Algılar ve olgular!

Günlük rutinlerimiz kapsamında gündemi takip etmeye çalışırken karşılaştığım bir haber ve sonrasında kafamda oluşan tablo, bir şey yazmama vesile oldu.

Haberin kısa özeti şu; “Elâzığ Belediyesi, günlük 80 bin ekmek kapasiteli Halk Ekmek Fabrikasını açarak ekmekleri kentin 52 noktasında 7 liradan satışa sundu. Tesiste yakında glütensiz ekmek de üretilecek.”

Halk Ekmek Fabrikası belediyecilik anlamında çok çok elzem olmasa da sosyal belediyeciliğin önemli bir adımı. Gerekli mi? Belediye hizmetleri önemli oranda hayata geçirilmişse şayet şehirde, o zaman bu konuda da bir adım atılarak halkın daha ucuz ekmek alması sağlanabilir. Özellikle kalabalık nüfusa sahip ihtiyaç sahipleri için çok güzel bir katkı olur.…

Bingöl merkezde bu anlamda 7-8 yıl önce bir adım atıldı ancak zarar etmesi ve sürdürülebilirliğin sağlanamaması nedeniyle fırıncı esnafı aracılığıyla devam ettirilse de sonrasında uygulamaya tamamen son verildi.

Yeniden bu uygulamaya başlanabilir mi? Elbette…

Gerekli mi? Muhakkak!

Lakin mal alımı ve satışın kontrol altında tutulabildiği, çok kâr etmese de zarar etmeyecek bir sistem eşliğinde sadece ekmek değil, unlu mamullerin daha farklı çeşitlerinin de üretilerek geniş yelpazeli sunumun olması muhakkak halk için güzel bir yarar sağlayacaktır. Satışlar da klasik büfeler yerine temiz ve şık bir yapı içerisinde, tıpkı bir pastane formatıyla yapılabilmelidir.

İleriki aşamada bu anlamda bir adım atılır mı, bekleyip görmek lazım.

Ekmek demişken, biraz daha açalım konu;

2024 seçimlerinden hemen sonra Genç Belediyesi Halk Ekmek Fabrikası açtı. Günlük 8 bin ekmek üretim ve 3 mahalledeki 14 satış noktasında hizmet veriyor. Halkın yararına bir uygulama ve Genç Belediye Başkanı Kemal Tartar'ı bu hizmetinden dolayı tebrik etmek lazım.

Yine Genç Belediyesi bünyesinde hizmet veren Genç Millet Bahçesi var biliyorsunuz. Köprü manzaralı, geniş, gayet güzel bir mekân. 2 yıl oldu sanırım hizmete açılalı. Millet Bahçesi'nde ‘Millet Kafeteryası' uygulamasına geçildi.

Gerek halk ekmek fabrikası gerekse millet kafeteryası basında ve sosyal medyada sıkça paylaşıldı, anlatıldı, büyük hizmetler olarak tanıtıldı.

Halk Ekmek yeni bir uygulamaydı ve belediyenin de Kemal başkanın da bunu iyi tanıtması gerekiyordu.

Lakin işin tuhaf yanı, milyonlar harcanıp ilçeye kazandırılan Millet Bahçesi gölgede kalırken, bu alan içerisinde oluşturulan küçük bir bölüm olup çay kahve satılan ve adına ‘Millet Kafeteryası' denilen adımın Millet Bahçesi'nden daha fazla öne çıkışıydı.

Geçmiş dönem Belediye Başkanı Zeki Dirik'in hakkını da teslim etmek lazım. Hataları, kusurları, eksikleri bir yana dursun, Millet Bahçesi gibi güzel bir eser kazandırdı ilçeye. Ne acıdır ki, milyonlar harcanıp yapılan bir devasa yatırım, bu yatırım içinde bir köşe sayılacak millet kafeteryası kadar gündem olmadı, konuşulmadı, taktir görmedi.

Bırakın Millet Bahçesinin gölgede kalışını, Bingöl Belediyesi şehrin tamamını kapsayacak şekilde yolları ve kaldırımları genişletip yeniledi, parklar inşa etti, kent meydanı yapıyor vs. Tüm bu çalışmalar Genç Belediyesi'nin halk ekmek fabrikası ya da millet kafeteryası kadar konuşulmadı!

Bunun iki temel sebebi olduğu kanaatindeyim;

Birincisi; Genç Belediyesi muhalefet partisinde ve büyük beklentiler olmadı gibi ‘iktidar olmamasına rağmen' bir şeyler yapabildiği kanısıyla bunların muhalifler tarafından sıkça dillendirilip iktidara bir örnek, hatta siyasi galibiyet olarak gösterilmeye çalışılması,

İkincisi, iktidar belediyelerinin kendini iyi anlatamaması ve hizmetlerini doğru sunamaması. Yine bu başlık altında şunu belirtmekte yarar var ki, muhalif kitleler muhalif belediyelerin hizmetlerini sahiplenip doğruluğu için etkin propagandalar yaparken, iktidar partisi mensupları ve gönüllülerinin yapılanları yeterince sahiplenmemesi ve özellikle parti tabanının bu anlamda gerekli katkısı sunmaması ciddi bir eksikliktir.

Toparlayacak olursak;

Ne yaptığınızdan ziyade nasıl sunduğunuz önemlidir.

Şöyle lüks restoranlarda yediğiniz bir kebabın daha iyisini salaş bir mekânda da yiyebilirsiniz. Hatta daha lezzetlisini. Ama genelde tercihler lüks mekanlardır. Çünkü sunum ve bu sunumun bilinirliği önemli.

Ne diyordu Viztontele'de deli Emin?

“B*ktan bir iş yapsan da tabelan güzel olacak”

Algılar ve olgular böyle iken gördüğüm manzaraya dair söylenebilecek tek şey, onca hizmet bir halk ekmek, bir millet kafeteryası etmedi!