Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sunulan önergenin genel gerekçesinde Türkiye'nin, derinlemesine bir yolsuzlukla yüzleşme ve gerçeklerin açığa çıkarılması sürecine ihtiyacı olduğu vurgulandı.
“Yolsuzluğun sadece idari, bürokratik ve adli değil, siyasi arka planının var olduğu gerçekliği de unutulmamalıdır” denilen gerekçede, “Türkiye'nin başta Kürt Sorunu olmak üzere köklü sorunları çözememesinden kaynaklı gelişemeyen demokrasi kültürü ve hukuk devleti niteliği siyasilerin, bürokrasinin ve finans çevrelerinin içerisinde olduğu yolsuzluk girişimlerine zemin hazırlamıştır. Son dönemde Türkiye'de yolsuzluğun gündemleşmesi, 2013 yılında yapılan bir polis operasyonu ile gerçekleşmiş, tipik bir yolsuzluk döngüsünü ortaya çıkaracak şekilde insanlar gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınanlar arasında siyasetçi yakınlarının, finans çevrelerinin, iş insanlarının olması, suçlamaların “rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık' gibi ağır suçlar olması yapılan yolsuzluğun boyutunu gözler önüne sermiştir. Basına yansıdığı kadarıyla evlerde yapılan aramalarda bulunanlar yolsuzluk kanısını güçlendirecek şekildedir. Belediyelerin imara açmadığı arazilerin bakanlıkların yetkileri kullanılarak ranta çevrildiği, kara para aklama, altın ticareti gibi yüksek meblağlardan oluşan işlerin yolsuzluğa bulaşan kişiler tarafından gerçekleştirildiği belirtilmektedir” denildi.
AK Parti iktidarının yolsuzluk soruşturmasını yürüten polisleri görevden almasının soruşturmanın etkin sürdürülmesine yönelik derin kuşku uyandırdığı ifade edilen gerekçede, şu ifadelere yer verildi: “Yolsuzluğa bulaşan dört Bakan hakkında fezlekelerin hazırlanması, oluşan kamuoyu baskısı sonucu Mecliste soruşturma açılması, iktidarın sayısal çoğunluğuyla bakanların aklanması ve bu süreçteki sayısız hukuk ihlali durumun vahametini gözler önüne sermiştir. O günden bu yana geçen iki yıllık süreçte yaşanan pratikler vicdanları rahatlatmamış, yolsuzluk yapanın yanına adeta kar kalmıştır. Ayrıca, bu konuda hakikatin ortaya çıkartılması için TBMM'ye verilen çok sayıda kanun teklifi ve önerge yanıtsız kalmıştır. Türkiye'nin derinlemesine bir yolsuzlukla yüzleşme ve gerçeklerin açığa çıkarılması sürecine ihtiyaç vardır. Yolsuzlukta, seçilmiş siyasiler ve bürokrat kişiler arasındaki ilişkilerle beraber değerlendirilmeli, Türkiye'de dönemsel resmi ideoloji nüvelerinin de yolsuzluklara etkisi dikkate alınmalıdır. Siyasilere yolsuzluk için zemin sunan demokratik ve bürokratik teamüllerin de gözden geçirilmesi gerekir. Gerek, 17 ve 25 Aralık 2013'te gerçekleşen operasyonlarla ortaya çıkarılan yolsuzluk iddialarının araştırılması gerekse de Türkiye'de kurumsallaşmış olan yolsuzluk olgusunun açığa çıkarılması için bir Meclis Araştırması açılmasını talep ediyoruz.”