Bal bizim de, kaymağı yiyenler nerde?Seçim meşalesinin yakıldığı bugünlerde gerçekleştirilmiş olması nedeniyle bir dizi siyasi hesapların gölgesinde cebelleşse de, güzel geçti İstanbul Maltepe'deki ‘Bingöl Tanıtım Günleri' organizasyonu. Çokça şey yazıldı üzerine sosyal medyada. İyi oldu diyenlerin yanı sıra, bazı uygulamalardan rahatsızlık duyanlarda vardı. Herkes bir şeyleri sorguluyor haklı haksız… Bir de yerinde gören göz olarak neler olduğunu tüm çıplaklığıyla biz yazmış olalım. Evet, kısa sürede bir organizasyon planlandı ve İstanbul Maltepe'de Bingöl Tanıtım Günleri programı gerçekleştirildi. Kamu kurumlarının katılımı son anda alınan kararla mümkün olunca, hazırlıklar da kısıtlı ve biraz da eksik oldu. Peki, neler oldu neler bitti? Öncelikle gözlemlerimizi paylaşalım, sonrasında son sözümüzü söyleriz! Kamunun başı diyebileceğimiz Valilik, genişçe bir stantla görücüye çıksa da o geniş alanın içi doldurulamamıştı maalesef. Sadece çeşitli görsellerle süslenmiş bir stant vardı. Hepsi bu! Ne standı ziyaret edenlere ikram edilen bir bardak çay, ne şehri tanıtacak materyaller yoktu. Haliyle kimse de uğramıyordu. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü çok daha cezbedici bir formatla yer alması gerekirken stant dahi açmamış, Valilik standında beklemek zorunda kalan müdür bey de uğrayanlara selam vermekle yetinebilmişti. Tabi müdür beyi de tanıyan olursa… Vali Bey'in babasının rahatsızlığı nedeniyle katılmadığı izah edilse de ziyaretçilerin veya katılımcıların buna iknası pek de mümkün değildi. Her ne olursa olsun bir gün dahi olsa katılımının organizasyona güç katacağı inancı hakimdi herkeste. Katılmamak da bir tercihtir ama şehrin mülki amirinin bu tür organizasyonlarda en önde olması beklenir. Kaymakamlıkların en büyük avantajı ise belediyelerle ortak hareket etmesiydi. Haliyle açıklar kapanıyor, ziyaretçileri tek merkezden ağırlamak daha verimli oluyordu. Bir iki stant beklentilere cevap veremese de genel anlamda ilçelerimiz gayet başarılı oldu diyebiliriz. Ticaret Sanayi Odası da çok fazla ziyaretçiyi ağırlamış, yatırımlara dair önemli bilgiler verilip ziyaretçilerin memnuniyeti sağlanırken, stant içerisinde bir köşenin de Arıcılar Birliği'ne tahsis edilmesiyle hareketliliğini artırmış, bal tanıtımına da bu vesileyle güzel bir katkı sağlanmıştı. Kadın emeğinin yoğun ilgi gördüğü stant etkinliğe renk katıp yoğun ziyaretçi alırken, organizasyonun vazgeçilmezi ise kültür elçilerimiz diye tanımlayabileceğimiz Bingöl Halkoyunları Araştırma Spor Kulübü (BİNHAD) halkoyunları ekibi olmuştu. Bingöl Üniversitesi, görsellerle süslenen stantta yazılı eserlerini de görücüye çıkardı ancak biraz eksik kaldığı kanaati herkesin ifadelerindeydi. Özellikle bal tanıtımında. Çünkü bu hususta pilot üniversiteyiz. Balcılar var diye bal satamazdılar ama PİKOM öne çıkarılıp görsel tablolar ve bilgi sunumları daha fazla yapılabilir, hatta tadımlık ve biraz da ikramlık ballar stantta yer alabilirdi. Var olmak için olmak değil de, varlığının gerekçesini iyiden iyiye hissettirmekti önemli