AK Parti Dış İlişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Forum USA'dan Pınar Işık Ardor'un sorularını yanıtladı.
Suriye'de yaşanan gelişmeler ve çok tartışılan Suriyeli sığınmacılara değinen Yılmaz, olası yeni bir göç dalgası için; “Türkiye başından beri şunu savundu; Suriye içinde güvenli bölgeler oluşturup sorunu Suriye içinde çözelim” ifadesini kullandı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz yeni bir dalgada kapıyı açacak mıyız? Yoksa güvenli bölgelerde kamplar mı kurulacak? Sorusunu şu şekilde yanıtladı:
“Türkiye başından beri şunu savundu; Suriye içinde güvenli bölgeler oluşturup sorunu Suriye içinde çözelim. İlk yıllarda Türkiye'nin bu çağrılarına maalesef çok kulak verilmedi. Batılı müttefiklerimiz bu konuda Türkiye'nin çağrılarına sıcak bakmadılar. Ama bu iş uzadıkça herkes Türkiye'nin haklılığını gördü. Fırat Kalkanı, Zeytindalı Operasyonuyla oluşturduğumuz güvenli bölgelere 300 binden fazla Suriyeli geri döndü. Orada bir yaşam alanı bulmuş oldu. Bu da Türkiye'nin haklılığını gösterdi. Güvenli bir ortam oluşturduğunuzda, temel altyapı hizmetleri sunduğunuzda Suriye insanı da vatanına dönmek istiyor. Fırat'ın doğusunda da bir takım çalışmalar var. Türkiye bu tür sorunları Suriye içinde karşılama konusunda çok net tavır içinde. Tüm ilgili taraflarla da bunun müzakerelerini yapıyor ve bir anlayış birliği oluşturmaya çalışıyor. Yanız bunlar hep kriz yönetimi. Esas olan Suriye'de siyasi çözüm oluşturmak. Siyasi çözüm oluşturmadığınız sürece her an yeni krizler de doğabilir. En önemlisi Suriye'de siyasi bir çözümün oluşması. Bu konuda Türkiye inisiyatif almış durumda. Astana sürecinde Rusya ve İran'la birlikte BM'nin gözetiminde bir takım çalışmalar yürüyor biliyorsunuz. Bir anayasa yapılması gündemde. 150 kişilik grup oluşturuluyor. 50 rejim yanlısı 50 muhalif 50 de daha ortadan, tarafsız diyelim. Son aşamalara gelinmiş durumda. 6 kişinin isimlerinin belirlenmesi konusu var. Önümüzdeki günlerde onlar da netleştirilecek. Yeni bir anayasa yapım süreci başlayacak. Bununla birlikte gerek Suriye içindeki gerek Suriye dışındaki Suriyelilerin katılımıyla yeni bir seçim öngörülüyor. Bu seçimle birlikte de Suriye'de meşru, herkesin kabul edilebileceği bir rejim oluşmuş olacak.”