KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
12 Ocak 2025 Pazar
°C

Yök, üniversitelerin hareket alanlarını daraltıyor

Gazetemiz Yazı İşleri Müdürü İlhan Bingöl, Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gıyasettin Baydaş ile üniversitede görüştü. Baydaş, Bingöl Üniversitesi hakkında birçok konuya açıklık getirirken, özelikle YÖK hakkındaki açıklamaları ile, YÖK'ün üniversiteler üzerinde ne kadar etkin olduğunu ve üniversitelerin özerkliğini ne kadar kısıtladığını, bir nevi kangrene dönüşen yapıyı gözler önüne serdi. Bu açıklamaların bir üniversite rektörü tarafından yapılması, konunun hassasiyetini de gündeme getirdi.

Yök, üniversitelerin hareket alanlarını daraltıyor
24 MART 2010 ÇARŞAMBA 15:26
0
1360
0
AA aa
• “YÖK'ün yetkileri çok fazla, YÖK, bu yapısıyla üniversite özerkliğini kısıtlıyor, üniversitelerin hareket alanını daraltıyor.”

• “Üç fakülteyi kucağımızda bulduk, bizim tercihimiz değildi.”

• “Her ile bir üniversite kararı doğru bir karar, destekliyorum”

• “Kampus alanımız dar, arazi lazım, buraya köy konutları yapılmasın, arazi üniversiteye verilmeli”
• “Üniversiteye dışarıdan müdahaleler, tehlike yaratır”

• “Devlet, kanunla üniversite kurup, bizi yalnız bırakmadı”


YÖK'ün olmasından tarafım. İdareci olarak baktığımızda YÖK'ün koordinasyon ve denetleme görevleri olsun. Yalnız bu iki görevi olan YÖK'ün üniversiteler üzerinde baskısı olmaz. Üniversitelerin koordinasyonunu sağlamış olur. Ama, bunu yetkileri açsından söylemiyorum. Üniversiteler özerk olmalı, ama denetime tabi olmalı.


Mevcut durumda YÖK'ün yetkileri çok fazla. Üniversiteler bir nevi YÖK2e bağımlı halde görünümde. YÖK Başkanı, bunu defalarca söyledi. YÖK Kanunu değiştrimek istediğiniz zaman, inanılmayacak farklı noktaların üzerinde yola çıkılıyor. 2002'den sonra YÖK Kanunu değiştirilmek istendi. Ortak noktaya gelindi. Ama, son anda ne olduysa oldu, kanun değiştirilemedi. YÖK'ün böyle bir arayışı, bir düşüncesi var. Yetkilerini azaltma düşüncesi var. Rektörlük seçimlerinde devre dışı kalmak istiyor YÖK. Bunu için de “anayasa değişikliği” şart. Bu yapısıyla YÖK, üniversitelerin sorunlarını çözmek yerine, üniversitelerin özerkliğini etkileyen devasa bir kapsama ve yetkiye sahip.


“YÖK, koordinasyonu sağlamalı”


Şu anda 140 üniversite var. Bu üniversitelerin koordinasyonu; eğitim-öğretim müfredatı için, kendi içinde öğrenci transferi, öğretim üyesi transferi açısından baktığınız zaman koordinasyon kuruluna ihtiyaç var. Bu anlamda YÖK gereklidir. 80 öncesinde 20 üniversite vardı, ama, şimdi 140 üniversite var.


YÖK'ten izin alarak kadro ilanı yapıyoruz. Araştırma görevlisi almak için YÖK'ten izin almak gerekiyor. YÖK'e müracaat ediyorsunuz, izin istiyorsunuz. O, kurula götürüyor, kurun izin verirse, YÖK web sitesinde ilan yapıyoruz. Şartları koyuyoruz. Bir daha inceliyor. Ama, bu yapısıyla YÖK ne kadar gerekli olabilir?


Kadro durumunu en iyi buradaki yönetici bilir. YÖK, en basit anlamda burada kısıtlayıcıdır. YÖK'ün bütçe açısından kısıtlayıcı durumu söz konusudur. Size verilen parayı ihtiyacınız şeklinde kullanamıyorsunuz. Acil bir durumda parayı kullanmanız gerekiyor, YÖK, izin vermiyor. YÖK, üniversitelere “paket bütçe” veriyor. Bir kalemden diğerine transfer yapamıyorsunuz. Dışarıdan yönettiği için üniversiteleri öncelliğini bilmiyor. Bu anlamda da üniversitelerin özerkliğini kısıtlıyor.