olan. Sanatçılarımızın türküleriyle güzellikler kattığı etkinlikte tabi ki Servet Kocakaya konseri son anda programa dahil edilse de isabetli olmuştu. Keşke diğer Bingöllü sanatçıları da sahnede görebilseydik. Meclis mesaisindeki yoğunluk ve bütçe görüşmeleri nedeniyle siyasilerin katılım sağlayamaması da atmosferi etkilemiş, gözler onları aramış ve her gelen sormuştu. Mazeretler olsa da katılım sağlanması güzel olacaktı. Siyasi kimliği bulunanların ya da siyaset düşünenlerin ziyaretleri yer yer sosyal medyada yadırganıp bundan vazife çıkarılsa da, bunun yadırganacak yönünü açıkçası bulamıyorum. Onların katılması da kıymetlidir. Nihayetinde siyasetçinin temel hedefi toplumla kaynaşmak, hedef kitleyle yakın temas kurabilmektir. Böyle bir ortamı kim, neden kaçırsın ki? Keşke siyaseti düşünen herkes orada olsaydı. Bunun kim zararı var ki? Onlar da Bingöllü nihayetinde. Organizasyona dair ‘AK Parti'nin tanıtım arenasına dönüştü' veryansını yapanlar, keşke diğer partilerin şovlarını da görebilselerdi. Temennimiz, organizasyonun hiçbir anında siyaset olmasaydı. Ama bu da bizim gerçeğimiz. İş insanlarımızın bazılarının birçok misafiri ağırlayıp olağan üstü misafirperverlik gösterdiğini keyifle işitirken, bazılarının da ‘aman kimse bana bulaşmasın' diyerek uzak kaçtıklarını da görmüyor değildik. Kimsenin kimseye ihtiyacı yoktu elbette. Memleket insanını 4 gün boyunca ağırlayan ve çoğunu hiç tanımadığım o güzel yürekli iş insanlarımızı tebrik ediyorum. Helal olsun size. Öte yandan; Değil sadece bana, herkese göre bu organizasyonun en büyük kahramanı hiç şüphesiz Bingöl Belediyesi olmuştu. Her ziyaretçinin dinlendiği, fotoğraflar çektirdiği, ikramlardan tattığı, Bingöl'de yapılan hizmetlerin yer aldığı yazılı ve görsel materyallerin yanı sıra memleket lezzetlerinin tadımlık da olsa konulduğu hediye paketlerinden alabildiği stantların başında geliyordu Bingöl Belediyesi. Herkes kendini bu stantta evindeymiş gibi hissetmiş, derin ve samimi sohbetler burada can bulmuştu. Gelen herkes, Bingöl insanının misafirperverliğini derinden hissetmişti bu alanda. Vali Bey'in bir gün dahi katılmadığı etkinlikte Belediye Başkanı Erdal Arıkan Bey'in son güne kadar stanttan ayrılmayıp her gelenle yakından ilgilenmesi, samimiyetle kucaklayışı hemen herkesi memnun etmişti. Başkan Bey'in öncülüğünde Belediye Meclisi'ndeki tüm siyasi partilerden üyelerin bu organizasyona katılımı da son derece kıymetliydi. Bu tavır, ötekileştirme olmadığının açık göstergesiydi. Ki, “Burası siyaset yeri değil, Bingöl'ü ve Bingöllüleri anlatıp tanıtacağımız bir yerdir. Burası siyaset üstü bir organizasyondur” deyişi de bunun en açık ifadesiydi. Bu hassasiyet ve canhıraş çabasından ötürü herkes gibi ben de Erdal Başkana teşekkür ediyorum. Organizasyon Kuruluna değinecek olursak, siyasi bir takım gözlem ve söylemler nedeniyle biraz sorunlar bulunsa da böylesi bir etkinliğin yapılması da başarıdır. Birilerinin siyasi hesap yaptığı söylemleri bu işi kısmen de olsa gölgeledi maalesef. Ama yine de sonuca odaklanalım. Organizasyon kurulunun yanı sıra özellikle Genç-Der Başkanı Halit Sanır'a gayretleri için teşekkür ediyor, Bingöl'ün tanıtımına katkı sunacak her organizasyonun başarıya ulaşmasını temenni ediyorum. Ve gelelim son sözümüze; Bingöl olarak tanıtımla aramız pek iyi değil. Biz oturduğumuz yerden övgü bekliyoruz. Herkes Bingöl'ü ve Bingöllüleri öve öve bitiremesin istiyoruz. En önemli sıkıntımız da, her tanıtım organizasyonundan sonra konuştuğumuz eksikleri bir sonraki etkinlikte tekrarlıyor olmamız. Nüfusumuz ve ticari hacmimiz belli. Şapkadan tavşan çıkarmamız istenmiyor. Ama olanla da bir şeyler başaramıyoruz. Bal, kavurma, sucuk, kuru dut, pestil, ceviz, çökelek ve yağımız var. Her birinden 2-3 firmanın katılması gerekirken sadece bal ağırlıklı bir döngüyle karşılaşıyoruz. Hal böyle olunca kalan stantları da farklı firmalar kiralıyor ve ‘bunların Bingöl ile ne alakası var?' tartışmaları başlıyor. Bu husus sadece Bingöl'e has değil ki. Her tanıtım gününde boş kalan stantlar mecburen zarar edilmemesi için farklı firmalara kiralanıyor. Onlar da kötü mal satınca sorunun bizden bilinmesi kaçınılmazdır. Bunun için memleket esnafımız artık pazar oluşturabilecek bu tarz organizasyonlardan geri durmamalı. Mesela; Sıcak kavurma vardı ama yoktu. Olmasaydı belki de daha iyi olacaktı. En azından o kötü eti satarak Bingöl Kavurmasının namına gölge düşürülmezdi. Öte yandan, bu şehrin yufkasını ihraç etmekle övünüyoruz ama yufkacımız yok, pekmeziyle nam salan esnafımız yok, ihraç edilen reçelimiz yok! Organize Sanayi Bölgemiz (OSB) var ama bir tek çivi fabrikamız orada stant açıyor. Memleketi sadece yemekleriyle tanıtamayız ki. Yatırımcısıyla da öne çıkarabilmeliyiz. OSB bir stant kiralayıp oradaki üreticilerimize kendilerini anlatma, hiç olmazsa broşürlerini dağıtma olanağı sunulamaz mıydı? Mali koşullar nedeniyle birçok esnafımız geri duruyor. Bunu engellemek için büyük yatırımcıların sponsorluğu sağlanabilirdi. Barajlar bu şehrin nimetlerini yiyor ama sponsor olmuyor. Her defasında yatırımıyla övündüğümüz ve her fırsatta devlet desteğini en güçlü şekilde alan SÜTAŞ'ın bir stant kiralayacak gücü mü yoktu? Ballı Süt ürettik diye övünürken bundan 5-10 kilo ikram edemiyor muydu? Bu firmaların tavrı şuna benziyor; Kız evlenirken erkek tarafı için “evi olsun, yatı olsun, katı olsun, arabası olsun, olsun da olsun”. … Eee, sen ne yapıyorsun? “Seviyorum” Bunlar da böyle… Arazi ver, destek ver, her türlü olanağı ver. Sen ne yapıyorsun? “Yatırım yapıp para kazanıyorum” Hep istemeyin kardeşim! Biraz da verin. İş verin, aş verin, yeri geldiğinde bu memleketin sporcusuna da, sivil toplum örgütlerine de, memleketin tanıtımına da destek verin. Verin ki, varlığınızın bir kıymeti olsun! Böyle duyarsızlık olunca insan sormadan edemiyor; Bal bizim de, kaymağı yiyenler nerde? YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 08 Kasım 2024 Algılar ve olgular!14 Eylül 2024 Bingöl'e uzay üssü ve gözlemevi yapılsın!04 Eylül 2024 Bingöl için 'ben varım' diyecek babayiğitler aranıyor!01 Ağustos 2024 İhmal edilen neslin şehri yıkımı nasıl durdurulacak?
|