Hakka tam yakin olmak elzem olandır..
Misafir Kullanıcı (@Misafir_89729)
26 Şubat 2022 Cumartesi 22:35
@Misafir Kullanıcı Takiyeci ve korkaksın.Cesaretin yoksa yazma be kardeşim. Kendini ispatlamak bin takla atmana gerek yok
Misafir Kullanıcı (@Misafir_89706)
26 Şubat 2022 Cumartesi 01:14
@Misafir Kullanıcı Size verilen cevabın bitanesi bana aittir, selamla biter, diğerini bir başkası yazmış
Misafir Kullanıcı (@Misafir_89645)
24 Şubat 2022 Perşembe 16:16
@Misafir Kullanıcı Gerçekten saçmalamişsın, herşeye arap merkezli cami vaazleri çercevesinden baktıgından. Özgürlükle Hürriyetin aynı anlamı taşıdıgını idrak edemiyorsun. Ne diyelim be kardeşim yani en azinda bakış açını değistir.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_89372)
14 Şubat 2022 Pazartesi 00:03
@Misafir Kullanıcı Çok ilginç, hürriyet ile özgürlük farkını ve tanımını siz yeni icat ettiniz. Yüklediğiniz anlama göre fikir yürütüyorsunuz. Allah aşkına yazımı bir daha okuyun ve bana ciddi ve somut bir öneride bulunun kardeşim. Selamlar
Misafir Kullanıcı (@Misafir_89312)
11 Şubat 2022 Cuma 20:06
Güzel bir okadarda faydalı bir çalışma olmuş. Bu güzel çalışmanızdan dolayı ALLAH (c.c) sizi hayr'a muvaffak kılsın kıymetli abim.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_89330)
12 Şubat 2022 Cumartesi 11:05
@Misafir Kullanıcı Teşekkür ederim
Misafir Kullanıcı (@Misafir_89304)
11 Şubat 2022 Cuma 17:44
Kalemine ve yüreğine sağlık Kıymetli Hocam Son dönemlerde yaşanılan Dinî meseleler üzerinde güzel bir tahlil yapmışsınız...İnsan Eşrefi mahlukattır.. Sadece Allah'ın kuludur yani Abdullahdır... Selam ve saygılarımla
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın