Yüzünüze her dolgu maddesini uygulatmayın!Güzellik uğruna ömür boyu kalıcı bir hasarla yaşamak zorunda kalabilirsinizDudaklarını dolgu maddesi ile kalınlaştırdıktan sonra, beklemediği bir sonuçla karşılaşan bir tanıdığımın sorunu ile ilgili araştırma yaparken aslında bu konudaki en iyi uzmanlardan birinin hemen yakınımızda olduğunu fark ettim. Daha önce de başka konularda bizimle kıymetli bilgilerini paylaşan Avrupa Kozmetik Cerrahi Akademisi Eski Başkanı Dr. Ziya Şaylan'ı bir televizyon programında "dolgu maddeleri" ile ilgili bilgi verirken izleyince kendisinden dolgu maddelerinin yol açabileceği sorunlarla ilgili yardımcı olmasını istedim. Dr. Şaylan'ın verdiği bilgiler ve bizimle paylaştığı tecrübeleri ile ilgili yazımızı okumadan önce bir uyarıda bulunmak isterim: Bu yazıda kullanılan görseller gerçek hastalar, vakalar olduğu için rahtasızlık uyandırabilir. Yaşlanmanın etkilerini silmek için pek çok yöntemin adı geçiyor. Bize enjeksiyonla yapılanlar hakkında genel bir bilgi verebilir misiniz? Yaşlanmanın ilk belirtileri olan kırışıklar genellikle cilt altı yağ ve bağ dokusunun azalması nedeni ile meydana gelmektedir. Genç ve orta yaşlarda ortaya çıkan kırışıklar ise genellikle adale kasılması sonucudur ve Botoks (Botulinum A toksini) ile ortadan kaldırılır. Artık günümüzde birkaç dakika içinde yapılacak olan bir iğne ile yüzdeki bir kırışıklığın doldurulması ve giderilmesi mümkündür. Ancak şu gerçeği unutmamak lazımdır, sıkılan madde bir yabancı cisimdir ve mutlaka o kimse de bir reaksiyona neden olacaktır. Bu yapaysal doldurma her zaman geçici bir olay değildir ve bazen seneler sonra bile olsa hiçte hoş olmayan, ancak ameliyatla düzeltilebilen veya hiç düzelmeyen sertliklere ve iltihabi durumlara sebep olacaktır. Yüze enjekte edilen bir çok madde var. Bunları artıları ve eksileri ile tek tek ele alalım. Mesela silikon? 1960'lı senelerde ilk kullanılan Silikon ile yüzdeki kırışıklar doldurulmuş ancak daha sonra Silikon'un etrafında oluşan nedbe dokusu aşırı derecede sertliklere ve büyümelere sebep olduğundan (bilhassa elmacık kemiklerinde ve dudaklarda, ördek dudağı görünümü) bu maddenin kullanılması başta Avrupa olmak üzere birçok ülkede sınırlanmıştır. (Silikon göğüs protezleri bir kılıf içinde olduklarından bu zararlı etkileri göstermezler). Hastaların yüzünde yanlara doğru bir büyüme meydana gelir ve hastanın bütün dış görünümünü etkileyebilir. Bilhassa travestiler ve sahne sanatçıları bu silikon iğnelerini çok severler ve hatta birbirlerine veya kendilerine enjekte ederler. Bu durumu düzeltmek için defalarca ameliyat gerekebilir ve her zaman da başarılı olunamaz. Meydana gelen sertlikler zamanla cilt altında yerlerini değiştirirler (dolaşırlar) ve bazen de enfekte olurlar. Ben dudaklara sıkılan silikon ve bunun sonucu meydana gelmiş taş dudaklar nedeni ile konuşamayan, bardaktan su ve kaşıktan çorba içemeyen hastalar gördüm. Dudağa sıkılan Silikon sonucu ördek dudağı veya Amerikalıların “Donald Duck“ dudağı dediği arazın önden ve yandan görünümü. Bu durum hasta yaşlandıkça daha da fazlalaşacaktır. Bazı doktorlar silikon enjekte ettikleri halde hastaya bunu söylemezler. Birçok ülkede bunu hastaya yazılı olarak bildirmek zorunludur, ayrıca ilacın hastanın gözü önünde paketinden çıkartılıp kullanılması gerekir. Bize gelen hastaların yarısından fazlası yüzlerine ne enjekte edildiğini bilmemektedirler. Unutmayın problemleriniz seneler sonra ortaya çıkacaktır, doktorunuz belki o zaman hayatta bile olmayacaktır ve mesleki hata sigortaları genellikle 10 yıl için geçerlidir. Silikon iğnelerinden seneler sonra meydana gelen aslan yüz görünümü. Bir dönem de kolajen pek modaydı 1980 lerde piyasaya çıkan Kolajen hemen çok yaygın bir kullanım alanı buldu. Kollajenin esası basit olarak sığır derisinin defalarca kıyma makinesinden geçirilip parçalanarak strelize edilip bir enjektöre konulup cilt altına sıkılması prensibine dayanmaktadır. Ancak sığır derisi bir protein olduğundan buna bağlı alerjiler ortaya çıktı (Resim 3) ve ayrıca sıkılan madde en fazla 2-3 ay sonra ortadan kaybolmakta idi. Bugün Kolajen uygulanması artık eskisi kadar sıklıkla olmamaktadır. Buna en büyük neden de Deli Dana Hastalığının bu yolla bulaşıp bulaşamayacağı tartışmaları olmuştur. Kolajen kırışıklara sıkılmadan 4 hafta önce bir alerjik cilt testi gerekir. Test menfi olsa bile alerji ortaya çıkan vakalar mevcuttur. Kolajen enjeksiyonuna bağlı bir alerji vakası. Tedavisi haftalarca sürebilir. Kortizon tedavisi gerekebilir. Hatta bazen her hasta sığır eti yendiğinde tekrarlayabilir. Peki ya akril içeren maddeler? Aslında sorarken bile rahatsız oluyorum çünkü ismi dekorasyon, tamir işlerinde kullanılan maddeleri anımsatıyor. 2002 senesinde İsviçre hükümeti akril içeren maddelerin estetik amaçlarla kullanılmaması gerektiği hakkında doktorları uyardı. Türkiye bu hususta gerekli hassasiyeti göstermedi ve bu işlerde büyük paralar döndüğü için bu zararlı maddelerin bazıları ülkemizde piyasaya çıktılar. Zaten kanımca herhangi bir firma mallarını artık Amerika ve Avrupa da satamayınca onları Türkiye ve benzeri ülkeler de satmaya çalışmaktadır. Ülkemiz maalesef bu zengin ülkelerin arka bahçesi (çöplüğü) durumuna gelmiştir. Poliakrilamitler piyasa da satılan yapıştırıcıların (Uhu, Pattex vs.) ana maddesi ile akrabadır ve kansere sebebiyet verebileceği tartışılmaktadır. Ayrıca büyük oranda sertleşirler ve istenmeyen sonıuçlar verebilirler. Bu maddeleri satan firmalar enjekte edilen az miktarların herhangi bir tehlike olmayacağını öne sürseler de bunun hiçbir bilimsel dayanağı yoktur. Cildinizin altına yapıştırıcı veya bir zamk sıkılmasını ister misiniz ??? Dudağa sıkılan bazı dolgu maddeleri seneler sonra bile iltihaplanabilirler. Yani aslında bu maddeler vücuda yabancı olduğu için sürekli bir risk arz ediyorlar. Vücuda her sıkılan yabancı madde o şahıs için bir tehlikedir, bir saatli bombadır. Vücut bu enjekte edilen maddeleri genellikle kabul etmez ve etraflarını bağ dokusu ile kaplayıp bir sertlik veya diğer adıyla bir granulom oluşturur. Bu kitle ilk başlarda gözükmez ve ele gelmez, hasta memnundur ama zamanla sertleşip görünür hale gelince hasta paniğe kapılır. Bazen hasta doktorunu bile tekrar bulamaz veya doktor ben size demiştim veya bana imza vermiştiniz gibi cevaplar verebilir. Bu yabancı maddeler zamanla vücutta dolaşabilirler (kayma sonucu yerlerini değiştirirler) tıpta bunun adı migration veya travelling'dir. En kötüsü de zamanla iltihaplanabilirler. Vücudumuzda en çok dış etkenlere maruz kalan yeri yüzümüzdür, mesela; iltihaplı sivilceler, diş ve dişeti iltihapları, sinüzitler, ergenlik, böcek sokmaları, ufak yaralanmalar, kesikler, uçuk vesaire…. Bu nedenle bu yüzdeki bu dolgu maddeleri daha sık mikrop kaparlar. Dolgu maddesi uygulanmasından yaklaşık olarak iki yıl sonra meydana gelen sertlikler. Peki başka dikkat edilmesi gereken maddeler var mı? Evet, Polylaktik asit. Daha önceleri cerrahide dikiş malzemesi olarak kullanılan bu maddeden elde edilen dolgu maddeleri nadir de olsa iltihaplanıp sertliklere sebep olabilirler. Bu maddenin özünde şeker olması (Mannitol ve süt şekeri asiti) otoriteler tarafından mikropların şekeri çok sevdikleri ve burada çoğalabilecekleri olarak yorumlanmaktadır. Son bir kaç yılda genellikle adını duyduğum dolgu maddesi olan Hyaluronik asit hakkında ne anlatabilirsiniz? Yüze enjekte edilen maddelerin en az zararlı olanları bu maddelerdir. Insan vücudunda zaten bulunan hyaluronik asidin yapay olarak elde edilmiş halidir. Genellikle bu maddeler 3-9 ay arasında vücuttan atılır ve yok olurlar. Bu doktor ve hasta için bir garantidir ve eğer memnun kalınmaz ise zaten yok olacaktır. Fakat hastalar tek bir iğne ile hayat boyu güzellik peşinde koştuklarından ve fazla para harcamak istemediklerinden ve de zararlarını bilmeden daha uzun süre kalıcı maddelere yönelirler, Bu yanlış bir yaklaşımdır. Mutlaka sonuçları olacaktır ve ilk başta güzel gözükmesine rağmen ileride büyük bir ihtimalle sorunlara (Sertlik, deformite, mimik bozukluğu ve enfeksiyonlara) neden olacaktır. Yağ enjeksiyonu bu maddelerden daha doğal değil mi? Kendi yağınızın dolgu maddesi olarak kullanılması ve dondurulup saklanması doğal bir çözüm. Hastanın kendi yağının dolgu maddesi olarak kullanılması bundan 100 sene kadar önce Almanya da başarı ile uygulanmıştır. O zaman Dr Lexer hastanın kolundan aldığı yağ ile yüzünü doldurmuş ve hatta yüzdeki ameliyat izlerini doldurmuştur. Daha sonraları silikon ve kolajen dolgu maddeleri yaygınlaşınca yağ enjeksiyonları unutulmuş idi. Ancak bu kimyasal maddelerin yan etkilerinin fazla olması nedeni ile bugün tekrar yağ enjeksiyonları önem kazanmıştır. Doktorunuz kalça veya karnınınızdan aldığı yağı kolaylıkla dolgu maddesi olarak kullanabilir ve hatta geri kalanını da ilerisi için dondurup saklar. Yapılan yağ enjeksiyonları ile yüzünüz daha sağlıklı ve genç bir görünüm kazanacaktır. Unutmamak gerekir ki kendi yağınız size yabancı bir madde değildir ve herhangi bir yan etkiye sebep olmayacaktır. İstediğiniz zaman doktorunuza baş vurup dondurulmuş yağınızı dolgu maddesi olarak kullanabilirsiniz. Hangi maddeler daha güvenceli, hangisini tavsiye edersiniz? İnsanın kendi yağı doğal ve iyi bir alternatif. Ancak sıkılan yağ 6-9 ay kadar yüzde kalıp kaybolmaktadır. Hastanın herhangi bir yerinden alınan yağ yüzüne enjekte edilebilir. Ayrıca dudaklara veya yüze yağ sıkılınca çok uzun bir süre şiş kalmakta ve hastanın iş yerinde ve ailesinde sorunlara sebep olmaktadır. Halbuki hyaluronik asidi muayenehaneye gelen sekreterlere, iş kadınlarına öğle paydoslarında veya hafta sonlarında enjekte edilip arkasından tekrar iş yerlerine veya ailelerine dönmektedirler. Amerikan basını bu tür uygulamalara “Öğle paydosunda gelen güzellik” demektedir. Eğer bir kırışık doldurulacak ise hyaluronik asit ürünleri en güvenceli olanlarıdır. Bunlar vücuda enjekte edildikten 6-9 ay sonra eriyip kaybolmaktadırlar. Bu sayede eğer herhangi bir uyumsuzluk veya komplikasyon olursa kendiliğinden düzelir. Bu hasta ve doktor için bir güvencedir. Bu maddeler Türkiye de Restylane, Juvederm, Puragen, Tyosal, Hylaform ve diğer adlar altında satılmaktadırlar. Diğer bir dikkat edilecek hususta bu adını verdiğimiz dolgu maddeleri daha koyu kıvamlarda piyasaya sürüldüler ancak bunlarda sertliğe ve dudak sertleşmelerine neden olabilmektedirler. Bu durumu göz önüne alın ve doktorunuzun size hangi ilacı enjekte edeceğini iyice öğrenin. Bu hastada meydana gelen sertlik ameliyatla cerrah tarafından çıkartılmak istenmiş ve sonunda doku kaybına bağlı olarak üst dudakta nedbe ve şekil bozukluğu ortaya çıkmıştır. Tekrar söylemek istediğim, bayanların silikon ve akril içerikli kalıcı iğnelerden uzak durup daha sağlıklı olan ve ilerde problem yaratmayan hyaluronik asit ürünlerini veya kendi yağları ile kırışıklarının giderilmesi yöntemini tercih etmeleridir. Belki yakın bir gelecekte insanın kendi vücudundan elde edilen bir ürün (hastanın kendi yağından elde edilen kök hücresi) yüz cerrahisinde kullanılacak ve o zaman bu problemlerin bir çoğu ortadan kalkacaktır. Ayrıca şu anda Amerika'da ve Avrupa'da kozmetik ve estetik cerrahların tartıştığı konu kalıcı çözümlerin kalıcı problemler doğurabileceğidir. Gençlilikte, yaşlılıkta tabii olmalıdır. Yaşlılıkta güzeldir. Ama yine de ne kadar geç yaşlanırsak o kadar iyidir. Verdiğiniz değerli bilgiler için teşekkür ederiz haberturk YORUM YAZIN
|
|