“1980 öncesinden daha iyiyiz”


1980 öncesi ve sonrasını kıyaslarsak, 80 öncesinde üniversite sayısı çok azdı, ama üniversitenin yetkileri çok fazlaydı. 1982 Anayasası'yla kurulan YÖK'ün getirdikleri de var, götürdükleri de. 80 öncesinde teknoloji bu kadar gelişmemişti. Bilimsel çalışmalr açısından şimdi daha iyiyiz. Yalnız bu, YÖK'ten dolayı değil. YÖK, çok fazla yetkiyi kendi bünyesinde toplayarak,  üniversite hareket alanını daraltmıştır. Bu açıdan baktığınızda YÖK verimlilik ortaya koymamıştır.


“Her ile bir üniversite politikası” doğru bir karar:


Her ile bir üniversite politikası doğru bir karar bunu destekliyorum. Bingöl'de üniversite olmasaydı ne olurdu? Bu açıdan olaya bakalım. Bingöl ve özellikle bölgemizde insanların maddi durumlarının zayıf olduklarını biliyoruz. Bir öğrenci, ciddi bir burs almıyorsa geçinmesi zordur. Bazı aileler, bu yüzden çocuklarını üniversiteye gönderemiyorlar. Üniversite sınavlarına hazırlayamıyorlar.


Bingöl'de bir üniversite olması, bir öğrencinin ilave bir güce gereksinim duymadan okuyabilmesi demektir.  Bazı aileler, kız çocuklarını dışarıya yani başka şehirler göndermiyorlar. Netice itibariyle üniversite elzemdir. Hal böyle olunca sadece Bingöl2e değil, her il üniversite elzemdir.


“Devlet, kanunla üniversite kurup, bizi yalnız bırakmadı”


Bina dikmekle üniversite olur mu, üniversiteyi kanunla kurduğunuzda bu yeterli mi diye soruyorsunuz:
Kıyaslama yapayım. 1992 yılında aynı anda 17 üniversite kurulmuştu. Kurucu rektörleriyle yaptığımız sohbetlerde, “bize siz şu üniversitenin kurucu rektörüsünüz” diye gönderiyorlardı. Dershane yoktu doğru dürüst, idare odaları yoktu. Personel maaşlarının ödenmesinde sıkıntı vardı. O üniversiteler gelişti.


Farklılık var şimdi: Personel maaşlarını devlet ödüyor, garanti altında yani. Bize şimdi ciddi bütçe ayrıldı. Geçen yıl 8 milyon TL'lik yatırım bütçemiz vardı. Bu yıl 14,5 milyon TL ve ek olarak da şimdi 10 milyon TL'lik bütçe öngörülüyor. Yani toplamda bu yıl 24,5 milyon TL'lik yatırım bütçemiz var. Kısaca devlet, kanunla üniversite kurup, bizi yanlı bırakmadı.


“Hükümetten yatırım için ciddi destek var”


Özellikle bu hükümet döneminde bize yatırım için ciddi destek var. Göreceksiniz ki, sonbaharda bu bütçeyle beş-altı bin öğrenciye altyapısı bitmiş bir kampus kuracağız. Daha önce bu bahsettiğim işler ancak 15 yılda olabiliyordu.


Devlet, bizi yalnız bırakmadı. Bu yeni üniversiteler, çok kısa sürede gelişimlerini tamamlayarak; şehre, bölgeye ve ülkeye katkılarını sunacaklar.


“Batıya göre dışa kapalıyız”


Bir bölgedeki kapalılığı açacak bir kapıdır üniversite. Bizim bölgelerdeki iller, batıya göre daha kapalı. Kapalı ortamları açacak en iyi kurumdur üniversite. Üniversitenin, sosyo- kültürel olarak çok daha farklı bir etkisi olacaktır . 7 bin öğrencisi olan bir üniversite bunların 4 bin tanesinin (yaklaşık yüzde55) dışarıdan geldiğini düşünün. Farklı kültürlerden gelen 4 bin dinamik genç, ilin sosyal dokusunda etkin rol oynarlar. Bu ilin sosyal yapısı da onla üzerinde farklı etki yaratır. Karşılıklı etki-tepki oluşur. Ayrıca kültürel bir farklılık göreceksiniz. Bir etkileşim olacak.


Üniversitenin varlığına sadece ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan bakmak eksik olur. Üniversite, o ilin siyasal yapısında da etkin rol oynar. 7 bin genç, 3 bin personel, bunların eşleri, yaklaşık 12 bin oy demektir. Bu sayı bulunduğu yerde siyasal bir etki yapacaktır. Yani üniversite bulunduğu ilde; ekonomik, kültürel ve siyasal açında bir değişim yaratır.


Kapalı toplum olmamızın şöyle bir sonucu ortaya çıkıyor: bazıları ahlakın erozyona uğrayacağından şüphe ediyorlar. Ahlakın kısa sürede bozulması demek, o ahlakın, o ilde ya da o bölgede çok sağlam olmadığının göstergesidir. Bingöl'ün güzel ahlakını da dışarıya taşıyacaklar. Onlar, fahri hemşerimiz olarak bizi tanıtacaklar. 


“Mum kendi dibini aydınlatmaz”


Herkes, her şeyi değerlendirme ve eleştirme hakkına sahiptir. Bu doğaldır. Eleştiriye açık değilseniz, hatanızı göremezsiniz. Mum kendi dibin aydınlatmaz. Yapıcı eleştirirden herkes çok iyi dersler çıkarabilir.


15 ay önce göreve geldik. Yazılana çizilene cevap vermedik. Bu kamuoyunun kendi takdiridir. Daha iyiyi bulabilmek için, insan, birilerinin görüşüne ihtiyaç duyabilir. Eleştiri, hakarete varmadığı müddetçe, aşağılayıcı ve kırıcı olmadıkça, insanı suçlayıcı nitelikte yapılmayan bir suçla itham edilmedikçe hep olumlu sonuç verir.


Fakat, Bingöl'ün çok küçük olması ve insanların kendi aralarında pozitif anlamda ciddi sosyal ilişkileri beraberinde getiriyor. Hiçbir yerde bulamamacığımız, ama Bingöl'e has olup da çok önemli gördüğüm bir şey var. Bir söz anında yayılabiliyor.


“Cevap vermek zorunda kaldık”


Bazı basın-yayın organlarında hak etmediğimiz suçlamalar çıkınca cevap vermek zorunda kaldık. 
Bingöl Üniversitesi, hakkında bir iddia varsa, oranın merkezine gidersiniz değil mi, oranın merkezinde iddiayı araştırısınız. Gazetelere verilen ilanlarla bize ithamlarda bulundular. Ve sorular soruyorlar. Ne istiyorsanız, bize gelin bize sorun. İhalelerle ilgili söylenen sözler var. Üniversite ihalelerine giren bütün müteahhitlerle görüşebilirsiniz.


Bize sormadan, bizimle karşılıklı bilgi alış-verişinde bulunmadan bu ne oldu, şu ne oldu şeklinde sorular sorulunca rahatsız olduk ve cevap vermek zorunda kaldık. Bir sorun varsa gidip, onun merkezinde araştırısınız.


“Kalıcı olan Bingöl Üniversitesi'dir”


Hepimiz geçiciyiz, kalıcı olan Bingöl Üniversitesi'dir. Öğrenci şu nedenlere bakarak bir üniversiteyi tercih eder: Üniversitenin başarısı, huzuru ve güvenliği, öğretim elemanlarının yeterliliği, barınma sorunları, sosyal durumu. Bunların içinde huzur ve güvenlik öğrenci için en önemli kriterdir.
Batıdan bir öğrenciyi siz Bingöl'e getirdiğiniz zaman, adam şu endişeyi taşır: Bingöl haksız olarak, ulusal basında güvenlik zafiyeti olan il şeklinde lanse edildi. Hiç kimse, korktuğu yere gitmek istemez. Bingöllü de böyle davranırsa, zararı, sadece bu kurum görmez, tüm Bingöl görür.


“Bingöl Üniversitesi'nde tek bir olay olmadı”


Bizim üniversitemizde tek bir olay olmadı. Bir olay meydana geldi, o da kampus dışında oldu. Eleştirilere açığız. Bunların yapıcı olmasından yanayız. Yani şöyle bir durum ortaya çıkıyor: Doktor olmayan bir toplumda doktorların görevlerini tartışmak gibi bir duruma düşersiniz. Akıllarına gelen her şeyi, iddia edilen ne varsa bize gelsinler, belgelerle açıklayalım.


“Dışarıdan müdahaleler tehlikeli olur”


Bin 592 öğrencimiz arasında basın açıklamaları dâhil olmak üzere bugüne kadar 30–40 öğrencimiz eyleme girişmiştir. Öğrenci bir eyleme giriştiği zaman, eylemdeki idealini göz önüne alarak girer. Ve şunu düşünmelidir öğrenci: Bu eyleme karışırsam yönetmeliğe göre nasıl bir suç işlemiş olurum? Ya da ne gibi ceza alırım? “Öğrenci Disiplin Yönetmenliği” YÖK tarafından hazırlanmıştır. Öğrenciler buna göre hareket etmelidir ki, zarar görmesinler. Öğrencilere yani üniversiteye dışarıdan müdahaleler olduğu zaman çok tehlikeli olur. Bizde oldu, öğrenci olmadıkları halde olaya müdahil olanlar oldu. Ayrıca, bu durumlarda personel için de disiplin yönetmenliği var. Sonuçta olaya karışan öğrencilerimizin yüzde 99'u pişman oldu. Olayları kampus dışına taşımak isteyenler var. Öğrencilerimiz itibar etmiyorlar. Bu da, o güçlere en büyük tokattır.  


“Meslek yüksekokulları, yüksek lise olarak anıldı”


Bilimsel açıdan çok kötü durumda değiliz. Uygulama yani pratikte bir zafiyetimiz var. Aslında meslek yüksekokullarının kuruluş amacı ara “ara eleman” ihtiyacını karşılamaktı. Mühendis, masa başında oturur, projesini çizer, imza atar. Teknisyen, tekniker de sahada çalışır.


Eğitim ve öğretim aşamasında bu amacın dışında kalındı. Meslek yüksekokulları, “yüksek lise” adını aldı. Onların yetişmesi amacına uygun bir eğitim-öğretim verilmedi. Örnek olarak, Bingöl Üniversitesi Meslek Yüksekokulu'nda “halıcılık” bölümü var. Ama ne tezgah var, ne de hoca var. Nasıl mı mezun vermişler? Dışarıdan öğretmen getirmişler, mezun vermişler.


YÖK'ün şimdi bir düşüncesi var. Öğrenci bir yıl okulda olacak bir yıl sahada olacak. Bir yıl boyunca sahada yetişen kişi, o işin uzmanı olacak. Bu düşünceyle, YÖK, mesleki eğitimde revizyona gidecek. Böylece ara eleman sıkıntısı giderilecek.


“Henüz, emekleme döneminde olan üniversiteyiz.”


Henüz kuruluşunu tam olarak tamamlamış bir üniversite değiliz. Birçok bölümde hoca eksikliğimiz var. Doğrusu, özeleştiri yaparsak, sivil toplum kuruluşlarıyla ve medya ile tam olarak koordinasyonu sağlayabilmiş değiliz. Koordinasyonu sağlayacak personelimiz eksik. İkinci aşamada il ile kültürel ve sosyal etkileşim aşamasındayız. Üniversitenin, eğitimin dışında, bilimselliğini kamuya yansıtacak projelerimiz var. Ziraat fakültemizle; hayvancılık, besicilik ve tarımcılıkla ilgili bilgi ve danışmanlık verebilecek durumdayız. Sadece kamuyla değil vatandaşla etkileşim içine gireceğiz. Onların her türlü projesine destek vereceğiz. Proje geliştirmeyi hedefliyoruz.


“2010 yılı içinde ciddi hedeflerimiz var”



  • Çeşitli fakültelerimize yeni bölümler açarak, yeni öğrenciler alacağız. Fiziki altyapımızı bittireceğiz.

  • Üniversite adına “kongre ve kültür merkezi” açmayı hedefliyoruz. Buranın 3 bin metrekarelik kapalı alanı olacak. İhtiyaç duyulduğunda tüm Bingöllülerin hizmetinde olacak. Biri bin kişilik, biri dört yüz kişilik, diğeri de üç yüz kişilik olmak üzere toplamda bin 700 kişilik üç salonumuz olacak. 

  • Bilimsel çalışmalarımızı en iyi ve en verimli şekilde yapabilmek için “merkezi araştırma laboratuarı”nı bu yıl içinde bitireceğiz. Bütçesini de yaptık.

  • 32 olan lojman sayımızı 64!e çıkaracağız.

  • 22 bin metrekarelik alanda kurulan Fen –Edebiyat Fakültemizin büyük bir kısmını bu yıl hizmete açacağız.

  • Rektörlük binamız, hizmete girecek.

  • 72 yataklı dört yıldızlı statüde misafirhanemizi hizmete açacağız. Ve yine aynı statüde “sosyal merkezimiz” hizmete girecek.

  • Öğrencilerimize bin kişilik “merkezi kantin” ve yine onun altında “yemekhane” açacağız.

  • Özellikle futbolla ilgili kısmını bu yıl bittirmek üzere “spor kompleksimizi” tamamlayacağız.

  • Öğretim üyelerimizin eksiklik duyduğu yeni ofislerin olduğu bir bina yapmak hedefimiz de var.


Bunların hepsini bittirdiğimizde 5 bin öğrenciye eğitim- öğretim veren bir kampus hazırlamış olacağız. Bu sayıya ancak üç –dört yıl içinde ulaşabileceğiz.


“Hedef; yedi fakülte, 11 bin öğrenci”


Tabiî ki önümüzdeki yılda yapacaklarımız olacak. Ancak, bizim 15 yıl içerisinde hedeflediğimiz; yedi fakülte, 15 bin öğrenci. Altını çizerek söylüyorum. Sadece arazi olarak bir fakültelik yerimiz kaldı. Tabii, yedi fakülte deyince sıkıntı hemen doğuyor. Kampusumuzu genişletecek alanımız kalmadı. Eğer, fakülte sayımızı arttıracaksak, öğrenci sayımızı arttıracaksak, bölge üniversiteleri içerisinde geri kalmak istemiyorsak, bu alanı genişletmemiz lazım.


“Üniversitenin genişleyebileceği arazi, TOKİ'ye verildi”


Üniversiteye verilebilecek hazine arazisi müracaatta bulunduk. Ama arazinin bize değil, TOKİ' ye verildiğini duyduk. İnşallah bu hatadan dönülür. TOKİ'ye vermezler de biz de gelişmemizi sürdürebiliriz. TOKİ, orada ev yapacak. Buraya “köy konutları”nın yapılması sıkıntıdır.


Yeni bir kampus alanıyla, üniversite kampusunu ikiye bölersiniz. Küçük bir üniversitede sizin bütçenizin büyük kısmını oraya harcarsınız. Bu da büyüme üzerinde ikinci bir engel olur. İnşallah o hatadan dönerler, araziyi TOKİ'ye değil de üniversiteye verirler. Biz de gelişmemizi sürdürebiliriz. Özellikle bu konuda basın mensuplarının da desteğine ihtiyacımız var, aynı zamanda onların da misyonu sayılacak görevi var.


Bize dört yüz dönümlük arazi verdiler. Şimdilik bir fakültelik yerimiz kaldı.



“Bingöl Üniversitesi'nin yapısı ve misyonu”


Bingöl ve Bingöl civarında bu bölgenin potansiyeline uygun olarak birinci aşamada özellikle başta ziraat ve hayvancılık olmak üzere, ikinci aşamada da mühendislik olmak üzere hem bölgesel hem de ulusal anlamda ciddi bir misyon üstlenmiştir.   


Üniversitemiz, 2007 yılında iktisadi idari bilimler, fen –edebiyat fakültesi ve ziraat fakültesi olmak üzere 3 fakülte ile kuruldu.
1983 yılında Fırat Üniversitesi'ne bağlı olarak Bingöl Meslek Yüksek Okulu açılmıştır. O zamanın yöneticileri tarafından özveri ile kurulmuş, ama öğrenci sayısı artmamış, öğretim üyesi sayısı artmamış, 25 yıllık performansı çok düşük kalmıştır. Kendisini Meslek Yüksekokulu” olarak tanıtmasına rağmen, kamuoyunda “yüksek lise” olarak algılanmaya neden olmuş.


Bingöl Üniversitesi 2007 yılında kuruldu. 2007'den 11 Eylül 2008 yılına kadar geçen zamanda Fırat Üniversitesi Rektörlüğü bünyesinde kaldı. 11 Eylül 2008 yılında görevi devraldım. Kuruluşundan 11 Eylül 2008'e kadar geçene zamanı ve 11 Eylül 2008'den bu yana geçen süre içinde değerlendirme yapmamız lazım.


YÖK'e bir fakülte talebimiz oldu. YÖK kabul etti. Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi kurulacak. Milli Eğitim Bakanlığı, konuyu bakanlar kuruluna sunacak ve bakanlar kuruluna sunacak ve son aşama cumhurbaşkanının onayı ile dördüncü fakültemiz açacak. Bu işlemler bir ay gibi kısa sürede biterse ek kontenjanla bu yıl öğrenci alacağız bu fakültemize.


Diğer üç fakülte bizim tercihimiz değildi. Onları kucağımızda bulduk.


Bu bölge deprem bölgesidir. Çok acılar yaşanmıştır. Bu acıların büyük bir kısmının sebebi, deprem yönetmenliğine göre yapılmayan binaların hasar görmelerinin sonucudur.


Şu anda 3 fakültemiz var. Bu yıl bu sayı 4'e çıkacak. Henüz eğitime başlamamış bir adet Sağlık Yüksek okulumuz (4 yıllık), bir adet Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, bir adet Meslek Yüksekokulumuz var: bu nu da Teknik bilimler Meslek Yüksekokulu ve Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu olarak ikiye ayırdık. Ayrıca 2009 yılında YÖK tarafından kabul gören Genç Meslek Yüksekokulu ve Karakoçan Meslek Yüksekokulları da ilçelerimizde kurulan meslek yüksekokullarımızdır.


Toplam 1592 kayıtlı öğrencimiz var. Ayrıca 14 adet de yüksek lisans öğrencimiz var. Bu yıl yeni bölümler açmazsak bile önümüzdeki yıl öğrenci sayımız 2 bin 500 olacak.



 



• 11 Eylül 2008'den bu yana geçen süre içinde üniversiteyi değerlendirmemiz lazım”.


YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
10.01.2025
23:57
`Dünden Bugüne Bingöl Basını` programına yoğun ilgi
'Dünden Bugüne Bingöl Basını' programına yoğun ilgi
Bingöl Online tarafından düzenlenen, Bingöl'de ilk program olma özelliği taşıyan ve yoğun ilgi gören programda basının yaşadığı sıkıntılara dikkat çekilirken, büyük beğeni toplayan video gösteriminin yanı sıra gazetecilik ve Bingöl Basın tarihine dair sunumlar da yoğun ilgi gördü. Programda, vefa ve emek kategorilerinde çeşitli ödüller de verildi.
10.01.2025
22:03
Başkan Arıkan`dan dönüşüm vurgusu!
Başkan Arıkan'dan dönüşüm vurgusu!
Basın mensuplarıyla buluşmasında kentsel dönüşüm projeleri ve yeni imar çalışmalarıyla ilgili önemli bilgiler paylaşan Başkan Arıkan, dönüşüm kapsamındaki mahalle, bölge ve yeni alanlara dair yeni gelişmeleri paylaştı ve ekledi; 'Her yönüyle depreme hazır, dirençli ve gelişen bir Bingöl inşasında kararlıyız.'
10.01.2025
21:48
Birlik Haber Sen, PTT Personellerine saldırıyı kınadı!
Birlik Haber Sen, PTT Personellerine saldırıyı kınadı!
Birlik Haber Sen Bingöl İl Temsilciliği, Rize'de PTT Merkez Müdürlüğü'ne düzenlenen saldırıda hayatlarını kaybeden meslektaşları için bir araya geldi. Açıklamada; 'Bu insanlık dışı ve kabul edilemez saldırıyı en güçlü şekilde kınıyoruz' vurgusu yapıldı!
10.01.2025
21:33
Tiryaki:
Tiryaki: 'Halk, hesabı sandıkta soracaktır'
'23 yılda bütçeden payımıza düşen para ilimize gelse de bütçeden gelen paranın hovardaca kullanılması sebebiyle ilimiz gereken hizmetleri alamamıştır' diyen Saadet Partisi Bingöl İl Başkanı Muhammed Fatih Tiryaki; 'Bingöl halkı, yarım bırakılan işlerin hesabını ilk sandıkta fazlasıyla soracaktır' dedi.
10.01.2025
20:57
Bingöl`de aranan 4 şüpheli yakalandı
Bingöl'de aranan 4 şüpheli yakalandı
Bingöl'de jandarma ekipleri tarafından yapılan çalışmada aranan 4 şüpheli yakalandı.
10.01.2025
20:50
Karlıova`da uyuşturucuyla mücadele: 2 gözaltı
Karlıova'da uyuşturucuyla mücadele: 2 gözaltı
Bingöl'ün Karlıova ilçesinde yapılan çalışmada 187,51 gram olan skunk maddesi ele geçirilirken 2 şüpheli yakalandı.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın