6 yıllık hastane utancımız!Son birkaç gündür “Hastane” mevzusu yeniden gündeme geldi, sosyal medyada yazılıp çizilenler aldı başını gitti! Toplum, yıllardır içinde biriktirdiği nefreti yeniden kusmaya başladı! Daha önceki bilgilerden yola çıkarsak; “Kasım 2016'da teslim edilse dahi taşınma işlemi en erken iki ayda tamamlanır. Yani hastanenin hizmete girmesi Ocak-Şubat 2017'yi bulur” demek pek de afaki sayılmaz! Yukarıda aktardığım bilgileri edinemeden önce sosyal medyada Önce; Sonra; Paylaşımlarında bulundum. Yapılan yorumlar, telefon aramasıyla yapılan görüşmeler gösteriyordu ki, halkın canına ‘tak' eden ‘Hastane' mevzusu yüreklerde ve hafızalarda derin izler bırakmış! Sosyal medyada konuya ilişkin ironi paylaşımımın altına yazılan bir yorum beni ziyadesiyle güldürmüştü. Fakat bir o kadar da üzmüş ve düşündürmüştü! “Hastane için tomografi cihazı alındı ama onun da garanti süresi bitti bitecek” Paylaşım sonrası telefon aramasıyla görüşlerini bildiren dostların ise yaklaşımları farklıydı. Bir arkadaşım şöyle diyordu; “Bence bulaşma bu işe! Kimseyle kötü olma. Bırak, zaten bir süre sonra açılacak” Düşündüm de, memleketin bir sorununu dile getirmiş ve çözümün aciliyetine vurgu yapmışım! Neden kötü olalım ki? Hangi siyasi kalkıp bundan gocunabilir ki? Böyle bir tutumu olacaksa, o siyasinin “memleket sevdasından, hizmet aşkından, samimiyetinden” şüphe ederim! Eleştiriden hoşnut olmayabilir, eleştirinin içeriğiyle ilgili karşı eleştiride bulunabilir ama halka sırt dönemez, haklı talepleri görmezden gelemez, yapmadıklarını karşı tavır takınarak örtemez! İnsanlardaki psikolojik durum böyle! Sürekli, siyasilerden çekinen, onlardan gelecek bir olumsuz söz ya da takınılacak tavırdan çekinme hali… Her daim “yarın işim düşerse sıkıntı yaşarım” psikolojisine sahibiz! Hizmetkârın, efendisine karşı tavır takınma, elindeki siyasi güçle yaptırım uygulama lüksü olabilir mi? İlginç değil mi sizce? Önce hizmetkâr olmaya aday insanları seçiyoruz, sonra önünde el pençe divan durup hizmetkârlık ediyoruz! Bunu da kendimiz yapıyoruz! Hesap soramıyoruz, taleplerimizi dillendiremiyoruz! Sebep? Siyasiler veya bürokratlar bize küser! İyi de, bizim küsmemizin bir karşılığı olmuyor da, siyasi veya bürokratın küsmesinin karşılığı niye olabiliyor ki? Zaten öyle bir hale getirdiler ki, ‘yalakalık' bir marifet sayılıyor! Sesli güldüm buna! Yapmasalar şaşarım zaten! Haklı bir söylemime karşılık ‘yalakalığa koşanlara' konuşma fırsatı veren siyasi veya bürokrat, daha pişmemiş demektir. 6 yıldır tamamlanamayan bir hastane için toplumun küsmesi ilgili kişiler için bir anlam ifade etmiyorsa, onların küsmesi de bu toplum için anlam ifade etmez, etmemelidir de! Siyasilerin kişiliğiyle kimsenin sorunu yok, yaptıklarını da hiç kimse inkâr etmiyor! Ama onca yapılanı, kendileriyle çok fazla ilgisi bulunmasa da bir hastane inşaatıyla heba edilmesine en azından kendileri müsaade etmemeliydi. Galip Ensarioğlu zarar etmiş diye 265 bin insan sıkıntı yaşıyor! Bu da gayet normal karşılanıyor! Galip Ensarioğlu'nun zararının ceremesini biz neden çekiyoruz? Yahu nasıl bir güç var bu adamda da, ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı söz vermesine rağmen bu hastane açılmıyor? Velev ki, işleyiş olarak sorun çözülemedi! Başka bir hastane yapılsa şimdiye kadar çoktan bitmişti. Belki de, ikinci bir tadilattan geçmişti. Her gün onlarca insan çevre illerdeki hastanelerde şifa arıyor! En basit bir işlem için dahi çevre illere gitmek zorunda kalıyoruz! Anjiyo olmak için dahi çevre illere gidiyorsak, burada bir lütuftan bahsedilebilir mi? Buna bizzat şahit oldum! Gittiğim özel bir hastanede bir o kadar fazla Bingöllüyle karşılaşmıştım ki, “Bingöl Devlet Hastanesinde miyim?” diye düşünmekten kendimi alıkoyamadım! Varın diğer hastaneleri de hesaba katarak hesabı siz çıkarın! “6 yıldır çevre illere giden hastalarımızın harcadığı parayla yeni bir hastane yapılırdı” demek bile mübalağa sayılmaz! Şahsen bunca yaşanandan sonra suçlu aramak çözüm değil. Herkes toplum vicdanında alacağı notu almıştır! Fakat bir eleştirim de halka ve sivil toplum örgütlerine yönelik olacak! Bu gayet güzel ve olması gereken bir tabloydu! Peki, bunca sivil toplum örgütü 6 yıldır süren bir çile için neden tek ses olamadı? Onlarca insan burada acil müdahale edilemediği için sevk edildiği çevre illere giderken yolda ölüyor. Bu bir sorun değil mi? Neden sessiz kalmayı tercih ediyoruz? Siyasi baskı korkumuz mu var? Yoksa siyasetten nemalanma yarışı mı? Bir talebi dile getirmek için kavga etmemiz gerekmiyor. Belki doğru adımlar atarak hem siyasilerimizin elini güçlendirirdik, hem de çözüme kısa vadede ulaşırdık! Bunu da beceremedik! Demokrasi Nöbetleri gibi bir nöbeti bir gece hastane etrafında tutsaydık, belki de daha etkin bir tepki haykırışı olurdu! Bu beceriksizliğimizin cezasını çekmeye devam edeceğiz! Görünen o ki, bu hastane bitse dahi kimse siyasiler de, iktidarı da alkışlamayacak! Her fırsatta yakın bir tarih verilerek halk, siyasileri alkışlamak için ayağa kaldırıldı ama herkes ayakta kaldı! Ne alkış çalınabildi, ne de oturulabildi! O kadar çok ayakta kaldık ki, artık yorulduk! Dernek kurup hastane için para toplasak bir çare olur mu bilemiyorum. Ama yazmaktan ve söylemekten bizler utanır hale geldik! Onlar mı? Sormak lazım... YORUM YAZIN
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 08 Kasım 2024 Algılar ve olgular!14 Eylül 2024 Bingöl'e uzay üssü ve gözlemevi yapılsın!04 Eylül 2024 Bingöl için 'ben varım' diyecek babayiğitler aranıyor!01 Ağustos 2024 İhmal edilen neslin şehri yıkımı nasıl durdurulacak?
|