Adam Olacak ÇocukÇocuk, bir sanatkarın tabloda bir resim yapması gibi bir iş; Veya, bir toprağa ekilen bir bitki gibi bir çiçek gibi alınıp yetiştirilmelidir… Sözü, tam olarak böyle olmasa da, bu benzetmeyle çocuk yetiştirilmesinde önemli bir gerçeğe, yani anne-baba, çevre ve okula bir hatırlatma yaparak, sanatkarın eserini ortaya koyarken gösterdiği titizliği veya bir bitkinin yetiştirilmesinde gösterilen özenin, çocukların yetişmesinde de gösterilmesi gerektiğini vurgular. Çocuğun zihinsel ve ruhsal gelişimi anne karnında başlıyor. Mutlu ve sağlıklı bir hamilelik döneminin geçirilmesi çocuğun sağlıklı yaşama ilk adımıdır. Çocuğu kucağına alıp gözlerine baktığınızda bile kapasitesinde gelişme oluyor. Büyük bir sevgi ve şefkatle çocuğunu kucağına alıp onun gözlerine bakarak başlıyorsunuz işe. Ninni söylenerek yatırılan çocuklarda matematiksel zekanın geliştiğini biliyor muyduk? Maalesef artık ninelerin söylendiği evlerde yaşamıyoruz. Çocukta başarıya inanma ve öz güven oluştuğunda var olan potansiyel zeka harekete geçiyor. Çocukken herkes Fatih'e, Fatih gözüyle baktığı için Fatih, “Fatih Sultan Mehmet” olmuştur. Çocuğu nasıl görürsek ve çocuk kendini nasıl görürse öyle olur… Bu konuda ailelerin yaptığı hataları düşünün: Sen adam olamazsın sözünün geçmediği aile yok gibidir!.. Çocuğun yemekten çok sevgiye ihtiyacı vardır.Çocuğa, “kötülük yapma” yerine “iyi ol” ; “tembellik yapma” yerine “çalışkan ol” demek lazım. Çocuğu bir işe isteklendirme yani motivasyon, çocukta yetenekleri açığa çıkarıyor Bizi durduran şey korkudur. Cesaretin kendine has büyüsü vardır. Çocuklarımıza cesaret vermeliyiz. ÖRNEK: Havuzda bir timsah 7 gün aç bırakılıyor. Havuzu geçen gence 100 milyar verileceği ve milli kahraman ilan edileceği söyleniyor. Herkes korku ile bakıyor. Ancak cesaret eden çıkmıyor. Derken bir genç, biri tarafından havuza atılıyor. Genç çok hızlı bir şekilde havuzdan karşıya geçiyor. Bunu nasıl yaptın diye soranlara, “beni değil beni havuza iteni bulun asıl kahraman odur” diyor. Sürekli çocukla konuşmak iletişim yeteneğini geliştirir. Dinlemek de öyle. Çocuğu bir büyük adam gibi beyefendi olarak karşımıza alıp konuşmamız gerekir. Çocuklarımıza büyük bir insan gibi davranmak gerekiyor. Evinizde ilin Valisini ağırlasanız ve yemek yerken Vali üstüne bir parça yemek dökse, “bir daha dökme!” der misiniz? Her meyvenin içinde bir ağaç vardır. Her insanın özünde deha çekirdeği vardır. İyi bahçıvanlarla bunlar ancak ağaç olabilir. Aileler, en büyük sorunlarını çocuklarıyla yaşıyor günümüzde. Çocukların yanlış davranışları nedeniyle yılgınlığa düşmüş ve umutları kırılmış anne babalar: Bağırma, tehdit etme, vaaz verme, mantıklı açıklamalar yapma, rüşvet verme, sokağa çıkmayı yasaklama, sevdiği oyuncağı vermeme gibi davranışlar göstererek başarıya ulaşamazsınız. Hepimiz mesajımızı iletmek için aynı temel araçları kullanırız: Sözler ve Davranışlar. Her ikisi de kurallarımızı iletir. Ama pek çoğumuz davranışlardan çok sözlerimize önem veririz. Bu iki mesajdan biri açık olmadığı zaman. Çocukla olan iletişim bozulur. Çocukta istenilen davranışların ortaya çıkmasını sağlayamayız. Çocuğa, “oyundan önce odanı topla” sözcüklerimiz, davranışlarımızla uyuşmuyorsa (çocuk odasını toplamadan oyuna gider ve siz de onun odasını toplar düzeltirseniz) çocuk bizim kurallarımız ve beklentilerimiz konusunda karmaşık ve açık olmayan mesaj alır. Sözlerimiz, “odanı temizle dediği halde, davranışlarımız temizlemen gerekmiyor” demektedir. Çocuklar duydukları ve yaşadıkları yollarla öğrenirler. Sözlerimiz ile davranışlarımız arasında tutarlılık olduğu zaman, çocuklar sözlerimize güvenir ve onların ardındaki kuralları öğrenirler. Tutarsızlık durumunda sözlerimizi göz ardı etmeyi ve inançlarını deneyimlerine dayandırırlar. Okulda arkadaşına zarar verdiği için eve gönderilen çocuğu, anne-baba olarak tehdit edip tokat atarsanız, büyük ihtimalle çocuk yaşadığı sorunlara aynı yola başvurarak, bir çözüm bulmaya çalışacaktır. Anne babalar, yanlış davranışları durdurma ve kuralları öğretme konusunda yanlış mesaj veriyor. Sorunlar ailede başlıyor. Sorunlarla ilgili yanlış iletişim kurulması, sorunların ortaya çıkmasını tetikliyor. Anne-babalar ya çok kısıtlayıcı veya çok geniş ve toleranslı davranıyorlar. Çocuklar dünyalarındaki kuralları anlamak isterler. Kendilerinden ne beklendiğini, kontrolün kimde olduğunu ve ne kadar ileri gidebileceğini ve çok ileri gittiğinde neler olabileceğini bilmeleri gerekiyor. Çocuklarınızın yanlış davranışları konusundaki ricalarınız sürekli olarak duymazdan geliniyor veya ret mi ediliyor? Serbest veya otoriter ana-baba rolü arasında sürekli gidip geliyorsanız. Yapmanız gerekenler vardır. Evdeki disiplin ve davranış sorunlarını çözebilmek için pratik ve anlaşılır bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. Bazıları: Anlaşılır, kesin ve etkili kurallar koyun. Kesin sınırlar koymayı ve sözlerinizi etkili davranışlarla desteklediğinizde, çocuklar sizin ne demek istediğinizi anlarlar. Çatışma ve güç müdahalesine girmeyin. İşbirliğini teşvik eden kurallar koyun. Çocuklarınıza sorun çözme becerileri kazandırın. Çocuklarımıza büyük bir adam gibi davranıp değer verelim. Eve gelen misafirlere kolonya tutarız. Sıra çocuğa gelince başına dökeriz. Çocuğun eli açıkta kalır. Çünkü o daha büyümemiştir!.. Bu bile bizim çocuklara nasıl davrandığımızı gösterir maalesef… Çocuklarımızla huzur dolu barışık bir hayat sürme dileğiyle.
YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 14 Aralık 2024 Suriye nereye gidiyor?06 Kasım 2024 İlahiyatçıları/din adamlarını dinlerken ölçüleriniz olmalı07 Ekim 2024 Kur'an'ın, Tevrat, İncil ve Avesta'dan farkı02 Eylül 2024 Üç kutsal din Sümer efsanelerinden mi alındı?
|