Yılmaz: 'rakamlar memnuniyet vericiDevlet Bakanı Cevdet Yılmaz, açıklanan büyüme rakamlarının çok güzel olduğunu ve beklentilerin de üstünde bir rakam çıktığını bildirdi.
Devlet Bakanı Yılmaz, büyüme rakamlarını değerlendirirken, 2010 yılının istihdam açısından da çok iyi geçtiğini ve büyüme rakamlarının istihdam rakamlarını teyit ettiğini söyledi.
Yüzde 8,9'luk büyüme rakamının, küresel krizin ardından Türkiye'nin çok hızlı toparlandığını gösterdiğini belirten Yılmaz, Türkiye'nin büyüme hızında Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ülkeleri arasında birinci sırada bulunduğunu, Avrupa ülkelerinin ise Türkiye'nin yanına bile yaklaşamadığını kaydetti.
Yılmaz, büyüme hızında Avrupa ortalamasının yüzde 2'nin altında olduğunu ifade ederek, ''Böyle bir dünya konjonktüründe bu büyümenin sağlanması ayrıca anlamlı. Özellikle en büyük pazarımız olan Avrupa'da çok sıkıntılı bir dönem yaşandığı düşünüldüğünde çok daha anlamlı'' diye konuştu.
Meyveleri topluyoruz
Elde edilen büyüme rakamının dünyada kriz yaşanırken uygulanan doğru politikalara bağlı olduğuna işaret eden Yılmaz, Türkiye'nin doğru politikalar uyguladığını, krizi iyi yönettiğini ve hem büyümede hem de istihdamda şimdi o politikaların ve iyi yönetimin meyvelerinin toplandığını kaydetti.
Bakan Yılmaz, Türkiye'nin rüzgara ve modaya uymadığını, ülkenin tecrübelerine ve gerçeklerine dayalı politikalar ürettiğini, kararlı bir biçimde de uyguladığını belirterek, ''Güçlü bir hükümetin olması da Türkiye'nin büyük bir şansı oldu. Özellikle kriz ortamlarında, çalkantılı dönemlerde güçlü hükümetler ayrıca önem taşıyor'' dedi.
Tüketici ve üretici güveni arttı
Bakan Cevdet Yılmaz, bundan sonra önemli olanın sürdürülebilir büyümenin devam etmesi olduğuna işaret ederek, büyümenin ana unsurunu özel tüketim ve özel yatırım harcamalarının oluşturduğunu, toplam sabit sermaye yatırımlarında yüzde 30'a yakın, özel tüketim harcamalarında ise yüzde 30'un üzerinde bir artış olduğunu kaydetti. Bu durumun artan tüketici ve üretici güveniyle ilişkili olduğuna dikkat çeken Yılmaz, şöyle devam etti:
''Artan tüketici ve üretici güveni çerçevesinde, Türkiye'de yatırımların hızlandığını görüyoruz, yeni kapasitelerin oluştuğunu görüyoruz. Artan tüketimle birlikte kapasite kullanım oranlarının arttığını görüyoruz, bunun istihdama yansımalarını görüyoruz.
Sektörel olarak baktığımızda tarım sektörü geçen yıl pozitif kapanmıştı. Son gelen rakamlarla 2009 kadar yüksek olmasa da 2010 yılının da pozitif kapandığını görüyoruz. Büyümeyi asıl sürükleyen sektör sanayi. Özellikle imalat sanayi, ikincisi de hizmetler sektörü. Bu iki sektörde de çok büyük büyüme hızları görüyoruz.''
Doğru politikaları, tavizsiz uygulamamız lazım
Devlet Bakan Cevdet Yılmaz, bundan sonra da doğru politikaların taviz vermeden uygulanması gerektiğini belirterek, bu yılın seçim yılı olmasına rağmen seçim ekonomisi uygulamadıklarını söyledi.
Popülizm yapılırsa, bol keseden harcanırsa kısa vadede halkın çok hoşuna gidebileceğini ama orta ve uzun vadede kaynağı olmayan, temeli olmayan harcamaların sonucunda borç, faiz sarmalına girileceğini, güveninin kaybedileceğini ve bir süre sonra da ekonominin tepetaklak aşağı ineceğini kaydeden Yılmaz, önemli olanın maliye politikalarının sağlıklı, disiplinli bir şekilde götürülmesi olduğunu belirtti.
Yılmaz, şöyle devam etti: ''Bugünkü dünyada maliye politikalarını kötü götürdüğünüz anda hemen piyasalar bunu algılıyor ve cezasını görmeye başlıyorsunuz. Beklentiler bozuluyor, güven bozuluyor. Mutlaka disiplinli, düzgün, planlı, programlı hareket etmeniz gerekiyor. Diğer taraftan maliye politikanızla para politikanızı, diğer makro politikalarınızı entegre etmeniz, bütüncül bir şekilde yürütmeniz gerekiyor. Ayrıca, yapısal reformlardan taviz vermemeniz gerekir. Bir değişim gerektiği zaman statükocu davranıp, (buna şu ne der, buna diğeri ne der) diye düşünmeden, gerekli değişimleri zamanında gerçekleştirmeniz, yapısal değişimleri yapmanız gerekiyor. Bunları yaptığımız sürece Türkiye sürdürülebilir büyümeye devam edecek. Eğitimi bundan sonraki dönemde ben çok önemsiyorum. Ekonomiyle eğitim arasında çok büyük bir ilişki var. Önümüzdeki dönemde bu daha da belirginleşecek. İş gücü piyasalarımızın mutlaka daha esnek olması lazım. İş gücü piyasalarımızın değişimlere, dinamik bir şekilde ayak uydurması lazım, oradaki reformlarımız hem istihdam, hem de büyüme açısından gelecekte önem taşıyor. Bölgesel gelişme politikalarımız, KOBİ politikalarımız yine büyüme açısından çok önemli. Teknoloji, Ar-Ge politikalarımız yine sürdürülebilir büyüme açısından önem verdiğimiz alanlardan bazıları.'' YORUM YAZIN
|
|