KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
21 Aralık 2024 Cumartesi
°C
Hakim Bayraktar
bingolonline@hotmail.com

Bingöl 'emniyet' de mi?

28 EYLÜL 2014 PAZAR 17:56
0
9495
10
AA aa

Daha önce sıkça okuduğum “tele kulak” veya “telefon dinlemesi” haberlerinin bir yenisiyle daha karşılaşmıştım. Haliyle detayı merak edince göz attım. Giriş paragrafında haberin özeti şu cümlelerle aktarılıyordu;

“Paralel yapı, eski Başbakanlardan merhum Necmettin Erbakan, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, eski siyasetçiler Namık Kemal Zeybek, Ömer Vehbi Hatipoğlu, Şevket Kazan, Mehmet Bekaroğlu, Yılmaz Ateş gibi birçok ismi, terör, İBDA-C, silah ve uyuşturucu kaçakçılığı gibi iddialarla dinledi.”

Son dönemlerde bu tür haberleri sıkça okumamızdan ötürü şaşkınlık yaşamamıştım ama korsan yollarla, hatta farklı isimler kullanılmak suretiyle telefonunun dinlenildiğine inanan biri olarak Bingöl'deki bazı hususların beynimde canlanmasına vesile olmuştu.

Hatırlarsanız, birkaç ay öncesine kadar Bingöl'de “canım kardeşim”, “sevgili kardeşim” cümlesini sıkça kullanan, çok sevimli(!), cana yakın(!) bir emniyet müdürü vardı, Ercan Taştekin adında.

“Cemaatin copları” adlı kitapta da isminden bahsedilirdi.

O kadar iyiydi(!) ki, duruşuna baktığınızda “zikir ediyor” sanırdınız. Halk kahramanı olduğunu düşünen masum insanlarımız olduğunu da söylemeden edemeyeceğim.

Bir Emniyet Müdürü, kendini ısrarla birinin evine ya da işyerine davet ettirir mi? Hayır! Ettiriyorsa, buna sebep olarak akıllarda şu öngörünün oluşması kaçınılmazdır; “O kişi hakkında detaylı bilgi edinmek, yakından tanımak ve samimiyet kurma yöntemiyle fikirsel bazda düşünce diskini elde etmek.”

Hele ki, böyle karmaşık bir süreçte bu kadar bilgi edinildikten sonra başka yapılarla paylaşılmayacağını kim savunabilir?

Ercan Bey, gözyaşları arasında Bingöl'e veda etti ama hiç kimseye istifa sebebini söylemedi.

Neden?

Üstelik Bingöl'ü çok sevdiğini söylemesine rağmen nedendi bu kaçış?

Ben biraz bahsedeyim.

İstifa ettiği gün Ankara'daydım. Emniyetteki paralel yapılanmayla ilgili görevden almaların hız kazandığı günlerdi ve Ercan Bey'in görevden alınacağı bilgisi geldi. Bunu duymuş olmalı ki, görevden alınmasına iki-üç gün kala istifa etti. “Siz kovmadınız, ben istifa ediyorum” dercesine…

Sonrasını biliyorsunuz zaten. Ağlaşmalar, duygu yüklü veda cümleleri ve ayrılış…

Ercan Bey'in neden istifa ettiğini ‘son günlerde hükümet karşıtı medya guruplarında sıkça yer almasına ve nota dağıtmasına bakarak çözmek' normal bir vatandaş için çok da zor olmasa gerek!

Hatta bu durumun, yazımın ana sebeplerinden biri olduğunu da vurgulamakta yarar görüyorum. O gün bildiklerimizi netleştiremediğimiz için pek de yorum yapamıyorduk ama bugün fotoğrafı daha net görebiliyoruz... 

Öyle ki, Ercan Bey'in Bingöl'de görev yaptığı dönem normal vatandaş için sıradan gözükse de, benim için çok farklı anlamlar taşıyor.

Telefonumun özellikle o dönemde sıkça dinlendiğini düşünüyorum. Tıpkı, Bingöl'deki birçok siyasi ve bürokratın dinlenen telefonları gibi! (Sakın ola bunları havadan sudan düşüncelerle aktardığımı sanmayın…)

Örneğin; Beni, benim adıma düzenlenen belgeyle dinlemiyorlar. Dinleme izni için hazırlanan belgeye farklı bir isim yazdırılıyor ama telefon numarası benim kullandığım numara. 

Peki, hangi gerekçeyle?

“Terör, organize suç örgütüne üye olmak, çek-senet, uyuşturucu kaçakçılığı vb.”

Bu tür gerekçelerle birçok dinleme yapılıyordu. Fakat 17 ve 25 Aralık darbe girişimlerinin ardından birçok belgenin imha edildiği, bir kısmının da taşındığı bilgisi de tarafıma ulaşmıştı.

Hatta birçok dinlemenin, aynı dönemdeki yerel yönetimin başındaki insanlarla da paylaşıldığı bilgisi de iletilmişti. Önemli konular anında iletiliyor, o kişilerin gerekli tavır ve tedbirleri almaları uyarısı yapılıyordu. Buna delil bazı hususlar var ancak ben bunları buradan açıklamayacağım.

Yoksa bir yerel yönetici “Uçan kuştan haberim olur” diyebilir mi?

Görevden alınacağı haberini duyar duymaz istifa eden Ercan Taştekin ile aynı dönem görev yapanlardan kimileri gitti, kimileri de burada görevine devam ediyor.

Yakın süreçte kurum içi çeşitli yer değişikliği yapılsa da mevcut yapının birçok birimde varlığını sürdürdüğü belirtiliyor. Halen Emniyet içerisindeki önemli şubelerde ‘personel kayırması', ‘aykırı düşüncelerin zor görevlerle meslekten soğutulması', ‘psikolojik baskı' ve benzeri mobbing uygulamaların devam ettiği bilgisine de sahibim.

Ben, bilinen bazı konulardan yola çıkarak, yanıtını merak ettiğim yüzeysel bazı soruları paylaşmak istiyorum.

Mesela;

 17 ve 25 Aralık girişimlerinden bir iki gün önce Polisevinde ve müdürlük makamında hangi isimlerle görüşüldü? Bu görüşme bir tesadüf müydü? Yoksa belli periyotlarla yapılan görüşmelerden bazıları mıydı?

- 17 ve 25 Aralık girişimleri başarıya ulaşsaydı Bingöl'den kimler gözaltına alınacaktı?

- Geçmişte yaşanan bazı eylemlerin mağdurlarını mali destek sunma vaadiyle hükümete karşı suçlayıcı beyanlarla televizyon kanallarına çıkartma girişimi oldu mu? Emniyet bundan haberdar mıydı?

- Yasadışı hiçbir durum söz konusu değilken, bürokrat, siyasetçi ve gazetecilerin telefonu neden dinlendi? Dinlemelerdeki veriler kimlerle paylaşıldı?

- Geçen dönemde istihbarat talep forumlarıyla kaç kişinin dinlenmesi talep edildi?

- Dinlemelerde, devletin demirbaşları arasında olmayan bilgisayar ve hard diskler kullanıldı mı?

- Dinleme kayıtlarının taşındığı ve imha edildiği doğru mu, değil mi?

- Emniyet Müdürlüğü'ndeki bazı şubelerde ‘aykırı fikir ve düşünceye sahip' personellere mobbing uygulandığı belirtilmekte. Bu durum nasıl izah edilecek?  Bahse konu yapılanmaya mensup olmayan kaç polis memuru hakkında çeşitli gerekçeler öne sürülerek disiplin soruşturması açıldı?

- Çocuğunu özel okula kaydettirmesi şartı ile disiplin soruşturmasını rafa kaldırdığınız personel var mı?

- Personele twitter hesabı açma konusunda talimat verildi mi? Müdür beyin twitlerini retweet yapan personellere taltif yazıldı mı, yazılmadı mı?

- Ercan Bey, müdürlük döneminde kaç taltif aldı? Taltif gerekçeleri nelerdi?

- Yerel seçim sürecinde bir yandan iktidar temsilcilerine yakın durulup, öte yandan onların yaptıkları çalışmalar ve kaydettikleri söylemler farklı siyasilere aktarıldı mı aktarılmadı mı?

- Seçim sürecinde siyasilerin dinlenmesine yönelik faaliyetlerin ağırlık kazandığı belirtiliyor. Bunun gerçeklik payı nedir?

- Basında yer almasaydı şayet, Başbakanın mitinginde yapılması planlanan korsan gösteriye izin verilecek miydi?

- 17-25 Aralık operasyonlarından bir süre sonra Hükümet mensubu bir milletvekilinin kardeşinin evinde meydana gelen hırsızlık vakası sonrası olay yeri incelemesi yapan bir polis, “ayakkabı kutusunda para var mıydı?” diye sordu mu, bu görevli hakkında soruşturma açıldı mı?

- Aslında çok derin sorular yöneltmek istiyorum ama “her doğru her yerde söylenmez” tavsiyesine kulak kabartarak Emniyet teşkilatının tümünü zan altında bırakmamak adına bunlarla yetiniyorum.

Doğru vakti gelirse, söylenecek çok doğrumuz olduğunun bilinmesini isterim…

Şimdilik reklamlar…

 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
mesut erkin (@Misafir_17924)
15 Ekim 2014 Çarşamba 15:41
BDP Bingöl il binasına olan saldırıyı bizzat polis ve Serdar Atalay örgütledi, dikkatinizi çekerim.O saldırı da polis ve belediye başkanı bazı figüran dernekleri (korucu-alperen ve milliyetçi dernekler) de kullanılarak Bingöl'de halkı karşı karşıya getirmek istediler.Dikkat ederseniz polis panzeri il binasına yanaştı üzerine göstericiler çıkıp parti tabelasını indirdiler.
Yine bomba eylemini hatırlayalım orada hedef 29 ekim töreni yapan asker polisti.Bingöl Emniyeti aniden töreni iptal etti ve olan halka oldu.Belliki istihbarat gelmişti.
yahya TEKİN (@Misafir_17883)
10 Ekim 2014 Cuma 05:01
kısa , keskin ve düz bir soru bu ....
BİNGÖL EMNİYETTE Mİ BU OLAYLARDAN SONRA _???
DARAHİNİ (@Misafir_17869)
08 Ekim 2014 Çarşamba 10:02
Hakim Beyin yazdıklarının altına imza atarım.Ben emniyet Müdürü istifa etmiş haberine aynı istifa nedenini de açıklasa iyi olur diye yorum yapmıştım.Bir Bingöl'lü olarak en az 15-20 Emniyet Müdürü tanıdım.Taziye yerlerinde toplantı yaparak telefon numaram şudur.Günün 24 saatinde arayabilirsiniz demesi var ya insanın aklına değişik şeyler gelirdi ki bende aynı şeyi söylemiştim.Taziye yerindeki konuşmasında bir emniyet müdürü değil de sanki cami kürsüsünde konuşan vaiz gibiydi.O toplantıda bulunanlar hatırlayacaklar.İşte böyle paralelciler.
Ebubekir Tenekeci (@Misafir_17853)
30 Eylül 2014 Salı 12:59
Bingöl'de bu kadar cesurca ve korkmadan yazan bir tane daha gazeteci varsa çıksın ortaya da bizde onunla gurur duyalım helal olsun Hakim kardeş. Orhan Kanat yorumunda gidenin arkasından konuşuyormuşuz bingöle yakışmamış demiş, yahu adam memlekette önde gelen sivil toplum kuruluşları siyasetçiler, gazeteciler esnaflar birçok kişiyi dinletmiş sen hala neden bahsediyorsun. Bu kadar etiğe özen gösteriyorsan ara adamı da sor neden bu dinlemeleri yaptırdın de.
Ebubekir Tenekeci (@Misafir_17852)
30 Eylül 2014 Salı 12:39
Yazının çok yerinde ve cesurca yazılmasının yanında biraz geciktiği aşikar. Yazıda belirtilen hususlara bakınca ne kadar saf bir toplum olduğumuzu görüyorum. Ercan bey bütün bingölü kahvaltı yemek vb programlarla kendine hayran bırakmıştı, yakın bir dostum bu işin altında bir iş var bu güne kadar hiçbir emniyet müdürü bu kadar sivil toplum kuruluşları ve esnaflarla bir araya gelmemiş bunun kokusu çıkar demişti yanılmamış.
orhan kanat (@Misafir_17851)
30 Eylül 2014 Salı 11:52
hakım bey benım face sayfasında senınle ılgılı resım var Ercan Bey çektırdıgın resım.kusura bakma boyle gazetecılık olmaz.bu yazıyı kaldır .yoksa gazetecı çok bingöl de senın gıbı.vereyım bırısıne.
hakkı hak (@Misafir_17848)
29 Eylül 2014 Pazartesi 15:58
Bir çok yazısını okudum adam gazeteci olarak düşüncelerini korkmadan yazıyor belirttiğim gibi bu yönünü ali bayrama benzetiyorum düşüncelerini korkmadan koltuk kaygısı olmadan söylüyor. dogru yada yanlış.. bu nedenle iki ismide yakından tanımama ragmen ali bayramı bır kaç kez görmüşlük hakim beylede kısa sohbet dışında bır muhabbetim olmamasına ragmen seviyor taktir ediyorum
orhan kanat (@Misafir_17841)
29 Eylül 2014 Pazartesi 10:42
fevrı ve eğitimden uzak bır yazı oldugunu kabul edersenız çok sevınırım .DEĞİŞGEÇ BEY.
orhan kanat (@Misafir_17840)
29 Eylül 2014 Pazartesi 10:39
bır yırtıcının agzına takılmayanlar takılanı gorunce 'vah vah veya sonu nıye boyle oldu ' gıbı tabırler kullnırlar.gıdeni mutlaka eleştırenler olur.demek istediğim şu : belli düşüncelere sempatisi olan şahısların bolye açıklama yapmaları son derece normaldir.bu yazıdan üzüntü duyduğumu özellıkle soyleyebılırım.tamamen geniş çerçevesi olmayan bır grubun veya şahsi görüşlerinı yansıtan bır bıreyın açıklaması olarak görunur bence.bence yozlaşmış eski bır hata olarak 'gıdenın ardından konusmanız bingöl ün şahsiyetıne zararr vermiş bence.yakışmamış.
hasan berdibek (@Misafir_17832)
28 Eylül 2014 Pazar 19:08
Söylediklerinizin çoğu doğru fakat yazinizda altını cizdiginiz gibi zamanı şimdi mi? Neden Müdür burdayken dile getirmediniz bunları. Bir gazeteci bildiği doğruları toplumla paylaşmak için önce kendi menfaatlerini mi düşünür yoksa toplum menfaatine mi. Insanlar kahraman gibi görüyor ama siz gerçeği biliyor ve sunuyoruz üstelik bunu kendi ağzını dile getirmekten de haya etmiyorsunuz. Yine de doğruları zamanlaması böyle yanlış olunca bi değeri olmuyor iste
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın